Fransa’da bir iç savaşın hüküm sürdüğü, insanların topluca katledildiği bir dönemde geçen Lyon’da Düğün, birbirini seven ve son arzuları Tanrı huzurunda evlenmek olan iki gencin hüzünlü öyküsüdür. Mahkûmların korkuyla ölümü bekledikleri karanlık bir hapishanede yapılan bu büyülü nikâh töreni, bir an için kurtuluş umudu doğursa da, o kanlı günlerdeki kaçınılmaz son gerçekleşir yine. İnsanların ruh hallerini betimlemede usta olan Zweig, kimi zaman, tanımadığı bir şehrin karanlık sokaklarında dolaşırken tanık olduğu bir olay üzerine dünyadaki yaşamların çeşitliliğine hayran olan bir adamı, kimi zaman da rahat bir yaşam uğruna masumiyetini feda etmiş, ancak bir günlüğüne tıpkı ilk aşkında olduğu gibi saf ve temiz bir mutluluğu yeniden yaşayan genç bir kadını anlatır. İnsana ait en derin noktaların küçük bir ana sığdırıldığı bu öyküler, yazarın etkileyici anlatımıyla bizleri günlük yaşantıdan sıyırıp farklı iç dünyalara bir yolculuğa çıkarıyor.
- Yazar: Stefan Zweig
- Kitabın Başlığı: Lyon'da Düğün
- Orijinal Başlık: Die Mondscheingasse / Die Hochzeit von Lyon / Die Spät Bezahlte Schuld / Die Frau und die Landschaft / Praterfrühling
- Çeviren: Havva Akşit [Almanca]
- Yayına Hazırlayan: Ufuk Coşkun
- Kapak Tasarımı: Harun Ak
- Dizi Bilgisi: Doğu Batı Yayınları - 233; Edebiyat Dizisi - 60
- Basım Bilgileri: 1. Basım / Mart 2019
- Sayfa Sayısı: 95
- ISBN: 978-605-2133-75-0
- Kapak Resmi: Edvard Munch, Ayrılık, 1894.
- Boyutları: 13,5 x 21
Ay Işığı Sokağı
Lyon’da Düğün
Geç Ödenen Borç
Kadın ve Manzara
Prater’de İlkbahar
Stefan Zweig
1881 yılında Viyana’da doğdu. Babası varlıklı bir sanayiciydi. Avusturya, Fransa ve Almanya’da öğrenim gördü. Savaş karşıtı kişiliğiyle dikkat çekti. 1919-1934 yılları arasında Salzburg’da yaşadı, Nazilerin baskısı yüzünden Salzburg’u terk etmek zorunda kaldı. 1938’de İngiltere’ye, 1939’da New York’a gitti, birkaç ay sonra da Brezilya’ya yerleşti. Önceleri Verlaine, Baudelaire ve Verhaeren çevirileriyle tanındı, ilk şiirlerini ise 1901 yılında yayımladı. Çok sayıda deneme, öykü, uzun öykünün yanısıra büyük bir ustalıkla kaleme aldığı yaşamöyküleriyle de ünlüdür. Psikolojiye ve Freud’un öğretisine duyduğu yoğun ilgi, Zweig’ın derin karakter incelemelerinde kendisini gösterir. Özellikle tarihsel karakterler üzerine yazdığı yorumlar ve yaşamöyküleri, psikolojik çözümlemeler bakımından son derece zengindir. Zweig, Avrupa’nın içine düştüğü siyasi durum yüzünden insanlığın geleceği konusunda umutsuzluğa düşerek 1942 yılında karısıyla birlikte intihar etti.