Paganlara Karşı Hıristiyanlık Savunusu
- 210,00 TL
-
147,00 TL
- Stok Durumu: Stokta var
- 24 Saatte Kargoda
On İki Levha Yasası uyarınca bir tanrı ya da dinin resmî olarak kabulü Senatus onayı olmaksızın gerçekleşmediği için, yeni bir din olarak (religio nova) duyurulmasından itibaren Hıristiyanlık, Roma Hukuku ile ters düşmeye mahkûmdu. Roma yargısı tarafından uzun bir müddet tanınmayan konumu, çoğunluğu pagan olan bir halkın giderek artan hoşnutsuzluğu, kadim bir din olan Yahudiliğin tutucu tavrı, Nero’nun imparatorluk tebliğiyle (MS 64) doğrudan zulme varan muameleleri ve sonraki imparatorların da genellikle ikircikli tutumları arasında filizlenip varlığını güçlendirme çabasında olan bir dinin coşkulu tezlerini, Paganlara Karşı Hıristiyanlık Savunusu’nda buluruz. Bu eser Hıristiyan bir ilahiyatçının kaleminden çıkmış bir müdafaaname olduğu kadar, güçlü bir inancın şövalyeliğine soyunan bir hücum yazısıdır da.
Eserde, Erken Dönem Hıristiyan âdetleri ve sistemi, Tanrı’nın varlığı ve
tekliği, İsa Mesih’in kutsiyeti ve Tanrı-oğlu kimliği, keza peygamberin dünyevi
yaşamı, Hıristiyan birliği ve kardeşliğinin doğası ifade edilir. Yakından
ilişkilendirildikleri filozof ve ediplerin düşünceleriyle Hıristiyan öğretisi
arasındaki kimi yakın kimi derin farkların kıyası yapılır. Aynı zamanda namus,
hayâ ve saflık (pudicitia), ciddiyet
ve ağırbaşlılık (probitas), tevazu ve
kanaatkârlık (modestia), sükûnet,
itidal ve yücegönüllülük (aequanimitas),
güvenilirlik ve dürüstlük (fides),
içtenlik, doğallık ve sadelik (simplicitas),
masumiyet (innocentia), adalet (iustitia), sabır (patientia), ılımlılık ve ölçülülük (sobrietas) gibi Hıristiyanlık erdemleri açıklanır, yönetici erkin
ülkede mevcut inanç gruplarına olan yaklaşımındaki eşitsizlik ve tutarsızlık
günlük hayattan örneklerle kanıtlanır.
- Yazar: Quintus Septimius Florens Tertullianus
- Kitabın Başlığı: Paganlara Karşı Hıristiyanlık Savunusu
- Latince Metin: Apologeticus Adversus Gentes Pro Christianis
- Latinceden Çeviren: Levent Keskin
- Yayına Hazırlayanlar: Taşkın Takış, Ufuk Coşkun
- Kapak Tasarımı: Mr. Z & Z
- Dizi Bilgisi: Doğu Batı Yayınları - 449; Felsefe Dizisi - 126
- Basım Bilgileri: Mart 2025
- Sayfa Sayısı: 160
- ISBN: 978-625-6194-21-2
- Boyutları: 13,5 x 21
- Kapak Resmi: "Melekler Kutsal Çocuğu Eğlendiriyor" (detay), Çizim: Marianne Stokes, 1893.
Çevirmenin Önsözü
Eser, Dönem ve Yazara Dair Sunuş
Paganlara Karşı Hıristiyanlık
Savunusu
I. Romalılar, Hıristiyanlara
Olan Nefretleriyle Kötü Nam Salmıştırlar
II. Hıristiyanların
Mahkûmiyetine ya da Beraatine Hükmeden Yargıçların Kötücül ve Çarpık Niyetleri
Üzerine
III. Hıristiyanlara Yakıştırılan
Çirkin Yaftalar Üzerine
IV. Beşerî Yasalar Yanılabilir
ve Bu Sebeple Tadil Edilebilir
V. Roma İmparatorları İçinde
En Bilge Olanı, Hıristiyanların da Koruyucusuydu
VI. Dinlerinin Eski Oluşuyla
Övünen Romalılar, Diğer Yandan Günlük Yenilikleri de Dinlerine Uyarlamaya Hazırdılar
VII. Söylenti ve
Dedikodu, Geçerli Bir Delil Değildir
VIII. Hıristiyanlara İsnat
Edilen Suçlar, Ne İhtimal Dâhilindedir Ne de Olması Mümkündür
IX. Putperestler, Hıristiyanlara
İsnat Ettikleri Şahsi ve Kamusal Suçları Fiiliyatta Kendileri İşlemektedir
X. Romalıların Tanrıları
Hakiki Değildir
XI. Ölmüş İnsanlardan
Tanrı Yaratmak Aptalca Bir Hayaldir
XII. İmgelere Tapınmanın
Beyhudeliği Üzerine
XIII. Putperestlerin
Kendi Tanrılarına Olan Saygısızlıkları Üzerine
XIV. Putperestlerin,
Adadıkları Kurbanların En Değersiz Parçalarını Tanrılara Sunmaları, Onlarla
Alay Etmekten Başka Bir Şey Değildir
XV. Tanrıların Sahne ve
Tiyatroda Utanç Verici Gösterimleri Üzerine
XVI. Hıristiyanlarla İlişkilendirilen
Bazı Yersiz Rivayetler Üzerine
XVII. Hıristiyanların
Tanrısı Üzerine
XVIII. Ptolemaios
Philadelphos’un Çabalarıyla Yetmiş İki Mütercim Tarafından Grekçeye Çevrilen Peygamber
Metinleri Üzerine
XIX. Peygamber
Metinlerinin Kadim Oluşu Üzerine
XX. Kutsal Metinlerdeki
Kehanetlerin Gerçekleşmesi Bunların Tanrısal Niteliğini de Kanıtlamaktadır
XXI. Hazreti İsa’nın Doğumu
ve Çarmıha Gerilmesi Üzerine
XXII. Daemonların Gücü ve Çalışma
Tarzları Üzerine
XXIII. Hıristiyanların, Daemonları
Zaptetmeleri Üzerine
XXIV. Din Hususunda Suçlu
Olan Hıristiyanlar Değil, Romalılardır
XXV. Roma Hâkimiyeti
Roma Dini Sayesinde Olmamıştır
XXVI. Krallıklar Sadece
Gerçek Tanrı’nın Tasarrufundadır
XXVII. Putperestler Hıristiyanlara
Karşı, Kötücül Ruhların Kışkırtmasıyla Harekete Geçmiştir
XXVIII. Romalılar İmparatorlarına,
Tanrılarından Daha Çok Hürmet Etmektedir
XXIX. Tanrılar İmparatorları
Değil, Daha Ziyade İmparatorlar Tanrıları İdare Ediyor
XXX. İmparatorların, Hıristiyanların
Tanrısı Sayesinde Hükümdar Olmaları ve Hıristiyanların, İmparatorların Yaşamı
için Dua Etmeleri Üzerine
XXXI. Hıristiyanlara Düşmanlarını
Sevmeleri Buyrulmuştur
XXXII. Hıristiyanların İmparator
için Dua Etmelerinin Bir Diğer Sebebi Üzerine
XXXIII. Hıristiyan
Sadakatine Dair Bir Diğer Açıklama ve Hıristiyanların, İmparatoru Tanrının Adıyla
Anmayı Reddetmeleri Üzerine
XXXIV. İmparator Augustus
Üzerine
XXXV. Hıristiyanların ve
Putperestlerin Resmî ve Dinî Bayram Kutlamalarındaki Farklılıklar Üzerine
XXXVI. Hıristiyanların, Düşmanlarını
Sevme Görevi Üzerine
XXXVII. Hıristiyanların Sınırsız
Sevgileri Üzerine
XXXVIII. Hıristiyanların
Devlet Karşıtlığından Şüphelenmek Haksızlıktır
XXXIX. Hıristiyanların
Disiplinleri, Uğraşıları ve Yaşam Biçimleri Üzerine
XL. Genel Kötülüklerin Sebepleri,
Art Niyetli Biçimde Hıristiyanların Üzerine Atılmaktadır
XLI. Toplumsal Kargaşanın
Sebep ve Sonuçları Üzerine
XLII. Hıristiyanlar
Topluma Hizmet Eden İnsanlardır
XLIII. Hıristiyanların
Topluma Yararlarını Doğrulayan Bir Diğer Savunma
XLIV. Hıristiyanlar, Sırf
İnançları Yüzünden Cezalandırılıyorlar
XLV. Hıristiyanların Diğer
İnsanlar Önündeki Masumiyetlerinin Önemli Bir Sebebi Üzerine
XLVI. Hıristiyanların,
Filozoflardan Daha Fazla Müsamahaya Hakları Vardır
XLVII. Putperest Şair ve
Felsefeciler İşledikleri Konuların Çoğunda Kutsal Metinlerden Esinlenmektedir
XLVIII. Bedenin Yeniden
Dirilişi Üzerine
XLIX. Hıristiyan Öğretisi
Zulüm Görmemelidir, Çünkü Onsuz Dünya, İyi Bir Yer Olmayacaktır
L. Hıristiyanlığın
Zaferi
Latince Lügatçe
Kaynakça
Çevirmenin Önsözü
Hıristiyan Ortaçağ felsefesinin ana dönemleri olan
Patristik ve Skolastik devrin iki önemli temsilcisinden birer çeviriye karar
verdikten sonra Bonaventura’nın Itinerarium’u ile Tertullianus’un Apologeticus’unu
birarada çalışmaya başladım. Yazılış tarihleri itibarıyla aralarında yaklaşık
bin yıl kadar bir süre bulunan bu iki eserden ilki bir dinî risale (summa)
olarak Latiumlu Bonaventura’nın sentezci, barışçıl, uzlaşmacı, sistematik ve
özlü tarzını belli ediyordu. Elinizdeki bu eser ise Kartacalı Tertullianus’un
polemikçi tarzı, meydan okuyan tonu, keskin üslubu ve zengin belâgatiyle parladığı
çetin ve uzunca bir din savunusu metnidir.
Eserin uzun adı Apologeticus Adversus Gentes Pro Christianis’tir.
Latin edebiyatı tarihinde, eserin kısa adıyla ve değişik isimler altında geçtiğini
de görüyoruz: Apologeticus ya da Apologeticum gibi. Bahsi geçen
bu isimlerin üçü de doğru ve geçerlidir. Eserin yazılış tarihi kesin olmamakla
birlikte, en erken 197 yılında ve Kartaca’da yazıldığı konusunda belli bir
mutabakat vardır.
Tertullianus’un doğduğu ve yaşamının büyük bir kısmının geçtiği
Kartaca (Carthago), renkli geçmişiyle olduğu kadar, Roma egemenliği altında
iken Hıristiyanlığın sahip olduğu önemli konum itibarıyla da dikkat çekici bir
yerdir. Roma’dan yaklaşık yüz yıl önce kurulmuş bir Fenike kolonisi ve
Akdeniz’de ticari ve askerî bir güç olarak talihin birçok cilvesini yaşadı.
Roma Devleti’nin yükselişi, onların düşüşü oldu. MÖ 264-146 yılları arasında
meydana gelen Kartaca Savaşları boyunca yer yer üstünlük kurmalarına karşın son
sözü Romalı komutan Scipio söyledi ve Kartacalılar kesin bir yenilgiye uğradılar.
Harap olan kent, Augustus dönemine kadar bir varlık gösteremedi. Bu imparatorun
yeniden canlandırdığı Kartaca, Tertullianus’un yaşadığı yıllarda Roma’nın
Africa eyaletinin idari ve dinî merkezi haline gelmişti. Hukuk ve hitabet
okullarının başarısının yanısıra varlıklı, verimli, müreffeh ve nüfus itibarıyla
da büyük bir kentti. Etnik zenginliği de kayda değerdi. Yerli halk olan
Numidialıların ve eski tarihte gelmiş olan Fenikeli soyun yanında, Kudüs’ten
göç etmiş Yahudi topluluğu ile Roma’dan gelmiş sömürgecileri de barındıran bir
yerdi. Kartaca’da ana tanrıça Caelestis’e tapınım yaygındı ve bu olgu 5. yüzyıla
değin Hıristiyanların başına büyük sorunlar açtı. Hıristiyan Kilisesinin bu
bölgede ilk olarak ne zaman kurulduğu tespit edilmiş değildir; buna karşın 1.
yüzyılın sonlarıyla 2. yüzyılın başları olarak varsaymak yanlış olmayacaktır.
Nitekim bu eserin yazıldığı yıllarda Kartaca, Batı Hıristiyanlığının mihver
noktalarından biri olmuştu. Karışık kültür yapısı ve canlı sosyal hayatıyla
“Africa’nın Roması” olarak ünlenen bu kent, zamanla Roma’nın marazi özelliklerini
de (pagan âdetleri, bâtıl itikatlar, gizem dinleri, ifrat ve sefahat) kendi
bünyesine taşımaya başladı. Bu da Hıristiyanlığa olan alâkayı arttıran bir
sebep oldu ve bu dinin tanınırlığına da zemin hazırladı. Keza Aziz Cyprianus
256’da yazdığı bir mektupta, 218-222 yılları arasında yüksek sayıda rahibin katılımıyla
gerçekleşmiş olan bir Kartaca Konsili’nden bahseder. Kültürel açıdan 1. ve 2.
yüzyıla ait bir diğer ilgi çekici husus da, bu dönemde Roma’ya egemen olan
Helenistik etkiye karşın, Kartaca’nın Latince yazınını sürdüregelmesidir. Öyle
ki kutsal metinlere ait erken dönem elyazmalarının çoğunlukla hazırlandığı yer
burasıdır ve günümüz teoloji terminolojisini oluşturan Kilise Latincesi de
burada gelişmiştir. Kartaca Okulu’nda Tertullianus’un takipçileri olarak
Minucius Felix, (yukarıda sözünü ettiğimiz) Cyprianus, Arnobius ve Lactantius’u
saymak icap eder. Bu akım; adalet ve vicdan mütalaasındaki katılığıyla, hukukla
temellendirdiği itirazlarıyla ve paganizmi kategorik olarak düşmanlaştırmasıyla
kendini gösterir. Göreceli dar görüşlülükleri, yani İsa Mesih’ten önceki tüm
din ve düşünce tarihini olumsuzlayan ve esneklikten uzak köktenci tutumları,
söz konusu yazarların ortak yönüdür. Bu zihniyet, onları, yöntem ve yaklaşım
bakımından daha ılımlı ve kapsayıcı olan ve Antikçağ felsefe külliyatını
prensip olarak dışlamayıp Hıristiyanlığa bir hazırlık aşaması gibi gören diğer
apolojistlerden (örneğin İskenderiye Okulu’na mensup olan Justinus Martyr,
Clemens Alexandrinus, Origenes Adamantius) ayırır. Nitekim Apologeticus’un
nüvesini, bir iddiayı yalanlama ve derhal karşı yanıtla çürütme yöntemi oluşturur.
Çeviri için kullanılan Latince kaynak metin, edisyonu T. Herbert
Bindley tarafından yapılan Tertulliani Apologeticus Adversus Gentes Pro
Christianis’tir (Oxford at the Clarendon Press, 1889). Bu basımın temel aldığı
metin ise Migne’nin hazırladığı Patrologia Latina C.1’dir (Paris,
1844).
Metinde geçen önemli Latince sözcük, terim ve olaylar dipnotlarla
açıklanmış, bunlardan bazıları ayrıca eserin sonunda Lügatçe olarak derlenmiştir.
Çeviride özel isimlerin ve coğrafi adların yazılışında, bağlam uyarınca, kimi
zaman Türkçe kimi zaman da kendi dili tercih edilmiştir. Köşeli ayraç içindeki ifadeler
çevirmenin tasarrufu olup, cümleyi tamamlayıcı ve destekleyici ilavelerdir.
Gerek lisans gerekse lisansüstü dönemimizde bizlere büyük emek
veren değerli hocalarımız Prof. Dr. Bedia Demiriş, Prof. Dr. Çiğdem Dürüşken ve
Doç. Dr. Çiğdem Menzilcioğlu’na ve desteğini esirgemeyen aileme teşekkürlerimi
bir borç bilirim.
Ankara, 2025
Quintus Septimius Florens
Tertullianus
Tam adı Quintus Septimius Florens
Tertullianus’tur. Kartaca’da (Carthago) pagan bir ailenin çocuğu olarak doğmuştur. Doğum
yılı için birçok kaynakta 160 yılı verilmekle birlikte, Ortaçağ’da yaşamış bir Fransız
din adamı ve teolog olan Pierre d’Ailly bu tarihi 145-150
arası olarak tahmin eder. Tertullianus’un babası Roma eyalet valisinin hizmetinde bir komutan
(centurio) idi. Kartaca’da iyi bir klasik eğitim
gördüğü, kamuda görev yapmak üzere yetiştirildiği
ve parlak hitabet yeteneği ve hukuk bilgisiyle dikkat
çektiği kaydedilir. Paganlıktan Hıristiyanlığa geçiş
tarihi de, doğum tarihi gibi bir tartışma konusu olup 185 ile 196 yılları
arasında tarih verilmektedir. Hıristiyanlığı kabulünün kendi şehri Kartaca’da gerçekleştiği ve kısa bir müddet sonra da din adamlığına terfi edildiği
anlaşılmaktadır.
200 yılına değin sert bir doktriner ve tefsirci olarak dikkat çeker.
Aziz Hieronymus’a göre Apollinaris Claudius’tan sonraki ilk Latin Hıristiyan yazarıdır. Ölüm yılı için çoğu
kaynaklar 220-222 arasını göstermekle birlikte bu tarihi 240 yılına kadar götüren
biyografilere rastlanır.
Latince diliyle yazılı son derece sığ ve
yetersiz olan Hıristiyan teoloji külliyatını (keza 2. yüzyıla değin
bu türün yazı dili Grek Patristiği’nin dili olan Eski Yunancaydı), yazdığı sayısız eserle zenginleştirmiş ve onun attığı temellerden faydalanan Cyprianus ve Augustinus gibi diğer Kuzey Afrikalı
aziz ve âlimler bunu daha ileri taşımıştır. Ancak 200’den sonra Roma
Katolik Kilisesi ile yaşadığı anlaşmazlıktan dolayı yön
değiştirerek, peygamber iddiasındaki bir din adamının kurucusu olduğu
Montanist akımın etkisine girdi ve bu tarikatın mistik, çileci, sofu ve Katolik otorite tarafından dinden sapma olarak addedilen akideleri
benimsedi. Bununla da yetinmeyip hayatının sonlarına
doğru kendi adıyla
anılan bir tarikat kurduğu, bunun takipçilerine de “Tertullianist” dendiği kayıtlarda
belirtiliyor. Bir dönem Roma’ya gittiği
fakat orada uzun bir süre kalmadığı, ömrünün önemli bir kısmını Kartaca’da geçirdiği
de biliniyor.
197 ile 202 yılları arasına
tarihlenen bu eseri Apologeticus’un yanısıra, felsefe tarihi açısından ilginç olan ve iyi
bilinen De Praescriptione Haereticorum (“Heretiklerin Hükümleri”) ve De
Anima (“Ruh Üzerine”) isimli kitapları da
vardır. Diğer
yapıtları
arasında; De Spectaculis, Ad Nationes I-II, De
Carne Christi, De Pallio, De Oratione, De Pudicitia, De Patientia, De
Idololatria, De Fuga in Persecutione bulunur.
Levent Keskin
1987 yılında ODTÜ, İdari Bilimler Fakültesi, Siyaset Bilimi ve
Kamu Yönetimi Bölümü’nden mezun oldu. Özel sektörde çalıştı. 2003-2007 yılları
arasında İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Eskiçağ Dilleri ve
Kültürleri, Latin Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde lisans programını bitirdi. Aynı
üniversitenin Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde “Sürgün Sonrası Eserlerinde
Ovidius’un Ruh Hali ve İmparator Augustus ile Çatışması” tezi ile 2010 yılında
yüksek lisans, “Urbanitas’ı Anlamada Petronius’un Satyricon’u Üzerine Bir
Karakter Çözümlemesi” tezi ile de 2015 yılında doktora programlarını tamamladı.
Latinceden Genç Plinius’un Mektupları (I-IV) (2018), Attika Geceleri
(Seçmeler) (2021), Kısa Roma Tarihi (2022), İyilikler Üzerine
(2023) ve Zihnin Tanrıya Yolculuğu (2024) çevirileri Doğu Batı
tarafından yayınlandı.