• Doğu Batı Sayı 108: Şiirin Evrensel Poetikası

Doğu Batı Sayı 108: Şiirin Evrensel Poetikası

  • 150,00 TL
  • 112,50 TL


  • Stok Durumu: Stokta var
  • 24 Saatte Kargoda
  • Genel Yayın Yönetmeni: Taşkın Takış
  • Sayı Editörü: Yücel Kayıran
  • Onursal Kurucuları: Halil İnalcık, Şerif Mardin
  • Yayın Kurulu: Oğuz Adanır, Ali Akay, Özcan Doğan, Kurtuluş Kayalı, Cansu Özge Özmen, Armağan Öztürk, Özgür Taburoğlu, Aytaç Yıldız
  • Dergi Başlığı: Şiirin Evrensel Poetikası
  • Dönem: Şubat, Mart, Nisan 2024 [Yıl 27, Sayı: 108] 
  • Basım Bilgisi: 2000 Adet / 1. Basım: Mart 2024
  • Sayfa Sayısı: 287
  • ISSN: 1303-7242
  • Barkod: 9771303721084
  • Ön Kapak Resmi: Octavio Paz, Fotoğraf: Manuel Álvarez Bravo, 1977.
  • Arka Kapak Resmi: “Dans Eden Dervişler”, Hafız Dîvânı’ndan, Metropolitan Müzesi
  • Boyutları: 16,5 x 24 cm

ŞİİRİN EVRENSEL POETİKASI

Yücel Kayıran
Şiirin Varlıksal Sonsuzluğu

Tansu Açık
Batı’nın Kurucu Metni Olarak Homeros Destanları - III (Geç Ortaçağ, Yazı/Edebiyat Cumhuriyeti, Rönesans)

‘ORTAÇAĞ’IN POETİK NEŞESİ

Erhan Altan
Şarkıların Çaldığı Endülüs

Nimet Yıldırım
Şeyh Feridüddîn Muhammed Attâr-i Nişaburî

Nimet Yıldırım
Hâfız-i Şirazi

Furkan Öztürk
Osmanlı Şiirinde Hâfız Çizgisi ve Nef’î

Nagehan Uçan Eke
Tarzı Cedit Kendi Kadim Nâilî’nin Şiirine Dair


BLANCO/AK

Levent Kavas
Blanco/Ak için Dar Bir Çerçeve

Octavio Paz
Ak

MODERN ŞİİRİN SONSUZLUK VAADİ

Bülent Ayyıldız
Bir Filozof Şair: Giacomo Leopardi

Pınar Aka
Baudelaire: Hep Öteki’ye Dönük Bir Şiir

Fahri Öz
Robert Frost: Amerika’nın Son Kır Şairi

Ahmet Özkan
Sürrealizmden Direniş Şiirine: Aragon’un Şiirine Bir Bakış

 

Eşik-Söz

 

Birörnekleşme, şiirin ve şiirimizin önündeki en önemli sorun durumunda. Şiirimiz nasıl birörnek haline gelir. Kişisel olarak, farklı yaşama biçimlerinden, farklı kültürel temellerden, farklı inanç biçimlerinden, farklı tarihsel geçmişlerden gelen şairler, nasıl olur da içsel tarihten yoksun bir birörnek şiir yazar hale gelebilir? Şöyle de sorulabilir: Deneyimleri ve deneyimlerini algılama ve yorumlama biçimleri farklı kişiler nasıl oluyor da aynı düzlemde yer alan birörnek şiir yazabilir? Farklılıkların, çeşitliliklerin bu denli göz ardı edilmeye çalışılmasının, bastırılmasının anlamı ve nedeni ne olabilir?

Erich Auerbach, “filolojik vatanımız yeryüzüdür; ulus olamaz artık” diye yazmıştı, imparatorluktan gelen ülkelerin kendilerini ‘ulus-devlet’ tasarımına göre inşa etmeye başladıkları o 20. yüzyılın şafağını hesaba katarak. Şöyle devam ediyordu: “Tabii ki filolojinin miras aldığı en değerli ve en vazgeçilmez şey ulusunun dili ve kültürüdür hâlâ; ama bu ancak kopuş ve aşma ile etkinlik kazanır. Değişmiş koşullar altında, ulus öncesi Ortaçağ eğitiminin sahip olduğu düşünceye dönmek zorundayız, tinin ulusal olmadığı düşüncesine.” Auerbach’a göre, ulusal irade ve modernlik yaşama biçimi, tüm ayrık geleneklerin ve çeşitliliğin altını oymakta, standart ve birörnek bir yaşama biçimine doğru ilerleme kaydetmekte başarılı olmuş görünmektedir. Ona göre, insanlığın tarihsel gerçekliği, “pek çok ayrı kültür oluşturacak şekilde parçalara ayrışmış hali” onun “verimli günahını” oluşturur.

*

Modern Şiirin Sonsuzluk Vaadi

Bu şiir sayılarını hazırlarken farkına vardım. Gerek klasik şiir gerek modern Batı şiiri üzerinde çalışan akademisyen pek kalmamış. Daha çok bu nedenle bazı yazılar Klasik Dünya Şiiri ile Modern Batı Şiiri sayılarına yetişmedi. O yazıları şimdi bu son sayıda değerlendiriyoruz. Bu sayıda ayrıca, şiirin kendisine de ver verdik. Octavio Paz’ın Blanco/Ak şiirinin çevirisi, bu sayının sürprizi. Levent Kavas’a özellikle teşekkür ederim. Zoe Karelli’nin şiiri de bizde ilk defa yayımlanıyor. 2000’lerin başında, bir dergi çıkarma hazırlığımız vardı, Zoe Karelli’nin şiirlerini orada yayımlayacaktık; şiirleri Kriton Dinçmen çevirmişti, şükranla anıyorum.

Bu 8 cilt, toplamda 152 yazıdan oluşuyor. 87 yazar veya şairin yazısı var bu toplamda. Ama daha fazla yazarla iletişimde bulundum. Bazı yazarların birden fazla katkısı oldu. Bu son sayıda da katkılarını esirgemeyen Nagehan Uçan Eke’ye, Pınar Aka’ya, Fahri Öz’e ve Bülent Akyıldız’a tek tek teşekkür ediyorum; Doğu Batı dergisinin bu şiir sayılarına baştan beri özenle katkıda bulundular.

Ortaçağ’ın Poetik Neşesi

“Ortaçağ” kavramı, yaygın biçimde, bütün evrensel zamanın “Avrupa Ortaçağı” ile özdeşleştirilmiş olduğu bir fikri dile getirir. Bu bağlamda da, “Ortaçağ” kavramı, yaygın biçimde “karanlık çağ” olarak nitelendirilir. Bu “karanlık Ortaçağ” kavramı, kuşkusuz Avrupa Ortaçağı’nı dile getiren bir kavramdır. Bu başlık altında bizim kastettiğimiz Avrupa Ortaçağı değil, zamansal bakımdan “İslâm Ortaçağı”dır. Ortaçağ’daki İslâm, bir medeniyetin inşa ediliş dönemini, inşa edilen bu medeniyetin yükseliş dönemini dile getirmekte. Asya’nın batı kapısında vücuda gelen bir Ortadoğu Rönesansı’dır bu. Kuşkusuz sözünü ettiğim Pers topraklarında yükselen İslâm medeniyeti poetikasıdır ve onun bu eşsiz görkemi karşısında hayranlık içinde kalan bizim klasik şiirimizin poetikası. “Ortaçağ’ın Poetik Neşesi” kavramı, tam olarak bu bağlamı dile getirmek için ifade edilmiştir. Burada, Nimet Yıldırım hocaya özel bir teşekkürü dile getirmem gerek; Attar ve Hafız hakkındaki yazıları çok önemli bir katkı oldu. Hafız hakkında, bizde bu denli sanırım ilk defa yazılıyor.

Doğu Batı Dergisine Teşekkür

8 ciltte tamamlanan bu şiir sayıları, Doğu Batı Yayınları genel yayın yönetmeni Taşkın Takış’ın, Doğu Batı dergisi için, benden, “Bize bir ‘Modern Şiir’ sayısı hazırlar mısınız?” önerisiyle başladı. “Modern Şiir” sayısı kavramsal bağlamda değil, tarihsel düzlemde yapılması, modern şiirin nerede, hangi özelliklerle ortaya çıktığına odaklanmak gerekirdi. Ama bundan önce, öncelikli olan, mevcut şiir mirasının genel bir değerlendirilmesinin mevcut olmayışından kaynaklanan boşluğun doldurulması da esas olmalıydı. Bu bağlamda, şöyle bir karara varıldı:

1- Klasik Dünya Şiiri

2- Modern Batı Şiiri

3- Modern Türk Şiiri

Her bir sayı birer cilt olacaktı. Ama Modern Batı Şiiri sayısı 2 cilt oldu, Modern Türk Şiiri sayısı da 4 cilt.. Taşkın Bey, bir de son bir sayı önerdi; bu sayılara yetişmeyen yazılardan oluşan bir son sayı. Bu son sayı, daha önceki sayılara yetişmeyen ve daha önceki sayılarda bağlam olarak yer alamayan yazılardan oluşuyor. Olacaktı. Bununla birlikte, bu sayının, sadece ‘yetişmeyen yazılardan’ oluşan bir toplam olmasını istemedim; bu yazıları da içeren başka bir bağlam bütününe olanak veren yazılar da mevcut olsundu bu sayıda. En renkli sayı oldu, şiir sayılarının bu son sayısı.

Taşkın Takış’a özellikle teşekkür ediyorum. Doğu Batı Yayınları, şiirin neredeyse gündem oluşturamadığı bir dönemde 8 ciltten oluşan bu şiir sayıları bütününe olanak verdi.

Şiir söz konusu olduğunda, genellikle bir şekilde müdahale olur, diye düşünülür; “şu şair de olsa” gibi mesela, “o şair de mi olacak” gibi veya.. Olmadı, bu sınıra hiç gelinmedi. Sorumluluk ve tasarım tamamen bana aittir. Şiir sayılarının, şimdi bu biçimde mevcut hale gelmesinde Taşkın Bey’in sabrı eşsizdi. Bu sayılarla gurur duyuyorum. Bu gurur için de, Taşkın Bey’e tekrar teşekkür ediyorum.

İthaf

Toplamda yedi sayıdan oluşan Doğu Batı dergisinin şiir sayılarının bu son cildi olan Şiirin Evrensel Serüveni sayısını, öncelikle, şiirimizin ve kültürümüzün vazgeçilmez üç büyük poetik değerine, Yunus Emre’ye, Pir Sultan Abdal’a ve Karacaoğlan’a; ve 20. yüzyılımızın iki büyük âşığına, Âşık Veysel ile Mahzuni Şerif’e ithaf ediyorum.

 

Yücel Kayıran