Eğitim Felsefesi
Hilmi Ziya Ülken
Stok Durumu: Stokta Yok
Çocukluk insan gerçeğinin en önemli safhasıdır. İnsanlığın bütün gücü ve tohumu onda yaşamaktadır. Çocuğu tanımak, tarihi, medeniyeti, Kültürü tanımak kadar güçtür. Bunun için çocuğun yetişmesinden başka bir şey olmayan eğitim insanın kendisi için yeryüzünde yaptığı işlerden en büyüğüdür. Dinler, ahlak sistemleri, felsefeler, her biri kendilerine göre bir eğitim tarzı ileri sürmüşlerdir.
Dinlerin ilâhi emirle ilen sürdüğü eğitim şekilleri felsefe sistemlerinde düşünceler ve tavsiyeler halini almıştır. Bilimler bu tavsiyeleri araştırmalara dayandırarak, daha az kategorik, daha ihtiyatlı bir şekle koymuştur. Buradan pedagoji, eğitim bilimi, çocuk psikolojisi, pedoloji, çocuk fizyolojisi vb. dalları meydana gelmiştir. Pedagojinin tarihi belki de düşünce tarihi kadar eskidir. Yalnız Yunan felsefesinde değil. Çin ve Hint felsefelerinde de düşüncenin uyandığı zamandan beri çocuk yetiştirme ve çocuğun maddî ve manevî gelişmesi üzerinde düşüncelere rastlanmaktadır.
Bugünkü eğitim sistemlerinin bir kısmı ilerici, bir kısmı tutucu, bir kısmı gelenekçidir. Fakat çağımızın şartlan ve insan bilimlerinin bugünkü durumu düşünülünce, ilerici olmamak kabil değildir.
Bizim anlattığımız eğitim sistemi insanlık tarihinin tecrübelerinden faydalanarak, onun şimdiki ritmine uygun insanlar yetiştireceği için “insanî”dir. Her memlekette böyle bir yetiştirme o memleketin kendi kültüründen kuvvet alacağı, bugünkü varlığını kuran geleneğine dayanacağı için “milli”dir.
- Ocak 2014
- 391 sf.
- ISBN: 978-605-5063-07-8
- Ebat: 15.5*23.5
- Karton Kapak 2. Hamur
Yazar hakkında:
HİLMİ ZİYA ÜLKEN
İstanbul’da, 1901 yılında doğdu. Babası Mehmet Ziya Ülken kimyager doktordu. Anne tarafı Kazan’ın tanınmış müderrislerinden Kerim Hazret’e uzanır. İlk bilgileri aile dostu İbn-ül Emin Mahmut Kemal Bey’in sohbetlerinden alır.
Hilmi Ziya, ilk öğrenimini “Tefeyyüz” mektebinde; orta öğrenimini İstanbul Sultanî’sinde tamamladı. Gençlik yıllarında ateşli bir Anadoluculuk taraftarıdır. 1919’da Reşat Kayı ile Anadolu Dergisi’ni çıkarır. Anadolu’nun Bugünkü Vazifeleri birçok eseri arasında ilkidir. 1921’de Mülkiye Mektebi’nden mezun oldu. Ardından İstanbul Edebiyat Fakültesi Beşeri Coğrafya Kürsüsü asistanlığına tayin edildi. Diğer bölümlerin derslerini takip ederek felsefe bölümünden ahlâk-sosyoloji ve felsefe tarihi sertifikaları aldı. Çeşitli liselerde tarih, felsefe, psikoloji ve coğrafya dersleri verdi. Umumi İçtimaiyyat ve Türk Tefekkür Tarihi kitaplarıyla ilgi çeken Ülken, 1933 yılında Berlin Üniversitesi Devlet Kütüphanesi’ne gönderildi.
Türkiye’ye dönüşünden hemen sonra, Edebiyat Fakültesi Türk Tefekkür Tarihi doçentliğine atandı, 1936’da İçtimaî Doktrinler Tarihî öğretim üyesi oldu. 1940’da Von Aster’in isteğiyle Felsefe Profesörlüğüne, 1944’de İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümü Sanat Tarihi Profesörlüğüne getirildi. 1957’de Ordinaryüs Profesör oldu. Yaşamının her safhası doymak bilmeyen bir iştihayla kitap ve kütüphanelerin arasında geçti. Yüzlerce makale yazdı, kitaplar hazırladı, çeviriler yaptı. Fransızca ve Türkçe kitap eleştirileri kaleme aldı.
Dergiler yayımladı. Sabahattin Eyuboğlu ve Celalettin Ezine ile uzun zaman beraber çıkardıkları hümanist karakterdeki İnsan dergisi entelektüel kesimde ses getirdi. Hemen hemen ilgi göstermediği alan yoktu. Başta İslâm felsefesi, Türk tefekkür tarihi, doktrinler tarihi, sosyoloji, sistematik felsefe, bilim felsefesi, mantık, sanat, estetik derslerini okuttu, binlerce öğrenci yetiştirdi. Tüm bunların yanında o, tekdüze bir akademisyen profilinin dışındaydı. Sanatçı duyarlılığıyla Posta Yolu, Şeytanla Konuşmalar, Yarım Adam adlı romanlarını yazdı.
Şiirle ilgilendi. Resimler çizdi. 1918-1920’lerde kara kalem; 1940-1945 yılları arasında yağlı boya ve 1967-1970 yıllarında kompozisyon çalışmaları yaptı.
Hat sanatıyla uğraştı ve müzik bilgisi son derece genişti.
Hilmi Ziya Ülken, 5 Haziran 1974’de yaşamını yitirmiştir.