• Çağdaş Alman Sosyolojisi

Çağdaş Alman Sosyolojisi

  • 135,00 TL
  • 94,50 TL


  • Stok Durumu: Stokta var
  • 24 Saatte Kargoda

Ünlü siyaset bilimci Raymond Aron, bu çalışmasında sosyolojinin ana akımlarından biri olan Alman sosyoloji okulunun bir resmini çiziyor. Kavramsal ve tarihsel düzeyde derin bir perspektif içinde ele alınan eserde Weber, Simmel, Tönnies, Oppenheimer gibi isimlerin çalışmaları değerlendiriliyor. Raymond Aron bu incelemesinde ünlü sosyologların yapıtlarına doğrudan birincil kaynaklardan nüfuz ediyor. Alman sosyolojisinin diğer sosyolojilerden ayırt edici vasıfları, bu okul içinde tarihsel sosyolojinin şekillenmesi, paradigmatik kırılmalar, yöntem kaygıları, “anlam”a dayalı sosyolojik bir yaklaşımın felsefi zenginliği, fenomenolojik sosyoloji, bireycilik ve evrenselcilik arasında ara bir konumda yer alan Vierkandt, özellikle Weber’in birçok açıdan yorumu ve Simmel’in çelişkileri kitapta temas edilen belli başlı konular arasında yer almaktadır. Aron, en ileri düzeyde soyutlamalara başvururken sosyolojinin kurucu ilkelerinden ayrılmıyor: 

“Sosyoloji kültürün temel koşullarını, içinde doğduğu ortamı inceler; tabiri caizse, bireylerin kendi aralarındaki ilişkiler içinde biçimlendiği ve örgütlendiği şekliyle toplumun bizzat kendisini inceler. Kuşkusuz gerçek, fiilî bir biçimde de soyutlanmış bu toplumsal alanı hiçbir zaman temsil etmez; kendinde özel bir optiği geliştirmek, her zaman hattâ en istikrarlı, en karmaşık toplumsal oluşumlar içinde bile birbirlerine yaklaşan, birbirlerinden uzaklaşan, karşılıklı olarak birbirlerini etkileyen insanların kesintisiz, temel hareketlerini anlamak sosyologun görevidir. Böylece her zaman mevcut ama her zaman iyi bilinmeyen toplumsalın doğasının bilincine varabilecektir.”


  • Yazar: Raymond Aron
  • Kitabın Başlığı: Çağdaş Alman Sosyolojisi
  • Fransızca Özgün Metin: La Sociologie Allemande Contemporaine
  • Çeviren: Önal Sayın [Fransızca]
  • Yayına Hazırlayan: Taşkın Takış
  • Kapak Tasarımı: Harun Ak
  • Dizi Bilgisi: Doğu Batı Yayınları - 194; Sosyoloji Dizisi - 30
  • Basım Bilgileri: 1. Basım: Kasım 2017
  • Sayfa Sayısı: 158
  • ISBN: 978-975-2410-88-6
  • Boyutları: 14 x 21
  • Kapak Resmi: "Raymond Aron"

İkinci Basımın Önsözü

Giriş

Sistematik Sosyoloji

     I. Formel Sosyoloji

     II. Cemaat ve Toplum (Gemeinschaft und Gesellschaft)

     III. Fenomenolojik Sosyoloji

     IV. Evrenselci Sosyoloji

Tarihsel Sosyoloji

     I. Oppenheimer

     II. Kültür Sosyolojisi

     III. Bilgi Sosyolojisi

Max Weber

Sonuç

Kaynakça

Dizin

 

İkinci Basımın Önsözü

 

Bu ikinci basımda küçük düzeltmelerle yetindik. Bu kitap hiçbir zaman Alman sosyolojisinin tarihsel olarak tamamlanmış bir incelenmesi olarak tasarlanmadı. Benim düşünceme göre o, sadece on beş sene önce ve belki de günümüzde de halen, Fransa’da yanlış bilinen öğretilere bir giriş niteliğindedir. Bu kitap; Alman sosyologlarının mesele edindikleri sorunları, tercihen kullandıkları kavramları, araştırmalarına ilham kaynağı olmuş veya kendilerine iz bırakmış felsefeleri (Weltanschauungen) ortaya çıkarmayı hedefliyordu.

Hitler rejiminin iktidara gelmesi bir hayli önemli olduğunu düşündüğüm ekollerin veya eserlerin gelişmesinin birdenbire sona erdirdi. Alfred Weber, Karl Mannheim, Max Horkheimer’ın çevresindeki Zeitschrift für Sozialforschung ekibi çalışmalarına gurbette devam ettiler. Bu denemenin hedefini aşmadan ve çerçevesinden çıkmadan bu çalışmaları gözden geçirme olanağı bulunmuyordu.

 Paris, Ocak 1950.


1950 yılında, 1935’in metinini yeniden gözden geçirmemi gerektirmiş nedenler, günümüzde daha da zorlayıcı olarak devam etmektedir. Bu küçük kitap, 1933’ten önce gelişmiş biçimiyle Alman sosyolojisine sistematik bir giriş olarak kabul edilebilir.

 Paris, Temmuz 1960.

Giriş

 

Alman sosyologlarının 19. yüzyılın ansiklopedik sosyolojisini 20. yüzyılın sistematik sosyolojisinden ayırt etme alışkanlığı vardır. Comte ve Spencer’ın sosyolojisi insani geçmişin birliğini ve toplumun bütününü konu olarak ele alıyordu. Bu sosyoloji sosyal bilimlerin taçlanması ve senteziydi. Aynı zamanda tarihsel ve sistematik olan söz konusu sosyoloji, yasaları ve değerleri belirliyordu, insani düzeni doğaya bağlıyordu. İşte bu biçim altında Fransa ve İngiltere’den gelmiş sosyoloji, Almanya’da önce tanındı ve çoğu zaman reddedildi.

Yüzyılın başına dek, henüz yeni olan bir Alman sosyolojisinin var olduğu görülüyordu. 1895’e doğru M. Bouglé sosyal bilimleri incelediğinde, Simmel’in ahlâk, Jhering’in hukuk, Lazarus ve Steinthal’ın Völkerpsychologie (Halk Psikolojisi), Wagner’in ekonomi konusundaki çeşitli araştırmalarını örnek alıyordu. Başka bir deyişle, sosyal bilimler tinden veya sosyolojik yöntemden etkileniyordu. Hukukçular ve ekonomistler, günümüzde gerçek anlamıyla sosyolojiye ilişkin sorunların “yanında” incelemeler yapıyorlardı (bkz. 9 (I), s. I ve Spranger- Schmollers Jahrbuch, cilt 49, 1925, s. 157). Devlet ve siyaset biliminin varlığı bağımsız bir sosyolojinin oluşmasına da ket vurmaya katkıda bulunuyordu. Aksine, yüzyılın başından itibaren ve özellikle de savaştan bu yana, Alman düşünürleri, sosyoloji adı altında, özgün, özerk bir bilimi oluşturma çabası içine girdiler.

Kuşkusuz, geniş anlamında sosyolojik çalışmanın bir bölümü ve belki de en ilginç olanı tarihçiler, hukukçular, ekonomistler tarafından yerine getirilmeye devam edilmektedir. Teori ve ekonomik tarih, sosyolojik anlayışla dolu olarak kalmaya devam eder. Bunun dışında, özellikle bizim inceleyeceğimiz genel sosyolojinin dışında, sosyolojinin özel dalları da (hukuk sosyolojisi, ekonomi sosyolojisi vb.) vardır. Fakat verilen hüküm ne olursa olsun, en önemli eserlerini tanıtmak isteyeceğimiz tam anlamıyla bir sosyolojik kaynakça mevcuttur.

Ansiklopedik sosyolojide rastlanılan tüm beklentileri analitik sosyoloji yeniden ele almadı; Sosyoloji diğerleri arasında yer alan sosyal bir bilimdir ve insani tarihin ne anlamını ne de değerlerini yorumlamayı savlar. Ayrıca kendi içinde sosyoloji farklı alt bölümlere ayrılır. Formel sosyoloji ve tarihsel sosyoloji farklı sahaları araştırır: bir yanda temel sosyal ilişkiler, gruplaşma biçimleri, toplumun statik yapısı, diğer yanda yasalar veya en azından “burjuva toplumunun” oluş teorisi.

Kuşkusuz, tarihsel ekol ile sistematik ekol arasında, aynı zamanda felsefi karşıtlıklar vardır. Fenomenlerin özü somut biriciklik veya tarih ötesi genellikler içinde mi ortaya çıkmaktadır? Tarihsel ekol kültürü, nesnel oluşumları, Simmel veya Vierkandt ekolü ise insani eylemi, özellikle sosyal olanı ele alır. Aynı kavramlar, bir veya diğer ekolün kullanmasına göre, farklı bir anlam kazanabilir (bkz. 58, s. 245, 247). Tarihsel sosyolojinin anladığı anlamda sosyal sınıf, tarihin belirli bir noktasında yer almış aşağı yukarı metafiziksel bir bireyselliktir. Formel sosyoloji tarafından tanımlanmış sınıf, aynı koşula sahip (aynı gelir veya aynı yaşam biçimine) bireylerin bir araya getirilmesidir. Fakat böyle bir antitez hiçbir biçimde mutlak değildir, çünkü tarih felsefesinin sınıfı deneysel olarak tanımlanır olmalıdır ve analitik tanımla birleşmek zorundadır (hattâ Lukács’ta olduğu gibi, metafiziksel ayrıcalıkları muhafaza etse bile).

Bu iki ekolün aşılmaz bir karşıtlık tarafından ayrılmadığının en iyi kanıtını bize Max Weber’in eseri sunmaktadır. Gerçekten de Max Weber’in bu eserini hiçbir eğilime bağlamıyoruz, çünkü dâhiliği her ikisine de hâkimdir. Sözünü ettiğimiz Anlamacı Sosyolojinin Birkaç Kategorisi incelemesi ve bireysel eylemden hareketle kendi sosyal binasının inşası sistematik sosyolojiyle ilişkilidir. Weber’in ekonomi ve din ilişkileri konusundaki incelemeleri onu tarihsel ve Marksist geleneğe yaklaştırmaktadır. Hukuk, ekonomi ve din sosyolojileri (Ekonomi ve toplum içinde) sistematik ve aynı zamanda tarihsel olan bir sosyolojinin parçaları olarak sosyolojinin özel dalları gibi görünmektedir. Burada yan yana getirmek değil bir sentez söz konusudur. Din sosyolojisi toplumsal koşullar aracılığıyla dogmaları açıklar, içinde dinlerin kendilerini dile getirdikleri ve örgütlendiği grupları çözümler, insanların davranışlarında inancın yaptığı etkiyi araştırır.

Şu halde incelememizin teması ve planı da ortaya çıkmıştır: Sistematik sosyoloji ya da Alman vokabülerinde kendini empoze etme eğilimi gösteren gereği yokken sözün uzatılmasının (le pléonasme) yeniden ele alınması, toplum sosyolojisi (Gesellschaftssoziolgie), sonra da tarihsel sosyoloji, son olarak da Max Weber.

 

Raymond Aron (1905-1983)

Ünlü Fransız sosyolog, filozof ve siyaset bilimci. 1905’te Paris’te doğdu. 1922’de bakaloryasından sonra eğitimine École Normale Supérieur’de devam etti, doktorasını burada tamamladı. Jean-Paul Sartre ile tanıştı ve felsefe eğitimi için Berlin’de çalıştı. 1933’te Fransa’ya döndü ve Le Havre’da bir lisede felsefe öğretmenliği yaptı. Bir süre École Normale Supérieur’de Sosyal İncelemeler Merkezi’nin sekreterliğinde bulundu. 1939 yılında ise Toulouse Üniversitesi’nde sosyal felsefe profesörü oldu. II. Dünya Savaşı’nda Paris’in işgalinde Charles de Gaulle’ün önderliğindeki anti faşist direniş organı La France Libre gazetesini yönetti. Sonrasında Sartre ile birlikte ünlü Les Temps Modernes’i kurdular. Ayrıca uzun yıllar Le Figaro gazetesinin editörlüğünü üstlendi. Raymond Aron 1955’te Sorbonne’a profesör olarak atandı. 1981 yılından itibaren Collège de France’ta öğretim üyeliği yaptı.

Önal Sayın

1.1.1947 yılında Muş’ta doğdu. İlkokulu Bitlis ve Van’ın Başkale ilçesinde, or­taokulu Başkale’de, Liseyi Zonguldak’ta okudu. Lisans öğrenimini Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, Felsefe Bölümü, Sosyoloji Kürsüsünde gördü. Üniversite öğrenimi sırasında, Milli Eğitim Bakanlığı’nın Sosyoloji Kürsüsüne tahsis ettiği bursu kazandı. Üniversiteden mezun olduktan sonra bir yıl Amasya Lisesi’nde Felsefe grubu öğretmenliği görevinde bulundu. 1970 yılında Milli Eğitim Bakanlığı’nın yurtdışı doktora öğrenimi sınavını kazandı. Doktora eğitimini görmek için Fransa’ya gitti. 1975 yılında eğitimini başarıyla tamamlayıp yurda döndü. Bir süre Milli Eğitim Bakanlığı’nda görev yaptı. 1977 yılında, Ege Üniversitesi, Sosyal Bilimler Fakültesi, Davranış Bilimleri Bölümü için açılan asistanlık sınavını kazandı ve göreve başladı. Tüm akademik yaşamını bu üniversitede sürdürdü. 1982’de  doçent, 1990 yılında da profe­sörlük unvanlarını kazandı.

İndirimli Setler

Baudrillard Kitaplığı

İndirimli Fiyat: 1.345,05 TL 1.494,50 TL

Kazanç: 149,45 TL

Mevcut Seçenekler:

Baudrillard Kitaplığı

İndirimli Fiyat: 1.345,05 TL 1.494,50 TL

Kazanç: 149,45 TL

Mevcut Seçenekler:

Baudrillard Kitaplığı

İndirimli Fiyat: 1.345,05 TL 1.494,50 TL

Kazanç: 149,45 TL

Mevcut Seçenekler:

Baudrillard Kitaplığı

İndirimli Fiyat: 1.345,05 TL 1.494,50 TL

Kazanç: 149,45 TL

Mevcut Seçenekler:

Baudrillard Kitaplığı

İndirimli Fiyat: 1.345,05 TL 1.494,50 TL

Kazanç: 149,45 TL

Mevcut Seçenekler:

Baudrillard Kitaplığı

İndirimli Fiyat: 1.345,05 TL 1.494,50 TL

Kazanç: 149,45 TL

Mevcut Seçenekler:

Baudrillard Kitaplığı

İndirimli Fiyat: 1.345,05 TL 1.494,50 TL

Kazanç: 149,45 TL

Mevcut Seçenekler: