Büyük toplumsal hareketler ve çağdaş üretim saplantısı arasındaki ilişkileri çözümleyen Jean Baudrillard, güçlü bir pazar ekonomisinin dayattığı yönlendirmelere direnen bir kuşağı etkileyen sorunsalın tam merkezinde yer almaktadır. Dünyanın “sanallaştırılmasına”, her yerde geçerli olan bir gösterge “ticaretine”, saydamlığın (demokrasinin) göz boyamaya dayalı erdemleri ve ticari değer adlı kandırmacaya; simgesel değiş tokuş düzenine özgü sınırsız bir cömertlik, ayartmaya özgü bir meydan okuma, sonsuza dek sürüp gideceğe benzeyen bir rastlantısallık/belirsizlik ve tersine çevrilebilme özelliğine sahip bir yazgı anlayışıyla karşı çıkmaktadır.
Kışkırtıcı ve çelişkili olduğunu iddia eden bir düşüncenin insanı baştan çıkartan işlemcileri olarak adlandırılabilecek bu sözcükler, düşünürün metinlerindeki ana fikirleri, estetik ve pedagojik bir ilke doğrultusunda açıklayan bir alfabe niteliğindedir.
Son derece özgür bir yaklaşım ve
herkesin anlayabileceği bir şekilde ele alınarak gerçekleştirilen bu kitapta
Jean Baudrillard belli başlı temel kavramlarını açıklamaktadır.
- Yazar: Jean Baudrillard
- Kitabın Başlığı: Anahtar Sözcükler
- Fransızca Metin: Mots de passe
- Çeviren: Oğuz Adanır
- Yayına Hazırlayanlar: Taşkın Takış, Ufuk Coşkun
- Kapak Tasarımı: Mr. Z & Z
- Dizi Bilgisi: Doğu Batı Yayınları - 456; Sosyoloji Dizisi - 57
- Basım Bilgileri: 2. Basım: Mayıs 2025 (1. Basım: Paragraf Yayınları, Mayıs 2005)
- Sayfa Sayısı: 74
- ISBN: 978-625-6194-10-6
- Boyutları: 13,5 x 21
- Kapak Resmi: Jean Baudrillard, İsviçre/Saas-Fee’deki European Graduate School’da ders verirken...
(Fotoğraf: CC-by-SA 2.5 by Europeangraduateschool)
Okuyucuya Not
Önsöz
Giriş
Nesne
Değer
Simgesel Değiş Tokuş
Ayartma/Baştan Çıkarma
Müstehcenlik
Kötülüğün Şeffaflığı
Sanal
Rastlantısal/Belirsiz
Kaos
Son
Kusursuz Cinayet
Yazgı
Değiş Tokuş Olanaksızlığı
İkilik
Düşünce
Son
Söz
Önsöz
İnsanlığın geleceğine yönelik araştırmaların parçası olmak gibi
bir amaca hizmet etmeyi hiçbir zaman hedeflememiş bir çalışmanın/yapıtın
geçmişe yönelik panoramasını sunmaya kalkışmak paradoksal bir girişimdir. Bu iş
biraz Eurydike’yi kurtarmak isteyen Orpheus’un kendine hâkim olamayıp başını
geriye çevirmesiyle sevdiği insanı Cehennemin derinliklerine göndermesine
benzemektedir. Bu çalışmanın daha baştan kendine bir hedef belirleyerek o yönde
ilerlediği, yola çıkarken sanki ulaşılacak sonucun az çok önceden bilindiği
söylenemez. Her şeyin başta belirlenmiş plana uygun bir şekilde gelişerek, bu
şekilde sürüp gittiği gibi bir hisse kapılmak çok yanlıştır. İşte bu yüzden
Borges’in bir kütüphanede bulduğu parçaları bir araya getirerek yeniden
oluşturduğu bir uygarlık gibi, ben de simülasyon terimlerine başvurmaktan başka
bir seçenek göremiyorum. Bu saatten sonra onun sosyolojik bir gerçekliğe sahip
olup olmadığını tartışacak değilim. Zaten böyle bir soruya yanıt vermekte çok
zorlanacağımdan eminim. Okuyucuya şöyle bir tavsiyede bulunabilirim: Bir an
için düşsel bir gezgin konumuna geçin ve yazmış olduğum metinleri bir köşede
unutulmuş elyazmaları olarak kabul edin. Elinizde başka belge olmadığı için de
bunlardan yola çıkarak betimledikleri toplumu kavramaya çalışın.
Jean Baudrillard
OKUYUCUYA NOT
Kitabın Fransızca basımındaki ön iç kapak yazısında herkesin
anlayabileceği bir şekilde ele alınmış kavramlardan söz ediliyor. Türkiye için
aynı şeyleri söyleyip söyleyemeyeceğimizi okuyucunun tavrı belli edecek. Bana
göre buradaki kavramların anlaşılabilmesi için daha önceden belli sayıda
Baudrillard metni okumuş olmak gerekiyor. O zaman buradaki kavramları anlamak
ve yerli yerine oturtabilmek kolaylaşabilir.
Ayrıca burada düşünürün kavramlarını güncelleştirdiği,
yeni açıklamalar getirdiği görülmektedir. Tüm kavramları ve düşüncesini tüm
boyutlarıyla yansıtmasa da bu metin simülasyon kuramını kavrama konusunda
gerçekten de bir anahtar niteliğine sahip.
Leyla Yıldırım sanatta yeterlik öğrencim. Onun
iki yarı yıl boyunca süren azmi ve gayreti olmasaydı bu metni belki birkaç yıl
sonra çevirmeyi düşünebilirdim. Kendisine katkılarından dolayı çok teşekkür
ederim.
Oğuz Adanır, İzmir, Temmuz 2004
Ağustos
2024
Jean Baudrillard (1929-2007)
Fransız düşünür ve sosyolog. Reims’ta doğdu. Bir memur ailesinin ilk çocuğuydu. Sorbonne Üniversitesi’nde Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü okudu. Meslek yaşamına bir lisede Almanca öğretmenliği ile adım attı. 1966’da Nanterre Üniversitesi’nde Henri Lefebvre ile çalışmaya başladı. Bu üniversitede uzun yıllar sosyoloji dersleri verdi, çeşitli sebeplerden dolayı profesörlük unvanını çok geç bir tarihte, ancak 1990 yılında alabildi. Libération gazetelerinde yazdığı güncel yazılarla geniş bir tartışma alanı açtı. Baudrillard, eserlerinde gelişmiş kapitalist ülkelerdeki tüketim olgusunu, kitle iletişiminin ve teknolojik ilerlemenin yol açtığı toplumsal değişimleri çözümledi. Çağımızda teknolojinin yarattığı anlam ve gösterge fazlalığının, kopyalardan ibaret bir “simülasyon” evrenine, gerçekliğin yok olduğu bir “hipergerçeklik” dünyasına tekabül ettiğini sanattan mimariye, sinemadan reklâmcılığa değin verdiği sayısız örnekle gösterdi. Baudrillard özellikle medya üzerine yaptığı çalışmalarla bütün dünyada ün kazandı. Simülasyon kuramıyla günümüz toplumuna ve “postmodern” dünyaya radikal eleştiriler yöneltti. Ona göre, gerçek dünya ile imgeleri arasında herhangi bir ayırım yapabilme kabiliyetine artık sahip değiliz. Bugün reklâmlar ‘şey’lerden çok imgeleri pazarlamaktadır. “Chanel”, “Calvin Klein” veya “GAP” gibi markaların temsil ettiği nitelik veya değerden çok etiketleri veya göstergeleri satın alınmaktadır. Baudrillard’ın ünlü tespitlerinden biri de, Körfez Savaşı’nın “gerçekten yaşanmadığı” ile ilgiliydi. CNN izleyicileri savaşı bir “medya olayı” olarak rahat ve geniş koltuklarında cips yiyerek izledi. Baudrillard, füze bombardımanı ile imge bombardımanı arasında bir ayırımın yapılamadığı dünyada, eleştiri gücünü de tamamen yitirdiğimizi öne sürdü.
Jean Baudrillard’ın Doğu
Batı
Yayınları’ndan
çıkan
diğer
eserleri: Simülakrlar ve Simülasyon (2003); Sessiz Yığınların Gölgesinde (2003); Şeytana Satılan Ruh ya da Kötülüğün Egemenliği (2005); Foucault’yu
Unutmak (2013); Can Çekişen Küresel Güç (2017); Neden Her Şey Hâlâ Yok Olup Gitmedi? (2019); Karnaval ve Yamyam (2019);
Nesneler Sistemi (2020); Simgesel Değiş Tokuş ve Ölüm (2021); Gösterge Ekonomi Politiği Hakkında Bir Eleştiri (2021); Çaresiz Stratejiler (2021); Üretimin Aynası (2022); Her Yer Ekran (2022).