Doğu Batı Sayı 15: Popüler Kültür
- 150,00 TL
-
112,50 TL
- Stok Durumu: Stokta var
- 24 Saatte Kargoda
Erol Mutlu
Popüler Kültürü Eleştirmek
Gülriz Büken
Amerikan Popüler Kültürünün Türkiye’de Yayılışına Karşı Tepkisel Düşünceler
Edibe Sözen
Popüler Kültür Retoriği: Sahiplik İçinde Yokluk, Rağbette Olma ve Sağduyu Bilgisi
İrfan Erdoğan
Popüler Kültürde Gasp ve Popülerin Gayri Meşruluğu
Aslı Yazıcı
Yakın Sınırda Yapılan Bir Çeviri Girişimi: Popüler Kültür
Nezih Erdoğan
Üç Seyirci: Popüler Eğlence Biçimlerinin Alımlanması Üzerine Notlar
Nuan Erol
Kültürel Bir Kimlik Olarak Delikanlılığın Yükselişi
Alev Çınar
Cartel’in Rap’i, Melezlik ve Milliyetçiliğin Sarsılan Sınırları
Serpil Aygün Cengiz
Kimlik İnşasında Kâğıt Kentlerin Kâğıt Mezarlıkları
Betül Karagöz
Hiçlik İçinde Yokluğu Aramak Popüler Olabilir mi?
Sabri Büyükdüvenci
Modern ve Postmodern ‘Aşk’ İkilemi
Süheyla Kırca
Medya Ürünlerinin Küresel Yayılımı, Yerelleştirilmesi: Ulusaşırı Kimliklerin Yaratılması
Douglas Kellner
Popüler Kültür ve Postmodern Kimliklerin İnşası
Raymond Williams
Teknoloji ve Toplum
“GORGON’UN YÜZÜNÜ GÖRENLER GERİ DÖNMEDİ,
YA
DA DÖNENLER TEK BİR SÖZ SÖYLEMEDİ”
Kültürün klâsik oluşumu şu düşünce
ile ifade edilir: İnsanın serüveni bir bakıma kültür tarihinin serüvenidir.
Barbarizmden modern dönemlere gelindiğini düşünelim ya da –geçmişin ilk
sorunlarıyla beslenerek tabloyu karartan düşünürlerce– gelinen son noktayı yeni
ilkelci (post-primitivist) bir dönem olarak kabul edelim, bütün insanî pratik
ve değerler kültürün konusudur. Bir kültür haritası üzerinde insanın bıraktığı
izler işaretlenecekse kapsamlı bir kültür tarihçiliği üstlenilmek durumundadır
ve son zamanlarda bu mesleğin en çetrefil yanını “uzun ve parçalı bir tarihe sahip
olan” popüler kültür konusu oluşturmaktadır. Ancak bu sahadaki tarih yazımları
ya yüksek kültür adına klişelerle donatılmış (Halk yüzeyseldir!) ya da
genelgeçer bir tutumla “Halk bunu istiyor” denilmiştir.
Hiyerarşik yapılardan, klâsik
ölçülerden, koleksiyondan veya zevklerin doğasından dem vuran geleneksel sanat
tutkunları, her an karşılaşmaya hazır bulundukları eğlence mekânları, alışveriş
merkezleri, televizyon yarışma programları, reklam efektleri, piyango
biletleri, kare bulmacalar, sinema ve müzik afişleri gibi görsel yoğunluğu
patlayan birçok nesneler yığını karşısında Gorgon’un yüzünü görmüşçesine –bazen
küçümseyici bir hayret içerisinde– “tek bir kelime söyleyememektedirler”. Oysa,
popüler kültür ürünlerini kültür endüstrisiyle özdeşleştirmesine rağmen Adorno,
“Metafizik eğilimi azalttığı için boş uğraşları ayıplamak gülünçtür” sözünü
hatırlatmıştır.
Popüler kültür taraftarlarınca, popüler
kültürün tutarlı bir mantık izlediği, gerçekte halkın içinde serpilip gelişen
bir kültürün küçümsenemeyeceği, tüketim toplumu ya da kitle kültürüyle bir
tutulamayacağı, ancak bugün yaşanan durumun bir mevzi kaybından ibaret olduğu
söylenmektedir. Üstelik, halk ve seçkinlik kavramlarına sabit bir tanım
getirmek imkânsızdır. Halk ve yüzeysellik yan yana gelmiş iki talihsiz
kelimedir ve halkın bir aldatmaca üzerinde yüzdüğü düşüncesi kabul edilemez.
Örneğin; seçkin kültür üyeleri, 19. yüzyılda sosyal çalkantıları konu edinen
romanları halkın kokusu ve nefesi sindiği için küçümsemiştir. Ama aynı yapıtlar
sonraki yüzyıllarda bir klâsik değer olarak kabul edilmiştir.
Kültür endüstrisi eleştirmenleri
açısından konu değerlendirildiğinde niceliksel çoğunluk halkı teşkil ettiği
için halk kültürü popüler kültürle örtüşür. Doğal olarak çoğunluk tarafından
paylaşılan popüler kültür günümüzde üretim ve tüketim akışını hızlandırmakta,
pazar ruhunu biteviye canlı tutmaktadır. Bu bağlamda popüler kültür
promo-kültürdür ve ideolojisi her akşam “prime-time”larda saatlik bir ideoloji
olarak kurulmaktadır, tâ ki ertesi akşam bir yeni ideoloji kuruluncaya dek...
Popüler kültürün atmosferinde baskın bir
ölçüsüzlük ve değer yitimi kendini hissettirmektedir. Bu atmosferin psikolojisi
taklit etme ve kopyalama güdüsü, yani ‘sürü ahlâkı’dır. Bu kez, geleneksel
sanatseverleri doğrularcasına dildeki ifade kalıplarından yemek yeme
biçimlerine, giyim-kuşam stilinden tüketim alışkanlıklarına varıncaya dek
bulunulan ortam baş döndürücü bir hızla çekip çevrilmektedir. Gündelik yaşam,
geçici kimliklerin boş parodileri, eğlenceleri ve pastiş teknikleriyle yoğrulmuştur.
Değerlerdeki bu sapmalar, kültür sarhoşluğu (ecstasy of culture) gibi bir kavramda kendisini bulur.
Kültür sahasında
Türkiye’de bir değişimin varlığından sürekli sözediliyor. Gelgelelim genel
bilgiler dışında bu değişimi gözlemleyen araştırmalar sınırlı sayıdadır.
“Popüler Kültür
Araştırmaları”nda sözü edilen çarpıcı değişimi, sinema, televizyon, müzik,
roman, dergi ve gazete gibi çeşitli alanlar üzerinden hareket ederek
somutlaştırmaya çalıştık. İlk bölümde, popüler kültürün kavramsal çerçevesine
ilişkin geniş bir sunum yapıldı. Ve bu sayının kültür araştırmacıları,
eleştirel yönlerini elden bırakmaksızın popüler kültürün doğasını aydınlatmak
için bizlere fazlasıyla ışık tuttular...
Taşkın Takış