Doğu Batı Sayı 76: Rüyalar
- 180,00 TL
-
135,00 TL
- Stok Durumu: Stokta var
- 24 Saatte Kargoda
Aslı Yazıcı Yakın
Suyun Öte Yakası: Türkiye’de 1950’den Bugüne Popüler Rüya Tabiri Kitapları
Özge Soysal
Rüyanın Topolojisi
Erdal Ağar
Rüyaların Nörobiyolojisi
Tuncay Saygın
Felsefenin Kâbusu: Rüyalar
Sevda Numanbayraktaroğlu
Zor Sanat: Rüya Yorumu
Medet Yolal
Antik Rüyalar, Çağdaş Düşler
Arzu Akgün
Bizans’ın Rüya Tabirnameleri
Özgen Felek
III. Murad’ın Rüya Mektuplarında Kadınlar (ve Cinsellik)
Aslı Niyazioğlu
Rüya Aynasında Erken Modern Osmanlı Biyografi Yazarları
Ekrem Demirli
Hayal ve Hakikat Arasında: Rüyanın Tabirini Aramak
Kemal Ramazan Haykıran
Hâkimiyet Alameti: Hükümdar Rüyaları
Ayça Oral
Dikkat Bu Bir Rüya! Rüyanın Öte Yakası’nı Walter Benjamin’le Okumak
Ali Sina Özüstün
Hayata “Rüya Vehmiyle” Bakan Adam: Ahmet Hamdi Tanpınar
“YAŞAM BİR RÜYADIR UYANMAK BİZİ ÖLDÜRÜR”
İnsan rüyalarıyla ikinci bir yaşamın konusudur. İlk bakışta tuhaf, anlamsız gibi duran
birbirine zıt sayısız resim ve görüntünün birleşmesiyle bambaşka bir dünyanın
kapıları aralanır. Uykudayken bizi hayretler içerisinde bırakan sebepler
çoktur. Nasıl olur da kımıltısız bir vaziyette irademizi teslim etmişken, bu
kadar çok hikâye ve konuşmayı dinler, hareketsiz bir bedenin her uzvundan masal kahramanları, düşman
ve canavarlar yaratırız? Bilincin ikiye
bölünmüş yerleri, görünmez bir bölgede bekleyen eğilimler, engellenen
dürtüler rüyalarda hiçbir
koşula bağlı kalmaksızın –bir felaketin aniden patlak vermesi ya da gelen
müjdeli bir haber gibi– birden beliriverirler. Bazen kendimizden
doğan bir yetersizlik veya bir mükemmeliyet halinin yansımasıdır bu.
Rüyalardaki açıklık, doğruluk ve kendiliğindenlik çoğu zaman şaşırtıcı
gelebilir. Zira bilinçaltının ülkesi
rüyalardır. Orada her türden arzu ve hevesler serbest kalmış, engeller yok
edilmiş, sınırlar silinmiştir. Fakat çoğu gece bu renkli gölgelerin oynadığı oyun
unutulup gider. Rüyalar yorumlanırken,
bir başkasına
aktarılırken bile sıkı bir denetim uygulanır. Bazen her şeyi teslim
alabilecek bir kuvvete ve duygu yoğunluğuna erişmişken, âdeta üzerimize akın eden bu duyguları, kâbusları, korkuları,
mutlulukları bir filtreden geçirir, sınırlı ölçülerde anımsayabiliriz. Acaba
şimdiye kadar kaç gece hangi mutsuzluk denizlerinde boğulduk, ufku, toprağı
belli olmayan hangi ülkelerde yolculuğa çıktık,
rüyalarımızda kaç kişiyi öldürdük ve kaç meçhul sevgiliye
âşık olduk?
* * *
Rüyaları anlamak ve
yorumlamak daha doğrusu mükemmelen tabir etmek isteriz. Mitolojiler, dinler,
farklı psikanaliz ekolleri rüyaları çeşitli boyutlarıyla görmüşlerdir. Rüyaların geçmişe mi
yaslandıkları yoksa gelecekten mi haber verdikleri, bir doğa olayı mı yoksa
inancın bir parçası mı oldukları tartışılmıştır. Bilim
beynin bir işlevi olarak tanımladığı rüyaları fizyolojide temellendirir. Din için
rüyalar gelecekten haber getiren bir gece bekçisidir. Psikanaliz ise
özneyi çözümlemenin bir yöntemi olarak faydalanır rüyalardan. Felsefenin rüya
tanımındaki güçlüğüne bir örnek vermek
gerekirse, bir kimse rüyaların ne tür bir
anlam
taşıdığına ilişkin yanıtı merak ettiğinde bu kesinlik arayışında tüm varlığının
da başlı başına bir rüyanın konusu olabileceği ihtimalini göz önünde
bulundurmalıdır. Nitekim Descartes’taki gibi benzer bir bakış açısı, rasyonel
bir sistemin gerçekliğini kanıtlamak adına rüyaları karşıt bir yerde
konumlandırır. Oysa rüyaların dilinde “bir rüya gördüm ve uyandım” sözüyle
“uyandım ve her şeyin bir rüya olduğunu anladım” sözü birbirine tercüme
edilebilir niteliktedir. Virginia Woolf’a atfen yaşamın bir rüya olduğunu ancak
uyandığımızda fark ederiz. Bir rüyaya dalar ve bu âlemde her şeyin içinde
bulunduğumuz gerçekliğe göre şekillenmesini isteriz. Tıpkı bir filmdeki
rüya sahnesinin gerçek olay örgüsüne
dönüştüğünde, o
an kahramanla birlikte rahatlayıp film dışındaki tüm gerçeklikleri
unutmamız gibi rüyalar da kendi dışındaki gerçeklikleri unutturmayı
başarabilirler.
*
* *
Her halükârda tüm
yaklaşımlar çok geniş bir semboller
ağına takılan rüya dilini çevirmekte zorlanmışlardır. Rüya bahsinde hangi kaygılar öne çıkarsa çıksın bu karmaşık dili anlamak ve gerçeklik düzlemine
aktarmak geniş bir işaretler sistemini okumakla mümkündür. Bu sayımızda da rüyalarla
ilgili her biri farklı bir yaklaşımı temsil eden çalışmalara yer verdik.
Genelde sıklıkla karşılaşılan yanılgı, tek bir açıklama modelinin geçerli kılınmak istenmesidir. Halbuki özneyi temsil eden
ve çok yoğun sembollerle dolu bu sahada kendilik arayışı psikolojik olduğu
kadar, tarihsel, kültürel ve sosyolojik birçok sebeple, kaygıyla, beklentiyle,
hayalle iç içedir. Ve bunun en güzel kanıtını da kendi rüyalarımızda buluruz.
Taşkın
Takış