• Doğu Batı Sayı 07: Akademi ve İktidar

Doğu Batı Sayı 07: Akademi ve İktidar

  • 150,00 TL
  • 112,50 TL


  • Stok Durumu: Stokta var
  • 24 Saatte Kargoda


Etiketler: dergiler

Halil İnalcık
Osmanlı Devleti’nin Kuruluşu Problemi

Halil İnalcık
Osmanlı Tarihi Üzerinde Kamuoyunu İlgilendiren Bazı Sorular

Nur Vergin
Bilim Camiası ve Tanınma İsteği

Hüsamettin Arslan
Bilim, Bilimsel Bilgi ve İktidar

Halil Nalçaoğlu
Türkiye’nin Yeni Üniversite Düzeni: Kriz ve Kalite

Etyen Mahçupyan
Kemalizm, Pozitivizm ve İktidar

Ayşe İnal
Derslikleri Kamusal Tartışmanın Oluştuğu Bir Mekân Olarak Yeniden Düşünmek

Ahmet İnam
Akademisyen mi? Ak-Adam-İsyan mı?

Hasan Bülent Kahraman
Modernite, Sosyal Bilimler ve Bir Disiplinlerarasılık Olanağı Olarak Görsellik

Mehmet Okyayuz
Ernst Bloch’un Gözüyle Alman Aydınlanması

Ayşe Kadıoğlu
Sosyal Bilimsel Sancılar

İKTİDAR BURADA, ÜNİVERSİTE NEREDE?

 

Onlar (üstadlar) köprüleri geçtiler ve Seine nehrinin sol ya­kasına yerleştiler...Kilisenin vâsiliğinden kurtulunca kendi çı­karlarını düşündüler. Çıkarlarını ve düşüncelerini savuna­bilmek için kendi öğrencileriyle birleştiler ve bir lonca Üniversitas oluşturdular.

Émile Durkheim    

 

Sosyal bilimlerde sağlıklı bir analiz, araştırmacıdan bütünlüklü ve incelenen alana ilişkin karşılıklı bir bilgi yapısını çözümlemesini ister. Siyaset üzerinde düşündüğümüzde, siyasetin araç ve amaçlar, güç ve ahlâk gibi göreceli ve zorluk katsayıları yük­sek değerleriyle karşılaşırız. Üniversite ya da belirli bir tavır, dil ve ekolü sürdürme anlamında akademia’nın ‘iktidar’ ve siyasetle ilişkisi bazı çözümleme imkânları sunmaktadır. Bu tür çözümlemeleri yapmanın henüz çok gerisindeyiz. Akademinin iktidarla olan hem epistemolojik (Bilgi iktidardır) bağı, hem de taşıdığı zengin sosyolojik akrabalıklar, bazı toplumlarda sancılı bir dönüşüme yol açarken, diğerlerinde düz bir mantık silsilesi içinde kalmıştır.

        Resmî ideoloji (Kemalizm) çerçevesinde üniversiteler yoluyla akademik kurumsallaşma, toplumun totaliter bir kurgulanmasının aracı olarak dü­şünüldü. Başka bir seçenek de düşünülemezdi! Üniversitelerdeki hükümferma değerler, yani akılcılık, pozitivizm ve çağdaşlık gibi değerler yaşamı­mızla içselleştirildiği oranda değil, tezelden pragmatik bir karşılığın izdüşümleri olduğu için iltifat gördüler. Bir toplumun içi, geç kalmış anakronik değerlerle doldurulmaya çalışılırken, sözü edilen değerler bütünsel bir yapıda herhangi bir anlam kümesine kavuşamıyordu. Hümanizm ve Aydınlanma süreci, dış dünyanın hareketlerini toparlayamama huzursuzluğundan insanın kendi içine çekilmesi sonucunu doğurmuştu. İnsanın kendini evrenin merke­zinde bir değer olarak atfetmesi, başlangıçta bencil ve sorumsuz ama sonuçta birey olabilmenin koşulu olarak yorumlanmıştır. Bizde ise, kuşkucu ve rasyonel hümanistik değerler manzumesi idealleştirilirken, hâlihazırda, üstü kapalı söylemlerle Cumhuriyet bireyinin kendi dışındaki resmî ideolojiye beslediği irrasyonel sadakat duygusu, inancından bir şey yitirmemiştir. Dolayısıyla üniversitelerimiz ve akademisyenlerimiz ne oldukları gibi görünebilmişlerdir, ne de göründükleri gibi olabilmişlerdir. 

        Üniversitelerin günümüzdeki durumunu resmetmek açısından bir başka örnek vermek gerekirse, Descartes’ın cogito ergo sum formülü modernleşme projesinin kalıp cümlesi olarak daima tekrar edilmiştir. Descartes’ın bu ilkeyi belirli bir sistematizasyon çerçevesinde, mathesis üniversalis (evrensel olma) düşüncesinden türettiğini hatırda tutmalıyız. Sormak gerekir, Türkiye’deki üniversiteler hangi üniversel değeri, kendi sınırları dışında, hangi evrensel ilkeyi dile getirmekte ve savunmaktadır? Sık sık akademisyenlerin özgün öner­melere, aykırı kanılara sahip olmadıklarından yakınılır. Doğrudur, çünkü düşünme yal­nızca tekil bir eylem değil (‘düşünüyorum’da olduğu gibi) geniş bir kül­türel iklimde hayatiyet ve canlılık kazanabilen bir eylemdir.

* * *

Sosyal bilimcilerimizden akademik ilmihâlin bir portresini istedik. İlerle­yen sayfalarda –özellikle satır aralarında– sürekli “iktidar burada” gön­dermelerine tanık olduk, sorduğumuz “üniversite nerede?” sorusunun karşılığı olarak...  

                   

Taşkın Takış