• Diplomasi Tarihi - 3: Kürt Dosyası 1972-1975

Diplomasi Tarihi - 3: Kürt Dosyası 1972-1975

  • 160,00 TL
  • 112,00 TL


  • Stok Durumu: Stokta var
  • 24 Saatte Kargoda

ABD’nin İran’la birlikte yürüttüğü ve İsrail’in de desteklediği 1972-75 gizli ve örtülü Kürt operasyonu, ABD’nin bölgede Kürt meselesine ilk güçlü müdahalesidir. Moskova’yla başlarda iyi ilişkileri olan, bir süre orada bulunan ve ABD istihbarat raporlarına göre “Kızıl Molla” lakaplı Molla Mustafa Barzani ilerleyen yıllarda başında olduğu Irak Kürt hareketini bölgede önemli bir aktör haline getirmiştir.

1961-1970 yılları arasında Irak’ta etkili olan Barzani’nin liderlik yaptığı Kürt isyanı, 1970’te Irak Kürtleri ile Bağdat merkezî hükümeti arasında, Kürtler lehine ciddi siyasi kazanımlar içeren bir anlaşmayla sonuçlanmış olsa da, Irak Hükümeti bu anlaşmanın hükümlerini yerine getirmemiştir. Irak ile Sovyetler Birliği arasında 1972’de imzalanan antlaşmadan rahatsız olan, bölgede ABD’nin jandarması rolünü üstlenen İran Şahı Rıza Pehlevi’nin ABD’yi ikna etmesiyle, CIA-Savak ve Mossad’ın Irak Kürtlerine gizli ve örtülü operasyonu başlamıştır. Böylelikle, ABD’nin siyasi ve askerî desteğini kazanmak için yıllardır uğraşan Barzani bu amacına ulaştığını düşünmüş ve 1973’teki mülâkatında bir gazeteciye, “ABD’ nin 51. Eyaleti olmaya ve size petrol sağlamaya hazırız” açıklaması yapmış, bu cümle Barzani hareketinin bölgesel siyasetteki temel mottosu olmuştur.

ABD ise  Barzani ve Kürtleri küresel ve bölgesel stratejide çok kullanışlı bir manivela olarak görmüştür ve “Kürtler Bağdat hükümetine karşı bir baş belası olarak kalmalıdır” derken Kissinger, ABD’nin Ortadoğu’daki politika ve operasyonlarının gelecekteki seyrinin de ipuçlarını vermiştir.


  • Yazar: Ferhat Balekoğlu
  • Kitabın Başlığı: Diplomasi Tarihi - 3: Kürt Dosyası 1972-1975
  • Editör: Taşkın Takış
  • Kapak Tasarımı: Harun Ak
  • Dizi Bilgisi: Doğu Batı Yayınları - 317; Siyaset Bilimi - 16
  • Basım Bilgileri: 1. Basım: Ekim 2021
  • Sayfa Sayısı: 287
  • ISBN: 978-625-7030-75-5
  • Boyutları: 13,5 x 21

Giriş

Arka Plan

Darbeler Tarihi

Kürt İsyanları Tarihi

Kürt İsyanı (1961-1970) ve Dış Aktörler

İran

İsrail

Sovyetler Birliği

ABD

Barzani’nin ABD ile Temas Kurma ve Washington’ın Desteğini Sağlama Çabaları

Irak Hükümetinin ABD Nezdindeki Girişimleri

Barzani’nin ABD Dışişleri Bakanı Rogers’a 22 Nisan 1969 Tarihli Mektubu

İran ve İsrail’in Kürt İsyanına Desteği Hakkında ABD Raporları

Örtülü Operasyana Giden Süreç (1970-72)

Barzani-Bağdat İlişkisi

Nixon Doktrini

“Barzani’nin Hayali ABD ile İşbirliğidir”

Barzani’nin ABD’den Destek Talepleri

İsrail’in Washington Nezdindeki Girişimleri

İran’ın Washington Nezdindeki Girişimleri

CIA: “Sovyetler Birliği Barzani’ye Baskı Yapmaktadır”

Barzani: “ABD’nin Mali ve Askerî Yardımı Gelmezse Sovyet Baskılarına Dayanamayız”

Irak-Sovyetler Birliği Dostluk Anlaşması

ABD’nin Irak-Sovyetler Birliği Dostluk Antlaşmasına Bakışı

ABD-İran Stratejik Ortaklığı

ABD’nin Kürtlere Örtülü Desteği (Mayıs 1972-Mayıs Haziran 1975)

Örtülü Destek Kararı

ABD’nin Irak Kürtlerine Yardım ve Bunun Yöntemleri Hakkındaki Değerlendirme Süreci

CIA Başkanı Helms ve İdris Barzani-Mahmud Osman Görüşmesi

CIA: “Barzani’ye Yıllık Beş Milyon Dolar Yardım Yapalım”

CIA: “Irak’taki Baas Rejiminin Devrilmesi ABD’nin Çıkarınadır”

CIA-Mossad-Savak İşbirliği

Kissinger: “Bağdat’taki Baas Hükümeti İstikrarsızlığı Artırılması Gereken Bir Rejimdir”

Barzani: “Kerkük’teki Petrol Üretim İmtiyazını Amerikan Şirketlerine Verebiliriz”

Helms: “Gizliliğe Verdiğiniz Önemi Takdir Ediyoruz”

Kissinger: “Kürtler Bağdat Hükümetine Karşı Bir Baş Belası Olarak Kalmalıdır”

Barzani: “Halkımız Majesteleri İmparatoru Bir Baba Olarak Görmektedir”

Şah Pehlevi’nin ABD Ziyareti

ABD Dışişlerinin Operasyon Hakkında Bilgilendirilmemesi

Kürtlere Yapılan ABD Yardımlarının Artırılması

İsrail’in Barzani’den 1973 Arap-İsrail Savaşı Sırasında Irak’a Karşı Saldırı Başlatması Talebi

Bağdat’ın 1974 Özerlik Yasası Teklifi

Kürtlere Yapılan ABD Yardımlarında Artış

Barzani’nin Özerklik Bildirgesi Hazırlığı

Bağdat-Kürt Savaşı (1974-1975)

İsrail’in Kürt Raporu

Barzani’nin Kissinger’la Görüşme Israrı

Barzani: “Halkımız Soykırıma Uğramaktadır”

İran Ordusunun Barzani Kuvvetlerine Irak Karşısında Ateş Desteği

ABD-İsrail Askerî Yardım Formülü

Kürtlerin Irak Petrol Tesislerine Saldırı Planları

CIA: “Barzani’nin Yardım Taleplerini Reddedelim”

İran Ordusunun Kürtler Lehine Savaşa Müdahalesi

ABD ve İran’ın Kürtlere İhaneti

Şah’ın Kürtleri Yüzüstü Bırakma Sinyalleri

İran-Irak Arasında Cezayir Anlaşması

Barzani’nin Büyük Hayal Kırıklığı

Şah’tan Barzani’ye: “Konuşulacak Bir Şey Yok”

Barzani’nin Silahlı Mücadeleyi Bırakma Kararı

ABD-İran-İsrail Örtülü Operasyonunun Sonuçları

Barzani ve Kürtler Açısından

Şah Pehlevi ve İran Açısından

Saddam Hüseyin ve Irak Açısından

İsrail Açısından

Sovyetler Birliği Açısından

ABD ve Kissinger Açısından

Barzani’nin Son Yılları


Kaynakça

Aktörler

Dizin

Giriş

 

ABD, 1972-1975 yılları arasında, İran ve İsrail ile birlikte, Molla Mustafa Barzani liderliğindeki Irak Kürtlerine mali ve silah yardımı içeren örtülü bir istihbarat operasyonu yürütmüştür.

Irak’taki Kürt bölgesinin özerkliğini savunan ve bu ideal uğruna neredeyse ömrünün tamamını silahlı mücadeleyle geçiren Molla Mustafa Barzani, ABD-İran ve İsrail’in bu desteği sayesinde 1974’ten 1975’e kadar, Bağdat’taki Baas rejimine karşı ciddi bir silahlı isyan başlatmıştır.

Ancak İran Şahı Muhammed Rıza Pehlevi’nin, Irak’ın güçlü adamı Saddam Hüseyin ile 6 Mart 1975’te Cezayir’de vardığı anlaşma üzerine Kürtlere olan tüm desteğini birden kesmeye karar vermesi, bu operasyona İran Şahı’nın talebiyle giren ABD’nin İran’ı takip etmesiyle, Irak Kürtleri sadece bu mücadeleyi kaybetmekle kalmamış, “Kürtlerin dağlardan başka dostu yoktur” atasözünü bir kez daha haklı çıkartacak şekilde tarihlerindeki en büyük ihanete uğramıştır.

Molla Mustafa Barzani’nin silahlı mücadeleyi sonlandırmak dışında bir seçeneği kalmamış, Irak Kürtlerini sadece bir “koz” olarak gören ve Bağdat’ın katliamına uğrayacaklarını bilmesine rağmen çıkarları gerektirdiği anda Kürtleri yüzüstü bırakmakta tereddüt etmeyen Şah Pehlevi’nin konuğu olarak ailesi ve yakın çevresiyle İran’a sığınmak zorunda kalmış ve İran istihbaratının göz hapsinde bir hayata başlamıştır.

Irak ordusundan kaçan on binlerce Iraklı Kürt, İran’da mülteci durumuna düşmüş, daha sonra Irak’a dönenlerden büyük kısmı ülkenin farklı yerlerinde ikamete zorlanmış, Saddam Hüseyin, Kürt bölgelerini Araplaştırma ve Kürtlere baskı ve yıldırma politikalarına hız vermiştir.

Barzani, 1975’ten 1979’a kadar, ABD yönetimini Kürt davasını desteklemeye ikna edebilmek için yoğun gayret göstermiş, ancak her defasında hüsrana uğramıştır. Tedavi görmek için 1975’te kısa bir süreliğine ABD’ye gitmiş, ancak Şah’ın baskısıyla İran’a geri dönmek zorunda kalmış; daha sonra, 1976’dan öleceği 1979’a kadar CIA ve İran istihbaratının karşı çıkmasına rağmen, ABD’de yaşamaya devam etmiş, bu süre zarfında ABD yönetimini “Kürt davası”na yönelik politikasını değiştirmeye ikna etmek amacıyla, Kissinger ve diğer üst düzey Amerikan yetkilileriyle görüşmek için yoğun çaba sarf etmiş, ancak bazı Senatörlerle ve düşük düzeyli yetkililerle temasları dışında bu çabaları Washington’da karşılık bulmamıştır.

Barzani, ABD’den duyduğu derin hayal kırıklığını, ömrünün son günlerinde yakınlarına söylediği, “Amerika’nın benim nereden geldiğimden bile haberi olmayan bu denli karışık milletlerden oluştuğunu bilseydim, hiçbir zaman ABD’ye güvenmez ve ayaklanmazdım” ve “CIA’nin Amerikan milletini temsil etmediğini ve Kongre ve halk tarafından bu kadar nefret edilen bir kurum olduğunu nereden bilebilirdim ki” şeklinde ifade etmiştir.

Barzani’nin ABD’ye yönelik hayal kırıklığını ve sitemini, göreve yeni başlayan ABD Başkanı Carter’a yazdığı 9 Şubat 1977 tarihli mektuba da yansıtmıştır:

“Biz Irak ile İran arasında iyi ilişkiler kurulmasına karşı değiliz. Ama bu bizim kurban edilişimiz pahasına mı olmalı? Biz Kürtler, ABD ve İran’ın şeref sözüne güvenerek düşmana karşı koyduk ve onlarla savaştık. Bize mükâfat olarak söz verilen özerklik nerede?

İran’ın mülteci kamplarında mı?

Kürt halkının kitlesel olarak Güney Irak’a sürülmesinde mi?

Batılı ülkelere dağılmalarında mı?

Kadın, çocuk, yaşlıların, ailelerin parçalanmasında mı?

İşkenceler altında ölümde mi?

Kürt mültecilerin İran makamları tarafından her an sürülme ve Irak’a iade edilme korkusu altında yaşamalarında mı?

Bütün halklar için onuru, birliği, özgürlüğü ve demokrasinin temel ilkelerini savunan Amerikan ulusu gibi büyük bir millet, Kürt yenilgisindeki rolünden sonra olanlara nasıl kayıtsız kalabilir?...

Biz dostlarımızın yardım vaadine güvenerek bir savaşa girdik. Fakat savaş cephesinde kendimizi bir anda Amerikan ve İran yardımından yoksun ve arkamızda kapalı bir İran sınırı, önümüzde durmadan taarruz eden Sovyet silahlarıyla donanmış modern bir ordu karşısında yalnız bulduk.

Kötüleşen ekonomik koşullar, ihanete uğramak duygusunun yarattığı moral bozukluğu ve bunların yanısıra, İran’da mülteci olarak 250 bin kadın, çocuk ve yaşlıların bulunması yüzünden, istemeyerek ve keder içinde İran’a sığınmaktan ve yurdumuzu Baas’a terk etmekten başka çaremiz yoktu.

Biz düşmanlarımız tarafından askerî yenilgiye uğratılmış değildik, bizi yıkan dostlarımızdı…

Sayın Başkan,

Eğer ABD’nin verdiği söze tam olarak güvenmeseydim, halkımı bugün içine düştüğü felaketten kurtarabilirdim. Bu, Baas politikasını tam olarak desteklemek ve onunla işbirliği yoluyla yapılabilirdi. Ama bu tutum Amerika’nın çıkarlarına ve ilkelerine ters düşer, Irak’ın komşularına da zarar verirdi. Ancak üst düzey Amerikalı yetkililerin verdiği güvence üzerine bu alternatife itibar etmedim, onun yerine ABD ve İran’la işbirliğini seçtim…”

1972-1975 yıllar arasında yaşananlar, sadece ABD ve İran’ın Barzani ve Irak Kürtlerine ihanetinin tarihi değildir. Devletlerin çıkarları için başkalarını kullanıp zamanı geldiğinde yüzüstü bırakmakta tereddüt etmeyeceklerini ispatlayan, uluslararası politikanın soğuk ve gerçek yüzünü gösteren bir olaydır. Aynı zamanda, günümüzde Ortadoğu’da önemli bir aktör olan Irak Kürtlerinin bugünlere nasıl geldiklerinin de hikâyesidir.

 

Ferhat Balekoğlu

1973 yılında doğmuştur. 1995 yılında Ankara Üniversitesi’nden mezun olmuş, daha sonra İngiltere’de Uluslararası Politika alanında yüksek lisans ve doktorasını tamamlamıştır. Uluslararası ilişkiler, diplomasi ve dış politika alanlarına ilgi duyan Ferhat Balekoğlu, ABD’de ve Avrupa’da farklı ülkelerde yaşamış ve dünyanın birçok ülkesine seyahat etmiştir. Evli ve bir çocuk babasıdır. Doğu Batı Yayınları’ndan çıkan diğer kitapları: Tarihî Konuşmalar: 20. Yüzyıl Siyasi Tarihi (2021); Diplomasi Tarihi-1: Küba Füze Krizi 1962 (2021); Diplomasi Tarihi-2: Arap İsrail Savaşı 1967 (2021);  Diplomasi Tarihi-4: Sovyetler’in Afganistan’ı İşgali 1978-1979 (2021).