• İnsan ve Kutsal

İnsan ve Kutsal

  • 195,00 TL
  • 136,50 TL


  • Stok Durumu: Stokta var
  • 24 Saatte Kargoda

“Kutsal, yaşam verendir ve yaşamı alıverendir, akan yaşamın doğduğu pınardır, içinde kaybolduğu haliçtir. Ama hiçbir durumda yaşamla aynı zamanda bütünüyle sahip olamayacağımızdır.

Yaşam yıpranma ve kayba uğramadır. Kendini daha iyi muhafaza maksadıyla beyhude yere varlığında sebat etmek ve her türlü sarftan kaçınmak için yırtınır. Pusuda ölüm beklemektedir onu.

Hiçbir hüner işe yaramaz. Her canlı bilir ya da sezer bunu. Kendine tanınan seçimi bilir. Bizzat varlığını bu şekilde boşa harcadığının bilincinde olduğundan, kendini vermekten, kendini feda etmek’ten dehşete kapılır. Ama yeteneklerini, enerjilerini ve mallarını tutmak, düpedüz pratik bakımdan ve çıkarını kollamak için, sonuçta dünyevi olarak bunları temkinlice kullanmak, sonunda hiç kimseyi çürümeden ve mezardan kurtarmaz. Tüketilmeyen her şey kokuşur. Bu yüzden kutsalın daimi hakikati, hem kor alevden büyülenmede hem çürümüşlükten dehşete kapılmada bulunur.”


ROGER CAILLOIS (1913-1978). Yeni Fransız sosyolojisinin öncü isimlerindendir. İlkel topluluklar üzerinde yaptığı özgün çalışmalarla tanınır. Özellikle Marcel Mauss ve Georges Dumézil’in derslerini yakından izler. 1938’de, Georges Bataille ve Michel Leiris ile birlikte, toplum yaşamında kutsalın tezahürlerini incelemeye yönelen “Collège de Sociologie”yi kurar. Gallimard Yayınevi’nde, Borges, Neruda, Asturias gibi Latin Amerika’nın büyük yazarlarının yer aldığı « Croix du Sud » dizisini başlatır. 1948’den itibaren UNESCO’da edebiyat ve kültürel kalkınma bölümlerini yönetir. Diogène dergisinin kurucusudur. En tanınmış eserleri: “Mitos ve İnsan” (Le Mythe et l’homme, 1938), İnsan ve Kutsal (L’Homme et le sacré, 1939) ve “Oyunlar ve İnsanlar”dır (Les Jeux et les hommes, 1958).


  • Yazar: Roger Caillois
  • Kitabın Başlığı: İnsan ve Kutsal
  • Fransızca Özgün Metin: L’homme et le sacré
  • Çeviren: Haldun Bayrı [Fransızca]
  • Yayına Hazırlayanlar: Taşkın Takış, Ufuk Coşkun
  • Kapak Tasarımı: Mr. Z & Z
  • Dizi Bilgisi: Doğu Batı Yayınları - 407; Antropoloji Dizisi - 25
  • Basım Bilgileri: 1. Basım: Kasım 2023
  • Sayfa Sayısı: 218
  • ISBN: 978-625-8123-64-7
  • Boyutları: 13,5 x 21

İkinci Basıma Önsöz

Üçüncü Basıma Önsöz

Önsöz


1. Kutsal ile Dünyevinin Genel İlişkileri

2. Kutsalın Muğlaklığı

I. Kutsallık ve Leke

II. Kutsaldaki Kutupsallık

III. Birbirine Tutkunluk [Asabiyyet] ve Çözülme

3. Saygı Kutsalı: Yasakların Teorisi

I. Dünyanın Tanzimi

II. Kutsal Yasalar ve Kutsala Hakaret Telakki Edilen Fiiller

III. Hiyerarşi ve Hıyanet

4. İhlâl Kutsalı: Şenliğin Teorisi

I. Şenlik, Kutsala Müracaat

II. Dünyanın Yeniden Yaratılması

III. Sefahatin İşlevi

5. Yaşam Koşulu ve Ölüm Kapısı Kutsal


EKLER

I. Cinsellik ve Kutsal

II. Oyun ve Kutsal

III. Savaş ve Kutsal

a. Savaş ve Şenlik

b. Savaşın Mistisizmi

Kaynakça

Dizin

Önsöz

 

Temelde, genel olarak kutsal üzerine hakkıyla ileri sürülebilir tek şeyi terimin bizatihi tanımı içermektedir: Dünyeviye karşı olması. Bu karşıtlığın doğasını ve biçimlerini belirlemeye girişildiğinde, çok ciddi engellerde tökezlenir. Hangi basitlikte olursa olsun, hiçbir formül olguların labirentimsi karmaşıklığına uygulanabilir değildir. Muayyen bir bakış açısıyla yoklandığında, birbiri ardına teşekkül eden gerçeklikler bütünü tarafından kabaca yalanlandığı görülür. Kutsal ile dünyevinin her toplumdaki alakaları üzerine bir yığın salnameyle/monografiyle mi başlamak gerekirdi? Soruşturma yeterli sayıda özel vakayı kapsarsa, birden fazla ömür gerektiren bir çalışmadır bu. Fazla eksik kalırsa da çok tehlikeli genellemeler riski vardır. Bu şartlarda, sadece ilişki tipleri’nin tasviriyle yetindim. Pek ihtiyatlı bir yaklaşım olmasa da daha dürüstçeydi. Kitabın şematik tarafını kuşkusuz son derece sivriltiyor bu; zaruret icabı iddialı oldum: Kutsalın şekil bilgisi’nin/morfolojisi’nin bitmez tükenmez tetkikine yanaşamadığımdan, bunun sözdizimi’ni/sentaksı’nı yazmayı denedim.

Şimdi, böyle bir girişimdeki yanıltıcı ve sakil tarafı dolambaçsız itiraf ederek önüne geçmek gerek. Tasvirler, en yerleşikleri ve en ayırt edicileri arasından seçilmiş açık seçik olgulara dayanmaktadır; fakat bağlamlarından, bir parçası oldukları ve onlara anlamlarını veren inanç ve davranışlar bütününden çıkarıldıklarında, ancak soyutlama düzeyinde kalırlar. Somut değerlerinin büyük kısmını yitirirler. Keza, çıkarılan sonuçlar ancak olguların ortalaması için geçerlidir — ki o ortalamaya da hiçbir olgu tam olarak tekabül etmez. Sonuçlar, hiç uygulanamayan kural ifadeleri teşkil ederler âdeta; hâsılı, sadece istisnalar içeren kurallardır. Mesela, başlı başına şenlik üzerine hatlarını çizdiğim teori taslağının bütünüyle açıkladığı hiçbir şenlik yoktur muhakkak. Her şenlik belirli bir ortamda belirli bir işlev görür. Bununla birlikte teorinin kullanılamaz olduğuna inanmıyorum yine de. Değişkenlerin değerlerini vermez bize elbette; ama en azından sabit olanı ortaya çıkarma çabası gösterir. Kilitleri ve bu kilitlerin her birine tek tek uyan anahtarları tasvir etmedim hiçbir zaman. Ben sadece maymuncuklar önerdim. Mahzursuz bir iş değildir bu ve ihtiyaç halinde asıl anahtar’a başvurulmasından, yani meseleyi kendinde ve kendi için incelemekten hiç azade etmez (doğal olarak).

Sayın Rudolf Otto, konunun “öznel” kısmı üzerine hayli kapsamlı bir çalışmanın yazarı — yani kutsal duygusu’nu ele alan demek istiyorum. Onun çalışmasında kutsal, psikolojik bakış açısıyla, âdeta içebakışsal şekilde ve neredeyse sadece büyük evrenselci dinlerde aldığı biçimler altında tahlil edilmektedir. Bu şartlarda, meselenin bu veçhesine cepheden yanaşmayı ihmal edebileceğime inandım; bununla birlikte, bana yararlı göründüğü her yerde ona atıfta bulunmaktan da menetmedim kendimi. Artakalanı için, Fransız sosyoloji ekolünün çalışmalarını hayli yakından izledim. Çıkardıkları sonuçlara bir düzen vermeyi denerken onlara fazla ihanet etmemiş olmayı umuyorum. Okur kitapta ilerledikçe Durkheim, Hubert ve Hertz adlarını meşhur eden Mauss, Granet ve Dumézil’in de iyi yürütmeyi sürdürdükleri araştırmalara ve sentezlere bu çalışmanın neler borçlu olduğunu görecektir. Kutsal üzerine bir kitap yazma işi, Mauss kadar hiç kimsenin üstüne vazife olamazdı. O kitap yazılmış olsa, uzun zaman boyunca kutsalın baş kitabı olacağına herkes kanidir. Tehlikesini göze almadan ve gönül rahatlığı içinde bu işte onun yerini almaya kalkışılamaz. Çalışmam sırasında Marcel Mauss’un sadece yayımlanmış çalışmalarından yararlanmakla kalmayıp onun şifahi tedrisatından ve bilhassa, alelade bir sohbet esnasında, kendisine tavsiye danışanlara sunduğu, gayretlerini teşvik edici kısa ve öz, şaşırtıcı ve kati ipuçlarından da istifade etmiş olmam, endişemi biraz hafifletiyor en azından. Özellikle de şayet bu çalışmada ordo rerum [nesnelerin/şeylerin düzeni] mefhumuna bu kadar yer verilmişse, bu tamamen Sayın Mauss sayesinde olmuştur. Sayın Georges Dumézil’e borcumu tam olarak ölçebilmem ise imkânsız: Ne kadar büyütürsem büyüteyim, dinler tarihinde ilk emeklemelerimde yol gösteren rehber, telkinleri ve tavsiyeleriyle bu ufak kitaba nice katkılarda bulunmuş dost nazarında yine de eksik kalır. Son olarak da Georges Bataille’a minnettarlığımı ifade etmeliyim: Bana öyle geliyor ki bu mesele üzerine aramızda bir tür entelektüel geçişim/osmoz kuruldu ve bunca tartışmanın akabinde, peşine beraber düştüğümüz eserde onun payını kendiminkinden ayırt etmem kesinlikle mümkün değil.

Meseleyi metafizik alanına taşımaktan kaçınmak zorunda olduğuma inanmadım. Kutsal sorunu, insandaki temelli ve derin bir şeyi ilgilendirir göründü bana. Kuşkusuz pozitif bilginin sınırlarını haddimden fazla aşmışımdır. Kimileri bu ihtiyatsızlık olmasa çalışmamı eksik bulurlardı belki. Duygularını paylaştığımı itiraf ediyorum. Diğerleri ise kolaylıkla bir sapma telakki edecekleri yaklaşımımdan dolayı beni ayıplamasınlar. Bunu göz önüne almamaya razı olsunlar: Bir kitabın son on sayfasının, önceki sayfaların –artdüşüncesizce, sadece nesnellik kaygısı güderek, haliyle hazırladıkları bir sonuçtan tamamen bağımsız olarak yazılmışlarsa– inandırıcılığını ortadan kaldırabileceğini düşünmüyorum.

Mart 1939

Roger Caillois

Roger Caillois (1913-1978) Reims’de doğar. Klasik edebiyat öğreniminden sonra, Yüksek Öğretmen Okulu’na kabul edilir ve dilbilgisi doçentliği alır. 1938’de, Georges Bataille ve Michel Leiris ile birlikte, toplum yaşamında kutsalın tezahürlerini incelemeye yönelen “Collège de Sociologie”yi kurar. 1940’tan 1945’e kadar, Buenos Aires Fransız Enstitüsü’nü kurduğu ve Les Lettres françaises adlı bir derginin yayınını başlattığı Güney Amerika’da bulunur. Fransa’ya dönünce, Gallimard Yayınevi’nde Borges, Neruda ya da Asturias gibi Latin Amerika’nın büyük yazarlarını yayımlayacak olan “La Croix du Sud” dizisini başlatır. 1948’de, UNESCO’da önce edebiyat, sonra da kültürel kalkınma bölümünün idaresini üstlenir ve bu çerçevede, insan bilimleri dergisi Diogène’i kurar. 1971 yılında Fransız Akademisi’nde Jérôme Carcopino’dan boşalan yere seçilir. 1978’de, ölümünden az önce, edebiyat dalında Büyük Ulusal Ödül’ü (le Grand Prix national des lettres), Le fleuve Alphée (“Alpheiós Irmağı”) adlı eseri için Marcel Proust Ödülü’nü ve Avrupa Deneme Ödülü’nü (Prix européen de l’essai) art arda alır. Bu üç ödül, en tanınmışlarıMitos ve İnsan” (Le Mythe et l’homme), İnsan ve Kutsal (L’Homme et le sacré), “Oyunlar ve İnsanlar” (Les Jeux et les hommes) ve “Genel Estetik” (Esthétique généralisée) olan, esasen deneme dalında, hayli verimli bir külliyatı onurlandırmıştır.

Haldun Bayrı

1961’de İstanbul’da doğdu. Galatasaray Lisesi mezunu. 1981-1986 yılları Fransa’da yaşadı. Geçimini sağlamak zorunda olduğundan, coğrafya öğrenimi için gittiği Sorbonne Üniversitesi’ni bıraktı ve Société Française du Livre’de çalıştı. Türkiye’ye döndükten sonra Metis Yayınları’nda redaktörlük ve editörlük yaptı. Türkçeye ilk çevirisi Daryush Shayegan’ın Yaralı Bilinç’i (1991 ve Melez Bilinç, 2013), Fransızcaya ilk çevirisi Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Yaz Yağmuru (Pluie d’été, Actes Sud, 2006). Metis Yayınları’na çevirdiği diğer yazarların bazıları: Claude Lévi-Strauss (Irk ve Tarih, 1985; Hepimiz Yamyamız, 2014; Uzaktan Yakından, 2018), E.M. Cioran (Burukluk, 1993; Tarih ve Ütopya, 1999; Çürümenin Kitabı, 2000; Zamana Düşüş, 2020), Olivier Roy (Küreselleşen İslam, 2003; Kayıp Şark’ın Peşinde, 2015; Dünyanın Düzleşmesi yakında çıkıyor).