Doğu Batı Sayı 26: Aşk ve Doğu
- 180,00 TL
-
135,00 TL
- Stok Durumu: Stokta var
- 24 Saatte Kargoda
- Genel Yayın Yönetmeni: Taşkın Takış
- Onur Kurucuları: Halil İnalcık, Şerif Mardin
- Yayın Kurulu: Oğuz Adanır, Ali Akay, Simten Coşar, Özcan Doğan, Kurtuluş Kayalı, Armağan Öztürk, Özgür Taburoğlu, Ali Utku, Aytaç Yıldız
- Dergi Başlığı: Aşk ve Doğu
- Dönem: Şubat, Mart, Nisan 2004 [Yıl 7, Sayı: 26]
- Basım Bilgileri: 4. Basım / Kasım 2019 [1. Basım / Şubat 2004]
- Sayfa Sayısı: 288
- ISSN: 1303-7242
- Barkod: 9771303724269
- Kapak Resmi: Indian Paintings Miniature
- Kapak Tasarımı: Aziz Tuna
- Boyutları: 16 x 24
TARİH
Halil İnalcık
Otman Baba ve Fâtih
Sultan Mehmed
EDEBİYAT
Muhammet Nur Doğan
Divan Şiirinde Aşk
Ahmet Atillâ Şentürk
Osmanlı Şiirinde “Aşk”a
Dair
Ahmet İnam
Andelîb-i Gûyânın Yolculuğu
Olarak Aşk
Laurent Mignon
Işk ve Aşkın Buluştuğu
ve Ayrıştığı Yer: Nizâr Kabbâni ve Cemal Süreya’nın Şiirinde Sevgili ve Mesaj
ACEM AĞIRSEMÂÎ
Şeyh Gâlib
DOĞU MASALI
Ali Duymaz
İncil ile Furkan
Arasında Bir Aşkın Hikâyesi: Kerem ile Aslı
Gülşen Çulhaoğlu
Şeyhî’nin Hüsrev ü Şîrîn Mesnevisi’ndeki Aşk
İlişkileri
KADIN
Annemarie Schimmel
Sûfîlikte Dişil Unsurlar
YEDİ ASKI
İmriülkays
İRAN
Uğur Kömeçoğlu
Gençlik, Gündelik
Yaşam, Beden-Mekân Siyaseti ve İran
ESKİ MISIR’DAN
Tarlalarda Buluştuğumuz
Sevgiliye Hoş Türküler
TİYATRO
S. Dilek Yalçın Çelik
Lâle Devri: Bir Lâle
Muamması, Masal Diyarı Şiir Gibi Bir Aşk...
RESİM
Emine Önel
“Tasavvufî Aşk Şehidi”
Hallac-ı Mansur ve Akyavaş’ın Resmindeki Yansıması
KENZ
Mustafa Kara
Sinan Paşa ve Aşk
Süleyman Derin
Mevlâna Celâleddin
Rumi’nin Sevgi Anlayışı
KİMYA-İ SAADET
Herakleitos
dünyayı tanımak isteyen insanların onu en ince ayrıntılarına kadar öğrenmesi
gerektiğini söylüyor. Aşkın Doğu’ya açılan kapısı, üstelik bir ayrıntı da değil...
Doğu’da söylenmiş herhangi bir şiir veya sözün kabuğuna, detayına evrenin
güzelliklerinin sığdırılmaya çalışıldığı estetik bir tavrı görüyoruz. Doğu’da aşk,
dünyanın yekûnudur.
*
Celâleddîn
Rûmî, aşkın yüzlerce dirilişten daha büyük bir görkeme sahip olduğunu belirtir.
Çünkü diriliş, zaman ve mekâna bağlı bir eylemken, aşk sınırsızdır ve beş yüz
kanadıyla yeryüzünün derinliklerine çoktan inmiştir.
*
Doğu’nun
her diyarında aşkın binbir çeşit resmi var. Anadolu’nun âşık geleneği, Hint kıtasının
hiçlik öğretileri, sûfîlerin birlik ve bütünlük felsefesi aşkın değişen
renkleridir. Dîvan edebiyatına bir “aşk edebiyatı”, tasavvuf felsefesine de bir
“aşk felsefesi” denilebilir. Sûfî yaşam terbiyesi aşkın ince ve zarif tanımlarıyla
doludur: Bu tanımlardan biri Hallac’ınkidir: “Bir şey ancak anlamı kendinden
daha ince olan bir şeyle açıklanabilir. Anlamı aşktan daha ince olan bir şey de
yoktur; o halde aşk nasıl açıklanabilir?”
*
“Her
âşık Platoncudur”: Mutlak güzelliğe ilişkin bilgi, âşığın sevgilisine dair
bildiği yegâne masum bilgidir. Sevgili bütündür, sonsuzdur ve tamdır. Âşık
bundan ötesini açıklayamaz.
*
İdealleştirilmiş
yüksek tepelerin ardında aşk var, aşağılarda ise bütün aşk ilişkilerinde
görülen korku ve güçsüzlük, şüphe ve kıskançlık gibi Platonik duyguların
umutsuz ve kara rüzgârları...
*
Bir
kültürün içinden süzülüp gelen âşıklar hep aklımızdadır. Efsanevi aşk
kahramanları ilham veren duyguların derinlikleriyle olduğu kadar kültürleriyle
de aşk sanatının koruyucu melekleri olmuşlardır. Leyla ile Mecnun’da Arap
hikâyelerinin birçok merhalesinden geçeriz. Yusuf ile Züleyha’nın aşkı inanç
motifi üzerinde ilerler. Kerem ile Aslı’da, Anadolu’nun kozmolojisini, söz ve
inançlarını, farklı halkların tarihlerini okuruz.
*
Aşka dair şu sevimli buluş: Maddi aşk ve manevi aşk ayırımı!
Bu ancak sınırlı bir gerçeği dile getirebilir. Hint, İran ve Osmanlı uygarlıklarının
aşk kültürleri ne denli manevi ögelere sahipse, Sokrates’ten Dostoyevski’ye
kadar uzanan çizgide Batı’nın erdem ve endişe yüklü mistik yolculuğu da o kadar
manevidir.
*
Kasîdelere,
gazellere, dîvanlara binlerce aşk tanımı sığdırılmıştır. Mecazların ve
kinâyelerin ucunda aşk vardır. Aşkın olmadığı hiçbir masal anlatılamaz. Gül ile
bülbülün hikâyesi, âşık ile mâşukun hikâyesidir. Kuşların sohbeti sevgililerin
de sohbetidir.
*
Muhibbî’den...
Hayâtum hâsulum ‘ömrüm
şerâb-ı kevserüm ‘adnüm
Bahârum
behcetüm rûzum gülüm ey verd-i handânum
Çenârum
seyr ü seyrânum gülistân ile bostânum
Merâmum
dürr-i şehvârum sabahûm sohbetüm şamûm
Neşâtum
‘işretüm bezmüm çerâgum neyyirüm şem‘üm
Turunc
u nâr u nârencüm benüm şem‘-i şebistânum
Taşkın Takış