• ABD Tarihi

ABD Tarihi

  • 280,00 TL
  • 196,00 TL


  • Stok Durumu: Stokta var
  • 24 Saatte Kargoda

ABD tarihi son iki yüzyılda dünya tarihine damgasını vurmuştur. Kıtanın gerçek sahibi Kızılderililer’in yerinden edilişinden itibaren dünya hâkimiyetine uzanan bir imparatorluğun ilginç hikâyesi... Yankeeler... Kızılderililer... Zenciler... Köleler... İşçiler... Yalnızca güç ve başarı peşinde koşan fırsat avcıları... Başta Britanya’dan olmak üzere dünyanın her tarafından gelip bu bakir topraklara yerleşen göçmenler... Bir yandan demokrasinin, liberal değerlerin görkemli yükselişi, diğer yandan dev sermayelerin gölgesi altında kapitalizmin vahşi ve acımasız yüzü...

Dünyadaki uygarlıkların binlerce yıldan bu yana ürettiği bilgiyi ve teknolojiyi sanki başka bir gezegene ayak basan dünyalılar gibi büyük bir açgözlülük, ihtiras ve şiddetle bu topraklarda uygulamaya koyuldular. Ve “Amerikan gülü, bütün görkemi ve güzel kokusuyla ancak etrafında büyüyen ilk tomurcukların feda edilmesiyle yetiştirilebilir”di.

Bu göçmenler, çoğunlukla kendi ülkelerinden dışlanmış, hor görülmüş, sürülmüş ya da ezilmiş kişilerdi. Yepyeni bir hayat macerasına atılmak için burada zorlu bir mücadeleye giriştiler. Dünyadaki uygarlığı miras aldılar fakat bunu bir kültüre dönüştüremediler. Bu durum belki de bu ülkenin kuruluşunda ve sonrasında oluşan koşulların doğal bir sonucuydu.

İşte bir roman tadında okuyacağınız bu kitabın, arşiv çalışmalarının önemini her fırsatta vurgulayan değerli tarihçimiz Halil İnalcık tarafından çevrilmiş olması da kültür-uygarlık problematiği bakımından ayrıca anlamlıdır.


  • Yazar: Allan Nevins, Henry Steele Commager
  • Kitabın Başlığı: ABD Tarihi
  • Orijinal Başlık: The Pocket History of the United States
  • Çeviren: Halil İnalcık [İngilizce]
  • Yayına Hazırlayan: Şermin Korkusuz
  • Kapak Tasarımı: 3 Tasarım
  • Dizi Bilgisi: Doğu Batı Yayınları - 10; Tarih Dizisi - 3
  • Basım Bilgileri: 13. Basım / Eylül 2022 [1. Basım / Mart 2005]
  • Sayfa Sayısı: 544
  • ISBN: 978-975-8717-11-8
  • Kapak Resmi: Edward Curtis, A Yuma Type, The North American Indian.
  • Boyutları: 13,5 x 21

Çevirenin Önsözü

Yazarların Önsözü


I. Bölüm: Kolonilerin Kurulması
II. Bölüm: Koloni Çağının Mirası

III. Bölüm: İmparatorluk Davası

IV. Bölüm: Devrim ve Konfederasyon

V. Bölüm: Anayasanın Meydana Getirilmesi

VI. Bölüm: Washington Yönetiminde Hükümetin Örgütlenmesi

VII. Bölüm: Ulusal Birliğin Yükselişi

VIII. Bölüm: Jackson Demokrasisi Ülkeyi Sarıyor

IX. Bölüm: Batı ve Demokrasi

X. Bölüm: Bölgeler Arasında Mücadele

XI. Bölüm: Kardeş Savaşı

XII. Bölüm: Modern Amerika’nın Doğuşu

XIII. Bölüm: Büyük Endüstri ve Ticaretin Yükselişi

XIV. Bölüm: İşçiler ve Göçmenler

XV. Bölüm: Batı Bölgesi Gelişiyor

XVI. Bölüm: Çiftçi ve Problemleri

XVII. Bölüm: Reform Çağı

XVIII. Bölüm: Amerika’nın Bir Dünya Devleti Olması

XIX. Bölüm: Woodrow Wilson ve Birinci Dünya Savaşı

XX. Bölüm: İki Savaş Arası

XXI. Bölüm: İkinci Dünya Savaşı


Yakın Olayların Kısa Bir Kronolojisi

Tavsiyeye Değer Kitapların Kısa Bir Listesi

Dizin

Yazarların Önsözü

 

Amerika, bundan yalnızca dört yüzyıl kadar önce tarihin aydınlığına çıkmıştır. Büyük milletlerin en genci olmakla birlikte birçok bakımdan en dikkate değer olanıdır. Çünkü Amerika tarihi, insanoğlunun tarihini bu kısa zamanda bir kere daha özetler ve politik, ekonomik ve sosyal kurumların gelişimini daha yakından gözlerimizin önüne serer. Ayrıca Yeniçağ’a şekil vermiş olan o büyük tarihî güçler ve etkenlerin çoğu, yani emperyalizm, milliyetçilik, göç hareketleri, sanayileşme, bilim, din, demokrasi ve özgürlük hareketleri onun üzerinde de güçlü etkisini göstermiştir. Dahası, bu güçlerin toplum üzerindeki etkisi, Amerikan tarihinde diğer uluslarınkinden daha açık bir şekilde belirmektedir. Amerika, tarihinin kısalığına rağmen bugün dünyada en eski cumhuriyet ve en eski demokrasiye sahiptir. En eski yazılı anayasa yönetimi altında yaşamaktadır. Amerikan tarihi ilgi çeker, çünkü daha başlangıcından itiba­ren Amerikan halkı özel bir geleceğe aday olduğu bilincini bes­lemiş, insanlığın istek ve umutları ona bağlanmış ve o, bu geleceği gerçekleştirmekte ve bu umutları haklı çıkarmakta başarısızlığa uğratmamıştır. Amerika tarihi eski bir kültürün el değmemiş doğal bir çevreyle temas kurarak meydana getirdiği değişikliklerin tarihidir. Amerika, âdeta tarihin ilk altı bin yıllık devresini atlayıvermiş ve tarih sahnesine cesur ve olgun bir şekilde çıkıvermiştir. Çünkü ilk göçmenler, ilkel değil, medenî insanlardı ve oraya yüzyıllık bir kültürü taşımışlardı. Bununla birlikte Yeni Dünya hiçbir zaman Eski Dünya’nın sadece batıya uzanmış bir parçasından ibaret değildi. Bu ülke oraya giden ilk göçmenlerin hayallerinde besledikleri, Kurucu Ataların tasarladıkları bir şey, kısaca tarihte yeni bir şeydi. Gerçekten, Atlantik’ten Pasifik Okyanusu’nun parıltılı sularına kadar yurt-açan öncülerin karşısına çıkan el değmemiş vahşi bir doğa, geçmişten gelen kurumları derin bir değişikliğe uğratmış; ulusların ve ırkların birbirine karışıp kaynaşması, geçmişten gelen kültürleri değiştirmiştir. Amerika, tarihte ulusların karışması, dinî hoşgörü, sosyal eşitlik, ekonomik imkân ve siyasi demokrasi alanlarında şimdiye kadar girişilmiş en iddialı deneyimi temsil eder. Avrupalı tarihçiler ve seyyâhlar, Amerikan halkının özlü yüksek niteliklerini kolayca kabul etmekle birlikte, uzun zamandan beri şu nokta üzerinde ısrarla durmuşlardır: Amerikan tarihi renksiz ve yavandır, değişiklik ve zenginliği, güzelliği yoktur. Fakat aksine Amerikan tarihi olağanüstü dramatik ve renklidir ve destansı bir hava içinde gelişmiştir. Küçük ve zayıf bir ulusun koca bir kıtada bir baştan bir başa hızlıca yayılışı dramının ve birkaç dağınık koloninin en güçlü bir devlet haline gelişinin Yeniçağ tarihinde bir benzeri görülmemiştir. Bizim dağ geçitlerimiz, Ortaçağ feodal hisarları kadar değişik bir güzelliktedir, şehir toplantılarımız kral sarayları kadar görkemli, çeşitli uluslara mensup insanların Amerika’nın içerilerine doğru üşüşmesi Normanların veya Arapların yayılışı kadar heyecan vericidir ve bizim Washington, Jefferson, Lincoln gibi ulusal kahramanlarımız başka herhangi bir ulusun kahramanlarıyla boy ölçüşebilecek güçtedir.

Bu tarih kitabı, bilim adamları için değil, tarihle uğraşmayan halk için yazılmıştır. Orijinal araştırmalar içermek veya yeni yorumlar ileri sürmeye kalkışmak iddiasında değildir. Amerikan halkının tarihini kısaca anlatan bir kitap ihtiyacını karşılama amacıyla kaleme alınmıştır. Eğer bu kitapta bir anafikir varsa, o da adında ifadesini bulmuştur: Özgürlük ihtiyacını duyacak kadar uyanık ve onun için çalışmaya ve çarpışmaya kararlı bir ulusun bu kıta üzerinde, Amerika’daki gelişimi.

 

Allan Nevins,
Henry Steele Commager

Çevirenin Önsözü

 

Ankara Üniversitesi Tarih Bölümü programına Amerikan ta­rihi dersinin konulması kararı, ABD ile Türkiye arasında sıkı işbirliği yıllarına rastlar. Soğuk Savaş yıllarında Türkiye, ABD’nin en yakın müttefiklerinden biriydi. Türkiye, 1949’da kurulan Kuzey Atlantik Organizasyonu’na (NATO) katıldı (20 Şubat). Kore Savaşı’nda ABD ordusu yanında savaşmak üzere bir kuvvet (4500 kişi) gönderdi. İşte bu yakın ilişkiler sonucu, DTC Fakültesi Tarih Bölümü’ne Amerikan tarihi okut­mak üzere her yıl bir Amerikan tarihçisi davet ediliyordu. O zaman Türk halkı için derli toplu bir eser olarak, A. Nevins ve H. S. Commager’in kitabını Türkçeye çevirmeyi düşündüm. Bu iki yazardan Nevins genel siyasi tarih üzerinde tanınmış bir otorite sayılıyordu (başlıca eseri Amerikan İç Savaşı üzerinedir). Commager ise daha çok Amerikan düşünce tarihi üzerinde tanınmış bir yazardı (onun hakkında bkz. Neil Jumonville, Henry Steele Commager, Midcentury Libaralism and the History of Present, Chapelville: North Carolina Press, 1999). Sonunda fakültede Amerikan tarihini bir Türk tarihçisinin üstlenmesi düşünüldü ve Halil İnalcık seçildi.

Ford Foundation’ın bir bursuyla Harvard Üniversitesi’nde bir yıl Amerikan tarihi derslerini izlemek üzere 1957’de Amerika’ya hareket ettim. Ailemle Cambridge’te kaldığım bir yıl içinde Amerikan tarihinin en tanınmış profesörlerinin derslerini takip ettim, ayrıca Amerikan Anayasa derslerine girdim. Amerika’nın Batı’ya yayılış tarihinin otoritesi Prof. F. May, özellikle göçmen tarihi uzmanı O. Handlin’in dersleri beni etkiledi. O tarihte şiddetlenen Soğuk Savaş dolayısıyla komünizme karşı Amerikan milliyetçiliği doruk noktasındaydı. Amerikan millî değerleri; demokrasi, sekülarizm, birey hakları toplumda ve siyasette en hararetle tartışılan konulardı. Bu hava içinde Komünist Partisi, yasa dışı ilân edildi (24 Ağustos 1954). Bu akımın aşırı bir temsilcisi senatör J. McCarthy’nin yönetimde komünist avı (1950-1955) Amerikan sivil haklar savunucularıyla hararetli tartışmalara konu oldu. 1953-1954’te Columbia Üniversitesi’nde Osmanlı tarihi okutmak üzere bulunduğum zaman bu tartışmaları televizyonda izlemiştim.

Gene bu yıllarda Afrika kökenli Amerikalıların sivil hakla­rı­­nı koruma önlemleri gündeme geldi (1957) (bu akımı Martin Luther King’in 1960’larda cesur çıkışları izleyecektir). Özet­le, 1950-1956 döneminde Amerika’da Soğuk Savaş ve komünizm tehlikesine karşı devlet derin biçimde etkilenirken, Amerika’nın insan hakları ve özdeğerlerini koruma kaygısı gündemdeydi. Nevins ve Commager’in kitabı işte bu atmosfer için yayın alanına çıktı. ABD’nin en seçkin tarihçileri arasında yer alan Commager, Amerikan özdeğerleri üzerinde duran bir tarihçidir. Commager’in tarihçiliğini Bilkent Üniversitesi Tarih Bölümü Amerikan tarihi profesörlerinden Timothy Mason Roberts ile yaptığım söyleşi çerçevesinde anlatmaya çalışacağım. Prof. Roberts’e göre Nevins ve Commager’in eserleri, yarım yüzyıl sonra tekrar itibar kazanmıştır. Bunun nedeni 11 Eylül 2001 felaketinden sonra Amerikan toplumunda ve siyasetinde, yeniden yıkıcı bir tehdit ve saldırı karşısında Amerikan gücünü ve özdeğerlerini dünya ölçüsünde savunma gereği gündeme gelmiştir. 11 Eylül Amerikan tarihinde gerçekten bir dönüm noktasıdır. Olaydan sonra iki kez Amerika’ya gittim, gözlerime inanamadım: Hemen hemen her evde, her arabada Amerikan bayrağı sallanıyor; bayrak Amerikan halkının Amerika’ya, onun ideallerine, üstün gücüne inancın sarsılmadığını, mücadele azmini dünyaya ilân eden semboldü. Tüm Amerikalılar, Avrupalı, Afrikalı, Yahudi, Latin Amerikalı herkes, bu sembol etrafında birbirine sarılıyor ve dünya yüzünde düşmanı son neferine kadar her yerde takip ve yok etme azmini (yanlış bir kelime kullanarak crusade) ilân eden başkanının arkasında olduğunu göstermek istiyordu. Amerika o tarihten beri dünyayı şaşırtan, onun ideallerinin sorgulanmasına yol açan bir çeşit seferberlik halindedir. 11 Eylül’den sonra Amerikan halkının hararetle benimsediği Samuel Huntington’ın görüşleri kayda değer: Huntington’a göre, din ve medeniyetler çarpışması devrimiz tarihinin ana çizgisidir; Batı kendi ideallerini ve medeniyetini gerekirse silahla savunmalıdır; şimdi baş düşman köktenci İslâm’dır. Nevins ve Commager’in elli yıl önce benzeri bir atmosfer içinde yazdıkları bu kitap, hedef farklı olmakla beraber, günümüzdeki Amerika’yı yansıtır.

Nevins ve Commager, esere yazdıkları Önsöz’de şu nokta­ları belirtirler: Amerika, en genç milletlerden biri olmakla birlikte en eski cumhuriyet ve en eski demokrasidir; Amerikalı, insanlığın umudu olan değerleri temsil ettiğinin bilincindedir. Bu özdeğerler, çeşitli menşeden insanların kaynaştığı bir Amerikan toplumunda, bireylerin Anayasa güvencesi altında haklarına ve inançlarına saygı, ekonomik fırsatlarda eşit haklara sahip olma ve siyasi yapıda halk egemenliği (demokrasi). Aynı zamanda Amerika, bu özdeğerleri dünyada geçerli kılmak gibi bir misyonu üstlendiğine inanır.

Kitabın yazarlarına göre bu, iddialı bir misyondur. Ameri­kan tarihi destanî bir hikâyedir: “küçük ve zayıf bir milletin koca kıtada ... yayılışı, sonra dünyada en güçlü bir devlet haline gelişi eşsiz destandır” (burada Bitanya’da ufak bir beylikten dünyanın en güçlü imparatorluğu haline gelen Osmanlı destanını anımsamamak elden gelmez. Osmanlı, çeşitli menşeden çeşitli dine mensup cemaatleri, eşitlik ve hoşgörü prensiplerine sâdık kalarak muazzam bir egemenlik şemsiyesi altında toplamış ve beş yüz yıl boyunca bu yapıyı korumuştur).

Nevins ve Commager bize Amerika destanını, kahramanlarını, gelişme aşamalarını, mücadelelerini, başarı ve hayal kırık­lıklarını anlatıyor.

 

Halil İnalcık, 2005