Niran ile Ziryab’ın sıradışı hikâyesi Doğu’nun Batı’ya armağan ettiği en renkli sayfaların başında gelir. Hikâyenin bu denli güzel ve cezbedici olmasının sebebi en başta Niran ile Ziryab’ın tarihsel bir gerçekliğe dayanması, Rönesans’tan çok önce sanatın ve müziğin ilham kapılarını dünyaya açması ve elbette bu iki figürün Doğu’da ve Batı’da büyük ve derin bir aşkı temsil etmesidir.
Ziryab’ın (Ali Nafî), Doğu’da başlayan uzun yolculuğu Kurtuba’da son bulur. Yaşamında baştan sona karşılaştığı güçlükler, rekabetler, kıskançlık ve ayrılıklar hiç eksik olmaz. Ancak o sanatsal dehasıyla tüm zorlukların üstesinden gelmeyi başarır. Zamanın ötesinde bile gerçek sesinin duyulacağının bilincindedir.
Ziryab erken yaşlardan itibaren herkesi büyülemiş, halife ve emirlere doğrudan tesir etmiştir. Müziğe büyük yenilikler getirmiş, teknik ilerlemeler sağlamıştır. Onun kurduğu karma eğitim veren müzik okulları Antik Yunan’dan sonra Avrupa’da bir ilktir. İspanyol müziğinin ve flamenkonun temellerini atmıştır. Ayrıca o kelimenin tam anlamıyla zarafet sahibi bir kültür insanıdır. İnceliği ve duyarlılığıyla yüzyıllar öncesinden örnek bir sanatçı tipi yaratmıştır. Yaşam tarzı, bilgi birikimi ve görgüsüyle Endülüs sarayına zevk ve ihtişam katmıştır. Endülüs’ün parlak sayfalarında hâlâ onun derin izlerini görürüz.
Yücel Feyzioğlu, Türk masallarının büyük ustası, bu sefer uzun ve ayrıntılı bir çalışmanın ardından iki ciltlik bir romanla Niran ile Ziryab’ı tüm dünyaya tanıtmaktadır.
- Kitabın Başlığı: Niran ile Ziryab
- Yayına Hazırlayan: Taşkın Takış
- Kapak Tasarımı: Mustafa Delioğlu
- Dizi Bilgisi: Doğu Batı Yayınları - 419; Edebiyat - 90
- Basım Bilgileri: 1. Basım: Şubat 2024
- Sayfa Sayısı: 339
- ISBN: 978-625-8123-81-4
- Boyutları: 13,5 x 21
Önsöz
Masalları derlerken bir aşk hikâyesi buldum. Niran ile Ebul
Hasan Ali bin Nafî adında iki sanatçının çarpıcı hikâyesi. Niran, Yemenli köle
bir ailenin kızı. Siyah elmas gibi gür saçları, biçimli dudakları, inci gibi dişleri,
esmer teni, yanaklarındaki gamzeleriyle insanın içini sevdayla ürperten, hüzün
dolu sesiyle insanları derinden etkileyen yetenekli bir kız.
Ali bin Nafî ise 789 yılı Harran (Urfa) doğumlu. Sonradan Ziryab
adıyla ün yapacaktır. Ailesi Musul’a göçmüş, babası kervan yolunda öldürülmüş
kervancıbaşı Nafî. Ali sekiz yaşında öksüz kalmış. Annesi oğlunun müzik yeteneğinin
farkında ve yaman bir kadın. O zor şartlarda Ali Nafî’yi Bağdat Müzik Okulu’na
götürmüş. Okul müdürü dönemin en ünlü müzisyeni ve halife nedimi İshak el
Musulî’dir. Niran da o okulda okumakta ve Halife Harun Reşid’in haremi için eğitilmektedir,
Ali Nafi’den bir yaş küçüktür. On yıl aynı okulda okumuş, birbirlerine âşık
olmuşlar. Bu âşıkları zorla ayırıp Ali Nafî’yi Mart 809 yılında sürgüne yollamışlar.
Bu iki genç kavuşmak için insanüstü bir çaba vermiş, yaralanmış, ölümden dönmüş,
acı çekmiş ve uzun yıllar kavuşmaları imkânsız hale getirilmiş. Düşünceme göre
Genceli Nizamî bu yaşanmış hikâyeden yola çıkarak 12. yüzyılda Kerem ile Aslı’yı
yazmış.
Ali Nafî, bütün Kuzey Afrika’da konserler verip hikâyeler
anlatarak Endülüs’e geçen Doğulu ilk sanatçı. Niran ise can havliyle Halife
Emin’in tacizlerinden kurtulmaya çalışırken, kendisini bugün Ortadoğu’da yaşanan
taciz, soygun, kan ve ilkellik benzeri bir savaşın içinde bulmuş.
Acaba bu iki âşık kavuşacak mı diye bu sarsıcı hikâyenin peşine
düştüm. O çağlarla günümüzün benzerlikleri beni şaşırttı. Benden önce her yüz yılda
bu hikâyeyi araştıran tarihçiler ve yazarlar olmuş. Ziryab bunu hissetmiş olmalı
ki, ölmeden önce aynen şöyle demiş: “Belki bir gün uzak bir yerde, belki yüz yıl,
belki bin yıl sonra yabancı bir kentin dar bir odasında birileri benim hayatımı
yazacak. Benim yüzümün şeklinden, gözümün renginden, düşüncelerimden, arzularımdan,
acılarımdan haberi olmayacak. Benden kalan şarkılardan beni keşfetmeye çalışacak
kim bilir...”
Onun hayatını araştıranlar, acaba onun hakkında ne yazmışlar?
Hayatı neden hep merak konusu olmuş? Günümüzde de eğitim vermeye devam eden
Avrupa’nın ilk karma müzik okulunu Endülüs’te açtığı için mi? Müzikte yaptığı
yeniliklerden ötürü mü? Giyim ve sofra kültürünü değiştirmedeki rolünden mi?
Endülüs Emiri II. Abdurrahman’ın reformlar yapmasına sunduğu katkı mı? En
önemlisi de Niran ile Ziryab’ın kavuşmuş olup olmadığı merakı mı? Bütün bunlar
sırlarla dolu büyük bir hikâye.
10. yüzyıldan beri Ziryab ile ilgili yazılan –ulaşabildiğim-
birçok dildeki yazıyı, makaleyi ve araştırmayı derleyip –çevirterek– merakla
okudum; yukarıdaki sorulara benzer yüzlerce soruya yanıtlar aradım. Gittiği şehirlere
gidip yaşadığı mekânları buldum. Mezopotamya ve Endülüs’ün en büyük ırmakları
Dicle ile Guadalquivir’in kıyısına oturup onun sesiyle mırıldandım, notlar aldım,
Ziryab’ın pabuçları içinde yürümeye çalıştım. Niran’ı hayal ettim. Bu hikâye
iki âşık hakkında yazılmış kapsamlı iki cilt roman oldu. Daha onlarca roman yazılsa,
filmler yapılsa, bütün yönleri ile bu aşk efsanesini anlatmaya yetmez. Bu
hikâye onların hayatına açılmış küçük bir pencere. Sizleri o pencereden bakmaya
davet etsem acaba çok şey mi istemiş olurum?
Yücel
Feyzioğlu
Datça, Ağustos 2013- Köln, Ekim 2023
Yücel
Feyzioğlu
1946 yılında
Kars’ta dünyaya geldi. Cilavuz İlköğretmen Okulu’nu bitirdikten sonra
Almanya’da Goethe Enstitüsü’nde dil eğitimi
gördü. Andersson Yazarlık
Akademisini bitirdi, öğretmenlik
yaptı. 1985 yılından
beri serbest yazar ve Alman Yazarlar Birliği
üyesidir.
Yazdığı kitaplarla yurtdışındaki çocuklarımızın Türkçe okumasını,
kültürümüzle bağ kurmasını
sağladı. “Keloğlan” masal dizisi çeşitli
dillere çevrildi. 1974 yılından beri Anadolu ve Mezopotamya’dan, Türk,
Kürt, Süryani, Arap masallarını; 1982 yılından
itibaren de Orta Asya’dan Avrupa içlerine kadar Türklerin yaşadığı 24 ülkeden Kardeş
Masalları derledi, çağdaş
psikolojinin ihtiyaçlarını dikkate alarak onları yeniden yazdı ve 32 kitapta yayımladı. Kaşgarlı Mahmud’dan beri kendi alanında yapılmış en kapsamlı
çalışma kabul edilen bu
masal dizisine Elginkan Vakfı
2011 yılı Türk Kültürünü Araştırma
Ödülü, Türksav 2011 yılı Türk Dünyasına Hizmet Ödülü ve Türksoy 2019 yılı
Cengiz Aytmatov Ödülü verdi. 2002 yılında bu diziden Sihirli
Limon (Die Zauberzitrone) adlı kitabı,
Almanya NRV-Eğitim ve Bilim Bakanlığı’nın
hazırladığı “Çocukların zihninde hayal dünyasını geliştiren
20 kitap” listesine seçildi. Ayrıca
Avrupa Konseyi ve MEB’in talebi ile ilkokul 4. sınıflar
için masallarla yazdığı İnsan Hakları,
Yurttaşlık ve Demokrasi ders kitabı
da 2016 yılında “Türkiye’nin en sevilen ders kitabı” seçildi. Yazarın yayımlanmış iki romanı ve iki hikâye kitabı da var.