• 1945’ten Günümüze Uluslararası İlişkiler

1945’ten Günümüze Uluslararası İlişkiler

  • 350,00 TL
  • 245,00 TL


  • Stok Durumu: Stokta var
  • 24 Saatte Kargoda

Güncel olaylarla doğrudan ilgili olan bu kitap, 1945’ten günümüze uluslararası siyasi ilişkilere kapsamlı bir genel bakış sunmaktadır. II. Dünya Savaşı’nın sona ermesi devletlerarasındaki ilişkilerde önemli bir kırılmaya işaret eder. Öncelikle Avrupa devletlerinin gerilemesi karşısında, kendi etraflarında homojen bloklar oluşturmayı hedefleyen ABD ve Sovyetler Birliği’nin yükselişine tanık olduk. Soğuk Savaş hız kaybetmezken, sömürgeleştirilmiş halklar Avrupa’nın himayesinden kurtulmaya çabaladı. Artık yeryüzünde uluslararası ilişkilere bir nebze olsun katılmayan neredeyse hiçbir bölge kalmamıştı. 1960’lı yıllardan 1980’li yıllar arasında iki kutuplu dünya yerini, yeni hesaplaşmaların ortaya çıktığı bir dünyaya bıraktı.

1989-1991 yılları arasında yaşanan devrim niteliğindeki olaylar, Soğuk Savaş’a son verdi. Amerikan süper gücünün egemen olduğu uluslararası toplum, 11 Eylül 2001 olaylarının daha da olanaksız hale getirdiği yeni bir dünya düzeni arayışındaydı.

21. yüzyılın ilk yıllarına küreselleşme olgusu ve başta Çin olmak üzere yükselen güçlerin ortaya çıkışı damgasını vurdu. 1990’ların barış umutlarından çok uzakta, uluslararası düzene yönelik meydan okumalar 2010’larda dünyayı yeniden bir gerilim ve şiddet sarmalına itti.

Covid-19 salgını ve Ukrayna savaşının (2022) neden olduğu şokların etkisiyle, ulusötesi sorunlar, çok taraflı çözümler gerektiren bir dünyayı iyice parçaladı.

Kırılma anları, tırmanan kriz ve gerilimler, yeni ittifak arayışları, antlaşmalar, hiç bitmeyen savaş ve barışlar… Uluslararası ilişkiler alanında yetkin bir isim olan Maurice Vaïsse yaşadığımız dünyanın bu baş döndürücü hızını, siyasi ve ekonomik güç dengelerini gözeterek tarafsız bir gözle analiz etmektedir.


  • Yazar: Maurice Vaïsse
  • Kitabın Başlığı: 1945’ten Günümüze Uluslararası İlişkiler
  • Fransızca Metin: Les relations internationales depuis 1945
  • Çeviren: Ayşe Meral [Fransızca]
  • Yayına Hazırlayanlar: Taşkın Takış, Ufuk Coşkun
  • Kapak Tasarımı: Mr. Z & Z
  • Dizi Bilgisi: Doğu Batı Yayınları - 425; Siyaset Bilimi Dizisi - 20
  • Basım Bilgileri: 1. Basım: Haziran 2024
  • Sayfa Sayısı: 535 
  • ISBN: 978-625-8123-89-0
  • Boyutları: 13,5 x 21
  • Kapak Resmi: Birleşmiş Milletler Barış Gücü’nün sembolü haline gelen mavi miğfer, Nationaal Bevrijdingsmuseum / 1944-1945) arşivi.

Önsöz

Bölüm 1: İki Kutuplu Bir Dünyanın Doğuşu ve Yüzleşmesi (1945-1955)

Kaçırılmış Barış Fırsatı (1945-1947)

     Yeni Bir Küresel Örgütlenme

     Ortadoğu ve Uzakdoğu’ya Barışın Dönüşü

Soğuk Savaş (1947-1955)

     İki Blokun Doğuşu

     Avrupa’nın İki Karşıt Bloka Bölünmesi

     Soğuk Savaş’ın Merkezindeki Alman Sorunu

     Uzakdoğu’da Komünizmin Yayılması

     İki Tarafın Karşı Karşıya Gelmesi

Dekolonizasyonun İlk Aşaması (1945-1955)

     Dekolonizasyona Özgü Faktörler

     Yakındoğu ve Ortadoğu’da Dekolonizasyon

     Asya’da Dekolonizasyon


Bölüm 2: Barış İçinde Bir Arada Yaşama (1955-1962)

Dekolonizasyonun İkinci Aşaması

     Bandung ve Süveyş

     Kuzey Afrika’da Dekolonizasyon

     Kara Afrika’da Dekolonizasyon

     Birleşmiş Milletler’in Evrimi

Blokların Evrilişi

     Destalinizasyon, Polonya ve Macaristan Krizleri

     Avrupa İnşasında Yeni Hamle

     Barış İçinde Bir Arada Yaşama ve Bunun Sınırları


Bölüm 3: Yumuşama Dönemi (1962-1973)

ABD-Sovyet Düopolu

     Silah Sınırlama Anlaşmaları

     Avrupa’da Yumuşama ve “Ostpolitik”

Bloklar Krizi

     Batı Blokundaki Kriz

     Komünist Dünyadaki Kriz

Yumuşama Döneminde Üçüncü Dünya Ülkeleri (1962-1973)

     Üçüncü Dünya Devletlerinin Gruplaşmaları

     Ekonomik Kalkınma ve Üçüncü Dünya Ülkelerine Yardım

Üçüncü Dünya Ülkelerinde Uluslararası İlişkilerin Değişmesi

     Vietnam Savaşı

     Asya’daki Güç Dengesi

     Latin Amerika, Doğu ve Batı Arasındaki Yeni Hedef

     Afrika’daki Dekolonizasyonun Sonuçları

Bir Savaştan Diğerine Yakındoğu

     Altı Gün Savaşı

     Filistin Sorunu

     İç Karışıklıklar

     Yom Kippur Savaşı


Bölüm 4: İstikrarsız Bir Dünya (1973-1985)

Ekonomik Kriz ve Etkileri

     Krizin Farklı Yönleri

     Krize Karşılık Verme Çabaları

Sovyet-Amerikan İlişkilerindeki Kriz

     Düopolün Sorgulanması

     Silahlanma Yarışı

Avrupa’nın Kararsızlıkları

     Avrupa’nın Daha Yavaş Bir İnşası

     Transatlantik Yanlış Anlamalar

     Sovyet Liderlik Krizi

Güneydoğu Asya, Latin Amerika ve Ortadoğu’daki Gerginlikler

     Akdeniz ve Ortadoğu’da Huzursuzluk

     Güneydoğu Asya’da Nüfuz Mücadeleleri

     Latin Amerika’nın İstikrarsızlaşması

Yeni Çatışma Alanları ve Yeni Bahisler [Enjeux]

     Basra Körfezi ve Hint Okyanusu

     Afrika

     Pasifik


Bölüm 5: İki Kutuplu Dünyanın Sonu (1985-1992)

Soğuk Savaş’ın Sonu

     Dünya Düzeni mi, Düzensizliği mi?

     Demokrasinin Benimsenmesindeki Zorluklar

     ABD-Sovyet Diyaloğu

Yeni Bir Avrupa’nın Doğuşu

     Sovyetler’in Avrupa’dan Çekilmesi ve Doğu Avrupa Ülkelerinin Kurtuluşu

     Almanya’nın Birleşmesi

     Sovyet İmparatorluğunun Dağılması

     Milliyetçiliğin Uyanışı ve Sınırların Sorgulanması

     Avrupa Birliği’ne Doğru

     Değişken Coğrafyaya Sahip Bir Avrupa

Soğuk Savaş Sonrası Dünya

     Zıtlıklarla Dolu Bir Asya

     Kendi Haline Bırakılmış Afrika

     İstikrarsız Bir Ortadoğu

     Orta ve Güney Amerika’daki Durum


Bölüm 6: Yeni Bir Dünya Düzeni Arayışı (1992-2001)

Doğu-Batı Sisteminin Sonu

Para Birliğinin Avrupası ve Barut Fıçısı Balkanlar

Kuzey-Güney Karşıtlığının Kalıcılığı: Şiddetli Dünyalar

Hem Birleşik Hem Parçalanmış Bir Dünya


Bölüm 7: Emperyal Düzensizlik (2001-2008)

Teröre Karşı Savaş

     Terör Tehdidi Karşısında Amerikalılar

     Yeni Bir Hedef: Irak

İmparatorluk ve Dünya

     Washington-Moskova İlişkileri

     ABD-Avrupa İlişkileri

     Avrupa’nın İniş Çıkışları

     Yakın ve Ortadoğu’da Çıkmaz

     Afrika’da Sömürgecilik Sonrası Çatışmalar

     Latin Amerika’nın Sola Yönelmesi

     Yeni Bir Krizin Merkezinde Asya

Tartışılan Küreselleşme

     Yoksulluk ve Kalkınma

     Küresel Yönetişimin Bozulması


Bölüm 8: İktidarın Yeniden Dağıtımı (2008-2014)

Finansal Kriz

Çok Taraflılığa Giderek Daha Çok Başvurulması

Yükselen Güçlerin Öne Çıkması

Amerika’nın Strateji Değiştirmesi, Rus Milliyetçiliği

Yönünü Yitirmiş Bir Avrupa

Kriz Hilali [Crescent of Crisis] (Yakın ve Ortadoğu)

İstikrarsız Coğrafi Bölgeler: Kara Afrika, Latin Amerika, Uzakdoğu

“Arap Baharı”ndan İktidara Geçen İslâmcılığa


Bölüm 9: Çok Kutuplu Bir Kaos (2014-2020)

Çok Taraflılığın Krizi

Amerika’nın Geri Çekilmesinden Rusya’nın Meydan Okumasına

     Barack Obama’dan Donald Trump’a, Kendi İçine Kapanan Bir Amerika

     Putin’in Rusyası ve Ukrayna Krizi

Ortadoğu’da Arap Baharı’ndan Siyasi-Dinî Savaşlara

     Suriye Savaşı

     Ortadoğu’da Altüst Olmuş Sınırlar ve Devletler

Afrika: Karışık ve Arzulanan Bir Kıta

Asya’da Değişim Rüzgârı

Krizde Bir Avrupa

     Göçe Karşı

     Brexit

Ekonomik ve Siyasi Zorluklarla Boğuşan Latin Amerika


Bölüm 10: Dünyanın Parçalanması (2019-2023)

Sağlık Krizi

Ukrayna Savaşı

ABD, Çin ve Rusya Arasındaki Yeni “Soğuk Savaşlar”

     Rus-Amerikan Rekabeti

     Çin-Amerikan Rekabeti

Avrupa Birliği ve NATO Üzerindeki Şokların Etkileri

Yakın ve Ortadoğu’da Bölgesel Yeniden Yapılanma; Sahra Altı Afrika, Yeni Bir Meydan Okuma


Bibliyografya

Dizin

Önsöz

 

1945’ten bu yana üç çeyrek yüzyıl geçti.

Tarihçinin ayrıcalığı geçmişi tanımlamak olduğu için, süre bakımından eşit olmasa da son derece belirgin üç dönemi ayırt etmeyi öneriyoruz: Soğuk Savaş, 1980’lerin sonundan 2001’e kadar “mutlu” küreselleşme; 2011’den itibaren dünyanın parçalanması.

Bu kitap henüz yeni çıktığında, dünya o zamana kadar geçilmesi imkânsız bir çizgi olan Soğuk Savaş’tan yeni çıkmıştı. Bu nedenle bu dönemi, anlatımı berrak kılmak adına, baskın temalara karşılık gelen dönemlere bölmüştük: 1945’ten 1955’e kadar, iki kutuplu bir dünyanın doğuşu ve yüzleşmesi; 1955’ten 1962’ye, barış içinde bir arada yaşama; 1962’den 1973’e kadar rahatlama; 1973’ten 1985’e kadar yeni bir soğuk savaş. Kronolojik referansların ve temaların seçimi anlatım boyunca açıklandı, ancak bu kadar yakın bir dönem için özellikle kalıcı olanı geçici olandan ayırt etmek çok zordur, bu nedenle önemli olarak belirtip seçtiğimiz tarihler değişmez olmadıkları gibi bunlara itiraz da edilebilir. En iyi örnek “Soğuk Savaş” kronolojisidir, belirsiz olduğu için bu dönemin sonuyla ilgili tartışmalar bitmek bilmiyor: Stalin’in ölümünden ötürü 1953 mü? Bir arada barış içinde yaşama döneminin başlangıcından ötürü 1955 mi? Küba krizinden ötürü 1962 mi? Ya da Doğu’daki tüm mucizelerin yılı olan 1989 mu?

1980’lerden bu yana, iki kutuplu çatışma yerini açık bir dünyaya bıraktı. Geçmişin tarihçisi, şimdiki zamanın tarihçisine dönüşür ve tanık olduğu dönüm noktalarını dikkatle inceler, kaçınılmaz olarak güncel olaylara daha fazla önem ve yer verir.

İdeolojik ama aynı zamanda ekonomik kilitlenme noktası olan Soğuk Savaş’tan sonra, küreselleşmenin damgasını vurduğu yeni bir dönem başladı. Bu, “Amerikan Yüzyılı”nın zirvesi, demokrasinin, piyasa ekonomisinin ve serbest ticaretin zaferi, ticarette benzeri görülmemiş bir gelişme, yeni bilgi ve iletişim teknolojilerinin devrimi ile örtüşür. Dünya pazarı birleşmiştir; mal, sermaye ve bilginin dolaşımı Dünya Ticaret Örgütü’nün kurulmasıyla güçlenmiştir (1994). Ulusötesi şirketler, devletlerden bağımsız önemli ekonomik aktörler haline gelmiştir.

Bu sözde “mutlu” küreselleşme parantezi, Amerikan topraklarına yönelik saldırıların, Çin’in küreselleşmenin zirvesine işaret eden Dünya Ticaret Örgütü’ne [DTÖ] giriş yılı olan 2001’de kapanmıştır; ayrıca Afganistan ve Irak savaşlarında zarar gören Amerikan gücünün göreceli düşüşüne işaret eden ve aynı zamanda 2008 ekonomik krizi ve Suriye’deki savaş, Ukrayna krizi ve Çin-Rus yakınlaşması ile öne çıkan 2014’ün dönüm noktasıyla noktalanan içinde yaşadığımız kaotik dünyanın kökenidir. 2019-2023 yıllarında şaşırtıcı olaylar baş gösterdi: salgın ve ardından Ukrayna’ya karşı savaş, sorunları (göç, iklim değişikliği, çokuluslu şirketler, dijital dünya) çok taraflı çözümler gerektiren bir dünyada güç dengesini bozdu.

Dönemin heterojenliğinin ötesinde, Avrupa dışındaki devletlerin şimdiye kadar Avrupa uluslarının ayrıcalığı olan uluslararası sisteme girmesi, insanlık tarihinde bu dönemi özel kılan şeydir. 16. yüzyıldan beri, Avrupa dünyaya egemen oldu, onu “keşfetti”, kendi dillerini, dinlerini ve geleneklerini dünyaya empoze etti. Bu fenomen, 19. yüzyılın geniş sömürgecilik hareketine yol açmıştı. Her ne kadar bazıları Batı’nın gerilemesini Büyük Savaş’ın sonunda fark edebilmiş olsa da 1939’da güç Batı’daydı. 1945’ten sonra, güç artık Avrupa’da değil, Avrupa’nın dışında, önce ABD ve Atlantik eksenindeydi. Dünya buradan 21. yüzyılın başında bir Hint-Pasifik dünyasına doğru yöneldi. Demografik ve ekonomik kriterler özellikle aydınlatıcıdır.

Demografik alanda, bazı rakamlar insanı düşünmeye itiyor. 1950-2022 yılları arasında dünya nüfusu 2.5 milyar insandan 8 milyarın üzerine çıkmıştır. Avrupa’nın nüfusu dünya nüfusunun yüzde 20’sinden yüzde 10’una düşmüştür. Bugün Asya, Çin’de bir milyar 400 milyon, Hindistan’da bir milyar 400 milyon, Endonezya’da 275 milyon, Pakistan’da 235 milyon ve Bangladeş’te 171, Japonya’da 128 milyon olmak üzere yaklaşık 4 buçuk milyar nüfusa sahiptir. Ekonomik alana gelince, grafikte görebileceğimiz gibi, Avro Bölgesi dünya GSYİH’sinde giderek daha az ağırlığa sahiptir; düşüşü ABD’ninkinden çok daha hızlı olmuştur. Çin’in ağırlığı ise artmıştır. Küreselleşmenin damgasını vurduğu uluslararası bir sistemde, dünyanın dengesi Asya’ya kaymıştır.

Gelişmekte olan ülkelerin, özellikle de ABD’ye rakip gibi görünen Çin’in giderek artan bir rol oynadığı çok kutuplu bir dünyanın doğuşunu görmekteyiz. 1990’ların barış ve istikrar umutlarını, sorunlu bir dünyanın hiçbir bölgesini esirgemeyen çok sayıda gerilim izledi.

Maurice Vaïsse

1942’de Cezayir’de doğan Maurice Vaïsse, Uluslararası ilişkiler ve Savunma alanında uzmanlaşmış bir Fransız tarihçidir. Journal of Intelligence and Terrorism Studies dergisinin yayın kurulu üyesidir. Paris Siyasi Bilimler Akademisi [Science Po] ve Paris Sorbonne’da profesör olup uluslararası ilişkiler alanında ders vermektedir. Aynı zamanda 2008’den beri Fransa Savunma Bakanlığı’nda Tarih Araştırmaları Bilim Konseyini yönetmektedir. 1994’de Fransa Şeref Nişanı ve 2000’de Fransa Ulusal Liyakat Nişanı almıştır.

Ayşe Meral

1971 doğumlu ve 1990 yılına kadar Fransa’da yaşayan Ayşe Meral, Gala­tasaray Lisesi’nden mezun olduktan sonra İstanbul Üniversitesi Fransız Dili ve Edebiyatı bölümünde eğitimini sürdürmüştür. 1995 yılından itibaren çeşitli Fransızca eserleri Türkçeye kazandırmıştır. Çevirmenin Doğu Batı Yayınları’ndaki diğer kitapları: Ortaçağ’da Felsefe (Étienne Gilson); Angora’dan Ankara’ya (Jean-François Pérouse); Dil (ve zihnin) Felsefesi (François Recanati); İnisiyasyon, Âyinler, Gizli Cemiyetler (Mircea Eliade); Ortadoğu Tarihi: 19. Yüzyıldan Günümüze (Anne-Laure Dupont, Catherine Mayeur-Jaouen, Chantal Verdeil).