O gece bambaşka birine dönüştü: tutkularını, hayatın anlamını, kendini yeniden buldu.
“Kendini bulabilen kişinin dünyada kaybedecek hiçbir şeyi kalmaz.”
Bu notlar bir burjuvanın itirafıdır. Varlığının çevresinde döndüğü bir eksen hâline gelen o altı saatlik deneyim Baron için âdeta bir uyanış olur. Hayatın diğer alanlarında son derece başarılı ancak kayıtsızlık hastalığına tutulmuş bir adamken yaşadığı deneyimle akvaryumundan dışarı çıkar, tehlikenin verdiği hazzı alır, hayatın ve varoluşun anlamını sorgular.
Zweig 1922’de yazdığı novellada hümanist yanını tekrar gözler önüne sermiştir. İnsan doğasını, çeşitliliğini kucaklayan yazar, toplum tarafından dayatılan kurallar ve sunulan birkaç seçenekle ürkekçe yaşayanlardansa hayata tutku ve hayranlıkla sarılıp onu tümüyle kucaklayan insanların daha zengin ve tatmin edici bir yaşam süreceğini öne sürer.
- Yazar: Stefan Zweig
- Kitabın Başlığı: Olağanüstü Bir Gece
- Orijinal Başlık: Phantastische Nacht
- Çeviren: Cemre Özkan [Almanca]
- Yayına Hazırlayan: Taşkın Takış
- Kapak Tasarımı: Harun Ak
- Dizi Bilgisi: Doğu Batı Yayınları - 232; Edebiyat Dizisi - 59
- Basım Bilgileri: 1. Basım / Mart 2019
- Sayfa Sayısı: 70
- ISBN: 978-605-2133-74-3
- Kapak Resmi: Marianne von Werefkin, Olağanüstü Bir Gece, 1917.
- Boyutları: 13,5 x 21
Stefan Zweig
1881 yılında Viyana’da doğdu. Babası varlıklı bir sanayiciydi. Avusturya, Fransa ve Almanya’da öğrenim gördü. Savaş karşıtı kişiliğiyle dikkat çekti. 1919-1934 yılları arasında Salzburg’da yaşadı, Nazilerin baskısı yüzünden Salzburg’u terk etmek zorunda kaldı. 1938’de İngiltere’ye, 1939’da New York’a gitti, birkaç ay sonra da Brezilya’ya yerleşti. Önceleri Verlaine, Baudelaire ve Verhaeren çevirileriyle tanındı, ilk şiirlerini ise 1901 yılında yayımladı. Çok sayıda deneme, öykü, uzun öykünün yanısıra büyük bir ustalıkla kaleme aldığı yaşamöyküleriyle de ünlüdür. Psikolojiye ve Freud’un öğretisine duyduğu yoğun ilgi, Zweig’ın derin karakter incelemelerinde kendisini gösterir. Özellikle tarihsel karakterler üzerine yazdığı yorumlar ve yaşamöyküleri, psikolojik çözümlemeler bakımından son derece zengindir. Zweig, Avrupa’nın içine düştüğü siyasi durum yüzünden insanlığın geleceği konusunda umutsuzluğa düşerek 1942 yılında karısıyla birlikte intihar etti.