• Doğu Batı Sayı 23: Kimlikler

Doğu Batı Sayı 23: Kimlikler

  • 150,00 TL
  • 112,50 TL


  • Stok Durumu: Stokta var
  • 24 Saatte Kargoda


Etiketler: dergiler

Arus Yumul
Âraf’ta Kalanlar

Oğuz Adanır
Kültür ile Zihniyet

Uğur Kömeçoğlu
Örtünme Pratiği ve Toplumsal Cinsiyete İlişkin Mekânsal Bir Etnografi

Hatice Kurtuluş
Mekânda Billurlaşan Kentsel Kimlikler

Simten Coşar & Aylin Özman
Siyaset, Demokrasi ve Kimlik-Fark-Tanıma Politikaları

E. Fuat Keyman
Türkiye’de “Lâiklik Sorunu”nu Düşünmek: Modernite, Sekülerleşme, Demokratikleşme

Turgay Uzun
Ulus, Milliyetçilik ve Kimlik Üzerine Bir Değerlendirme

Mehmet Ali Kılıçbay
Kimlikler Okyanusu

Nilgün Tutal
Doğu ve Amerika Arasında Avrupa

Ali L. Karaosmanoğlu
Transatlantik Çatlağı: Değişen Kimlikler

Hüsamettin İnaç
Avrupa Birliği Entegrasyonu Sürecinde Türkiye’nin Kimlik Problemleri

Ahmet Ulvi Türkbağ
Kimlik, Hukuk ve Adalet Sorunu

Belkıs Ayhan Tarhan
İki Câmi Arasında Beynamaz: ‘Türk’ Akademisyeni Örneğinden Yola Çıkararak ‘Kimlik’ Hakkında Notlar

Dilek İmançer
Çağdaş Kimliğin Yapılanma Süreci ve Televizyon

Pınar Bingöl
Varlığını Yaratarak İfade Eden İnsan: “Sanatçı”

Bülent Diken & Caersten B. Laustsen & Türkay Nefes
Postmodern Şiddet–Network Toplumunda Dövüş Kulübü

KİMLİKLERLE BULUŞMA

 

İnsanın ilginç deneyimlerinden biri, kendi varlığını ‘tek’ başına ele alabilmesidir. Bu özelliğiyle o, çevresindeki varlıkları kendi ru­hun­dan bir anda yalıtabilmektedir. “Niçin ben?” sorusu kaçınılmaz bir sorudur ve olanca ağırlığıyla bazen kimliklerin en derinine kök salabilmektedir. İnsan, hayatı daha çok kendi açtığı pencereden görmek ister. Bir bakıma herşeyin önünde kendi varlığının yükselmesini is­ter ve doğal oluşum sürecini düşündüğünde de kendisi için biricik olan şeylerin peşindedir.

        Kendini var etme potansiyeli insanda daima mevcuttur, o, ‘başka’sına ilgi duyduğunda veya bir ‘başka’sı olmayı denediğinde bile, ken­di benliğinin kıyılarında dolaştığının ya da en azından bir ‘çatışma’yı yaşadığının farkındadır. Başkalık bilincinin getirdiği mutluluktan çok, gene de en saf ve yalın haliyle kendi benliğine dönmek ister.

        Bir arayış sürecinde kendimizi nasıl var edebiliriz? Eğer kendimizi tanımlamak için bir ölçüt arıyorsak, modern hayat koyduğu kurallar ve oluşturduğu disiplinle zaten kendi adına bu amaca hizmet eder. Kâr ve tüketim olgusu yapay kimlikler cennetinin en başında gelir. Anlık, geçici ve kendi olma halinden tamamen uzak…Modern hayat için kişinin kendini tanıma isteği pek de hoş karşılanabilecek bir talep değildir. Bu yüzden ait olduğumuz çağda ‘kimlik’ sorunu biraz daha derinlere gitmektedir.

        Esasen, kendimizi nasıl tanımladığımız sorusu her zaman merak uyandırmış ve gizemini kaybetmemiştir. Bu konuda yazılmış eski satırlar hâlâ yenidir.  

        Sophocles, Oedipus trajedisinde:

 

        Kendimden başkası olmak istemiyorum
        Nasıl doğmuşsam öyleyim
        Kim olduğumu bulacağım

 

sözleriyle “kim” olduğu arayışını ilân eder, bu sorumluluğu doğru­dan üst­le­nir.

        “Kendi kendimi nasıl yaratabilirim?” gerçeği ister metafizik anlamıyla ele alınsın, isterse modern hayatın ve kapitalist kültürün görece bağımsız ve maddi bireyi için kullanılsın, ana söylem çeşitli veçhelerde benzer özellikler sergileyecektir.

        İnsanın kendi küllerinden varlığını inşa etme çabası, bir şeyleri duyurabilme isteği, kimi duyarlılıklara açık olabilme yetisi, ta­mamıyla onun özgür iradesine bırakılmamıştır. Bir kimlikler çoğulluğunda yaşarız hep. Klasik tanımıyla söylenildiğinde, benlik ve kişiliğimizin çerçevesi, içinde bulunduğumuz koşullardan bağım­sız değildir. Tarih, zaman, toplum, çevre, gelenek ve kurallar, yaşanan kent ve mekânlar bizi gösteren, bizi bütünüyle kuşatan kimlik aynasının daha büyük parçalarıdır.

        Türkiye’de bireylerin, sosyal grupların kültür etkileşimi ve kimliği konusunda bugüne kadar çok söz söylense de tartışılabilecek daha birçok mesele vardır.

* * *

Bu sayımız “Kimlik” meselesine giriş niteliğindedir. Bu tema etrafında ya­zılmaya ve incelenmeye değer, tarihsel ve toplumsal sorunlar dizisi bir hayli fazladır. Şimdilik, çeşitli başlıklara ayırdığımız bu dosyayı gelecek sayılarımızda da tartışmaya devam edeceğiz.

 

Taşkın Takış