• Doğu Batı Sayı 38: Milliyetçilik - I

Doğu Batı Sayı 38: Milliyetçilik - I

  • 150,00 TL
  • 112,50 TL


  • Stok Durumu: Stokta var
  • 24 Saatte Kargoda
  • Genel Yayın Yönetmeni: Taşkın Takış
  • Onur Kurucuları: Halil İnalcık, Şerif Mardin
  • Yayın Kurulu: Oğuz Adanır, Ali Akay, Simten Coşar, Özcan Doğan, Kurtuluş Kayalı, Armağan Öztürk, Özgür Taburoğlu, Ali Utku, Aytaç Yıldız
  • Dergi Başlığı: Milliyetçilik - I
  • Dönem: Ağustos, Eylül, Ekim 2006 [Yıl 9, Sayı: 38] 
  • Basım Bilgileri: 3. Basım / Kasım 2019 [1. Basım / Eylül 2006]
  • Sayfa Sayısı: 240
  • ISSN: 1303-7242
  • Barkod: 9771303724382
  • Kapak Tasarımı: Aziz Tuna
  • Kapak Resmi: Jacques-Louis David, Napoléon Bonaparte, 1801.
  • Boyutları: 16,5 x 24

KİMLİK

Reyda Ergün & Cemal Bâli Akal  

Kimlik Bedenin Hapishanesidir

 

ETNİSİTE

Şener Aktürk  

Etnik Kategori ve Milliyetçilik

 

MİLLİYETÇİLİK

Mehmet Karakaş 

Türkçülük ve Türk Milliyetçiliği

 

G. Gürkan Öztan    

Türk Milliyetçiliğinde Taşra Fetişizmi ve  Toplumsal Cinsiyet

 

İlker Aytürk   

Türk Dil Milliyetçiliğinde Batı Meselesi

 

Alaattin Oğuz

Rusya Türklerinin Türk Milliyetçiliğiyle İlişkileri

 

Yılmaz Çolak 

1990’lı Yıllar Türkiye’sinde Yeni-Osmanlıcılık ve Kültürel Çoğulculuk Tartışmaları

 

Zana Çitak

Fransa’da Laiklik ve Milliyetçilik: 1905 Kilise-Devlet Ayrılığı Yasası

 

Recep Boztemur 

Tarihsel Açıdan Millet ve Milliyetçilik: Ulus-Devletin Kapitalist Üretim Tarzıyla Birlikte Gelişimi

 

Ergün Yıldırım

Küreselleşen Dünyada Milliyetçilik

 

MİLLİ BURJUVAZİ

Nalan Yetim & Ayşe Azman 

Türk Burjuvazisinde “Milli”lik Sorunu ve Kültürel Miras

 

KÜLTÜREL ÇALIŞMALAR

Nuran Erol Işık

Milliyetçilik, Popüler Kültür ve “Kurtlar Vadisi”

HANGİ MİLLİYETÇİLİK?

 

Son yıllarda büyük bir ilgiyle tartışılan konuların başında milliyetçilik geliyor. Siyasi içeriği derin ve hassasiyet derecesi de bir o kadar yüksek olan bu kavramı tam anlamıyla açıklığa kavuşturmak zor görünüyor. En azından ideal tarifler için modern ulus-devletlerin kendileriyle doğrudan hesaplaşması gerekecektir ki, bu da her milletin aynaya baktığında kendi silüetini evrenin merkezinde görmesi kadar öznel bir bakışı yansıtacaktır.

        Milliyetçilik, millet kavramından aşkın bir güç, tinsel bir ilke çıkarma formülüne dayanır. Yeni bir toplum oluşturma misyonunun ileri halkasında tanımlanmış, güdümlenmiş ve belli bir yaşam alanı dairesinde üst-benliklerini kurmuş “millet” olgusu vardır. Modern çağda milletler, sınırlandırılmış kimi değerler etrafında, devletin ve kurumların belirlediği “kimlik”lere göre yaşarlar. İnşa edilmiş milli kimlikler ise salt bir duyuş ve davranış kalıbına bürünmüşlerdir. Et de, tırnak da bu kimliğe içkindir.

        Milliyetçilikten söz ederken sınırları belli bir coğrafyadan söz ediyoruz demektir. Tarih bir inşa süreci olarak bu coğrafyanın üzerine kuruludur. Tarihle birlikte ezeli ve ebedi hâkimiyet ülküsü gerçekleştirilmiş olur. Nasıl ki felsefî ekollerde anlam düzeyi yüksek kompleks yapılar için mutlaka bir “arkhe”, bir temel ilke aranıyorsa, toplum bilimlerinde de milletlerin geçmişi için bir başlangıç noktası varsayılır. Her başlangıç noktasında olduğu gibi, toplumlar saf, temiz ve bağımsız temellere dayandırılır. Sosyal ilişkiler ve kültür hayatı olağanüstü koşulların meydana getirdiği bir hayat tarzı olarak tasavvur edilir. Bu hayatın dışında kalanlar “biz”e yabancıdır. “Öteki” ile ayrışılırken “biz” duygusu içinde giderek bütünleşilir. “Biz”e ait olan sıradan gerçeklikler, cansıkıcı gözüken bir günün ortasında bile sayısız kahramanı ve efsaneyi muhayyilemizde canlandırabilir.

        Genel tanımlamalara göre dil olgusu, milli kültürün merkezinde yer alan en önemli unsurdur. Milli kültürü içselleştiren de, bireylerin terbiyesi, seciyyesi ve mefkûresidir. Kullanılan ortak semboller bir arada bulunmanın doğal, içgüdüsel reflekslerini çoğaltır. Ortak bir yazgının paylaşıldığına dair duyulan kuvvetli hissiyat, bir milleti birbirine kenetleyen çimento vazifesi görür. Zaten milletlerin doğal harcı kendiliğinden bir kaynaşma hali sunar, kendine özgü sentez imkânları yaratır. 

        Milliyetçilikler, son iki yüzyılda birçok aşamadan geçerek modern tâbiyet kültürünün en etkili silahı olmuştur. Kırılma noktası sayılabilecek uyanış ve canlanış dönemlerinde imparatorluklar son pençelerini bir kez daha göstermişlerdir. Milliyetçilik, ulus-devletlerin elinde bürokratik bir aygıt olarak kullanılmıştır. Bu sayede siyasal kadrolar oluşturulmuş, yönetimin her kademesinde aktif propaganda faaliyetleri yürütülmüştür. Millileşen dinî cemaatlerle seküler bir vatandaş kimliği yaratma hayali, devletle millet arasındaki kutsal ittifakı perçinlemiştir. Fransız, Alman ve Rus Milliyetçiliği, Balkan ve Arap Milliyetçilikleri ve diğer milliyetçilik türleri kendine özgü şartlar içinde doğmuştur. Bu konuda kültürel milliyetçilikten yayılmacı ve saldırgan milliyetçiliklere kadar çeşitli örnekleri sıralamak mümkün...

 

* * *

 

Türkiye’de milliyetçilik tartışmaları bir paranoyanın içine gömülü vaziyettedir. Her geçen gün düşünme eylemi, yerini bir nevi enerji patlamasına bırakıyor. Henüz sağduyusunu ispat edememiş bir kamuoyu önünde sağlıklı düşünsel yapılar giderek azalıyor. Milliyetçilik hakkındaki tezlere bakıldığında mütemadiyen ya bir yüceltme ya da mahkûm etme kaygısı güdülmektedir. Bu konuya ilgi duyanların ilk birkaç cümlesini okuduğunuzda meselenin nasıl sonuçlanacağı hakkında bir fikir edinebiliyorsunuz. Korkunç bir ezber! Rahat bir hayat! Halbuki bu alanda son derece geniş bir literatür incelenmeyi beklemektedir. Doğu Batı’nın iki ciltlik sayısı da, bu geniş alandan kimi sunumlar yapmayı hedefliyor.

 

Taşkın Takış