• Doğu Batı Sayı 70: Kötülük Şarkıları

Doğu Batı Sayı 70: Kötülük Şarkıları

  • 150,00 TL
  • 112,50 TL


  • Stok Durumu: Stokta var
  • 24 Saatte Kargoda


Etiketler: dergiler

Özlem Duva
Radikal Kötülük ve Sorumluluk  

Berrak Coşkun
Levinas Etiğinde Kötülük ve Sonsuz Sorumluluk Düşüncesi 

Mustafa Kaya
Leibniz’de Kötülük Problemi ve Mümkün Dünyaların En İyisi Teodisesi 

Özgür Taburoğlu
Kötülük ve Sapkınlık: Müslümanlıkta Teodise Olanakları  

Tuğba Torun
Teodise Problemine Farklı Bir Pencereden Bakmak  

İsmail Şimşek
Kötülük Problemine İki Farklı Bakış: Teist ve Ateist Yaklaşım  

Bahtinur Möngü
Josiah Royce: Kötülük Problemine Sadakat Merkezli Bir Yaklaşım 

M. Mukadder Yakupoğlu
Kötülüğün Metafiziği ve İntihar

Serhat Soyşekerci
Çarmıhtaki Acı: Acının Değiştirilişine İlişkin Kötülük Meselleri 

Kadir Pektezel
Epistemolojik Kriz ve Tinsel Suistimalden Paradoksal İsyana

A. Onur Aktaş
Aynılığın Tekrarından Biricikliğin Büyüsüne: Nietzsche ve Ahlâkın Soykütüğü

Sadık Türkoğlu
Baudelaire’in Şiirlerinde Kötülük Üzerine 

Tülin Kartal Güngör
Baudelaire ve Kötülük Çiçekleri 

Ürün Şen Sönmez
Türk Romanında Kötülük (Başlangıçtan 1950’ye)

OKUYUCUYA

Charles Baudelaire

 

Bönlükler, yanılgılar, günahlar, cimrilikler,
İşleyip tenimize, kaplar ruhlarımızı,
Ve besleriz sevimli pişmanlıklarımızı,
Kendi bitini nasıl beslerse dilenciler.

 

Günahlarımız katı, pişmanlığımız gevşek;
Sık sık ceza öderiz itiraflarımıza,
Ve sevinçle döneriz o çamurlu yollara,
İğrenç gözyaşlarıyla kirim çıkar diyerek.

 

Bu Kocaman Şeytan’dır kötülük yastığında
Esrimiş ruhumuzu uzun uzun sallayan,
Ve görkemli madeni irademizin o an
Bir buhar olup uçar bu bilgiç kimyacıyla.

 

Hep o Şeytan’dır bizim iplerimizi tutan!
Oltaya takılırız iğrenç olan her şeyde;
Her gün bir adım daha inerek Cehennem’e,
Ürkmeksizin, pis koku saçan karanlıklardan.

 

Sefih bir zavallının öpüp yemesi gibi
Eski bir fahişenin örselenmiş göğsünü,
Geçkin portakal gibi iyice sıkıp onu
Çalarız giderayak yasadışı bir zevki.

 

Bir milyon kurtçuk gibi, sıkışmış, kaynayarak,
Yer, içer bir Şeytanlar takımı beynimizde,
Ve ne zaman solusak, dolar ciğerimize,
Boğuk iniltilerle, Ölüm, görünmez ırmak.

 

İşlememişse o hoş desenleriyle henüz
Şayet ırza tecavüz, zehir, hançer ve yangın,
Adî kanavasını acıklı bahtımızın,
Cesur değil de ondan, ne yazık ki, ruhumuz!

 

Fakat çakal, panter ve zağarların içinde,
Maymunlar, akbabalar, akrepler ve yılanlar,
Uluyan, homurdanan, sürünen canavarlar,
Sefih hayatımızın o rezil bahçesinde

 

Biri var ki en çirkin, en kötü ve en murdar!
Büyük çığlıklar atıp büyüklenmese bile,
Toprağı bir enkaza dönüştürür isterse
Ve bir esneyişiyle bütün dünyayı yutar;

 

Can sıkıntısıdır bu! –gözü hep yaşla dolu,
Darağaçları düşler çubuğunu içerken.
Bu nazik canavarı çok iyi tanırsın sen,
–Kardeşim, –benzer’im –ikiyüzlü okuyucu!


(Çeviri: Ahmet Necdet)