• Oryantalizm: Tartışma Metinleri

Oryantalizm: Tartışma Metinleri

  • 330,00 TL
  • 231,00 TL


  • Stok Durumu: Stokta var
  • 24 Saatte Kargoda

Edward Said’in Şarkiyatçılık kitabının yayımlanışının ardından Batı’daki entelektüel çevreler tuhaf bir gürültüyle uyandılar. Yabancısı oldukları bir sesti bu… Kendi üniversitelerinde yetişmiş, klasik kültüre hâkim, edebiyat ve filoloji uzmanı olan Edward Said, Doğu ve Batı ilişkilerinde yeni tezler gündeme getiriyor, kuşkusuz kendine özgü, muhalif entelüktüel bir tat katarak Batılı bilincin yansıdığı aynayı kamuoyuna sunuyordu.

İlk bakışta bu cesur çıkış küçümsense de, Said katı ve geleneksel bir sahayı yerinden oynatabilmeyi başarabildi. Artık oryantalizm, klasik dil çalışmalarına vurgu yapan bir ‘disiplin’ olmaktan çok, her geçen gün kendi içinde dönüşerek, bir söylem, hükmetme geleneğinin bir parçası olarak literatürde yer etmeye başladı. Bu alanın armağan ettiği yeni cümlelerle söyleyecek olursak, Batı’nın ötekine bakışı ‘oryantalist bir perspektifte’ dile getiriliyordu. Ortadoğu’daki sıcak gelişmelerin arka planında oryantalizmin iki yüz yıllık sorusu gündeme gelmekteydi.

Said, zor olanı denemiş, Batı’nın Doğu’ya bakışındaki terimleri tersine çevirebilmişti. Sömürgeciliğin “keşif kolları” sadece ekonomik ve politik bir bakışla değerlendirilmiyor, edebî metinler üzerinden hareketle çarpık kareler teorik bir çerçevede işaretleniyordu. Doğu’nun nasıl keşfedildiği sorusu ise can alıcı önemdeydi. 18. yüzyıldan itibaren Batı, derin istek ve arzularıyla Doğu’yu keşfe çıkarken pek de masum sayılmayacak bu keşif çabası, beraberinde birçok şeyi de götürmüştü. Chateaubriand, Lamartine, Nerval ve Flaubert’in yazılarında hayalî bir Doğu coğrafyası yaratılırken veya Oryantalist ressamların tablolarında egzotik ve dişil kompozisyonlar kullanılırken, aslında sıradan Batılı bireyin zihninde klişelerle yüklü bir Doğu inşa edilmekteydi.


  • Editör: Aytaç Yıldız
  • Kitabın Başlığı: Oryantalizm: Tartışma Metinleri
  • Çevirenler: Salih Akkanat, Ferit Burak Aydar, Yasemin Çına, Melike Kır, Birgül Koçak, Aytaç Yıldız
  • Kapak Tasarımı: Mr. Z & Z
  • Dizi Bilgisi: Doğu Batı Yayınları - 28; Sosyoloji Dizisi - 8
  • Basım Bilgileri: 3. Basım: Aralık 2022  [1. Basım: Mart 2007]
  • Sayfa Sayısı: 504
  • ISBN: 978-625-8123-36-4
  • Boyutları: 15,5 x 23,5

Sunuş

 

I. BÖLÜM

Edward W. Said (1935–2003)
     Andrew N. Rubin

Krizdeki Oryantalizm
     Enver Abdülmelik

“Oryantalizm” ve Eleştirmenleri
     Fred Halliday

“Post”ta Bir Şey Yok Mu? Said ve Post-Kolonyal Entelektüeller Sorunu
     Patrick Williams

Oryantalizm Üzerine
     James Clifford

Entelektüelin Temsilleri’nde Entelektüel Temsilleri
     Neil Lazarus

Edward Said ve Michel Foucault: Benzerlikler ve Uyumsuzluklar
     Karlis Racevskis

Helenizm ve İmparatorluk: Edward Said’i Okumak
     Phiroze Vasunia

Oryantalizm Sorunu

     Bernard Lewis

Said’in Hümanizmi

     Emily Apter

 

II. BÖLÜM

Osmanlı Oryantalizmi
     Ussama Makdisi

Auerbach İstanbul’da: Edward Said, Seküler Eleştiri ve Azınlık Kültürü Sorunu        
     Aamir R. Mufti

Sürekli Çoğalan Oryantalizmler: Eski Yugoslavya Örneği
     Milica Bakić- Hayden

Ulusal Sorun: Said, Ahmad, Jameson
     Michael Sprinker

Özdeşsizlik Politikaları: Adorno, Postmodernizm ve Edward Said
     Fred Dallmayr

Kudretli Kalem: Tersyüz Edilen Sömürgeciliğin Çifte Standartları
     Ernest Gellner

Oryantalizm ve Orta Doğu Feminist Çalışmaları
     Lila Abu-Lughod

Oksidentalizm: Tersine Dönmüş Bir Dünya
     James G. Carrier

 

Yazarlar Hakkında

Sunuş

 

Batı’nın kendi dışında olana dair algısını analiz eden, belki de en sistematik ve kapsamlı çalışma, 20. yüzyılın son çeyreğinde göründü. Edward W. Said, Orientalism (1978) adlı bu eserinde kadim Doğu-Batı ilişkisini yeniden ele almakta ama bu kez söz konusu ilişkinin tarihsel süreçteki niteliğini farklı bir bakış açısı ve yepyeni bir teorik düzlem eşliğinde tartışmaktaydı. O zamana değin entelektüel arenada Doğu-Batı sorunsalı, büyük oranda Avrupa sömürgeciliği, ırkçılık ve emperyalizm gibi geniş ve genel kavramlar altında, yakın-dönem tarihsel olaylar ve güncel siyasi gelişmelerle birlikte ele alınırken, 1978’den sonra meselenin aslında hiç de göründüğü kadar basit olmadığı ortaya çıkmıştı. Said, Batı’nın mevcut siyasi, ekonomik ve kültürel tahakkümünün gerisinde çok daha köklü ve karmaşık bir mekanizmanın işlediğini fark etmiş, bu mekanizmanın alabildiğine uzun bir zaman diliminde izini sürerek, onun yapısını, içeriğini, düzenini ve sonuçlarını etkili bir üslupla gözler önüne sermişti. Ağırlıklı olarak Foucault’dan aldığı teorik zemin bağlamında, Batı’nın, ötekisi olarak Doğu denen bir mefhum icat ettiğini, bunun hayalî bir coğrafya, kurgusal bir tasarım ve güç-merkezli bir algıya yaslandığını ortaya koyuyordu. Foucault’nun bilgi ve güç arasındaki ilişkisi ve temsil kavramını, oryantalizme uygulayan Said, Doğu hakkındaki her türlü bilginin, onu işaretleyen, çerçeveleyen ve inşa eden bir söylemin (oryantalist söylem) nedeni ve sonucu olduğunu ve son kertede Doğu’yu Batılı gücün tahakkümüne ve sömürüsüne açma yönünde hizmet gördüğünü ileri sürmekteydi. Bunun için yüzyıllara yayılmış metinsel devasa bir oryantalist külliyat birikmişti. Doğu hakkında yazanlar, konuşanlar, siyasetçiler, seyyahlar vb. her biri oryantalist yapıya bir biçimde eklemlenmiş, onun kuşaklar arası aktarımı ve geçişkenliğinde kendilerine düşen rolü oynar durumdaydı. Bu nedenle de söz konusu ilişki, metinsel bir ilişki olduğu için, oryantalizm de bir söylem olarak kavramsallaştırılmaktaydı, Said’in deyimiyle, Doğu ile ilgili metinler Doğu’yu yaratmıştı; oryantalist söylemde, Doğu’nun metinselliği ile onun gerçekliği arasında herhangi bir örtüşmenin aranmasına gerek yoktu.

Said’in eseri 1979’da İngiltere’de ve bir yıl sonra da Fransa’da yayımlanınca, geniş bir okuyucu kitlesine ulaştı ve önemli açılımlara öncülük etti. Edebiyattan siyaset bilimine, feminizmden kültürel çalışmalara ve antropolojiye kadar yayılan bir sahada yeni tartışmaların başlamasına yol açtı. Bu süreç, Said’in argümanlarını coşkuyla karşılayanlar kadar, ona son derece mesafeli (hattâ bazen beklenenden de sert) yaklaşanların itirazlarını da gün yüzüne çıkardı. Zaman içinde belirginleşen eleştiriler birkaç noktada toplanmaktaydı. Metodolojik açıdan Said’in bilhassa Foucault’yu, zorlayıcı ve keyfî biçimde kullandığı, ontolojik bir Doğu-Batı ayırımı varmış gibi davranmakla kalmayıp tehlikeli biçimde bunu yeniden ürettiği, Ortadoğu’daki kimi radikal oluşumlara ilham kaynağı olduğu belirtilmekteydi. Onun en sıkı muhalifi Bernard Lewis ile Aijaz Ahmad ve Ernest Gellner bu grubun başını çekmekteydi. Gene Said’in bir disiplin olarak oryantalizmin Doğu dili, kültürü ve tarihi için sağladığı yararlara fazlasıyla umursamaz yaklaştığı, kendine has bir seçicilikle bazı ülkeleri analizine katarken bazılarını –tezini boşa çıkarabileceği için– dışarıda tuttuğu ve neredeyse her yönüyle “Batı”da yetişip eğitim görmüş ve zihinsel donanımını bu kültüre borçluyken, şimdi nasıl olup da kendisini bu gerçeklikten münezzeh kılabildiği sorusu dillendirilmekteydi. Said’in bundan sonraki bütün çalışmaları aslında Oryantalizm’de tartıştığı meselenin daha farklı ve özgün boyutlarını, yeni başlıklar açarak genişletmek olacaktı. Filistin Sorunu, Haberlerin Ağında İslâm ile Kültür ve Emperyalizm çalışmaları hem bu amaca matuf hem de yukarıdaki eleştirilere kısmen cevap niteliğindeydi. Eklemek gerekir ki, Said’in bu müdahalesi, o zamana değin “otoriter” konumlarında akademik araştırmalarını sürdüren oryantalist camiayı ciddi anlamda endişeye sevk etmiş ve yapısal değişime zorlamıştır. Bunun en bariz göstergesi, geleneksel olarak düzenlenen Uluslararası Oryantalistler Kongresi’nin 1980’lerin başındaki toplantısında, bundan böyle “oryantalist” sıfatının kullanılmaması kararının alınmış olmasıydı.

Edward Said’in sosyal bilimlere getirdiği yeni soluk ve perspektif, genel anlamıyla akademik/entelektüel camiada geniş yankı bulmuş olmasına ve “paradigma kurucu” olarak farklı araştırma birimlerinin doğuşuna/gelişimine yol açmasına karşın, Türkiye’de görece daha sessiz karşılanmış ve bir nebze de görmezden gelinmiştir. Bu, üzerin­de derinlemesine düşünülmeyi hak edecek kadar ilginç bir durumdur. Türkiye’de Said ve Oryantalizm’den ilk kez geniş biçimde Cemil Meriç söz etmişti. 1980 yılında mezkur eseri Fransızca tercümesinden okuyup, Boğaziçi Üniversitesi’nde aynı yıl içinde “oryantalizm” başlıklı bir konferans veren Meriç, Said’e açıkça övgüler dizmesine rağmen, birkaç yıl sonra konuyla ilgili kaleme aldığı bir başka yazıda, mesafeli ve kararsız bir tutum takınmıştır. Temel eleştirisi, Said’in bütün oryantalistleri topyekûn suçluyor olmasıydı; Said’in hedefindeki isimlerin, Cemil Meriç’in de şahsi tefekkür haritasının esas kaynaklarını oluşturuyor olması bu karşılaşmada en dikkate değer olan husustu. Onun bu yaklaşımının, devam eden yıllarda –özellikle kendisiyle temas halinde olan– Türk aydının oryantalizmle ilgili algısında etkili olduğunu ifade etmek gerekmektedir.

Oryantalizm’in Türkçeye çevrildiği 1982 yılından bugüne, meseleyi Türkiye odaklı ele alan bazı çalışmaların ortaya konduğunu görmek mümkün. Hasan Bülent Kahraman ve Meltem Ahıska “Kemalizm”, Jale Parla “edebiyat”, Alim Arlı “Şerif Mardin” eksenli eleştirel metinleriyle ve değişik zamanlarda kaleme aldığı yazılarıyla Hilmi Yavuz, doğrudan bu ülkenin toplumsal ve tarihsel tecrübele­ri­ne/meselelerine, Oryantalizm’den –az ya da çok– mülhem bir eleştirellikle yaklaşmış olsalar da, Mahmut Mutman’ın deyimiyle, Said’in ve eserlerinin Türkiye’de ciddi ve derinlemesine bir kuramsal ilgi uyandırmadığı gerçeği daha ağır basmaktadır. Söz konusu duruma açıklama getirilmek istendiğinde, genellikle iki tip argümanın sıklıkla öne çıktığı görülmektedir. Bunlardan ilki Said’in sunduğu paradigmanın, çoğunlukla Batı’nın sömürgeci yayılmacılığından nasibini almış ülkeler için söz konusu olduğu ve buralarda tarihsel/toplumsal gerçeklik tabanı bulabildiği şeklindedir. Oysa hiçbir zaman, bilfiil Batı sömürgesi olmamış Türkiye’de, Said’in öne sürdüğü perspektifin yaygın bir teorik ilgi uyandırmasını beklememek gerekirdi. Diğeri ise daha spesifik bir görüştür. Bilindiği üzere Said, Osmanlı İmparatorluğu’nu, yürüttüğü tartışma içinde doğrudan ele alıp irdelemez; daha çok Osmanlı topraklarında olup biten tarihsel malzemeyi ya da ilişkileri kendi tezi bağlamında derler toparlar. Bundan ötürü, Türkiye’de yapılan Said tartışmalarına yakından bakıldığında, “Osmanlı’nın Said’deki yokluğu” meselesinin ve bu yokluğun aslında ne anlama geldiğine dair bir tartışmanın olduğunu ve yönlendirici bir etki taşıdığını söylemek yanlış olmaz. Osmanlı örneğinin, Said’in tezini yer yer zora soktuğu şeklindeki ciddi değerlendirmelere olduğu kadar, Said’in asıl meselesinin Araplar olduğu gibi yüzeysel değerlendirmelere de kapı araladığını belirtmek gere­kir. Ayrıca dikkatlerden kaçmaması lazımdır ki, Said’in 1978’den sonra kaleme aldığı (ve mesela Kültür ve Emperyalizm gibi) önemli çalışmaları, ülkemizde Oryantalizm’in gölgesinde kalmış, maalesef çok az konuşulup tartışılmıştır.

Öte yandan daha geniş açıdan bakıldığında, neredeyse iki yüzyıldır, önünde bir yumak gibi duran ve adına ister “batılılaşma”, ister “çağdaşlaşma” isterse “modernleşme” densin, özünde “Doğu-Batı” ikiliği etrafında ve bağlamında devam eden hayati bir meseleye sahip Türk aydınının, bu meseleyi doğrudan kesecek bir tarzda Said’in yeni baştan düşünme davetine yeterince ilgi göstermemesi, üzerinde ciddiyetle durulması gereken bir mevzudur. Gerek bir hegemonik güç olarak Batı’yla gerekse içeride ve dışarıda yerleşik “iktidar”la apaçık sorunları olan bir toplumun ve aydınlarının, gerçekte bir iktidar analizi olan oryantalizm eleştirilerine (bu ad altında olmasa bile) daha yakın durmaları beklenirdi. Çünkü mesele Said’in argümanlarını kabul etmek, tasdiklemek yahut küçük görüp reddetmek değil; yerel yahut evrensel iktidarın dayatmalarından kaynaklı mevcut sıkıntılar karşısında entelektüel tavır alabilmenin yollarını oluşturmaktır.

Bugün, üstünlük duygusu ile hareket eden ve bu minvalde dünyanın geri kalanı üzerinde siyasi/ekonomik tahakkümünü sürdürmeyi doğal hakkı olarak görmekte ısrar eden yanıyla Batı’nın yeni arzularının sahneye konduğu bir zaman diliminde yaşıyoruz. Tüm yaşananların bir sembolü olarak, emperyalizmin tepesinde konumlanmış olan ABD’nin “Irak’a demokrasi götürüyoruz” nidasının, Büyük Ortadoğu Projesi de hesaba katıldığında, nasıl bir tarihsel, kültürel ve siyasal arka planın doğal sonucu olduğunu anlamak demek, oryantalizm çarkının envanterine yeniden bakabilmeyi gerek­tirmektedir. Bu son unsur, özne-nesne konumlanmasının uzun zamandır sahip olduğu tek boyutlu yapının tersine çevrilebilmesi sürecinde de birinci derecede önem arz etmektedir. Bunun için gerçek­ten bir öz-bilince ve sorgulamaya gidecek koridorun açılabilmesi kendi başına yeterli olabilir. Metaforik anlamda Batı’yı bir “göz” olarak tahayyül etmek, “öteki/doğu”lu olarak gözetlenerek yönlendirilen olmaktan uzaklaşıp, kendi “bakışı” olan ve “görüp yönlendiren” olmaya doğru bir dönüşümün de başlangıcını oluşturabilir.

Türkiye’de oryantalizm tartışmaları ile ilgili çeviriler bir yana telif eserlerde de gittikçe artan bir hareketlilik gözlemlenmektedir. Edward Said’in Oryantalizm’i ilk defa 1982 yılında Türkçeye (Pınar Yayınları, çev. Selahattin Ayaz) çevrildi ve geçen sürede ­taranabildiği kadarıyla ilgili şu telif eserler kaleme alınmış durumda: Jale Parla, Efendilik, Şarkiyatçılık, Kölelik (İletişim Yay., 1985), Ahmet Parlaşık (der.) Oryantalizmin Soruları (İnsan Yay., 1995), Yasin Aktay/Abdullah Topçuoğlu, Postmodernizm ve İslam, Küreselleşme ve Oryantalizm (Vadi Yay., 1996), Fuat Keyman, Oryantalizm, Hegemonya ve Kültürel Fark (İletişim Yay., 1999), Ali Osman Öztürk, Alman Oryantalizmi (Vadi Yay., 2000), İsmail Süphandağı, Oryantalizm (Gelenek Yay., 2002), Yücel Bulut, Oryantalizmin Eleştirel Kısa Tarihi (Yöneliş Yay., 2002), Hilmi Yavuz, Modernleşme, Oryantalizm ve İslam (Boyut Yay., 2003), Medya Yeğenoğlu, Sömürgeci Fanteziler (Metis Yay., 2003) ve Alim Arlı, Oryantalizm, Oksidentalizm ve Şerif Mardin (Küre Yay., 2004). Öte yandan Doğu Batı dergisinin 2002 yılı Ağustos ayında iki cilt halinde yayımladığı “oryantalizm sayısı”nın, Türkiye’de konu üzerine hazırlanmış en yetkin ve kapsamlı kaynaklardan biri olduğunu hatırlatmak yerinde olur. Yanısıra Toplumsal Tarih (sayı, 119; 2003), Marife (sayı, 3; 2003), Virgül (Eylül, 1997) dergileri de daha sınırlı olmakla birlikte oryantalizm ağırlıklı sayılar hazırlamıştır.

Bu derlemeyi oluşturan yazıların seçiminde, öncelikle Türkiye’de alanla ilgili pek yapılamamış fakat yapılması arzulanan tartışmalara kaynaklık edebilecek önemli ve etkili isimlerin metinlerinin okuyucuya sunulması hedeflendi. İkinci olarak, yayımlandığı tarihten günümüze kadar geçen sürede Oryantalizm’in, sosyal bilimlerde hangi ölçekte etki yaptığını, ne kadar geniş bir alanı belirlemeye devam ettiğini göstermek de bir diğer amaç olarak öne çıktı. O nedenle elden geldiğince değişik alanlardan inceleme örneklerini sunma çabası güdüldü. Derleme kendi içinde iki ana bölüme ayrıldı. Okuyucuya kolaylık sağlayacağı düşüncesiyle, ilk bölümde ağırlıklı olarak Edward Said ve Oryantalizm odaklı klasik tartışmalara, ikinci bölümde ise mümkün olduğunca Oryantalizm’den kaynaklı yahut olumlu/olumsuz bir şekilde ondan beslenen yazılara yer verildi. Ama gene de iki bölümün keskin hatlarla ayrışmadığını tekrar etmekte yarar var. Her halükârda, elinizdeki kitap şayet oryantalizmle ilgili yeni çalışmaların ve tartışmaların harekete geçmesinde küçük de olsa pay sahibi olabilirse, amacına varmış olacaktır.

Derlemenin bir yıldan fazla süren hazırlık sürecinde, Doğu Batı Yayınları genel yayın yönetmeni Taşkın Takış her zamanki kararlılığı ile engellerin aşılmasında büyük gayret gösterdi. Kendisine içten teşekkürlerimi sunuyorum. Gene Doğu Batı Yayınlarının tüm çalışanlarına, özellikle Şermin Korkusuz’a katkıları için minnettarım. Metinlerin çevirilerini yapan Ferit Burak Aydar, Birgül Koçak, Yasemin Çına, Salih Akkanat ve Melike Kır’a ve çeviri-metinlerin kritiğinde yardımlarını esirgemeyen Metin Eren ile sabır timsali Hasan Satılmışoğlu’na ayrıca müteşekkirim.

Aytaç Yıldız
2007

 

Fred Halliday 
London School of Economics’te öğretim üyesidir. Or­ta Doğu üzerine çalışmalarıyla tanınan önemli araştırmacılardan bi­ridir. Doktora tezi Güney Yemen’le ilgilidir. Altı dil bilen Halliday, dü­zenli ola­rak BBC, ABC, El-Cezire ve CBC’nin bazı programlarına yo­rum­cu olarak katılmaktadır. Ayrıca siyaset bilimi ve uluslar arası ilişkiler ala­nında yayımlanmış çok sayıda makalesi bulunmak­ta­dır. Ya­zarın önem­­li eserleri The Middle East in International Relations: Power, Po­litics and Ideology (Cambridge UP, 2005) ve 100 Myths about the Middle East (Uni­versity of California Press, 2005) adlı ça­lışmalardır.

 

Enver Abdülmelik 
Mısırlı sosyal bilim­cidir. 1963 gibi erken bir tarihte kaleme aldığı “Krizdeki Oryantalizm” adlı makalesiyle adın­dan söz et­tirmiştir. Eserleri ara­sı
n­da, Egypt: Military Society (Random Ho­use, 1968); Ideologie Et Rena­is­­sance Nationale L'Egypte Moderne (Edi­tions Anthropos, 1969); La dia­lectique sociale (Editions du Seuil 1972); Na­tion and Re­vo­­lution: Social Dialectics (State Univ of New York Press, 1981); Contemporary Arab Po­litical Thought (Zed Books, 1984) bu­lun­­mak­tadır.

 

Emily Apter 
New York Üniversitesi Sanat ve Bilimler Fakültesi Kar­şılaştırmalı Edebiyat bölümünde öğretim üyesidir. Temel ilgi alanları 19 ve 20. yüzyıllar Fransız edebiyatı, kültürel çalışmalar ve eleştirel teoridir. Yayımlanmış eserleri şunlardır: Continental Drift: From National Cha­rac­ters to Virtual Subjects (University of Chicago Press, 1999); Fetis­hism as Cultural Discourse, ed. with William Pietz (Cornell Uni. Press, 1991; Feminizing the Fetish: Psychoanalysis and Narrative Ob­ses­sion in Turn-of-the-Century France (Cornell UP, 1991).

 

Milica Bakić-Hayden 
Pittsburgh Üniversitesi Din Çalışmaları bölü­mün­de görev yapmaktadır. Belgrad Üniversitesi’nden sonra gittiği ABD’de Chicago Üniversitesi’nde doktorasını tamamlayan Hayden, Gü­ney Asya ve Balkanlar üzerine uzmanlaşmıştır. Temel inceleme alanları, Hint din­leri, oryantalizm, Doğu Ortodoks Hıristiyanlığı, Balkan kültür­leri ve top­lumları ile karşılaştırmalı mistisizmdir. Değişik dergilerde ya­yım­lamış çok sayıda makalesi bulunmaktadır.

 

Neil Lazarus 
Warwick Üniversitesi Karşılaştırmalı Edebiyat bölümü öğ­retim üyesidir. Temel araştırma sahası postkolonyal edebiyat, post­ko­lon­yal teori ile emperyalizm ve milliyetçiliktir. Ayrıca Marxizm ve Frank­furt Okulu ilgili değişik makaleleri yayımlanmıştır. Yazarın temel eser­leri,
Re­sistance in Postcolonial African Fiction (Yale, 1990); Nati­ona­lism and Cultural Practice in the Postcolonial World (California UP, 1999) ile Marxism, Modernity and Postcolonial Studies (California UP, 2002) olarak sıralanmaktadır.

 

Lila Abu-Lughod 
Columbia Üniversitesi Kadın Çalışmaları bölümünde öğretim üyesidir. Harvard Üniversitesi’ndeki doktora eğitiminin ardın­dan New York ve Princeton Üniversitelerinde bir süre dersler verdi. Sa­ha çalışmaları ile kadın çalışmaları arasında köprü kurulabilmesi yo­lun­da aktif rol oynadı. Karşılaştırmalı Müslüman Toplum İncelemeleri ko­mi­tesinin bir süre başkanlığını da yürüten Abu-Lughod’un yayım­lan­mış eserleri şöyledir: Dramas of Nationhood: The Politics of Television in Egypt (University Of Chicago Pres, 2004); Veiled Sentiments: Honor and Poetry in a Bedouin Society (The American University in Ciro Press 1987); Remaking Women: Feminism and Modernity in the Middle East (Princeton UP, 1998).

 

James Clifford 
California Üniversitesi’nde akademik yaşamını sür­dü­ren Clifford, antropoloji alanının dünya çapında etkili isimlerden biridir. Lon­don School of Economics’te lisans, Standford Üniver­site­si’nde yük­sek lisans ve Harvard Üniversitesi Tarih bölümünde de dok­tora (1969) yapmıştır. Son zamanlarda daha çok yerel kültür odaklı ça­lış­maktadır. Yayımlanmış ana kitapları şunlardır: Person and Myth: Maurice Leen­hardt in the Malenesian World (University of California Press, 1982); Writing Culture: the Poetics and Politics of Ethnography, with George Mar­cus, ed. (University of California Press, 1986), The Pre­di­cament of Culture: Twentieth Century Ethnography, Literature and Art (Harvard UP, 1988); Routes: Travel and Translation in the Late Twentieth Cen­tury (Harvard UP, 1997); On the Ed­ges of Anthro­polgy (2003).

 

Phiroze Vasunia 
Reading Üniversitesi Klasikler bölümünde görev yap­maktadır. Kültürel ve entelektüel tarih, temel çalışma sahasıdır; ayrıca em­peryalizm ve oryantalizm tarihi ile bağlantılı olarak karşıt-kültürlerin etkileşimi konusunda da incelemeler yapmaktadır. Son olarak Klasikler ile İngiliz İmparatorluğu arasındaki ilişki üzerine bir araş­tırması yakın zamanda yayımlanacaktır. Vasunia’nın tamamlanmış iki kitabı bulun­mak­tadır: Zarathushtra and the Religion of Ancient Iran: The Greek and Latin Sources in Translation (Bombay, Cama Oriental Institute, 2007); The Gift of the Nile: Hellenizing Egypt from Aeschylus to Alex­an­der (University of California Press, 2001).

 

Ussama Makdisi 
Doktora eğitimini Princeton Üniversitesi’nde ta­mam­layan Makdisi, ABD’de Rice Üniversitesi Tarih bölümünde öğretim üye­sidir. Esas ilgi alanları Osmanlı Arap ilişkileri ve Amerikan misyo­nerlik tarihidir. Halihazırda Amerika ve Osmanlıların hoşgörü anlayışlarının 19. yüzy
ıldaki karşılaştırmalı tarihi üstünde çalışmaktadır. Arap-İsrail çatış­ması ve Ortadoğu ile de ilgilenen yazar, merhum Edward Said’in de ku­­zenidir. Makdisi’nin The Culture of Sectarianism: Community, His­tory, and Violence in Nineteenth-Century Ottoman Lebanon (University of Ca­­lifornia Press, 2000) adlı eseri yayımlanmıştır.

 

Patrick Williams 
Nottingham Trent Üniversitesi Sanat ve Beşeri Bilim­ler bölümünde çalışmaktadır. İlgilendiği temel alanlar postkolonyal ça­lış­­malar, kültür kuramı ve film incelemeleridir. Başta Fas olmak üzere, değişik ülkelerde aka­demik düzeyde dersler veren Williams’ın şu eserleri vardır: An Int­roduction to Post-Colonial Theory with P. Childs (Pren­tice Hall, 1997); Edward Said, ed. (Sage Publications, 2001); Colonial Dis­course/Post-Colonial Theory (Columbia UP, 1994).

 

Aamir R. Mufti 
Columbia Üniversitesi’nde doktora eğitimini tamam­lamış olan Mufti, aynı üniversitesinin Karşılaştırmalı Edebiyat bölümün­de öğretim üyesi olarak bulunmaktadır. Marxizmden estetiğe, azınlık kül­türünden insan haklarına ve antropoloji tarihine kadar geniş bir alan­da okumakta ve üretmektedir. Hindistan ve Britanya merkezli kolonyal ve postkolonyal edebiyat incelemeleri ise bir diğer özel uğraş sahasıdır. Critical Inquiry, Boundary 2 ve Social Text gibi dergilerde çeşitli ma­ka­le­leri yayımlanmıştır. Yazarın Dangerous Liaisons: Gender, Nation, and Post­colonial Perspectives , ed., (University of Minnesota Press, 1997) ve Enlightenment in the Colony: The Jewish Question and Dilemmas in Postcolonial Culture adlı eserleri mevcuttur.

 

Michael Sprinker 
1999 yılında yaşamını yitiren Sprinker özellikle Alt­husser, Benjamin ve Bertolt Brecht gibi aydınlar üzerine çalış­mala­rıyla tanınmıştı. New Left Review ve Verso gibi saygın dergilerde uzun süre editörlük yapt
ı. Aijaz Ahmad vd. tarafından ölümünden son­ra hazır­lan­mış A Singular Voice: Collected Writings of Michael Sprin­ker adlı bir çalışma vardır. Temel eserleri şunlardır: A Counterpoint of Dis­­sonance": The Aesthetics and Poetry of Gerard Manley Hopkins (Johns Hopkins UP, 1980); History and Ideology in Proust: A la rec­herc­he du temps per­du and the Third French Republic (Cambridge UP, 1994); Imagi­nary Relations: Aesthetics and Ideology in the Theory of His­­torical Ma­terialism (Verso, 1987); Edward Said: A Critical Reader, ed., (Blackwell Publishing, 1993); Althusserian Legacy, ed., (Verso Books, 1992).

 

Fred R. Dallmayr 
Notre Dame Üniversitesi’nde, Siyaset Bilimi ve Fel­sefe bölümlerinde öğretim üyesidir. Avrupa düşüncesi üzerine uzman bir si­yaset ku­ramcısıdır. Karşılaştırmalı felsefe, Ba­tı-dışı siyaset felsefesi (İslâm, Hinduizm, Budizm ve Konfüçyüsçü­lük), kül­tür­lerarası diyalog ve küresel insan haklarıyla ilgilenmektedir. Çalış­maları ara­sında, Beyond Orientalism: Essays on Cross-cul­tural En­counter (l996); Alternative Vi­sions: Paths in The Global Village (l998); Ac­hie­ving Our World: To­ward A Global and Plural Democracy (2001); Dia­logue Among Civi­lizations: Some Exemplary Voices (2002); G. W. F. Hegel: Modernity and Politics, (2002); Peace Talks-Who Will Lis­ten? (2004); ve Small Wonder: Against Some Self-Images of the Age yer almaktadır.

 

Andrew N. Rubin 
Georgetown Üniversitesi İngilizce bölümü öğretim üye­sidir. Yüksek Lisans ve doktorasını Columbia Üniversitesi’nde ta­mam­layan Rubin’in temel ilgi inceleme alanları edebiyat ve kültürel ça­lış­malardır. Archives of Authority: Empire, Culture and the Cold War (Uni­­versity of California Press, 2007) aslı kitabı yayımlanmıştır. Ayrıca The Edward Said Reader (Granta Books, 2001) ile Adorno: A Critical Reader (Blackwell Publishing, 2001) kitaplarının da ortak editörlüğünü üst­lenmiştir. The South Atlantic Quarterly, The Journal of Palestine Stu­dies, The Nation, The New Statesman ve Al-Ahram gibi farklı yayın or­ganlarında 20. yüzyıl kültürü ve politikaları üzerine pek çok yazı ka­leme almıştır.

 

Karlis Racevskis 
Ohio Üniversitesi Beşeri Bilimler bölümünde görev yapmaktadır. Esas uzmanlık dalı 17. ve 18. yüzyıllar Fransız kültürü ve ede­biyatıdır. Aynı zamanda Fransız Eleştirel Kuramının yapısı ve kay­nak­ları üzerine çalışan Racevskis’in değişik dergilerde kültür, roman ve dil hakkında basılmış çok sayıda makalesi bulunmaktadır. Ayrıca Volta­ire, Aydınlanma devri ve Foucault da ilgilendiği öteki konular olarak öne çıkmaktadır. Önemli eserleri şunlardır: Post-modernism and the Search of Enlightenment (University of Virginia Press, 1993); Critical Essays on Michael Foucault (G.K. Hall and Company, 1999); Michael Fou­cault and Subversion of Intellect (Cornell UP, 1983); Voltaire and French Academy (University of Nort Carolina Press, 1976);

 

Ernest Gellner 
1995’te hayattını kaybeden, İngiliz felsefeci, antropo­log, sosoyolog ve Aydınlanma rasyonalitesinin radikal savunucusu. Ge­niş bir sahada üreten Gellner’ın asıl odaklandığı alanlar dil felsefesi, kül­tür, mil­liyetçilikti. Özellikle milliyetçilik üzerine geliştirdiği tezler yaygın bir aka­demik sahada isminin yerleşmesine aracı oldu. Başlıca çalışmaları şun­lardır:
Words and Things, A Critical Account of Linguistic Philo­sop­hy and a Study in Ideology; Thought and Change; The Devil in Mo­dern Philosophy; Muslim Society; Nation and Nationalism; Relativism and Social Sciences; Culture, Indentitiy and Politics; Plough, Sword and Book; Postmodernism, Reason and Religion ve Conditions of Liberty.

 

Bernard Lewis 
Yaşayan en büyük oryantalistlerdendir, uzun bir süre Edward Said’in en yaman muhalifi olarak tanınmıştır. Doktorasını İslam Tarihi üzerine yapan Lewis, pek çok farklı üniversitede yıllarca dersler verdi. 1998 yılında Atatürk Barış Ödülü’ne layık görüldü. Araş­tırma alanları Orta Doğu, İslam Dünyası ve Osmanlı İmparatorlu­ğu’­dur. Te­mel kitapları ise şunlardır:
The Arabs in History (1950); The Emer­­­gence of Modern Turkey (1961); The Assassins (1967); The Muslim Discovery of Europe (1982); The Political Language of Islam (1988); Race and Slavery in the Middle East: an Historical Enquiry (1990); Islam and the West (1993); Islam in History (1993); The Shaping of the Modern Middle East (1994); Cultures in Conflict (1994); The Mid­dle East: A Brief History of the Last 2,000 Years (1995); The Future of the Middle East (1997); The Multiple Identities of the Middle East (1998); A Middle East Mosaic: Fragments of life, letters and his­tory (2000); From Babel to Dragomans: Interpreting the Middle East (2005); The Crises of Islam: Holy War and Unholy Terror (2004).

 

James G. Carrier 
Antropoloji alanının önde gelen isimlerinden biridir. University College London’da öğretim üyesi olarak çalışmaktadır. Yaza­rın ana eserleri şunlardır: Gifts and Commodities (Routledge, 1994); Meanings of the Market: The Free Market in the Western Culture (Berg Pub., 1997); Learning Disability (Greenwood Publicaitons, 1986); Oc­ci­­dentalism: Image of the West (Oxford UP, 2003); Confronting En­vi­roments: Local Understanding in a Globalizing World (AltaMira Press, 2004).

Aytaç Yıldız

Lisans ve lisansüstü eğitimini Ankara Üniversitesi’nde tamamladı.2010-2011 yıllarında Londra Üniversitesi’nde (SOAS); 2016 yılında da Berlin Frei Üni­ver­sitesi’nden post-doktora çalışmaları bağlamında misafir akademisyen olarak görev yaptı. Temel çalışma alanları Osmanlı modernleşmesi, Türk düşünce hayatı, kavramlar tarihi ve oryantalizmdir. Halen Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır

Salih Akkanat

Ferit Burak Aydar

Yasemin Çına

Melike Kır

Birgül Koçak

Aytaç Yıldız