Dâvûd Kayserî
Dâvûd Kayserî
Hayatı hakkında yeterli bilgi yoktur. Kaynaklar, hocaları arasında
gösterilen Kadı Sirâceddin el-Urmevî’nin
Kayseri’den Konya’ya başkadı olarak tayin edildiği 1273’te Dâvûd Kayserî’nin on iki on beş yaşları arasında
olduğunu bildirdiklerine göre 1260 yılı civarında doğduğu söylenebilir. Dâvûd Kayserî öğrenim hayatına
Kayseri’de başladı. Dinî ve naklî ilimleri öğrendikten sonra özellikle dinî ilimlerde
bilgisini arttırmak için Mısır’a gitti. Mısır’a ne zaman gittiği, orada ne kadar kaldığı, kimlerden ders aldığı ve ne zaman Anadolu’ya döndüğü belli değildir.
Dâvûd Kayserî, Sadreddin Konevî’den tasavvuf öğrenmek
için Konya’ya gelen ve onun ölümünden önce Anadolu’dan ayrıldığı bilinen, tasavvuf yolunda üstadı olduğunu
söylediği Abdürrezzâk Kâşânî
ile (ö. 736/1335) muhtemelen İran’ın Sâve şehrinde
tanıştı. Orhan Gazi, 1336 yılında inşaatı
biten İznik’teki ilk Osmanlı medresesinin müderrisliğine Dâvûd Kayserî’yi 30 akçe maaşla tayin etti. Ölümüne kadar on beş yıla yakın bir süre bu görevde kalan Dâvûd Kayserî bir
yandan öğrenci yetiştirirken
bir yandan da eserlerini kaleme aldı.
Onun İznik medresesinde okuttuğu dersler hakkında
bilgi bulunmamakla birlikte hadis ve fıkıh gibi dinî ilimlerin yanısıra felsefe ve mantık gibi aklî ilimler okuttuğu söylenebilir. Kaynaklarda Şeyh Edebâli, Yûnus Emre, Geyikli Baba ve Hacı Bektâş-ı Velî’nin çağdaşı olarak gösterilir. Dâvûd-i Kayserî’nin vefatından sonra yerine öğrencisi
Tâceddin Geredevî tayin edilmiştir. Osmanlı Devleti’nin ilk müderrisi ve ilk düşünürlerinden biri olan Dâvûd-i Kayserî’nin
eserlerinden dinî ve aklî ilimlerde iyi bir öğrenim
gördüğü anlaşılmaktadır. Dinî ilimlerden bilhassa fıkıh ve hadis sahalarında derin bilgiye sahipti. Ancak daha ziyade
tasavvuf, kelâm ve felsefe alanlarındaki
çalışmalarıyla
kurucu isimlerden biri oldu.