Farsça, sadece İran platosunun yahut Şiraz’ın değil, Kafkaslardan Asya’nın güneyine, Orta Asya’dan Batı Asya’ya uzanan geniş bir coğrafyanın belirleyici edebî dilidir; nüfuz sahasının bir ucu Pamirlere, bir ucu Irak-ı Acem dağlarını ve ardından Zagrosları aşarak Dicle’ye uzanırken, bir ucu Tarım Havzası’ndan Hindistan içlerine kadar yaşam bulur. İpek Yolu Çin’den çıktıktan sonra Farsçanın topraklarından geçerek Anadolu ve Mısır’a ulaşır. İran Körfezi’nin batı yakası da bu etki alanının dışında değildir. Karşımızda böylesi geniş bir mekânda bin yılı aşkındır hüküm sürmekte olan bir dilin edebiyatı durmaktadır. Saray adabı, en güzel bahçelerin şairlere sunduğu sonsuz sefahat, sevgili ve tasavvuf imgeleri, fatihlerini dahi incelten ve zevk sahibi kılan bir şiir, müzik ve adabımuaşeret birikimi… İşte tüm bunlar Emerson’ı İranlıları “Asya’nın Fransızları” şeklinde bir tespite yöneltir. Arapçaya hasredilen Binbir Gece’nin aslında İran kökenli masallarla başlamış olduğu gerçeği, bu resim göz önüne alındığında hiç de şaşırtıcı değildir. Öyle ki, bu kültür, başat Arap ve Arapça unsurlarının boyunduruğunu kırmakla kalmamış, aman bilmez Moğol fırtınasını dahi dindirebilmiş, hattâ onları içinde eritebilmiştir. İşte Firdevsî’yi, Sa’dî-i Şirâzî’yi, Mevlânâ’yı, Hâfız’ı, Câmî’yi ve daha birçok eşsiz ismi yaratan bir dilin bin yıllık serüveni, A. J. Arberry gibi bir ustanın kaleminden, tek cilt halinde Türkçe okurun beğenisine sunulmaktadır.
- Yazar: A. J. Arberry
- Kitabın Başlığı: Klasik İran Edebiyatı: Firdevsî'den Câmî'ye
- İngilizce Metin: Classical Persian Literature
- Çeviren: Onur Özatağ
- Yayına Hazırlayanlar: Taşkın Takış, Ufuk Coşkun
- Kapak Tasarımı: Mr. Z & Z
- Dizi Bilgisi: Doğu Batı Yayınları - 445; Edebiyat Dizisi - 96
- Basım Bilgileri: Şubat 2025
- Sayfa Sayısı: 493
- ISBN: 978-625-8123-99-9
- Boyutları: 13,5 x 21
- Kapak Resmi: Resim: Leyla ile Mecnun (Kays) Okulda. (Mecâlisü’l Uşşâk’tan bir minyatür). British Library Arşivi. Çerçeve: Rıza Abbasi okuluna ait olduğu tahmin edilen bir Safevi dönemi minyatüründen detay, tahminen 16. yüzyıl civarı. Christie’s Arşivi.
Çevirenin Önsözü
I.
Giriş
II.
Başlangıçtan Firdevsî’ye
III.
Gazneliler ve Erken
Selçuklu Dönemi
IV.
Orta Selçuklu Dönemi
V.
Beş Selçuklu Şairi
VI.
Bazı 13. Yüzyıl
Tarihçileri
VII.
Ortaçağ’da Farsça Kurgu
VIII.
Sa‘dî-i
Şîrâzî
IX.
Mevlânâ
X.
Diğer 13. Yüzyıl
Yazarları
XI.
Moğolların Ardından
XII.
Bazı 14. Yüzyıl
Şairleri
XIII.
Hâfız
XIV.
Timur
Dönemi Tarihçileri
XV.
15. Yüzyıl Şairleri
XVI.
Câmî
Kaynakça
Dizin
Arthur John Arberry
12 Mayıs 1905’te, bir işçi ailesinin beş çocuğundan dördüncüsü
olarak Portsmouth’ta doğdu. Cambridge
Üniversitesi klasikler bölümünden burs kazandı. Arapça ve Farsça öğreniminin ardından, Şarkiyat Çalışmaları’ndan 1929’da üstün
başarıyla mezun oldu.
1927’de Arapça öğrenimi gördüğü sırada ünlü Şarkiyatçı R. A. Nicholson’la
tanıştı, 1945’teki ölümüne
kadar Nicholson’dan dersler aldı. Tasavvuf üzerine
ilgisini uyandıran da gene bu isim
oldu; Introduction to the History of Sufism (1942), Sufism
(1950), Mevlânâ’dan yaptığı Rubaiyat
(1950), Discourses (1961), Tales from the Masnavi (1961), More
Tales from the Masnavi (1963), on beş cilt olmasını planladığı The mystical
poems (1968) eserlerini hocasının teşviki sayesinde
tamamladı. Ahmet Şevkî’nin Leyla
ile Mecnun’u ve Kelâbâzî’nin et-Ta’arruf ’unun İngilizce
çevirilerini 1935’te yayımladı. Catalogue of
the Arabic manuscripts in the India Office Library (1936), Catalogue of
Persian books (1937), A second supplementary hand-list of Muhammadan
manscripts in Cambridge (1952) ve Dublin’deki Chester Beatty koleksiyonunda
bulunan Arapça (1955-64) ve Farsça (1959-62) yazmalar kataloglarını hazırladı. 1937’de
Muhâsibî’nin Kitâbü’t-tevehhüm’ünün bir düzenlemesini ve el-Harrâz’ın Kitâbü’l-Hakâik’inin
çevirisini tamamladı. 1944’te, Profesör
V. F. Minorsky’nin emekli olmasıyla SOAS’ta Farsça
Profesörlüğüne tayin edildi.
Aynı yıl akademik öğretim amaçlı Modern Persian
reader’ı yayımlandı. 1956’da
FitzGerald’ın Salaman and
Absal’ını yeni bir çeviriyle
hazırladı; bu aynı zamanda The
Romance of the Rubáiyát’ın (1959) giriş bölümü için
kullandığı bir kaynak olmuştur. Kuran çalışmalarına yöneldi. Kuran’ın bir çevirisi olan
The Holy Koran’ı 1953’te yayımladı. Yaşamı boyunca birçok
akademik onura layık görüldü. 1964’te İran Şahı tarafından Birinci Derece
Nişân-ı Dâniş unvanıyla ödüllendirildi.
1960’ta Cambridge Middle East Center’ı kurdu ve ilk başkanı oldu. 1961’de
kendisinin tavsiyesiyle Cambridge Üniversitesi’nde Türkçe dersleri verilmeye başlandı. Bunu Urduca için
yapamadığından yakındığı bilinmektedir.
Arthur John Arberry, 2 Ekim 1969’da, henüz 64 yaşındayken Cambridge’teki evinde yaşamını yitirdi.
Onur Özatağ
1980’de Ankara’da
doğdu. DTCF Arap Dili
ve Edebiyatı bölümünden (2006)
filolog, Orta Çağ Tarihi Anabilim
Dalı’ndan (2008) uzman derecesi aldı. Orta Doğu Teknik Üniversitesi Beşerî
Bilimler Fakültesi Tarih Anabilim Dalı’ndan tarih doktoru ünvanı aldı (2022). İslâm tarihi ve
felsefesi üzerine çalışmalarının yanısıra
karşılaştırmalı edebiyat,
dinler tarihi, felsefe tarihi ve hukuk tarihi üzerine çalışmakta, bu konularda oturumlar düzenlemektedir.
Arapça, Almanca, Fransızca
ve İngilizceden çeviriler yapmakta,
Semitik alanında çalışmaktadır. Çevirdiği ve editörlüğünü yaptığı çalışmalar şöyledir: Celâleddîn Suyûtî, Halifeler
Tarihi (İstanbul: Ötüken Neşriyat, 2014), İbn Kalânisî, Şam Tarihine Zeyl:
Birinci ve İkinci Haçlı Seferleri Dönemi (İstanbul: İş Bankası Kültür Yayınları, 2015),
H.A.R. Gibb, Arap Edebiyatı (Ankara: Doğu Batı Yayınları, 2017), İbn Tufeyl, Hayy
bin Yakzân (İstanbul: İş Bankası Kültür Yayınları, 2021), Onur Özatağ, ed., Vahhâbîler I: Teori,
Doktrin ve Tarih (Ankara: Doğu Batı Yayınları, 2022). Arthur J.
Arberry, Klasik İran Edebiyatı (Ankara: Doğu Batı Yayınları, 2025),
Raynold A. Nicholson, Arap Edebiyatı Tarihi (Ankara: Doğu Batı Yayınları,
2025), Fârâbî, el-Medînetü’l-Fâzıla (İstanbul: Alfa, 2025), Fârâbî, İhsâü’l-Ulûm
(İstanbul: İş Bankası Kültür Yayınları, 2025).
Çevirenin Önsözü
Farsça edebiyat Türkçenin muhayyile damarlarında akmaktadır. İki
dilin kültür tarihi motifleri iç içe geçmiş, tasavvuf geleneğinin de yardımıyla şiir dilinin her biçimine ilmek
ilmek işlenmiştir. Dolayısıyla bugün ne İran’dan gelen Türkiye’de yabancılık
çeker ne de Türkiye’den İran’a giden. Urumiye’ye, Tebriz’e Türkiye’den giden
birinin memleketindeymiş gibi yaşadığını bilirim. Ne Zaloğlu Rüstem bu topraklara yabancıdır ne Ebu Müslim-i Horasânî
ne de vaktiyle Cundişâpûr’a sürülen Yeni Platoncuların İran’a aktardıkları
klasik birikim; Anadolu’da herhangi bir köyde bunları işitmek şaşılacak şey
değildir; Hippokrates ve Galen halen hayattadır Anadolu’da. Aramızdaki
kültürel bağın her aracında gözlemlenebilir bu ilişki; çağdaş İran sinemasında
Türkçe bir ifade duymamak neredeyse imkansızdır. Kültür ve dil iki coğrafya
arasındaki tüm yapay sınırları aşmıştır. Eldeki çalışmayı Türkçeye çevirmemdeki
amaç tarih boyunca işlenen bu bağlara bir yenisini katmaktır. Görünen o ki,
Türkçe yazında Farsça edebiyata ve İran tarihi üzerine ciddi ve bilimsel
düzeyde emek verilmiş çalışmalar maalesef pek azdır. Özellikle çeviri edebiyatta
karşılaşılan bu durum akademik alanda suiistimale yol açtığı gibi alan dışında
da manipülasyonlara neden olmaktadır. Örneğin üniversitelerimizde pek çok Fars
dili ve edebiyatı kürsüsü olmasına karşın E. G. Browne’ın, 1928 tarihli A Literary History of Persia’sı
halen Türkçeye kazandırılmamıştır; aynı üzücü durum Reuben Levy’nin 1923 tarihli Persian Literature’ı için de
geçerlidir. Kültür ve edebiyat tarihi bir yana, tarih için de durum bundan pek
farklı değildir; örneğin 1968 tarihli The Cambridge History of Iran’ın
ya da J. S. Meisami’nin 1999 tarihli Persian Historiography to the End of
the Twelfth Century’sinin Türkçeye çevrileceğine dair halen hiçbir işaret
yoktur. Almanca, Fransızca ve İtalyanca kaynaklar da benzer durumda çevirmen ve
editörlerini beklemektedirler; örneğin P. Horn tarafından 1901’de yayımlanan Geschichte der persischen
Litteratur, H. Massé tarafından 1950’de yayımlanan Anthologie persane, I. Pazzi’nin 1894 tarihli Storia della poesia persiana’sı
listeye girememişlerdir. Bununla birlikte, Türk akademilerinde çevirinin
‘hamallık’ olduğu kanaatinin yaygın olduğunun farkındayım; fakat eldeki
çalışmanın bibliyografyasını inceleyecek olanlar bu sahada çalışan abide
isimlerin özgün eserlerinin yanısıra hayatlarını tercüme faaliyetine
vakfettiklerini de göreceklerdir. Bu durumda öyle sanıyorum ki bizim akademimiz
işin aslını onlardan daha iyi bilmektedir. Cumhuriyetin hümanizma devrimiyle
artık pek de mazur görülmeleri mümkün olmayan bu eksiklere rağmen eldeki
çalışmanın başta Fars dili ve edebiyatları bölümlerinde okuyan ve çalışanlar
olmak üzere, Doğu dilleri ve edebiyatları, Ortaçağ tarihi bölümleri, Türk dili
ve edebiyatı bölümlerinin öğrenci ve araştırmacıları için önemli bir kaynak
olacağını düşünüyorum. Ayrıca Farsça edebiyat üzerine en azından Batılı tercüme
faaliyetlerinin ne denli geriye uzandığını göstermesi bakımından da bu
çalışmanın önemli bir örnek olacağı kanısındayım. Özgün metnin dayattığı bir
sorunu da belirtmeliyim; yazar birçok yerde diğer çevirmenlerin çalışmalarından
şiir ve pasajlar alıntılamaktadır. Bunları Türkçenin izin verdiği ölçüde metnin
özgün dilinden çevirerek korudum; ancak bir kısmını da halihazırda Farsçadan
Türkçeye çevrilmiş olan kitaplardan aldım ve yararlandığım kaynağa dipnotlarla
işaret ettim. Dolayısıyla Arberry’nin alıntıladığı ismin İngilizceye yaptığı
çeviriyle, benim aktardığım halihazırda Farsçadan yapılmış olan çeviri, büyük
oranda örtüşmekle birlikte nihayet iki farklı metindir; böyle durumlarda
okuyucunun anlayışına sığınıyorum. Bu son mecburiyetin dışında kalan tüm
hatalarsa bana aittir. Son olarak kitaplığından faydalanmama izin veren Sayit
Hidayetoğlu’na ve çevirinin serencamını sabırla dinleyen sevgili Gökçe Özkaymak’a
teşekkür ederim.
Dr. Onur Özatağ
Mayıs 2023, Ankara