• Japonya'da Budizm

Japonya'da Budizm

  • 170,00 TL
  • 119,00 TL


  • Stok Durumu: Stokta var
  • 24 Saatte Kargoda


Etiketler: kitaplar

Gautama Buda'nın öğretisi, Hz. İsa'nın vaaz ettiği İsevilik ile benzer bir yazgıyı paylaştı; Budizm doğduğu Hindistan topraklarını terk etmek zorunda kaldığı gibi İsevilik de doğduğu Filistin'den zorla çıkarıldı. Bu noktadan sonra Budizm Asya'nın tamamında kabul görecek, Hz. İsa'nın sesini de Batı'da duymayan kalmayacaktır. Hz. İsa'nın talebeleri Roma İmparatorluğu sınırlarında misyon görevlerini yerine getirmeye başladıkları çağda, Gautama'nın varisleri Çin topraklarında yürümeye ve vaaz etmeye başlamışlardı.

Kore Yarımadası'ndaki küçük ülkelerden Paekche'nin kralı Syong Myong, Japon Yamato hanedanlığından İmparator Kimmei'ye ilki 545 yılında ikincisi 551 yılında iki mektup gönderdi. Mektuplarda, düşmanlarına karşı Japon İmparatoru'ndan destek istiyor ve Budizm'i tavsiye eden şu cümleleri söylüyordu: “Bilinen tüm dinler içinde en üstün olanı bu gibi gözüküyor ancak tarif etmesi zor ve anlaması da zor. ” Budizm'in Japonya'daki macerası böylece başladı.

Yalnızca “hikmetler çıkararak”, Doğu'nun bütünsel bakış açısını “güzel sözlerle” ayrıştırarak değil, daha çok bilimsel bir üslubun ağırlık kazandığı bu önemli eser, dinler tarihi disiplini açısından zevkle okunacak bir kitap niteliğinde. Doğu'nun kültürel, felsefî ve dinî kökenlerine inebilen bu çalışmada Japon Budizminden Çin öğretilerine, “sutralar” gibi henüz keşfedilmemiş doğunun bilgelik kaynaklarından Uzakdoğu kültürünün tarihsel gelişimine varıncaya dek birçok farklı iklim ve vadilerde gezinebilmek mümkün.  


  • Yazar: Vedat Şafak Yamı
  • Kitabın Başlığı: Japonya'da Budizm
  • Yayına Hazırlayan: Taşkın Takış
  • Kapak Tasarımı: Mr. Z & Z
  • Dizi Bilgisi: Doğu Batı Yayınları - 82; Felsefe Dizisi - 26
  • Basım Bilgileri: 1. Basım: Kasım 2012
  • Sayfa Sayısı: 320
  • ISBN: 978-975-8717-89-7
  • Boyutları: 14 x 21
  • Kapak Resmi: “Üç Mücevherin Buluşması: Konfüçyüs, Lao Tse'ye Buddha'yı takdim ediyor.” [Ming Hanedanı dönemine ait bir çizim]

Önsöz

 

I. Gautama Buda

 

II. Theravada & Mahayana Mezhepleri

 

III. Mahayana Kutsal Metinleri

Mahayana Kanonik Metinlerinden Örnekler

Sutraların Konu ve İçerikleri

Prajna Paramita Koleksiyonu ve Elmas Sutra

 

IV. Çin Mahayana Geleneği ve Kökleri

Nagarjuna ve Madhyamika Okulu

Yogacara Felsefesi

Diğer Budist-Çin Öğretileri

 

V. Erken Dönem Japon Budizmi

Japonya’da İlk Misyonerler ve Okullaşma Çabaları

Budizm’in Resmî Hüviyet Kazanması

Budizm’in Yozlaştığı İddiası

 

VI. Nara Dönemi

Jojitsu-shu

Sanron-shu

Hosso-shu

Kusha-shu

Kegon-shu

Ritsu-shu

Shitenno-ji Mabedi

Dört Göksel Kahraman

Todai-ji Katedrali

 

VII. Heian (Kyoto) Dönemi

Tendai ve Shingon okulları

Tendai ve Kurucusu Saicho

Budist Evangelistler

Günümüzde Nembutsu Ayini

Shingon ve Kurucusu Kukai

 

VIII. Kamakura Dönemi

Jodo-Shu ve Kurucusu Honen Shonin

Jodo-Shinshu ve Kurucusu Shinran Shonin

 

IX. Kamakura Sonrası

Ji Ekolü ve Kurucusu Ippen Shonin

 

X. Japon Ahir Zamanı

Soto Zen Okulu ve Kurucusu Dogen

Nichiren ve Okulu

Rinzai Zen ve Kurucusu Eisai

Sekülerleşme mi Şinto ile Eklemlenme mi?

 

XI. XIX. ve XX. Yüzyıllar


Tarih Çizelgesi

İndeks

Kaynakça

ÖNSÖZ

 

Gerek medyada gerek devlet adamlarımızın beyânatlarında za­man zaman duyduğumuz ve pek fazla anlam yükleyemediğimiz Türk-Japon dostluğunun kaynağında, Osmanlı devletinin ziya­ret amacıyla Japonya’ya gönderdiği Ertuğrul Fırkateyni’nin yol­cu­luğu ve hüzünlü hikâyesi yatar. Fırkateyn yolcuları arasında 2. Abdülhamid’in İslâmiyet’i anlatmakla vazifelendirdiği Kadı Abdür­reşid İbrahim Efendi de vardı. Dostluk elçisi gemimiz mü­rettebatı, İmparator Meiji’yi ziyaret ettikten sonra fırtınalı hava­da dönüşe geçti ancak ne yazık ki 15 Eylül 1890’da Ja­pon­ya’nın güneyinde Pasifik Okyanusu kıyısında Kuşimoto ken­ti yakınlarındaki kayalıklara çarparak battı ve 525 bah­ri­ye­limiz şehit oldular. Gemimizin batışına şahit olan balıkçı köyü sakinlerinin çocukları, bu elemli hatıraya saygısızlık sebebi ol­masın diye gazetecilere dahi çekinerek konuşurlar. Şehit de­niz­cilerimizin hatırasına Kuşimoto şehrindeki anıt başında, Japon devleti her yıl düzenli olarak anma töreni düzenlemekte, anı­tın bir benzerinin bulunduğu Mersin Limanı’ndaki hare­ket­li­lik ise kamuoyunun dikkatinden kaçmaktadır.

Belki böylesine acı bir hatıranın geriye bıraktığı izlerden olsa gerek, Türk-Japon dostluğu ve işbirliği, sanayi devrimini ina­nılmaz bir hızla gerçekleştiren Japon halkının dünya ölçe­ğin­deki otomotiv firmalarının ülkemizde arka arkasına faaliyete geçmesiyle doruk noktasına ulaştı.    

Yüzölçümü itibarıyla Doğu Anadolu bölgemizin sadece iki katı büyüklüğüne ve genellikle dağlık-tepelik coğrafyaya sahip olan Japonya, Avrupa uluslarının birkaç yüzyıl süren kültür ve sana­yi devrimi sürecini kısa zaman içinde gerçekleştirmiş, 2. Dün­ya Savaşı’nda birçok cephede birden savaşabilecek eko­no­mik ve teknolojik gücü elde etmiştir. İçinde bulunduğumuz yüz­yılda hem bilgi teknolojileri hem toplumsal düzen açısından çoğu ülkelerin gıptayla baktığı bir ulus olabilmiştir. Japonya, günümüzde dünyada kişi başına en çok gazetenin satıldığı ülke unva­nını da taşır. Ülkede satılan kitapların dilbilim, antropoloji ve arkeoloji konularında yoğunlaştığı görülür. Önde gelen ga­ze­telerin yazar kadrosunda profesyonel tarihçiler de yer alır. Yaş­lıların hürmet gördüğü-taltif edildiği bir aile modeli ve suç ora­nının düşük olduğu toplum organizasyonuna sahiptir; tüm bu özelliklerinin arkasında ne gibi dinî ve etik dinamiklerin ol­du­ğunu inceleyen yayınların ülkemizde sayıca az olması ve is­te­nen bilimsel düzeyden uzak olması kitabımızın çıkış noktasıdır.

130 binden fazla mabedi, 250 bin din adamı, 100 milyon bağ­lısı ve kendisine hizmet eden sayısız sivil toplum kuruluşu ile Budizm, Japonya’daki en geniş dinî yapılanmadır. Her ma­hal­lede bir ya da birden çok Budist Mabedi’ne rastlamak ola­sı­dır. İnsanlar; Budist inançlarını, kutsallarını, dinî gün ve fes­ti­val­lerini sığınabilecekleri bir liman gibi görürler. Budist manevi inanç­ları onların günlük ihtiyaçlarına cevap verebilecek, sorun­la­rına-sıkıntılarına çözüm arayabilecekleri bazı pratik yollara sahip­tir. Trafikte aracının ve kendisinin güvenliğini temin et­me­si için, üniversite sınavına girecek çocuğunun başarılı olması için, iş hayatında başarısıyı yakalamak için ya da hasta bir yakı­nın iyileşmesi için kendisine uygun bir Budist Mabedi, kutsalı ya da önceden okunmuş kutsanmış muskası daima bulunabilir. Bu­dist muskalarını mabetlerden temin etmek mümkün olduğu gibi yol üzerinde rast geldiğiniz bir kitapçıdan da satın ala­bi­lir­si­niz. Hayatın metafizik anlamı üzerine sorulara cevap arıyor­sa­nız gene size uygun bir Budist felsefî akımı ve temsilcisi bir kuru­luş, dernek ve vakıf mutlaka vardır.

 

 Vedat Şafak YAMI

Vedat Şafak Yamı

1965’de İstanbul’da doğdu. İlköğretim ve lise tahsilini Konya’da tamamladı. 1988 yılında Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi İngilizce Öğretmenliği bölümünden mezun oldu. 1989 yılında Gaziantep Nizip’te öğretmen olarak göreve başladı. Aynı yıl Selçuk Üniversitesinin açtığı okutmanlık sınavında başarılı olarak Selçuk Üniversitesine geçti. 1994’de George Orwell And His Novel 1984, From Different Aspects isimli tezini yazarak Yüksek Lisans çalışmasını tamamladı. 2008’de Çağdaş Anglikan Kilisesinin Dini ve İdari Yapısı isimli tezini vererek Bilim Doktoru unvanını aldı.