Şiirlerinden yaptığı çevirilerin
İngilizcede ilk kez yayımlanışının (Gitanjali,
1912) ardından bir edebiyat fenomeni haline gelerek 1913’te Nobel Edebiyat
Ödülü’nü alan Rabindranath Tagore, bunu izleyen dönemde önde gelen Avrupalı,
Rus ve Latin edebiyatçılar tarafından çeşitli dillere çevrildi ve geniş bir
okur kitlesine ulaştı. Şiirin yanısıra edebiyatın hemen her türünde yapıt veren
Tagore, Avrupa, Amerika ve Asya’da yaptığı geziler sayesinde önemli entelektüel
dostluklar kurdu, konferanslar verdi, böylece 1930’ların sonuna kadar uzanan
dönemde fikirleriyle geniş çaplı bir etki yarattı. Tüm bu çabalarında yazara
yol gösteren, yılmadan savunduğu “dünya kültürü” anlayışı ve “Hindistan’ın
kendi kültürünün en iyi ürünlerini başkalarına sunma sorumluluğu ve onlardan en
iyi ürünlerini kabul etme hakkı”na dair bilinci oldu.
1921’de yayımlanan “Kadim Düşünceler”, Tagore’un felsefi anlayışını yansıtan Yaratıcı Birlik, Benlik ve Sādhanā gibi yapıtlarla aynı çizgiden, felsefe ve mistisizmin iç içe geçtiği ışıl ışıl bir yapıt; yazarın kadim Hint kültüründen süzerek insanlığa “yadigâr bıraktığı” bir düşünceler toplamı. Yüz yıl öncesinden bugüne erişen bu ses, günümüzde de güçlü bir şekilde yankısını buluyor.
- Yazar: Rabindranath Tagore
- Kitabın Başlığı: Kadim Düşünceler
- Orijinal Başlık: Thought Relics
- Çeviren: Aytek Sever [İngilizce]
- Yayına Hazırlayan: Ufuk Coşkun
- Kapak Tasarımı: Harun Ak
- Dizi Bilgisi: Doğu Batı Yayınları - 307; Edebiyat Dizisi - 73
- Basım Bilgileri: Haziran 2021
- Sayfa Sayısı: 123
- ISBN: 978-625-7030-62-5
- Boyutları: 13,5 x 21
Rabindranath Tagore
Rabindranath Tagore (1861-1941), Kalküta’da doğdu. Brahman bir ailedendi; dedesi ve babası Brahmo Samac adlı
dinî ve sosyal reform hareketinin ileri gelen temsilcilerindendi. Genç yaşta çokyönlü bir eğitim
alan Tagore, Doğu ve Batı edebiyat ve düşüncesinin
çeşitli kaynaklarıyla
tanıştı, hem entelektüel hem manevi
anlamda yoğun ve derin bir havayı soluyarak yetişti.
Başta şiir,
tiyatro oyunu, roman, hikâye ve deneme olmak üzere edebiyatın hemen her türünde örnekler verdi; bir müzisyen
olarak çok sayıda şiirini şarkı olarak besteledi; resimle uğraştı, sergiler açtı.
Kendi şiirlerinden yaptığı İngilizce çeviriler sayesinde
dünyada tanındı; saygın
bir Hint-İngiliz şairi
olarak kendine yer edindi; 1913’te Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazandı. Dünyanın
çeşitli bölgelerine geziler yapan Tagore geniş bir yelpazeden pek çok entelektüel ile tanıştı; aralarında W. B. Yeats, Ezra Pound, André Gide, Gabriela
Mistral, Juan Ramón Jiménez, Anna Ahmatova, Pablo Neruda’nın da olduğu
çok sayıda edebiyatçıyı etkiledi. Başlıca yapıtları arasında
Gora (1910), Gitanjali (1912), Bahçıvan (1913), Sādhanā (1913), Kabir’in Şarkıları (1915), Meyve Hasadı (1916), Yuva ve Dünya (1916), Firari
(1921) sayılabilir.
Aytek Sever
Şair, çevirmen. 1981 yılında Bursa’da doğdu.
Üniversite ve yüksek lisans öğrenimini Boğaziçi Üniversitesi ve ODTÜ’de
tamamladı. Çeşitli alt kitaplardan oluşan Hiperbor, Siòn, Moto
Perpetuo, Anka, Omega adlı şiir toplamlarının yanısıra, R. W.
Emerson (Yaşamın İdaresi), H. D. Thoreau (Doğa ve Yürüyüş Üzerine
Seçme Denemeler), W. Whitman (Ben, Jack Engle; Çimen Yaprakları;
Benliğimin Şarkısı), W. Kandinsky (Sesler), R. Tagore (Firari;
Gitanjali; Meyve Hasadı; Kadim Düşünceler), D. H. Lawrence (İnsanlar
ve Öteki Yaratıklar), G. Stein (Nesneler; Odalar) çevirileri vardır.