• Burjuva: Modern Ekonomi Dönemine Ait İnsanın Ahlaki ve Entelektüel Tarihine Katkı

Burjuva: Modern Ekonomi Dönemine Ait İnsanın Ahlaki ve Entelektüel Tarihine Katkı

  • 245,00 TL
  • 171,50 TL


  • Stok Durumu: Stokta var
  • 24 Saatte Kargoda

Burjuvazi… XIV. yüzyıl Floransa doğumlu... “La sollicitudine e cura delle cose, cioe la masserizia”... (İyi bir ev sahibi ekonomik yaşantısını akla uygun bir hale getirir)... Toplumu ataletten kurtaracak yeni bir güç ortaya çıkıyor. Dünyayı bir ‘tasarım’ olarak görüp onu kendi idealleri için yeniden var eden, daima projeler üreten, dinamik ve maceraperest bir sınıf… Geçmişte hiçbir ‘dönüşüm’ ideali burjuvazinin yarattığı bu doğal ve taze güce erişemiyor.

Kime gerçek bir ‘burjuva’ denir? Nasıl bir tiptir burjuva? Hangi karakter özelliklerini sergiler? Her şeyden önce doğuştan bir burjuvanın salt para kazanma tutkusuyla yola koyulmadığı çok açıktır. Düzen ve disiplin, yaratıcılık ruhu, alışkanlık ve deneyimlerin zenginliği, ruh ve zekâ arasında sağlanan mükemmel denge burjuva erdemleri arasında sayılıyor. O, ibadet eder gibi huşu ile çalışıyor. Zamanı idare eden sihirli gücü yakalıyor. Modern devirlerin rasyonalitesine gelmeden önce, gündelik hayatın bu sınıf sayesinde nasıl yavaş yavaş değiştiğini, ölçü, zaman, hız, hesap vb. unsurların başlangıçtaki bu değişimini adım adım izlemek gerek.

Kitap boyunca yazar birçok tezin yanında o ünlü tezini ayrıntılarıyla işlemektedir: Tinsel ve ruhsal ögelerin ekonomik yaşama olan etkisi... Sombart’ta burjuvazi bir ‘Zihniyet’ olarak vardır ve modern dünyanın derin kökleri bu Zihniyet’e kadar uzanmaktadır.


  • Yazar: Werner Sombart
  • Kitabın Başlığı: Burjuva: Modern Ekonomi Dönemine Ait İnsanın Ahlaki ve Entelektüel Tarihine Katkı
  • Almanca Orijinal Başlık: Der Bourgeois: zur Geistesgeschichte des modernen Wirtschaftsmenschen
  • Çeviride Kullanılan Metin: Le Bourgeois: Contribution à l’histoire morale et intellectuelle de l’homme économique moderne [Fransızcaya çeviren: Dr. S. Jankélévitch, 1928]
  • Çeviren: Oğuz Adanır [Fransızca]
  • Yayına Hazırlayan: Taşkın Takış
  • Kapak Tasarımı: Harun Ak
  • Kapak Resmi: “Benjamin Franklin”, David Martin, Beyaz Saray Koleksiyonu.
  • Dizi Bilgisi: Doğu Batı Yayınları - 34; Sosyoloji Dizisi -11
  • Basım Bilgileri: 4. Basım / Ekim 2020 [1. Basım / Mart 2008]
  • Sayfa Sayısı: 404
  • ISBN: 978-975-8717-37-8
  • Boyutları: 13,5 x 21

Çevirenin Önsözü

Yazarın Önsözü

Giriş

I. Ekonomik Yaşamın Zihinsel Unsurları

II. Kapitalizm Öncesi Ekonomik Zihniyet


BİRİNCİ KİTAP 
KAPİTALİST ZİHNİYETİN GELİŞME SÜRECİ

Birinci Bölüm: Girişimcilik Anlayışı/Ruhu

I. Altın Tutkusu ve Para Aşkı

II. Çeşitli Zenginleşme Araçları

     1. Şiddet Aracılığıyla Zenginleşme

     2. Sihir Yoluyla Zenginleşme

     3. Zihinsel Yönteme (Yaratıcılık Yeteneğine)Başvurarak Zenginleşme

     4. Para Aracılığıyla Zenginleşme

III. Girişimcilik Anlayışı/Ruhu Üzerine

     1. Fatih

     2. Örgütleyici

     3. Müzakereci

IV. İlk Girişim Biçimleri

     1. Askerî Seferler

     2. Büyük Toprak Mülkiyeti

     3. Devlet

     4. Kilise

V. Belli Başlı Kapitalist Girişimcilik Çeşitleri

     1. Korsan/Hırsız

     2. Feodal Beyler

     3. Devlet Memurları

     4. Spekülatörler

     5. Tüccarlar

     6. Zanaatkâr

İkinci Bölüm: Burjuva Zihniyeti

I. Burjuva Erdemleri

     1. Düzenin Kutsal Ruhu “Sancta Masserizia”

     2. İş Ahlâkı

II. Hesap Kitap

Üçüncü Bölüm: Kapitalist Zihniyetin Ulusal Görünümleri

I. Kapitalizme Özgü Çeşitli Yöntemler

II. Çeşitli Ülkelerde Kapitalist Zihniyetin Gelişimi

     1. İtalya

     2. İspanya Yarımadası

     3. Fransa

     4. Almanya

     5. Hollanda

     6. Büyük Britanya

     7. Amerika Birleşik Devletleri

Dördüncü Bölüm: Geçmişte ve Günümüzde Burjuva

I. Eski Moda Burjuva

II. Modern Ekonomi İnsanı


İKİNCİ KİTAP

KAPİTALİST ZİHNİYETİN OLUŞMASINI SAĞLAYAN UNSURLAR (KAPİTALİST ZİHNİYETİN KAYNAKLARI)

Giriş

 I. Sorun

Birinci Bölüm: Biyolojik Temeller

I. Çeşitli Burjuva Tipleri

     1. Girişimci Tipin Özellikleri

     2. Burjuva Özellikleri

II. Etnik Özellikler

İkinci Bölüm: Ahlâki Özellikler

I. Felsefe

II. Dinî Etkiler

     1. Katolikler

     2. Protestanlar

     3. Yahudiler

III. Katolik İnancı

IV. Protestan(lık) İnancı

V. Yahudi İnancı

VI. Ahlâki Özelliklerin Kapitalist Zihniyetin Yaygınlaşmasına Katkıları

Üçüncü Bölüm: Toplumsal Koşullar

I. Devlet

II. Göçler

     1. Yahudi Göçleri

     2. Hıristiyan, Özellikle de Din Alanındaki Zulümlerden Kaçan Protestan Göçleri

     3. Deniz Ötesi Toprakların, Özellikle de Amerika Birleşik Devletleri’nin Kolonileştirilmesi

III. Altın ve Gümüş Madenlerinin Bulunması

IV. Teknik

V. Kapitalizm Öncesi Meslekler

VI. Kapitalizmin Özü

VII. Sonuç: Geçmişe Yönelik Kısa Bir Değerlendirme ve Geleceğe Yönelik Öngörü Denemesi


Dizin

 

YAZARIN ÖNSÖZÜ
1913

 

Bu kitapta, zamanımızın güncel ve geleceğe yönelik düşünce yapısını, en iyi şekilde temsil eden kişi olan burjuvanın ortaya çıkışını betimleyip sergilemeye çalışıyorum. Bu çalışmanın okuyu­cuda uyandırabileceği düşüncelerin soyut ve boşlukta kaybolup giden türden bilgilere benzememesi; gerçek yaşamla sürekli iç içe olduklarını gösterebilmek amacıyla da yaşayan ve hareket eden insanı araştırmalarımın merkezine yerleştirmiş ­bulunuyorum ki, bu da bize kitabın başlığının neden böyle konulmuş olduğunu açıklıyor. Alt başlıksa ilgi alanımızın burjuva olduğunu gösteriyor, ancak onunla toplumsal bir tipin temsilcisi olarak değil pek çok ahlâki ve entelektüel yeteneğe sahip değişik bir insan türü olduğu için ilgileniyoruz.

Bu “modern ekonomi dönemine ait insanın ahlâki ve entelektüel tarihi/geçmişi” zamanla çağımıza yönelik gerçek bir zihniyet eleştirisine dönüştü. Elimizde, kimileri “çok zekice” sayılabilecek bol miktarda eleştirel çözümleme var ve bunlardan birkaçı hiç kuşkusuz benim bugün okuyucuya sunduğum bu kitaptan çok daha ilginçtir. Ancak bu “çok zekice” yazılmış yapıtların tam da bu özellikleri nedeniyle kimseyi tatmin etmedikleri ve düşünsel açıdan bizi etkileyip yönlendirme yeteneğinden yoksun oldukları kanısındayım.

Bugüne kadar zamanımızın ahlâki ve entelektüel özelliklerini ortaya koymaya çalışan girişimlerin somut bir temelden yoksun olduklarını düşünüyorum. Tarih tarafından oluşturulan bir altyapının psikolojik özelliklerinin çözümlenmesi ihmal edilmiştir. Olgular ve somut unsurların benim öngörmüş olduğumdan daha önemli bir yere sahip olduğu bu çalışmayla, sözünü ettiğim boşluğu kapatmaya çalışıyorum. Çağımızda yaşayan insanların ruhsal yapısı gibi sorunları incelemeye kalkıştığımızda bunların köklerinin çok derinlerde olduğu; bu yüzden olgular ve olayların gidişatını çok yakından izlemek durumunda bulunduğumuzu ve ancak bunlara bakarak bir yargı ve sonuca ulaşabileceğimi­zi gözden hiç kaçırmamamız gerekmektedir. Çok zekice izlenimle­rin asla öngöremedikleri şey, tarihsel bir sürecin ürünü olan gidişatın özü ve doğasıdır. Çünkü yalnızca tarihsel süreç “bir döne­min zihniyetini” ortaya koyabilir, en azından anlaşılmasını kolaylaştırabilir.

Olay sayısındaki çokluk, bizim tarihsel olayların akılcı bir yorumunu yapmamızı engelleyemez. Biz çok sayıda belge sunmak yerine, okuyuculara bu belgelerin çözümlemesi ve yorumlamasından oluşan bir buket sunmaya çalışıyoruz.

 

ÇEVİRENİN ÖNSÖZÜ

 

İlk kez günümüzden yaklaşık yüz yıl önce yayımlanmış olan bu metin kapitalist zihniyet, burjuvazi ve kapitalizmin oluşumu konusunda yazılmış en önemli metinlerden biri olma ayrıcalığını hâlâ korumaktadır.

Ülkemizde her şeyi basite indirgeme, klişeleştirme alışkanlı­ğı nedeniyle derinlemesine ve okuyucudan çaba harcamasını bekleyen çalışmalar ne yazık ki henüz hak ettikleri ilgiyi görememektedir. Örneğin, burjuva ve burjuvazinin de derdest edilip, birer klişeye dönüştürülerek üzerinde bile durmaya gerek duyul­mamış konular rafına kaldırılmış oldukları söylenebilir. Oysa tarihle biraz ilgilendiğimizde devrim ve devrimcilik; Aydınlanma, nesnel bilimsel bilgi, modern teknoloji, modern demokrasi, insan hakları vb. gibi kavramların tarih sahnesine onunla birlikte ve onun sayesinde çıkmış olduklarını görmezden gelmemiz olanaksızdır. Modern toplumların yaratıcısı olan burjuvaziyi günümüzde istediğimiz gibi eleştirip yerden yere vurabilir ve bunda da o kadar haksız olmayabiliriz. Ancak bir an için burjuvazinin tarih sahnesine çıkmamış olduğunu düşündüğümüzde, evrensel düzeyde büyük bir olasılıkla 15. yüzyılın ötesine geçememiş bir inanç dünyasıyla birlikte bir de toplumsal, politik, ahlâki, teknolojik, bilimsel, kültürel ve ekonomik yaşamla karşılaşacağımız söylenebilir. Avrupalı toplumların da bir seçim yapma durumuyla karşılaştıklarında çoğunlukla burjuvaziden yana tavır koymuş oldukları görülmektedir.

Türkiye, sözcüğün gerçek anlamında henüz ulusal bir burju­vaziye sahip değildir. Ulusal bir burjuvaziye sahip olabilmek hiç de kolay bir iş değildir. Bunun için muazzam bir enerji ve çaba harcanması gerekmektedir. Sombart, Burjuva’da modern bir kapitalist zihniyet, kapitalizm ve burjuvazinin oluşması için yakla­şık beş yüzyıllık bir süreye gerek duyulmuş olduğunu göstermek­tedir:

Kapitalist zihniyet sorununun doğası ve kökenleri olağanüstü bir şekilde karışık olup, bugüne kadar sanılandan ve sandığımdan çok daha karmaşık bir şeydir.

Günümüzde teknoloji, bilim, iletişim ve demokrasinin ulaşmış olduğu aşamaya bakıldığında bu sürenin istenildiği takdirde çok kısalabileceği söylenebilir.

Ülkemizde daha çok zihniyetle ilgili çalışmalarıyla tanınan Sabri Ülgener, Burjuva’dan çok etkilenmiş ve Sombart’ın başvurduğu yöntemden esinlenip yararlanmıştır. Ancak Anadolu’da kapitalist zihniyet, burjuvazi ve kapitalizmin ortaya çıkamayışını özellikle din üzerinden açıklama gayreti nedeniyle somut, nesnel bir sonuca ulaşmakta zorlanmış hattâ ulaşamamış olduğu söylenebilir.

Sombart’ın Burjuva’sı, M. Mauss’un Armağan başlıklı çalışmasıyla aynı döneme ait olup büyük ölçüde Mauss’un iddialarını doğrular niteliktedir. Örneğin, senyörvari yaşam armağan kültürünü çağrıştırırken, burjuva yaşam biçimi bunun tam tersini, yani akılcı düşüncenin ön plana çıktığı bir yaşam biçimini çağrıştırmaktadır.

Yazar, kapitalist zihniyet, burjuva ve kapitalizmin oluşmasını iki aşamalı bir olgu şeklinde değerlendirmektedir. Birinci dönemin burjuvaları çoğunlukla namuslu, dürüst, dinine bağlı, kanaatkâr, çalışkan, aklın gösterdiği yoldan ayrılmayan insanlardır. Bu dönem yaklaşık 14. yüzyıldan 19. yüzyılın başı ya da ortalarına kadar gitmektedir. Sanayileşmiş kapitalizmle birlikte devasa şirketlerin ortaya çıkması büyük burjuvazinin ahlâk anlayışında radikal bir dönüşüme yol açmıştır. İlk başlarda Amerika’da ortaya çıkan bu devasa şirketler aynı zamanda toplumsal ahlâk anlayışında da önemli değişikliklere neden olmuşlardır. Ancak Sombart’a göre kapitalizmi (1913 yılında hâlâ) ayakta tutan olgu, küçük burjuvazinin sahip olduğu ahlâk ilkelerine uygun bir yaşam sürdürüyor olmasıdır. Başka bir deyişle kapitalizm, sanayileşme aşamasında bir bakıma mecburen ahlâksızlaşmak zorunda kalmış gibidir.

Marx ve Marksistlerin devrimden söz ettikleri, proletaryanın meydan ve sokakları doldurduğu günlerde Sombart, kendilerini nasıl bir geleceğin beklediği sorusuna şöyle bir yanıt vermektedir:

Kapitalizm adlı bu devin doğa ve insanları yok ettiğini düşünenler günün birinde onun denetim altına alınabileceğini ve yıkıp geçmiş olduğu duvarların gerisine itilebileceğini ummaktadırlar. Bu sonuca ulaşabilmek içinse insanların ahlâki açıdan ikna edilmelerinin yeterli olabileceği sanılmaktadır. Bana göre bunlar acınası türden girişimlerdir. Bu dev, gücünden bir şey yitirmediği sürece yapılabilecek tek şey insanların yaşamlarını ve sahip olduklarını koruyabilecek türden önlemler almaktır. İşçileri, yuvaları vb. koruyabilecek itfaiye pompasına benzeyen türden koruyucu yasalar çıkartılarak, bunlar, iyi örgütlenmiş ve düzgün insanlardan oluşan bir personele emanet edilebilir. Böylelikle uygarlık sınırlarımız içindeki huzur dolu yuvalara sıçrayan ateş parçalarını söndürebilmek mümkün olabilir.

Bu dev gücünü sonsuza dek koruyabilecek midir? Günün birinde koşmaktan yorulmayacak mıdır? Bana göre er ya da geç bir gün yorulacaktır. Kanımca kapitalist zihniyet kendi yıkılış ve ölümüne yol açacak tohumu da bünyesinde taşımaktadır.

Geçip giden zamana baktığımızda haklı olanın Sombart olduğu görülmektedir. Ancak yazarın bütün konularda haklı çıkmış olduğu söylenemez. Yaşadığı dönemin düşünce akımlarından etkilendiği belli olan Sombart, kapitalist zihniyet, burjuva ve kapitalizmin bir yere kadar belli özellik, nitelik ve eğilimlere sahip etnik gruplar, ırklar aracılığıyla ortaya çıkabileceğini iddia etmektedir. Oysa bu iddialar günümüzde Japonya, Brezilya, Meksika, Türkiye, Arjantin vb. pek çok ülkenin kapitalist bir süreç içine girmeleriyle birlikte geçerliklerini yitirmiş görünmektedir. O günlerde bile Sombart tartışmayı bıçak sırtı denilebilecek bir zemin üzerinde sürdürmüş ve olayı elinden geldiğince soğukkanlı bir şekilde değerlendirip nesnel bilimsel bir düzeyde tutmaya gayret etmiştir.

Klasikleşmiş olduğu söylenen bu tarihî metin, güncelliğinden bir şeyler yitirmiş olmasına karşın hiç kuşkusuz gerçek bir başyapıt niteliğine sahiptir. Burjuva, kapitalizm ve kapitalist zihniyetin oluşum süreçleriyle burjuvazinin ekonomik bir özne olarak tarih sahnesine nasıl çıkmış olduğunu merak eden herkesin mutlaka okuması gereken ve kendinden sonra gelen pek çok metne öncülük etmiş bir yapıt.

            Oğuz Adanır
İzmir, Kasım 2007


Werner Sombart (1863-1941)

Alman iktisat tarihçisi ve sosyolog. 20. yüzyılın başlangıcında Kıta Avrupası’nın önde gelen sosyal bilimcilerindendir. Toprak sahibi zengin bir siyasetçinin oğlu olan Sombart, Berlin, Piza ve Roma’da öğrenim gördü. Doktorasını Gustav von Schomeller ve Adolph Wagner’in yönetimi altında 1888’de Berlin Üniversitesinde tamamladı. Aynı üniversitede 1918’de profesörlüğe atandı. Sombart, ilk dönemlerinde Marksizmi benimsemişken giderek Marksizm karşıtı bir çizgiye yöneldi. Sınıfları ve toplumların evrimini inceleyen yapıtlarında, metodolojik açıdan büyük ölçüde Marksizmin etkisi görülür. Sombart, kapitalizmin üç aşamadan geçtiğini düşünmüş ve bu aşamaların Sanayi Devrimi öncesinin serüvenci tüccarlarına, girişimcilere ve kamu mülkiyetinin yaygın olduğu kooperatiflere dayalı olduğunu ileri sürmüştür. Ayrıca Sombart, ekonominin evrensel yasalarının olamayacağını tarihsel bir süreç içinde ele alınması gerektiğini savunmuştur.

Başlıca Yapıtları:

- Der moderne Kapitalismus (Modern Kapitalizm, 1902)
- Die Juden und das Wirtschaftsleben (Kapitalizm ve Yahudiler, 1911)
- Liebe, Luxus und Kapitalismus (Aşk, Lüks ve Kapitalizm, 1912).

Oğuz Adanır

1951 İzmir Doğumlu. İlk ve Orta Öğrenimini İzmir’de tamamlamış; Lisans, Yüksek Lisans ve Doktora Öğrenimini Paris I Panthéon/Sorbonne Üniversitesinde yapmıştır. Doktora tez çalışması; “Televizyonun Az Gelişmiş Bir Ülke Üzerindeki Etkileri” başlığını taşımaktadır. 1979 yılında Ege Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema-TV Bölümünde, 1985 yılından itibaren Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinde Sinema-TV Bölümünde öğretim elemanı olarak çalışmaya başlamış, 1988 yılında doçent, 1994 yılında profesör olarak atanmıştır. Halen Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema-TV Bölüm başkanlığı ve Güzel Sanatlar Enstitüsü müdürlüğü görevini sürdürmektedir. Özgün çalışmaları ve çeviri metinleri: Sinemada Anlam ve Anlatım, 4. Basım Say Yayınları, 2012; Kapitalizm Öncesi Evrensel Kültür/Zihni­yetten Günümüze Osmanlı ve Ötekiler, Dokuz Eylül Yayınları 2004, gözden geçirilmiş 2. Basım Doğu Batı Yayınları, 2013; Baudrillard’ın Simülasyon Kuramı Üzerine Notlar ve Söyleşiler, 3. Basım Hayalet, 2008; Anlamsız Düşünceler, Aşina Kitaplar, 2006; (I. Cilt) Kültür, Politika ve Sinema, +1 Kitap, PMP, 2006; İşitsel ve Görsel Anlam Üretimi, +1 Kitap, PMP, 2007; Baudrillard, Say/Fikir Mimarları, 2010; İlkel Toplumdan Melodramlar Evrenine, Hayalperest Yayınevi, 2012; Sinema, Televizyon, Kültür, Hayalperest, 2012; Osmanlı ve Avrupalılar, Doğu Batı Yayınları, 2013; Foucault’yu Unutmak, Jean Baudrillard, 2. Basım Doğu Batı, 2013; Üretimin Aynası, Jean Baudrillard, 2. Basım Boğaziçi Üniversitesi Yayınları, 2013; Simülakrlar ve Simülasyon, Jean Baudrillard, 10. Basım Doğu Batı, 2014; Simgesel Değiş Tokuş ve Ölüm, Jean Baudrillard, Boğaziçi Üniversitesi, 2002; Çaresiz Stratejiler, Jean Baudrillard, 2. Basım, Boğaziçi Üniversitesi, 2011; Sessiz Yığınların Gölgesinde­ Toplumsalın Sonu, Jean Baudrillard, 8. Basım, Doğu Batı, 2019; Ahlak Eğitimi, Emile Durkheim, 2. Basım, Say, 2010; Anah­tar Sözcükler, Jean Baudrillard, (Leyla Yıldırım ile birlikte) Paragraf Yayınları, 2005; Şeytana Satılan Ruh ya da Kötülüğün Egemenliği, Jean Baudrillard, Doğu Batı, 2012; İlkel İnsanda Ruh Anlayışı, Lucien Lévy-Bruhl, Doğu Batı, 2006; İlkel Toplumlarda Mistik Deneyim ve Simgeler, Lucien Lévy-Bruhl, Doğu Batı, 2006; Burjuva, Werner Sombart, Doğu Batı Yay., 2. Basım 2013; Gösterge Ekonomi Politiği Hakkında Bir Eleştiri, Jean Baudrillard (+Ali Bilgin), Boğaziçi Üniversitesi, 2009; Nesneler Sistemi, Jean Baudrillard (+Aslı Karamollaoğlu), Boğaziçi Üniversitesi, 2014; Neden Her Şey Hâlâ Yok Olup Gitmedi?, Jean Baudrillard, 2. Basım Boğaziçi Üniversitesi, İstanbul 2012; Karnaval ve Yamyam, Jean Baudrillard, Boğaziçi Üniversitesi, İstanbul 2012; Sinemada Anlam Üstüne Denemeler, Christian Metz, Hayalperest, 2012; İlahi Sol, Jean Baudrillard, Boğaziçi Üniversitesi, 2015; Çin Uygarlığı, Eugène Simon, Doğu Batı, 2015. Tarihyazımı, Michel de Certeau, 2020. Bu çalışmaları dışında belgesel filmleri, pek çok makale, bildiri, inceleme yazıları vardır.