Tocqueville başyapıtı Amerika’da Demokrasi’nin ikinci cildinde eşsiz saptamalarına ve öngörülerine devam ediyor. Demokratik düşüncenin ve sistemin kendine özgü duygu, düşünce, eğilim ve alışkanlıklar yarattığını söylüyor. Tocqueville Amerika’yı Amerika yapan süreçleri, oluşumları, modern dünyanın daha sonraları Gösteri, Tüketim vb. toplumları diye tanımladığı burjuva-kapitalist düzenin bu ilk prototipini tam bir yetkinlikle anlatmıştır. Birey, toplum, aile ve toplumsal hayat gibi olguların nasıl bir dönüşüme uğradığını göstermiş, demokrasinin yarattığı bencillik ve yalnızlaşmaya vurgu yapmıştır. Bu bakımdan, Amerika toplumunun ve insanının duygusal-düşünsel serüvenini anlamak, bugün tüm dünyayı etkisi altına alan Amerikan kültürünü anlamaya daha çok katkı sağlayacaktır. İşte Tocqueville’in önemi ve değeri burada daha da belirginleşiyor. Kitaptaki kehanet gibi toplumsal çözümlemelerin hareket noktası onun sözleriyle şöyledir:
“Amerikalılar demokratik bir toplumsal sisteme sahiptir ve bu tabiatıyla onlara birtakım siyasal teamüller ve kaideler telkin etmiştir. Ayrıca bu toplumsal durum, Amerikalılarda, Avrupa’daki eski aristokratik toplumların bilmediği birçok duygu ve düşünce yaratmıştır. Vaktiyle mevcut olan ilişkileri değiştirmiş veya ortadan kaldırmıştır; bunların yerine yenilerini koymuştur. Sivil toplumun çehresi en az siyasal dünyanın zevahiri kadar değişmiştir.”
- Yazar: Alexis de Tocqueville
- Kitabın Başlığı: Amerika’da Demokrasi - II
- Fransızca Özgün Metin: De la démocratie en Amérique - II
- Çeviren: Özcan Doğan [Fransızca]
- Yayına Hazırlayanlar: Ufuk Coşkun - Cansu Özge Özmen
- Kapak Tasarımı: Mr. Z & Z
- Dizi Bilgisi: Doğu Batı Yayınları - 164; Siyaset Bilimi - 13
- Basım Bilgileri: 1. Basım: Kasım 2016
- Sayfa Sayısı: 415
- ISBN: 978-605-9328-58-6
- Boyutları: 14 x 21
Okurların Dikkatine
Birinci Kısım
Birleşik Devletler’de Demokrasinin Entelektüel Yaşam Üzerindeki Etkileri
Birinci Bölüm
Amerikalıların Felsefi Yöntemi Üzerine
İkinci Bölüm
Demokratik Toplumlarda İnançların Temel Kaynağı
Üçüncü Bölüm
Ataları Olan İngilizlere Kıyasla, Amerikalıların Genel Düşüncelerden Daha Fazla Hazzetmelerinin ve Bunlara Daha Yatkın Olmalarının Nedeni Nedir?
Dördüncü Bölüm
Amerikalıların Siyasi Konularda Genel Düşüncelere Fransızlar Kadar Hevesli Olmamalarının Nedeni
Beşinci Bölüm
Birleşik Devletler’de Din Demokratik Dürtülerden Nasıl Yararlanır?
Altıncı Bölüm
Birleşik Devletler’de Katolikliğin Gelişimi
Yedinci Bölüm
Demokratik Toplumları Panteizme Yönelten Şey
Sekizinci Bölüm
Eşitlik Amerikalılara İnsanın Sınırsız Düzeyde Yetkinleşebileceği Düşüncesini Nasıl Aşılar?
Dokuzuncu Bölüm
Amerikan Örneği, Demokratik Bir Toplumun Bilime, Edebiyata ve Sanata Yatkınlık ve Yakınlık Duymayacağını Göstermez. Neden?
Onuncu Bölüm
Amerikalılar Neden Bilimsel Teorilerden Ziyade Bilimsel Pratiklerle İlgilenirler?
On Birinci Bölüm
Amerikalıların Sanat ve Zanaat Anlayışı
On İkinci Bölüm
Amerikalılar Neden Hem Büyük Hem de Küçürek Anıtlar Yaparlar?
On Üçüncü Bölüm
Demokratik Çağın Edebî Manzarası
On Dördüncü Bölüm
Edebiyat Endüstrisi
On Beşinci Bölüm
Yunan ve Latin Edebiyatlarının Öğrenilmesi Demokratik Toplumlar için Neden Önemlidir?
On Altıncı Bölüm
Amerikan Demokrasisi İngiliz Dilini Nasıl Dönüştürdü?
On Yedinci Bölüm
Demokratik Toplumlarda Şiirin Kaynakları
On Sekizinci Bölüm
Amerikalı Yazar ve Hatiplerdeki Mübalağanın Nedenleri
On Dokuzuncu Bölüm
Demokratik Toplumlarda Tiyatro Üzerine Bazı Gözlemler
Yirminci Bölüm
Demokrasi Çağındaki Tarihçilere Özgü Bazı Eğilimler
Yirmi Birinci Bölüm
Birleşik Devletler’deki Parlamento Retoriği Üzerine
İkinci Kısım
Demokrasinin Amerikalıların Duyguları Üzerindeki Etkileri
Birinci Bölüm
Demokratik Toplumların Özgürlükten Ziyade Eşitliği Ateşli Bir Biçimde Savunmasının Nedenleri
İkinci Bölüm
Demokratik Ülkelerde Bireycilik
Üçüncü Bölüm
Bireycilik Demokratik Bir Devrimin Sonunda Öteki Dönemlere Kıyasla Daha Güçlüdür
Dördüncü Bölüm
Amerikalılar Serbest Kurumlar Sayesinde Bireycilikle Nasıl Mücadele Ediyorlar?
Beşinci Bölüm
Amerikalılar Sivil Yaşamda Örgütlülükten Nasıl Yararlanıyor?
Altıncı Bölüm
Örgütler ile Gazeteler Arasındaki İlişkiler
Yedinci Bölüm
Sivil Örgütler ile Siyasi Örgütler Arasındaki İlişkiler
Sekizinci Bölüm
Amerikalılar Çıkar Düşüncesi Sayesinde Bireycilikle Nasıl Mücadele Ediyorlar?
Dokuzuncu Bölüm
Amerikalılar Çıkar Düşüncesini Dinî Alanda Nasıl Uyguluyorlar?
Onuncu Bölüm
Amerika’daki Maddi Refah Duygusu
On Birinci Bölüm
Maddi Zevk Tutkusunun Demokrasilerde Yarattığı Özel Sonuçlar
On İkinci Bölüm
Bazı Amerikalılar Neden Abartılı Bir Tinsellik Sergiliyor?
On Üçüncü Bölüm
Amerikalılar Maddi Refah İçindeyken Neden Çok Kaygılı Görünürler?
On Dördüncü Bölüm
Amerikalılarda Maddi Zevk Duygusunun Özgürlük Aşkıyla ve Kamusal Faaliyetlerle İlişkisi
On Beşinci Bölüm
Dinî İnançlar Amerikalıları Nasıl Manevi Zevklere Yöneltir?
On Altıncı Bölüm
Aşırı Maddi Refah Arzusu Maddi Refaha Nasıl Zarar Verir?
On Yedinci Bölüm
Eşitlik ve Şüphecilik Çağında Uzun Vadeli Amaçlar Neden Önemlidir?
On Sekizinci Bölüm
Amerikalılar Bütün Dürüst Meslekleri Neden Saygın Meslekler Olarak Görüyorlar?
On Dokuzuncu Bölüm
Amerikalıları Çoğunlukla Endüstriyel Mesleklere Yönelten Nedenler
Yirminci Bölüm
Endüstriden Aristokrasi Doğabilir mi?
Üçüncü Kısım
Demokrasinin Değer Yargıları Üzerindeki Etkileri
Birinci Bölüm
Fırsat Eşitliği Arttıkça Değer Yargıları Yumuşar
İkinci Bölüm
Demokrasi Amerikalıların Gündelik İlişkilerini Nasıl Basitleştirip Kolaylaştırıyor?
Üçüncü Bölüm
Amerikalılar Kendi Ülkelerinde Pek Alıngan Değilken, Avrupa’da Neden Bu Kadar Alıngan Davranıyorlar?
Dördüncü Bölüm
İlk Üç Bölümden Doğan Sonuçlar
Beşinci Bölüm
Demokrasi Efendi ve Hizmetkâr İlişkisini Nasıl Dönüştürür?
Altıncı Bölüm
Demokratik Kurumlar ve Kaideler Çalışma Ücretlerini Arttırıp Sürelerini Kısaltır
Yedinci Bölüm
Demokrasinin Ücretler Üzerindeki Etkisi
Sekizinci Bölüm
Demokrasinin Aile Üzerindeki Etkisi
Dokuzuncu Bölüm
Birleşik Devletler’de Genç Kızların Eğitimi
Onuncu Bölüm
Genç Bir Kız Nasıl Evli Bir Kadın Haline Gelir?
On Birinci Bölüm
Amerika’da Fırsat Eşitliği Güzel Mizaçların Korunmasına Yardımcı Olur
On İkinci Bölüm
Amerikalılar Kadın-Erkek Eşitliğinden Ne Anlıyorlar?
On Üçüncü Bölüm
Eşitlik Amerikalıları Nasıl Sayısız Küçük Topluluğa Bölüyor?
On Dördüncü Bölüm
Amerikalıların Üsluplarına Dair Bazı Düşünceler
On Beşinci Bölüm
Amerikalılar Ciddi Bir Millettir Ama Bu Gayriciddi Şeyler Yapmalarını Engellemez
On Altıncı Bölüm
Amerikalıların Milli Gururu İngilizlerinkine Kıyasla Daha Hassas ve Saldırgandır
On Yedinci Bölüm
Birleşik Devletler’de Toplum Hem Hareketli Hem de Tekdüze Bir Görünüm Sergiler
On Sekizinci Bölüm
Birleşik Devletler’de ve Demokratik Toplumlarda Onur Anlayışı
On Dokuzuncu Bölüm
Birleşik Devletler’de Tutkular Sınırsızdır Ama Büyük Tutkular Nadirdir. Neden?
Yirminci Bölüm
Bazı Demokratik Ülkelerde Makam-Mevki Arayışı
Yirmi Birinci Bölüm
Büyük Devrimlerin Nadir Hale Gelmesinin Nedenleri
Yirmi İkinci Bölüm
Demokratik Ülkelerde Toplumlar Barış İster Demokratik Ülkelerin Orduları ise Savaş İster. Neden?
Yirmi Üçüncü Bölüm
Demokratik Ülkelerin Ordularında En Savaşçı ve En İhtilalci Sınıf Hangisidir?
Yirmi Dördüncü Bölüm
Demokratik Ülkelerin Orduları, Öteki Ordulara Kıyasla, Savaş Başladığında Zayıftırlar, Ancak Savaş Uzadıkça Korkutucu Olurlar. Bunun Nedenleri
Yirmi Beşinci Bölüm
Demokratik Ülkelerin Ordularında Disiplin Anlayışı
Yirmi Altıncı Bölüm
Demokratik Toplumlarda Savaş Üzerine Bazı Düşünceler
Dördüncü Kısım
Demokratik Düşüncelerin ve Duyguların Siyasal Toplum Üzerindeki Etkileri
Birinci Bölüm
Eşitlik Doğal Olarak İnsanları Serbest Kurumlara Yöneltir
İkinci Bölüm
Demokratik Toplumların Yönetim Konusundaki Düşünceleri Erklerin Bir Noktada Toplanması için Doğal Olarak Elverişlidir
Üçüncü Bölüm
Demokratik Toplumların Duyguları Düşünceleriyle Örtüşür ve Böylelikle Onları İktidarı Tek Bir Noktada Toplamaya Yöneltir
Dördüncü Bölüm
Demokratik Bir Toplumu Merkezî İktidara Yönelten ya da Ondan Uzaklaştıran Bazı Özel ve Rastlantısal Nedenler
Beşinci Bölüm
Bugünkü Avrupa Ülkelerinde Merkezî İktidar Güçlüdür Ama Muktedirler Kalıcı Değildir
Altıncı Bölüm
Demokratik Toplumlar Ne Tür Bir Despotizmden Korkmalıdır?
Yedinci Bölüm
Önceki Bölümlerden Devamla
Sekizinci Bölüm
Genel Değerlendirme
Notlar
OKURLARIN DİKKATİNE
Amerikalılar
demokratik bir toplumsal sisteme sahiptir ve bu tabiatıyla onlara birtakım
siyasal teamüller ve kaideler telkin etmiştir. Ayrıca bu toplumsal durum,
Amerikalılarda, Avrupa’daki eski aristokratik toplumların bilmediği birçok
duygu ve düşünce yaratmıştır. Vaktiyle mevcut olan ilişkileri değiştirmiş veya
ortadan kaldırmıştır; bunların yerine yenilerini koymuştur. Sivil toplumun
çehresi en az siyasal dünyanın zevahiri kadar değişmiştir.
Beş yıl önce yayımladığım eserde, Amerikan demokrasisi bağlamında,
zikrettiğim ilk meseleyi ele almıştım. İkinci mesele ise elimizdeki kitabın
konusudur. Bu iki konu birbirini tamamlamakta ve esasen tek bir yapıt ortaya
çıkarmaktadır.
İlk olarak, kendi adıma olumsuz sonuçlar doğurabilecek bir yanlışa
karşı okurları uyarmak isterim. Eşitlik olgusunun çok farklı neticeler
yarattığını söylediğimden, okurlar, benim eşitliği günümüzde olup bitenlerin
yegâne nedeni olarak gördüğümü düşünebilirler. Böyle düşünmek benim çok sınırlı
bir bakış açısına sahip olduğumu iddia etmektir.
Yaşadığımız dönemde, eşitlik olgusuyla ilgisi bulunmayan ve hattâ
onunla çelişen olaylardan mütevellit birçok duygu, düşünce ve temayül söz
konusudur.
Bu bağlamda, Birleşik Devletler’i örnek alacak olursam, ülkenin
tabiatının, orada yaşayan insanların kökeninin, ilk kurucuların benimsediği
dinî inançların, mevcut bilgi düzeylerinin ve eski alışkanlıklarının,
demokrasiden bağımsız olarak, Amerikalıların duygu ve düşünceleri üzerine büyük
etkiler yarattığını ve yaratmaya devam ettiğini rahatlıkla gösterebilirim.
Eşitlik olgusundan bağımsız olan farklı bazı nedenler Avrupa’da karşımıza
çıkmakta ve orada olup bitenleri açıklamaktadır. Bu nedenlerin varlığını ve
yarattıkları güçlü etkileri kabul ediyorum; fakat buradaki amacım onlardan
bahsetmek değildir. Tüm düşüncelerimizin ve eğilimlerimizin nedenlerini
açıklamak gibi bir niyetim yoktur; yalnızca eşitliğin düşüncelerimizi ve
eğilimlerimizi nasıl dönüştürdüğünü göstermek istiyorum.
Tanık olduğumuz demokratik devrimin karşı konulmaz bir vaka
olduğuna, buna karşı direnmenin makul ve arzu edilir olmadığına kesinlikle kani
olduğum halde, elimizdeki kitapta, söz konusu devrimin yarattığı demokratik
toplumlara karşı hayli sert sözler sarf etmem okurları şaşırtabilir. Buna
basitçe şöyle yanıt vereceğim: Hiçbir surette demokrasiye muhalif olmadığım
için ona karşı dürüst olmak istedim.
İnsanlar düşmanlarına ve dostlarına dair hakikatleri pek bilmezler
ve onlara bu hakikatleri söylemezler; işte bu yüzden hakikatleri dile getirmek
istedim. Bu noktadaki düşüncem şuydu: Birçok insan eşitliğin insanlara vaat
ettiği nimetleri anlatmayı görev bilecek, fakat çok az kişi eşitliğin bu
nimetler için yarattığı tehlikelere işaret edebilecekti. Dolayısıyla, öncelikle
bu tehlikeleri görmeye çalıştım ve bir kez açıkça keşfettikten sonra onları
gizlemek gibi bir gaflete düşmekten kaçındım.
İlk kitabımda fark edilen tarafsızlığımın bu kitapta da
görüleceğini umuyorum. İnsanları ayrıştıran zıt düşünceler içerisinde, zihnimde
her bir düşüncenin uyandırdığı yakınlığı ya da karşıtlığı kendi içimde bertaraf
etmeye çalıştım. Kitabımı okuyanlar, ülkemizde çalkantılara neden olan büyük
partilerden birini ya da ülkemizi huzursuzluğa sürükleyip zaafa uğratan en ufak
bir girişimi öven herhangi bir ifadeyle karşılaşırlarsa, bunu yüksek sesle
duyursunlar ve beni suçlamaktan çekinmesinler.
Ele almak istediğim konu son derece geniştir; zira yeni dünya
düzeninin yarattığı birçok duygu ve düşünceye temas etmektedir. Böyle muazzam
bir konu benim imkânlarımı fazlasıyla aşıyor şüphesiz; bu sebeple, konuyu
yeterince tatmin edici bir şekilde işleyebildiğimi söyleyemem.
Bununla birlikte, istediğim hedefe ulaşamamış olsam bile, umuyorum
ki okurlar bana karşı adil olacak ve bu hedefe ulaşma düşüncesiyle hareket
ettiğimi, giriştiğim işi bu anlayışla tasarlayıp yürüttüğümü teslim edecektir.
Alexis de Tocqueville (1805-1859)
Alexis-Henri-Charles Clérel, vikont de Tocqueville, 1805 yılında Paris’te doğdu. Hukukçu, tarihçi, siyaset düşünürü, siyasetçi. Aristokrat bir aileye mensup olan Tocqueville hukuk öğrenimi gördü. 1827’de yargıç olarak görev aldı. 1831 yılında, Amerikan ceza infaz sistemini araştırmak üzere, resmî görevli olarak Birleşik Devletler’e gönderildi. Dokuz aylık Amerika seyahati sırasında, Birleşik Devletler’deki toplumsal ve siyasal yaşama dair ayrıntılı ve etkileyici gözlemler yaptı. Fransa’ya döndükten sonra, Amerikalıların demokrasi anlayışından etkilenmiş bir hukukçu ve siyasetçi olarak, başyapıtı olan Amerika’da Demokrasi’yi kaleme aldı. Bu eseri yazmadaki temel amacı, başta Fransızlar olmak üzere, büyük siyasal ve toplumsal belirsizlikler içinde çalkantılı zamanlar yaşayan Avrupalılara demokrasi fikrini anlatmaktı. Amerika ile Avrupa’yı siyasal ve toplumsal olarak karşılaştıran Tocqueville, Amerikan demokrasi anlayışını temel itibariyle izlenmesi gereken bir örnek olarak Avrupalılara sundu. (Tocqueville’e dünya çapında bir tanınmışlık kazandıran Amerika’da Demokrasi siyasetçiler, hukukçular, tarihçiler ve sosyologlar için temel bir kaynak haline gelmiştir.) Tocqueville 1839 yılında Manş vilayetinin temsilcisi olarak aktif siyasete katıldı ve 1851 yılına kadar bu görevini sürdürdü. Cumhuriyetçi ve liberal bir siyasetçi olarak, kölelik karşıtı ve serbest piyasadan yana düşüncelerini mecliste savundu, sömürgecilik meselesini tartıştı. 1851 yılının Aralık ayında yapılan hükümet darbesini takiben aktif siyasete veda etti. Bu tarihten sonra, ikinci büyük eseri olan Eski Rejim ve Devrim’i yazmaya başladı. Uzun yıllar tüberküloz hastası olan Tocqueville 16 Nisan 1859 yılında Cannes’da öldü. Başlıca eserleri: Amerika’da Demokrasi (1835-1840), Eski Rejim ve Devrim (1856, bu eserin ikinci cildi yarım kalmıştır), Müzmin Yoksulluk Üzerine (1835), Çölde On Beş Gün (yay. 1861).
Özcan Doğan
Çevirmen, redaktör, yazar. 1981 yılında doğdu. Hacettepe Üniversitesi Fransız Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldu. Sosyoloji ve Antropoloji (Marcel Mauss), Avrupa Düşüncesinin Serüveni (Jacqueline Russ), Sanat (France Farago), Orada Saat Kaç? (Serge Gruzinski), Ekonomik Psikoloji (Gabriel Tarde), Monadoloji ve Sosyoloji (Gabriel Tarde) çevirdiği kitaplardan bazılarıdır. Bay How Ne Yapmalı? adlı bir öykü kitabı, Ayakları Pürdikkat Refakatçi Haydutlar adlı bir romanı yayımlandı. Çeşitli edebiyat dergileri için öykü, şiir ve yazılar yazdı.