“Yaşamın her alanında birbirinden ayrı olan şeyleri artık birbirinden ayıramıyoruz, çünkü cinsiyetler, karşıt kutuplar, sahne ve salon, eylemin kahramanları, özne ve nesne, gerçek ve yansıması arasındaki mesafe yok edildi. Terimlerin bu şekilde birbirine karıştırılması, kutuplar arasındaki bu gizli anlaşma sonuç olarak sanat, ahlâk, politika dâhil yaşamın hiçbir alanında değer yargısı diye bir şey bırakmadı. Mesafe bilincine, ‘araya bir mesafe koyma tutkusuna’ bir son verilmesi her şeyin kesinliğini yitirmesine neden oldu.”
Her Yer Ekran, gerçeklik duygusunun nasıl yitirildiğine ilişkin bir çözümlemedir. Kendini tekrar eden tarihsel bir anlayışın bundan böyle ikiyüzlü bir yaşam ortaya koyması kaçınılmazdır. Bu kendini gizleme ve gerçeklerin üzerini örtme hali, sanattan politikaya felsefeden toplumun tüm katmanlarına sinmiştir. Bütün sistem uzun süreden beri devasa bir ekrandan kendi yorgunluğunu ve çaresizliğini seyretmektedir. Sözde yenilikler, teknik ve teknolojik ilerlemeler âdeta bir simülasyon evreninde kaybolup gitmektedir.
Baudrillard’ın Libération gazetesi için kaleme aldığı yazılar güncelliğinden hiçbir şey yitirmemiştir. Dünyanın bugün geldiği durumu, ‘demokratik despotluğa’ dönüşen egemenlik anlayışlarını ve Batı’nın riyakâr politikalarını açık ve net bir şekilde sorgulamaktadır.
- Yazar: Jean Baudrillard
- Kitabın Başlığı: Her Yer Ekran
- Fransızca Özgün Metin: Écran total
- Çeviren: Oğuz Adanır [Fransızca]
- Yayına Hazırlayanlar: Taşkın Takış - Ufuk Coşkun
- Kapak Tasarımı: Çiğdem Sarıhan
- Dizi Bilgisi: Doğu Batı Yayınları - 378; Sosyoloji Dizisi - 51
- Basım Bilgileri: 1. Basım: Kasım 2022
- Sayfa Sayısı: 245
- ISBN: 978-625-8123-33-3
- Boyutları: 13,5 x 21
Önsöz
Aıds Bulaşıcı Bir Hastalık mıdır Yoksa Bir
Korunma Yöntemi mi?
Hepimiz Cinsiyet Değiştirdik
Düşünceleri,
Mezarından Çıkartılıp Gözden Geçirilen Martin Heidegger
Sanal Bir Borsa Çöküşüne Övgü
Bulaşıcı Özellikler İçeren Bir Ekonomi
Balonu Söndürülen Batı
Buzları Eriyen Doğu Bloku ve Tarihin Sonu
Saraybosna’ya Acımayın
Estetik Cerrahi İşleminden Geçirilen Ötekilik
Sanal Teknolojinin Acizliği
Batı’nın Sırplaştırılması
Batı, “Ölünün Koltuğuna Oturduğunda” Neler Oluyor
Büyük Temizlik
Ağlayın Yurttaşlar!
Köleler ve Seçkinler
Atmosferik Olay/Hava Durumu Tahminine Dönüşen Haber/Bilgi Zihinsel Şiddet
ya da Kin
Uyuşturucu Madde
ya da Anormal Bilinç Durumunun Yol Açtığı Şiddet
Çocukluğun Karanlıkta Kalan Yüzü
İki Kez Yok Edilmek
Gözden Yitip Gerçekten Ortadan Kaybolanlar
Cinsel Yolla Aktarılabilen Bir Hastalık Olarak Cinsellik
Gücünü Kendinden Alan Bir Grev Örneği
Ateş Topraklarından (Tierra del Fuego) New York’a
Dünya Ülkelerinin Borcu ve Paralel Evren
İktidarın Gölgesi
Yolsuzluğun Aynası
Disneyworld Company
Küresel ve Evrensel Üzerine
Deep Blue ya da Bilgisayar Neyin Özlemini Çeker
Otomobil Yarışçısı ve İkizi
Süngerleşmiş Beyinler Hakkında Enine Boyuna Düşünmek
Her Yer Ekran “Ekranla Bütünleşmek”
Sanat Dünyasının Kurduğu Komplo
Televizyonla İlgili
Fanteziler
Chirac, Elbette Beş Para Etmez Biridir
Klon ya da Bir Tür Nasıl Kopyalanır?
Politikada Üfürükçülük ya da Ahmaklar İttifakı
Önsöz
1987-1997 yılları arasında Libération gazetesinde köşe
yazısı olarak yayımlanan bu makaleler güncelliklerinden hemen hiçbir şey
yitirmeden okuyucuyu derinden etkilemeyi sürdürüyorlar.
Özellikle modern toplumları hedefleyen sert
eleştiriler yazarın hem kendi ülkesi hem de pek çok başka ülkede hararetli
tartışmalara yol açtı.
Baudrillard düşüncesini derinlemesine tanıyan
en önemli isimlerden biri olan Mike Gane onun en büyük özelliğinin
düşüncelerini dışavururken yararlandığı belirsizlik kavramı olduğunu söyler.
Okuyucuyu şaşırtan, kafasını karıştıran anlaşılması güç cümleler Baudrillard
stilinin temel özelliğidir.
Ancak bu kez okuyucunun şanslı olduğu
söylenebilir. Çünkü kısa metinlerden oluşan ve gazete okuyucusuna seslenen bu
makaleler diğer metinlerine göre doğaları gereği oldukça açık seçiktir. Her ne
kadar zaman zaman araya anlaşılması güç tümceler sıkıştırsa da genelde
okuyucunun bu makaleleri görece kolay bir şekilde kavrayacağını düşünüyorum.
Özellikle de Baudrillard terminolojisine hâkim olanlar daha avantajlı bir
konuma sahip olacaklardır.
Geriye bu çok değişik ve çarpıcı makalelerden
oluşan metnin keyfini çıkarmak kalıyor!
Oğuz Adanır
Jean Baudrillard (1929-2007)
Fransız düşünür ve sosyolog. Reims’ta doğdu. Bir memur ailesinin ilk çocuğuydu. Sorbonne Üniversitesi’nde Alman Dili ve Edebiyatı bölümünü okudu. Meslek yaşamına bir lisede Almanca öğretmenliği ile adım attı. 1966’da Nanterre Üniversitesi’nde Henri Lefebvre ile çalışmaya başladı. Bu üniversitede uzun yıllar sosyoloji dersleri verdi, çeşitli sebeplerden dolayı profesörlük unvanını çok geç bir tarihte, 1990 yılında elde edebildi. Libération gazetelerinde yazdığı güncel yazılarla geniş bir tartışma alanı açtı. Baudrillard, eserlerinde gelişmiş kapitalist ülkelerdeki tüketim olgusunu, kitle iletişiminin ve teknolojik ilerlemenin yol açtığı toplumsal değişimleri çözümledi. Çağımızda teknolojinin yarattığı anlam ve gösterge fazlalığının, kopyalardan ibaret bir “simülasyon” evrenine, gerçekliğin yok olduğu bir “hipergerçeklik” dünyasına tekabül ettiğini sanattan mimariye, sinemadan reklâmcılığa ilişkin verdiği sayısız örnekle gösterdi. Baudrillard özellikle medya üzerine yaptığı çalışmalarla bütün dünyada ün kazandı. Simülasyon kuramıyla günümüz toplumuna ve “postmodern” dünyaya radikal eleştiriler yöneltti. Ona göre, gerçek dünya ile imgeleri arasında herhangi bir ayırım yapabilme kabiliyetine sahip değiliz. Bugün reklâmlar ‘şey’lerden çok imgeleri pazarlamaktadır. “Chanel”, “Calvin Klein” veya “GAP” gibi markaların temsil ettiği nitelik veya değerden çok etiketleri veya göstergeleri satın alınmaktadır. Baudrillard’ın ünlü tespitlerinden biri de, Körfez Savaşı’nın “gerçekten yaşanmadığı” ile ilgiliydi. CNN izleyicileri savaşı bir “medya olayı” olarak rahat ve geniş koltuklarında cips yiyerek izledi. Baudrillard, füze bombardımanı ile imge bombardımanı arasında bir ayırımın yapılamadığı dünyada, artık eleştiri gücünü tamamen yitirdiğimizi öne sürdü.
Jean Baudrillard’ın Doğu Batı Yayınları’ndan çıkan diğer eserleri:
Simülakrlar ve Simülasyon (2003); Sessiz Yığınların Gölgesinde (2003);
Şeytana Satılan Ruh ya da Kötülüğün Egemenliği (2005); Foucault’yu
Unutmak (2013); Can Çekişen Küresel Güç (2017); Neden Her Şey
Hâlâ Yok Olup Gitmedi? (2019); Karnaval ve Yamyam (2019);
Nesneler Sistemi (2020); Simgesel Değiş Tokuş ve Ölüm (2021); Gösterge
Ekonomi Politiği Hakkında Bir Eleştiri (2021); Çaresiz Stratejiler
(2021); Üretimin Aynası (2022).