“Evrene dair meseleler Çinli filozoflar için hiçbir zaman zorluk teşkil etmedi. Her şey başlamadan önce Hiçlik vardı. Yıllar geçtikçe Hiçlik, Birlik’e dönüştü, Büyük Monad haline geldi. Daha uzun bir süre sonra Büyük Monad, temelde Erkek ve Dişi olmak üzere doğa içerisinde İkilik yarattı ve sonra, biyolojik türeme süreciyle birlikte görünür bir evren var oldu.”
Çin mitolojisinde genel mânâda kabul gören bu yaratılış mitine göre her şey böyle başladı. İlk varlıktı kâinatı yaratan P’an Ku. Sonra insanlar tabiatı gözlemledi, kendi eylem ve davranışlarını doğal olaylara benzetmeye çalıştı; korktuğu, yaranmaya çalıştığı Tanrılar var etti, kimi zaman soyuttular, fakat çoğunlukla insan suretinde ve özellikle de erkek, baba figürlerine sahip(ti)ler. Devamlı kehanetlerde bulunuldu, methiyeler düzüldü, kurbanlar adandı, hürmeti ortaya koymak adına ritüeller sergilendi… Sonra bilinmezcilik benimsendi, Tanrılar bir yana artık onların elçileri de belirmişti, daha fazla insan ve hayvan kurban edildi, çok Tanrı tek Tanrı oldu…
İşte böylece tamamen kendinden farklı olduğunu düşündüğü Çin’le büyük ortak noktalar buldu Batı. Birbirine uzak olduğu farzedilen noktalar arasındaki bağı kurmada önemli bir rolü olan ve Çin dinlerine dair Batı’da 20. yüzyılda yapılan ilk çalışmalardan biri Eski Çin’de Dinler.
- Yazar: Herbert Allen Giles
- Kitabın Başlığı: Eski Çin'de Dinler
- İngilizce Özgün Metin: Religions of Ancient China
- Çeviren: Deniz Uludağ [İngilizce]
- Yayına Hazırlayan: Ufuk Coşkun
- Kapak Tasarımı: Harun Ak
- Dizi Bilgisi: Doğu Batı Yayınları - 190; Antropoloji Dizisi - 13
- Basım Bilgileri: 1. Basım: Eylül 2017
- Sayfa Sayısı: 61
- ISBN: 978-975-2410-82-4
- Boyutları: 14 x 21
- Kapak Resmi: Üç Taocu Bilge.
Çevirmenin Önsözü
I. Eski İnançlar
II. Konfüçyüsçülük
III. Taoculuk
IV. Materyalizm
V. Budizm ve Diğer Dinler
ÇEVİRMENİN ÖNSÖZÜ
Birçok araştırmacı, tarihçi ve filozofun yüzyıllardır
özellikle felsefe ve mistik inançlar alanında mercek altına aldığı Çin, son yarım
yüzyılda, küresel ölçekte önem kazanarak odak noktası haline geldi. Böylece son
yıllarda Çin felsefesi, tarihi ve dinine ayrı bir özen gösteren Türkiyeli
tarihçiler, araştırmacılar ve yayınevleri tarafından Türkçe yazılmış önemli
eserler sunuldu.
Yakın dönemdeki yayınlara baktığımızda,
gözden kaçırıldığını düşünebileceğimiz, Batı için Çin dinlerinin mukaddimesi,
Çin mistisizminin klasiklerinden birisi olarak tanımlayabileceğimiz Eski
Çin’de Dinler’in, yazıldıktan yüz yılı aşkın bir süre sonra ilk kez
Türkiyeli okuyucuyla buluşturulmasına vesile olmak benim için büyük bir
heyecan. Epistemolojik bir gözle bakıldığında, bazı noktaları zaman aşımına uğramış
olmasına rağmen, 1905 yılında yayımlanan bu çalışma günümüz Çin mistisizmine ve
inanışına dair bilginin aktarımında mihenk taşı olma özelliğine sahip.
Günümüzde üzerine çok ciddi çalışmalar yürütülen eski Çin inançlarıyla karşılaştırıldığında,
münferit noksanlıkları olmasına rağmen, Herbert Allen Giles’ın bu kitabının Batı
kültürünün Doğu dinleriyle karşılaşmasında mühim bir yeri olduğu aşikârdır.
Okuyucu bu önemli eserle buluşmadan
önce, birkaç noktaya kısaca değinmekte fayda olacağını düşünüyorum. Günümüzde
Çin dinleri ve mitolojisine ilişkin literatürde geçen şahıs ve figürlerin
isimlerinin, bu kitabın yazarının da gelişiminde katkı sunduğu Wade-Giles
sistemindeki yazılış biçimlerini değiştirmedim. Örneğin bu kitapta, ünlü düşünür
Laozi’nin yazılış şekli, okuyucunun karşısına Lao Tse olarak çıkacaktır. Giles’ın
da ismini taşıyan bu sistemi değiştirmeyerek, bu çeviride yazarın geliştirdiği
yönteme sadık kalmayı tercih ettim. 20. yüzyılın henüz başlarında kaleme alınan
bu çalışmanın Batı’daki ilklerden olma özelliğinin okuyucuya tümüyle geçmesinde
bu tutumun önemli bir rol oynayacağını düşündüm, ki bu literatüre aşina olan
kimseler, geçen isimlerin günümüz literatüründeki kullanımına, verdiğim örnekte
görüldüğü üzere, özünde ne kadar benzediğini kolaylıkla fark edeceklerdir.
Değinmek istediğim bir diğer husus ise
‘Ode’ kavramıyla ilgili. Sanırım beni bu kitapta en fazla zorlayan, sıkça karşıma
çıkan bu kavram oldu. İngilizcesi, genellikle belirli bir şahsı, nesne veya
durumu övmek için yazılan ve farklı ölçü ve uzunluklarla kaleme alınan bir şiir
türü olarak karşımıza çıkıyor. Metinde görüleceği üzere, kitaptaki şiirlerin
yalnızca birkaçı kafiyeli ve ölçülü olarak yazılmış. Bazı Türkçe kaynaklarda bu
tür şiirlerin karşılığı, İngilizcesi değiştirilmeden ‘Ode’ kelimesiyle kullanılmasına
rağmen, ben karşılık olarak, bu konuya vakıf birçok insanın da fikrini alarak,
en nihayetinde Methiye demeyi tercih ettim.
Bununla birlikte, yüz yıldan daha uzun
bir süre önce kâğıda dökülen bu metnin yazıldığı dönemdeki dili ve o dönemde
kullanılan ama günümüzde çok sık rastlanılmayan bazı kelimelere, biraz daha
eski bir Türkçeyle karşılık bulmaya çalıştım. Yazar ve okuyucuyu gözeterek,
ikisi arasında denge kurmak ve metnin içeriğini doğru bir biçimde yansıtmak
için bunun en doğru yaklaşım olacağını düşündüm ve okuyucunun ahengini bozmamak
için bu kelimeleri dipnotlarla boğmamaya çalıştım.
Son olarak bu kitabın tercümesinde,
kafamdaki bazı kavramsal tıkanıkların çözülmesinde önemli bir katkı sunan Ayşe
Burcu Tunca’ya ve her daim olduğu gibi gene bilgisini, yardımını esirgemeyen ve
rehberliğiyle yolumu aydınlatan Özcan Doğan’a teşekkürü borç bilirim.
Deniz Uludağ
Haziran 2017
Herbert Allen Giles
Çin dili ve kültürü uzmanı Herbert Allen Giles, 8 Aralık 1845’te Oxford’da dünyaya geldi. Londra’nın köklü okullarından biri olan Charterhouse’da eğitim gördü. 1876-1892 yılları arasında Çin’de değişik makamlarda konsolosluk hizmetleri yürüttü. Çin’den döndükten sonra, 1897 yılına kadar İskoçya’nın Aberdeen kentinde yaşadı. Sir Thomas Francis Wade’in halefi olarak Cambridge Üniversitesi’nde Çince profesörü olarak görevlendirildi ve 1932 yılına kadar buradaki koltuğunda oturmaya devam etti. Yıllar boyunca Çin diliyle ve kültürüyle ilgili çeşitli kitaplar yayınladı, bunların çoğu 20. yüzyılın ikinci yarısında benimsendi. Wade tarafından geliştirilen Wade-Giles sistemini sabırlı uğraşıları sonucunda 1892 yılında yayınladığı Çince-İngilizce Sözlük ile kabul ettirmeyi başardı. Ayrıca Giles, A Chinese Biographical Dictionary (1898), A History of Chinese Literature (1901), The Civilization in China (1911) ve China and The Manchus (1912) gibi önemli eserler üretti. Gerçekleştirdiği çalışmalarıyla Doğu ve Batı arasında kültürel bir köprü inşa etmeyi başaran Herbert Allen Giles, 13 Şubat 1935 tarihinde Cambridge’de hayata gözlerini yumdu.