Antik Yunan’dan 20. yüzyıl ortalarına kadar psikolojinin düşünsel geçmişini Batı felsefesi eksenli ortaya koyan bu çalışma, yalnızca antik dönemden yakın döneme kadar insana dair en temel düşünceleri keşfetmekle kalmıyor, aynı zamanda geniş bir toplumsal ve bilimsel çerçevede cereyan eden fikirleri, akımları ve tarihsel süreçleri irdeliyor. Bu uzun tarihsel yolculukta Antik Yunan, Rönesans Floransası, Aydınlanma Çağı Fransası vb. daha birçok önemli tarihî durak noktası, günümüz psikolojisinin hangi kaynaklardan beslendiğini ortaya koyan birer uğrak yeri olarak karşımıza çıkıyor. Değinilen çağların problemleri ve bununla birlikte düşünürleri harekete geçiren düşünsel itici kuvvetin çıkış noktaları mercek altına alınıyor. Bu çalışma, felsefe ve bilim çağları ekseninde dönen, fakat bunu yaparken yalnızca kronolojik yönteme başvurmayan, aynı zamanda psikolojinin özünü kavrama ve psikolojinin hem biricik hem de diğer konularla bağlantılı olduğunu saptayan bir tanımlamaya ulaşma çabası güden bir psikoloji tarihi eseridir. Robinson, psikolojinin sadece belirli bir dönemin psikologlarının icra edeceği bir şey olarak algılanmaması için çaba gösterdiği bu eserinde, ABD’li psikolog Ernest R. Hilgard’ın dediği gibi, “genel olarak rastladığımız sıradan yöntemlerle büyük bir düşünürü övüp bir sonrakini kronolojik bir sırada izlemek yerine, düşüncelerin gelişimini zihnin doğası üzerine alternatif yaklaşımlar getirerek ortaya koymaktadır.”
- Yazar: Daniel N. Robinson
- Kitabın Başlığı: Psikolojinin Felsefe Tarihi
- Orijinal Başlık: An Intellectual History of Psychology
- Çeviren: Deniz Uludağ [İngilizce]
- Yayına Hazırlayanlar: Meyra Yürükoğlu, Emin Aygün
- Kapak Tasarımı: Harun Ak
- Dizi Bilgisi: Doğu Batı Yayınları - 249; Psikoloji Dizisi - 1
- Basım Bilgileri: 1. Basım / Ocak 2020
- Sayfa Sayısı: 606
- ISBN: 978-625-7030-01-4
- Kapak Resmi: Gustave Moreau, Orpheus, 1865.
- Boyutları: 13,5 x 21
Üçüncü Basıma Önsöz
1. BÖLÜM: FELSEFİ PSİKOLOJİ
I. Konunun Tanımlanması
II. Helenik Dönemde Psikoloji: Presokratik Dönemden Diyaloglara
III. Helenistik Dönem: Aristoteles, Epikürosçular ve Stoacılar
IV. Patristik Psikoloji:
İnancın Otoritesi
V. Skolastik Psikoloji: Aristoteles’in Otoritesi
VI. Rönesans’ta Doğa ve Tin
2. BÖLÜM: FELSEFEDEN PSİKOLOJİYE
VII. Ampirizm: Deneyimin Otoritesi
VIII. Rasyonalizm: Zihnin
Geometrisi
IX. Materyalizm: Aydınlanmış
Makine
3. BÖLÜM: BİLİMSEL PSİKOLOJİ
X. 19. Yüzyıl: Bilimin Otoritesi
XI. Sistemden Uzmanlığa: Can
Alıcı Yarım Yüzyıl (1870-1920)
XII. Çağdaş Formülasyonlar
Dizin
Üçüncü Basıma Önsöz
Bu, yirmi yıl kadar önce başladığım ve şimdi olduğu gibi, o zaman
da psikoloji tarihine adanmış metinlerdeki boşluğu gidermek için tasarlanmış
bir çalışmanın muhtemelen son basımı. Bu tür kitaplar yazan başka isimlere
duyulan saygı ile bu isimlerin uğrattığı sukutuhayalin yol açtığı tuhaf
karmaşıklığı deneyimlenmeksizin bu tür bir projeye soyunmak mümkün değildir;
üstelik, öyle tahmin ediyorum ki bu isimlerin bir kısmı, elinizdeki çalışmanın
önceki basımlarına benzer tepkiler vermiştir. Burada, hem üzerinde durulan
şeyler hem de yapılan yorumlardaki farklılıklar için geniş bir yer ayrılmıştır;
ayrıca belirli yaklaşım ve yöntemlerin önemi, bağlantıları ve gücüyle ilgili
olarak, yazarların düşüncelerindeki farklılıklar için büyük bir alan
yaratılmıştır.
Benim açımdan, sistematik bir psikolojinin
temel hatlarının Helenik ve Helenistik Yunan’da çizildiği yıllar önce oldukça açık
bir şekilde görülmekteydi ve bunu açık bir şekilde görmek hâlâ mümkün. Whitehead’in söylediği gibi, felsefenin tümüyle Platon için önemsiz bir olay olması savunabilir bir düşünceyse, o
halde psikoloji tarihinin de Aristoteles için önemsiz bir düşünce olduğunu söylemek mümkündür.
Bu, şu anda tümüyle açık bir şey değilse eğer, bunun tek nedeni, çağdaş
düşünürlerin güncel teori ve yaklaşımlara, hayatın ahlâki ve politik boyutlarını katmak adına gösterdikleri çabada isteksiz
olmalarıdır. Bu isteksizlik, bizzat psikolojiyi –bir doğa bilimi olarak– biçim verilmiş bir şekilde ele alma
alışkanlığına dayanmaktadır (bu da Aristoteles’e duyulan başka bir minnettir), fakat böylece, bir
girişim olarak bilimle ilgili tasarımı, bizzat amaç ve yöntemleriyle Aristoteles’in kendi biliminden daha kısıtlı görmek gerekir.
Bu disiplinin genel hatları Antik Yunan filozofları ve bilim insanları tarafından çizildiyse,
daha spesifik ve ayrıntılı özellikleri Bacon, Newton, Galileo ve Descartes tarafından miras olarak bırakılmıştır. Dolayısıyla Locke’un dikkat kesileceği figürler onlardı; 19. yüzyıl Fransız Aydınlanması düşünürleri ve Aydınlanma’nın diğer bilginleri de, ellerinin altında zihinle
ilgili bir bilim olduğuna inanacaktı. 19. yüzyılda metodoloji metafiziğin
hızına yetişene kadar, “çağdaş psikoloji” olarak kabul ettiğimiz şeyin temel
özelliği oluşmuştu. Nitekim bizler 19. yüzyıl psikolojisinin gündemini izlemeye
devam etmekteyiz. Şayet davranışçılık, “bilişsel devrim” veya psikobiyolojik yaklaşımlar yeni gibi görünüyorsa,
bunun tek nedeni bu konuyla ilgili tarihi unutmuş olmamız veya hiçbir zaman
bunu öğrenmemiş olmamızdır. Bu bakımdan yanılgıya düşen bizler, eski zamanlarda
ilerlemeyi durduran benzer çıkmaz sokaklara sapma riskini göze alırız. Siyasi
ve sosyal tarih geleceği söylemez, çünkü siyasi ve toplumsal olaylar
benzersizdir ve temelde tekrarlanmaz. Fakat düşünsel tarih geleceği söyler. Şüpheli veya dikkat
dağıtıcı sonuçlara yol açan zayıf temelli bir argüman, bu özellikleri her bir oluşumda devam ettirecektir.
Düşünsel Batı tarihinin önemli dönemlerinde psikolojik düşünceye yön veren temel argüman ve sonuçları bu çalışmanın ilk ve sonraki basımlarında
okuyucunun önüne koydum. Bunlardan hangisinin geçerli ve bütünsel olduğunu ve
hangisinin dikkat dağıtıcı ve hattâ yanıltıcı olduğunu değerlendirmek
okuyucunun görevidir.
Wisconsin Üniversitesi’ne göstermiş olduğu sıradışı destek için ne
kadar teşekkür etsem azdır. Allen Fitchen’ın bu ve önceki basımlarda duyduğu güveni boş
çıkarmadığımı umut ediyorum. Elizabeth Steinberg’ün cömertçe sunduğu editoryal destek ve Sylvan Esh’in titiz ve dikkatli düzenlemeleri bu kitabı birçok bakımdan
geliştirdi. Arda kalan kusurların hepsi bana aittir.
Eşim ve sevgili arkadaşım Francine’e ikimiz
için yirmi yıl önce yaratmış olduğu sevgi ortamına ve sıcaklığa müteşekkirim.
Bu kitap –tıpkı yazarı gibi– ona adanmıştır.
Daniel N. Robinson (9 Mart 1937-17 Eylül 2018)
ABD’li felsefe profesörü. Temel ilgili alanı psikolojinin kavramsal ve felsefi temelleri olan, psikoloji felsefesi, psikoloji tarihi, ahlâk felsefesi, zihin felsefesi, felsefe tarihi, hukuk felsefesi gibi çeşitli birçok konu üzerine akademik çalışmalar ve eserler üreten Daniel N. Robinson, uzun yıllar Georgetown Üniversitesi’nde psikoloji profesörü olarak görev yaptı. 1991 yılından itibaren Oxford Üniversitesi’nde ders verdi. New York Şehir Üniversitesi Nöropsikloji Bölümü’nde doktora derecesi kazandı. Amerikan Psikoloji Derneği’nin iki bölümünde başkanlık yaptı; bunlardan biri olan Psikoloji Tarihi Bölümü’nden Ömür Boyu Başarı Ödülü ve diğeri Teorik ve Felsefi Psikoloji Bölümü’nden Seçkin Katkı Ödülü aldı. PBS için hazırlanan “The Brain” (Beyin) ve “The Mind” (Zihin) adlı televizyon serilerinde başdanışman olarak görev yaptı. Psychology and Law (Psikoloji ve Hukuk), Philosophy of Psychology (Psikoloji Felsefesi), The Insanity Defense from Antiquity to the Present (Eski Çağlardan Günümüze Delilik Savunması), Praise and Blame: Moral Realism and its Application (Övgü ve Suçlama: Moral Realizm ve Uygulanışı), Consciousness and Mental Life (Bilinç ve Zihinsel Yaşam) vb. kırktan fazla eserin yazarlığını veya editörlüğünü yaptı. En fazla ilgili gören çalışması Psikolojinin Felsefi Tarihi kendi alanında klasikleşmiş, belli başlı Batı üniversitelerinin psikoloji ve felsefe bölümlerinde okutulmakta olan bir eserdir.
Deniz Uludağ
1988 yılında doğdu. 2013 yılında İzmir Ekonomi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler ve Avrupa Birliği Bölümü’nden mezun oldu. Bilimsel Bir Kültür Teorisi (Bronislaw Malinowski), Eski Çin’de Dinler, (Herbert Allen Giles), Antropoloji ve Modern Yaşam (Franz Boas), Ateşin Kökenine Dair Mitler (James George Frazer) çevirdi.