Doğu Batı Sayı 08: Türk Toplumu ve Gelişme Teorisi
- 180,00 TL
-
135,00 TL
- Stok Durumu: Stokta var
- 24 Saatte Kargoda
- Genel Yayın Yönetmeni: Taşkın Takış
- Onur Kurucuları: Halil İnalcık, Şerif Mardin
- Yayın Kurulu: Oğuz Adanır, Ali Akay, Simten Coşar, Özcan Doğan, Kurtuluş Kayalı, Armağan Öztürk, Özgür Taburoğlu, Ali Utku, Aytaç Yıldız
- Dergi Başlığı: Türk Toplumu ve Gelişme Teorisi
- Dönem: Ağustos, Eylül, Ekim 1999 [Yıl 2, Sayı: 8]
- Basım Bilgisi: 5. Basım / Eylül 2019 [1. Basım Ağustos 1999]
- Sayfa Sayısı: 205
- ISSN: 1303-7242
- Barkod: 9771303724078
- Ön Kapak Resmi: Şark Exspresi için 1920’lerde hazırlanan bir afiş çalışması.
- Arka Kapak Resmi: Resna Fotoğrafhânesi’nin açılış gününde çekilen bu fotoğraf belki de yüzü peçesiz çekimi yapılan ilk Müslüman Türk kadınıdır. (Rahmizâde Bahaeddin, 1901)
- Kapak Tasarımı: Harun Ak
- Boyutları: 16 x 24
TÜRK TOPLUMU VE GELİŞME TEORİSİ
Hayriye Erbaş
Gelişme Yazını ve
Geleceği
Nur Betül Çelik
Söylem Kuramları, Hegemonya
Kavramı ve Kemalizm
Etyen Mahçupyan
Osmanlı Dünyasının Zihnî
Temelleri Üzerine
Simten Coşar
Türk Modernleşmesi: ‘Aklîleşme’
, ‘Patoloji’, Tıkanma
Mustafa Armağan
Alternatif Modernliğe
ve Modernliğimize Dair
Mehmet Ali Kılıçbay
Türk Modernleş(eme)mesi
Türk Post-Modernleşmesi
Mehmet Akif Ersoy
Alevî Kimliğinin
Gelişimine ve Alevî Sünnî İlişkisine Psikanalitik Bakış
Kubilay Aysevener
Türkiye Cumhuriyeti’nin
Felsefî Temelleri
PESENDÎDE
Süleyman Seyfi Öğün
Türk Musikisinde
Modernleşme Süreçlerinin ya da “Aşk Olmayınca Meşk Olmaz “ Diye Yazan
Bir İktisatçının
Düşündürdükleri
MODERNİTE
Veli Urhan
Modernizm,
Postmodernizm ve
Personalizm
Luciano Pellicani
Modernite ve
Totaliteryalizm
KENZ
Yirmi Sekiz Çelebi Mehmet Efendi
Paris Seyâhâtnâmesi
GELİŞME GRAMERİNDE BİR TASHİH: TÜRK MODERNLEŞMESİ
“Türk Toplumu ve Gelişme Teorisi” başlığıyla çalışmamızın
bu kısmı, gelişme söylemi etrafında Türk toplumunun öznelerinin ne ölçüde değiştiğini/değişebileceğini
soruyor. Burada gelişme kavramını ölçülebilir teknik ilerlemeye bağlı olmaksızın
kendini ifade edebilmesi ve insanın bütün ilişkilerinde özgürleşmesi anlamında
kullanıyoruz. Gelişme teorisini maddi gelişmişlikle sınırlamayıp kültürel ve
zihinsel faaliyetlerin de hesaba katılmasının gerekliliğini vurguluyoruz.
Konuya Cumhuriyet seçkinlerinin
modernleştirme projesinden bakıldığında hem yavan bir zihinsel tavrın, hem de
eklemlenme süreçleri hariç temel öznelerin kalıplaştığı görülecektir. ‘Değişmeyen
özne’, yalın anlamıyla günümüze uzanan geçmişin refleksleridir. Zamanı çarpıtan
ve kendini tarihsel bir kopuş olarak sınıflandıran kadroların değişmeyen
özneleri geleneksel sabitelerdir. Birçok örnekte, kurucu ögelerin belleklerinde
devraldıkları dönemin arkeolojisini görmek mümkün... Tanzimat bürokrasisindeki
yapısal unsurların Cumhuriyet’e mirası... Ya da Osmanlı rical-i devletinde
“beka” kaygısının, Türk modernleştiricilerinin elinde “ilerleme” sorunu olarak
tashih edilmesi gibi...
Bir yenilgi duygusunu hep içinde
barındırmış olan son dönemdeki tarihsel romantizmimizin taşıyıcıları, her
dönemde toplumda organik bir ağ oluşturma adına yeni güç ve prestij imkânları
aramışlardır. Geniş çapta toplumsal değişimi arzulayan bu prestij imkânları
devlet eliyle halk için, ‘merkez’in ‘çevre’ye sunduğu ideallerdir. Çağdaşlaşma,
modernleşme, kalkınma gibi gelişme literatürünün yan anlamları seküler bir
bilinçle beslenemediğinden bu tür idealleştirmeler, hep bir yüceltme veya
reddiye düzeyinde kalmıştır. Merkez ile çevre arasında bir bütünleşme yaşanmamıştır.
Kuşkuyla birbirini gözetleyen iki farklı dünya oluşmuştur. Cumhuriyet’in bir başka
temel sıkıntısı dünyevî işaretleri (kalkınma, modernleşme gibi) yaşama dönük
alternatif bir etikle donatamamasıydı. Reddedilen tebaa düzenine rağmen devlet
merkezli kültürün verileriyle beslenmek, en sıradan sosyolojik bir gözlemimiz
haline gelmişti.
Gelişme yazını çerçevesinde yer
yer üçüncü dünya popülizmini anımsatan söylemlere de dikkat çekmek istiyoruz.
Modernleşme süreci gerçekleri tersyüz eden popülist bir karakter çizmeye eğilimli
olduğu gibi, otoritenin rasyonelleşmesi, cemaat demokrasisi ve devletin
referans boşluklarını ideolojik sembollerle doldurmaya çalışması da söz konusu
tehlikenin başlangıcıdır.
Konuya bir başka açıdan
bakıldığında, modernleşme projesi içinde başka alternatifler beklemek de pek
gerçekçi olmayacaktır. Kalkınma ve gelişme süreci içindeki bir toplum bazı
bedelleri ödemeye daima hazır olmalıdır. Sözü edilen tüm aksaklıklar ve
sakatlıklar modernleşmenin bu projesine dâhildir.
***
Gelişme grameri bütünlüklü bir denklem... İkilemleriyle
birlikte Aydınlanma döneminden günümüze tedricen kurulmuş uzun bir cümle...
Acaba Türk modernleşmesi bu yapının ‘özne’sini çözümlemek için ne ölçüde gayret
sarfetmiştir?... Bu sayıda Türk modernleşmesinin kimi tuhaflıklarına işaret
etmek istiyoruz...
Taşkın Takış