1945’ten Günümüze Uluslararası İlişkiler
- 420,00 TL
- 
              294,00 TL
- Stok Durumu: Stokta var
- 24 Saatte Kargoda
Güncel olaylarla doğrudan ilgili olan bu kitap, 1945’ten günümüze uluslararası siyasi ilişkilere kapsamlı bir genel bakış sunmaktadır. II. Dünya Savaşı’nın sona ermesi devletlerarasındaki ilişkilerde önemli bir kırılmaya işaret eder. Öncelikle Avrupa devletlerinin gerilemesi karşısında, kendi etraflarında homojen bloklar oluşturmayı hedefleyen ABD ve Sovyetler Birliği’nin yükselişine tanık olduk. Soğuk Savaş hız kaybetmezken, sömürgeleştirilmiş halklar Avrupa’nın himayesinden kurtulmaya çabaladı. Artık yeryüzünde uluslararası ilişkilere bir nebze olsun katılmayan neredeyse hiçbir bölge kalmamıştı. 1960’lı yıllardan 1980’li yıllar arasında iki kutuplu dünya yerini, yeni hesaplaşmaların ortaya çıktığı bir dünyaya bıraktı.
1989-1991 yılları arasında yaşanan devrim niteliğindeki olaylar, Soğuk Savaş’a son verdi. Amerikan süper gücünün egemen olduğu uluslararası toplum, 11 Eylül 2001 olaylarının daha da olanaksız hale getirdiği yeni bir dünya düzeni arayışındaydı.
21. yüzyılın ilk yıllarına küreselleşme olgusu ve başta Çin olmak üzere yükselen güçlerin ortaya çıkışı damgasını vurdu. 1990’ların barış umutlarından çok uzakta, uluslararası düzene yönelik meydan okumalar 2010’larda dünyayı yeniden bir gerilim ve şiddet sarmalına itti.
Covid-19 salgını ve Ukrayna savaşının (2022) neden olduğu şokların etkisiyle, ulusötesi sorunlar, çok taraflı çözümler gerektiren bir dünyayı iyice parçaladı.
Kırılma anları, tırmanan kriz ve gerilimler, yeni ittifak arayışları, antlaşmalar, hiç bitmeyen savaş ve barışlar… Uluslararası ilişkiler alanında yetkin bir isim olan Maurice Vaïsse yaşadığımız dünyanın bu baş döndürücü hızını, siyasi ve ekonomik güç dengelerini gözeterek tarafsız bir gözle analiz etmektedir.
- Yazar: Maurice Vaïsse
- Kitabın Başlığı: 1945’ten Günümüze Uluslararası İlişkiler
- Fransızca Metin: Les relations internationales depuis 1945
- Çeviren: Ayşe Meral [Fransızca]
- Yayına Hazırlayanlar: Taşkın Takış, Ufuk Coşkun
- Kapak Tasarımı: Mr. Z & Z
- Dizi Bilgisi: Doğu Batı Yayınları - 425; Siyaset Bilimi Dizisi - 20
- Basım Bilgileri: 1. Basım: Haziran 2024
- Sayfa Sayısı: 535
- ISBN: 978-625-8123-89-0
- Boyutları: 13,5 x 21
- Kapak Resmi: Birleşmiş Milletler Barış Gücü’nün sembolü haline gelen mavi miğfer, Nationaal Bevrijdingsmuseum / 1944-1945) arşivi.
Önsöz
Bölüm 1: İki Kutuplu Bir Dünyanın Doğuşu ve Yüzleşmesi
(1945-1955)
Kaçırılmış Barış
Fırsatı (1945-1947)
    
Yeni Bir Küresel Örgütlenme
    
Ortadoğu ve Uzakdoğu’ya Barışın Dönüşü
Soğuk Savaş
(1947-1955)
    
İki Blokun Doğuşu
    
Avrupa’nın İki Karşıt Bloka Bölünmesi
    
Soğuk Savaş’ın Merkezindeki Alman Sorunu
    
Uzakdoğu’da Komünizmin Yayılması
    
İki Tarafın Karşı Karşıya Gelmesi
Dekolonizasyonun
İlk Aşaması (1945-1955)
    
Dekolonizasyona Özgü Faktörler
    
Yakındoğu ve Ortadoğu’da Dekolonizasyon
    
Asya’da Dekolonizasyon
Bölüm 2: Barış İçinde Bir Arada Yaşama (1955-1962)
Dekolonizasyonun
İkinci Aşaması
    
Bandung ve Süveyş
    
Kuzey Afrika’da Dekolonizasyon
    
Kara Afrika’da Dekolonizasyon
    
Birleşmiş Milletler’in Evrimi
Blokların Evrilişi
    
Destalinizasyon, Polonya ve Macaristan Krizleri
    
Avrupa İnşasında Yeni Hamle
    
Barış İçinde Bir Arada Yaşama ve Bunun Sınırları
Bölüm 3: Yumuşama Dönemi (1962-1973)
ABD-Sovyet Düopolu
    
Silah Sınırlama Anlaşmaları
    
Avrupa’da Yumuşama ve “Ostpolitik”
Bloklar Krizi
    
Batı Blokundaki Kriz
    
Komünist Dünyadaki Kriz
Yumuşama Döneminde
Üçüncü Dünya Ülkeleri (1962-1973)
    
Üçüncü Dünya Devletlerinin Gruplaşmaları
    
Ekonomik Kalkınma ve Üçüncü Dünya Ülkelerine Yardım
Üçüncü Dünya
Ülkelerinde Uluslararası İlişkilerin Değişmesi
    
Vietnam Savaşı
    
Asya’daki Güç Dengesi
    
Latin Amerika, Doğu ve Batı Arasındaki Yeni Hedef
    
Afrika’daki Dekolonizasyonun Sonuçları
Bir Savaştan
Diğerine Yakındoğu
    
Altı Gün Savaşı
    
Filistin Sorunu
    
İç Karışıklıklar
    
Yom Kippur Savaşı
Bölüm 4: İstikrarsız Bir Dünya (1973-1985)
Ekonomik Kriz ve
Etkileri
    
Krizin Farklı Yönleri
    
Krize Karşılık Verme Çabaları
Sovyet-Amerikan
İlişkilerindeki Kriz
    
Düopolün Sorgulanması 
    
Silahlanma Yarışı
Avrupa’nın
Kararsızlıkları
    
Avrupa’nın Daha Yavaş Bir İnşası
    
Transatlantik Yanlış Anlamalar
    
Sovyet Liderlik Krizi
Güneydoğu Asya,
Latin Amerika ve Ortadoğu’daki Gerginlikler
    
Akdeniz ve Ortadoğu’da Huzursuzluk 
    
Güneydoğu Asya’da Nüfuz Mücadeleleri
    
Latin Amerika’nın İstikrarsızlaşması
Yeni Çatışma
Alanları ve Yeni Bahisler [Enjeux]
    
Basra Körfezi ve Hint Okyanusu
    
Afrika
    
Pasifik
Bölüm 5: İki Kutuplu Dünyanın Sonu (1985-1992)
Soğuk Savaş’ın Sonu
    
Dünya Düzeni mi, Düzensizliği mi?
    
Demokrasinin Benimsenmesindeki Zorluklar
    
ABD-Sovyet Diyaloğu
Yeni Bir Avrupa’nın
Doğuşu
    
Sovyetler’in Avrupa’dan Çekilmesi ve Doğu Avrupa Ülkelerinin Kurtuluşu
    
Almanya’nın Birleşmesi
    
Sovyet İmparatorluğunun Dağılması
    
Milliyetçiliğin Uyanışı ve Sınırların Sorgulanması
    
Avrupa Birliği’ne Doğru
    
Değişken Coğrafyaya Sahip Bir Avrupa
Soğuk Savaş Sonrası
Dünya
    
Zıtlıklarla Dolu Bir Asya
    
Kendi Haline Bırakılmış Afrika 
    
İstikrarsız Bir Ortadoğu
    
Orta ve Güney Amerika’daki Durum
Bölüm 6: Yeni Bir Dünya Düzeni Arayışı (1992-2001)
Doğu-Batı
Sisteminin Sonu
Para Birliğinin
Avrupası ve Barut Fıçısı Balkanlar
Kuzey-Güney
Karşıtlığının Kalıcılığı: Şiddetli Dünyalar
Hem Birleşik Hem
Parçalanmış Bir Dünya
Bölüm 7: Emperyal Düzensizlik (2001-2008)
Teröre Karşı Savaş
    
Terör Tehdidi Karşısında Amerikalılar 
    
Yeni Bir Hedef: Irak
İmparatorluk ve
Dünya
    
Washington-Moskova İlişkileri
    
ABD-Avrupa İlişkileri
    
Avrupa’nın İniş Çıkışları
    
Yakın ve Ortadoğu’da Çıkmaz
    
Afrika’da Sömürgecilik Sonrası Çatışmalar
    
Latin Amerika’nın Sola Yönelmesi
    
Yeni Bir Krizin Merkezinde Asya
Tartışılan
Küreselleşme 
    
Yoksulluk ve Kalkınma
    
Küresel Yönetişimin Bozulması
Bölüm 8: İktidarın Yeniden Dağıtımı (2008-2014)
Finansal Kriz
Çok Taraflılığa
Giderek Daha Çok Başvurulması
Yükselen Güçlerin
Öne Çıkması
Amerika’nın
Strateji Değiştirmesi, Rus Milliyetçiliği
Yönünü Yitirmiş Bir
Avrupa
Kriz Hilali
[Crescent of Crisis] (Yakın ve Ortadoğu)
İstikrarsız Coğrafi
Bölgeler: Kara Afrika, Latin Amerika, Uzakdoğu
“Arap Baharı”ndan
İktidara Geçen İslâmcılığa
Bölüm 9: Çok Kutuplu Bir Kaos (2014-2020)
Çok Taraflılığın
Krizi
Amerika’nın Geri
Çekilmesinden Rusya’nın Meydan Okumasına
    
Barack Obama’dan Donald Trump’a, Kendi İçine Kapanan Bir
Amerika
    
Putin’in Rusyası ve Ukrayna Krizi
Ortadoğu’da Arap
Baharı’ndan Siyasi-Dinî Savaşlara
 
   Suriye Savaşı
    
Ortadoğu’da Altüst Olmuş Sınırlar ve Devletler 
Afrika: Karışık ve
Arzulanan Bir Kıta 
Asya’da Değişim
Rüzgârı
Krizde Bir Avrupa
    
Göçe Karşı
    
Brexit
Ekonomik ve Siyasi
Zorluklarla Boğuşan Latin Amerika
Bölüm 10: Dünyanın Parçalanması (2019-2023)
Sağlık Krizi
Ukrayna Savaşı
ABD, Çin ve Rusya Arasındaki Yeni “Soğuk Savaşlar”
    
Rus-Amerikan Rekabeti
    
Çin-Amerikan Rekabeti
Avrupa Birliği ve NATO Üzerindeki Şokların Etkileri
Yakın ve
Ortadoğu’da Bölgesel Yeniden Yapılanma; Sahra Altı Afrika, Yeni Bir Meydan
Okuma
Bibliyografya
Dizin
Önsöz
1945’ten bu yana üç çeyrek yüzyıl geçti. 
Tarihçinin ayrıcalığı geçmişi tanımlamak olduğu
için, süre bakımından eşit olmasa da son derece belirgin üç dönemi ayırt etmeyi
öneriyoruz: Soğuk Savaş, 1980’lerin sonundan 2001’e kadar “mutlu” küreselleşme;
2011’den itibaren dünyanın parçalanması.
Bu kitap henüz yeni çıktığında, dünya o zamana
kadar geçilmesi imkânsız bir çizgi olan Soğuk Savaş’tan yeni çıkmıştı. Bu
nedenle bu dönemi, anlatımı berrak kılmak adına, baskın temalara karşılık gelen
dönemlere bölmüştük: 1945’ten 1955’e kadar, iki kutuplu bir dünyanın doğuşu ve
yüzleşmesi; 1955’ten 1962’ye, barış içinde bir arada yaşama; 1962’den 1973’e
kadar rahatlama; 1973’ten 1985’e kadar yeni bir soğuk savaş. Kronolojik
referansların ve temaların seçimi anlatım boyunca açıklandı, ancak bu kadar
yakın bir dönem için özellikle kalıcı olanı geçici olandan ayırt etmek çok
zordur, bu nedenle önemli olarak belirtip seçtiğimiz tarihler değişmez
olmadıkları gibi bunlara itiraz da edilebilir. En iyi örnek “Soğuk Savaş”
kronolojisidir, belirsiz olduğu için bu dönemin sonuyla ilgili tartışmalar
bitmek bilmiyor: Stalin’in ölümünden ötürü 1953 mü? Bir arada barış içinde yaşama
döneminin başlangıcından ötürü 1955 mi? Küba krizinden ötürü 1962 mi? Ya da Doğu’daki tüm mucizelerin yılı
olan 1989 mu?
1980’lerden bu yana, iki kutuplu çatışma yerini
açık bir dünyaya bıraktı. Geçmişin tarihçisi, şimdiki zamanın tarihçisine
dönüşür ve tanık olduğu dönüm noktalarını dikkatle inceler, kaçınılmaz olarak
güncel olaylara daha fazla önem ve yer verir.
İdeolojik ama aynı zamanda ekonomik kilitlenme
noktası olan Soğuk Savaş’tan sonra, küreselleşmenin damgasını vurduğu yeni bir
dönem başladı. Bu, “Amerikan Yüzyılı”nın zirvesi, demokrasinin, piyasa
ekonomisinin ve serbest ticaretin zaferi, ticarette benzeri görülmemiş bir
gelişme, yeni bilgi ve iletişim teknolojilerinin devrimi ile örtüşür. Dünya
pazarı birleşmiştir; mal, sermaye ve bilginin dolaşımı Dünya Ticaret Örgütü’nün kurulmasıyla güçlenmiştir (1994).
Ulusötesi şirketler, devletlerden bağımsız önemli ekonomik aktörler haline
gelmiştir. 
Bu sözde “mutlu” küreselleşme parantezi,
Amerikan topraklarına yönelik saldırıların, Çin’in küreselleşmenin zirvesine işaret eden Dünya Ticaret Örgütü’ne [DTÖ] giriş yılı olan 2001’de kapanmıştır; ayrıca Afganistan ve Irak savaşlarında zarar gören Amerikan gücünün göreceli düşüşüne
işaret eden ve aynı zamanda 2008 ekonomik krizi ve Suriye’deki savaş, Ukrayna krizi ve Çin-Rus yakınlaşması ile öne çıkan 2014’ün dönüm noktasıyla
noktalanan içinde yaşadığımız kaotik dünyanın kökenidir. 2019-2023 yıllarında
şaşırtıcı olaylar baş gösterdi: salgın ve ardından Ukrayna’ya karşı savaş, sorunları (göç, iklim değişikliği,
çokuluslu şirketler, dijital dünya) çok taraflı çözümler gerektiren bir dünyada
güç dengesini bozdu.
Dönemin heterojenliğinin
ötesinde, Avrupa dışındaki devletlerin şimdiye kadar Avrupa uluslarının
ayrıcalığı olan uluslararası sisteme girmesi, insanlık tarihinde bu dönemi özel
kılan şeydir. 16. yüzyıldan beri, Avrupa dünyaya egemen oldu, onu “keşfetti”,
kendi dillerini, dinlerini ve geleneklerini dünyaya empoze etti. Bu fenomen,
19. yüzyılın geniş sömürgecilik hareketine yol açmıştı. Her ne kadar bazıları
Batı’nın gerilemesini Büyük Savaş’ın sonunda fark edebilmiş olsa da 1939’da güç
Batı’daydı. 1945’ten sonra, güç artık Avrupa’da değil, Avrupa’nın dışında, önce
ABD ve Atlantik eksenindeydi. Dünya buradan 21. yüzyılın başında bir
Hint-Pasifik dünyasına doğru yöneldi. Demografik ve ekonomik kriterler
özellikle aydınlatıcıdır.
Demografik alanda, bazı rakamlar insanı
düşünmeye itiyor. 1950-2022 yılları arasında dünya nüfusu 2.5 milyar insandan 8
milyarın üzerine çıkmıştır. Avrupa’nın nüfusu dünya nüfusunun yüzde 20’sinden
yüzde 10’una düşmüştür. Bugün Asya, Çin’de bir milyar 400 milyon, Hindistan’da bir milyar 400 milyon, Endonezya’da 275 milyon, Pakistan’da 235 milyon ve Bangladeş’te 171, Japonya’da 128 milyon olmak üzere yaklaşık 4 buçuk milyar nüfusa
sahiptir. Ekonomik alana gelince, grafikte görebileceğimiz gibi, Avro Bölgesi
dünya GSYİH’sinde giderek daha az ağırlığa sahiptir; düşüşü ABD’ninkinden çok
daha hızlı olmuştur. Çin’in ağırlığı ise artmıştır. Küreselleşmenin damgasını vurduğu
uluslararası bir sistemde, dünyanın dengesi Asya’ya kaymıştır. 
Gelişmekte olan ülkelerin, özellikle de ABD’ye rakip
gibi görünen Çin’in giderek artan bir rol oynadığı çok kutuplu bir
dünyanın doğuşunu görmekteyiz. 1990’ların barış ve istikrar umutlarını, sorunlu
bir dünyanın hiçbir bölgesini esirgemeyen çok sayıda gerilim izledi.
Maurice Vaïsse
1942’de Cezayir’de doğan Maurice Vaïsse, Uluslararası ilişkiler
ve Savunma alanında uzmanlaşmış bir Fransız tarihçidir. Journal of Intelligence and
Terrorism Studies dergisinin yayın
kurulu üyesidir. Paris Siyasi Bilimler Akademisi [Science Po] ve Paris
Sorbonne’da profesör olup uluslararası
ilişkiler alanında
ders vermektedir. Aynı zamanda 2008’den beri Fransa Savunma Bakanlığı’nda Tarih Araştırmaları
Bilim Konseyini yönetmektedir. 1994’de Fransa Şeref Nişanı ve 2000’de Fransa Ulusal Liyakat Nişanı almıştır.
Ayşe Meral 
1971 doğumlu ve 1990 yılına kadar Fransa’da yaşayan Ayşe Meral,
Galatasaray Lisesi’nden mezun olduktan sonra İstanbul Üniversitesi Fransız
Dili ve Edebiyatı bölümünde eğitimini sürdürmüştür. 1995 yılından itibaren
çeşitli Fransızca eserleri Türkçeye kazandırmıştır. Çevirmenin Doğu Batı
Yayınları’ndaki diğer kitapları: Ortaçağ’da Felsefe (Étienne Gilson); Angora’dan
Ankara’ya (Jean-François Pérouse); Dil (ve zihnin) Felsefesi
(François Recanati); İnisiyasyon, Âyinler, Gizli Cemiyetler (Mircea
Eliade); Ortadoğu Tarihi: 19. Yüzyıldan Günümüze (Anne-Laure Dupont,
Catherine Mayeur-Jaouen, Chantal Verdeil).







