• Yerçekimi ve İnayet

Yerçekimi ve İnayet

  • 155,00 TL
  • 108,50 TL


  • Stok Durumu: Stokta var
  • 24 Saatte Kargoda

Albert Camus “zamanımızın tek büyük ruhu” olarak selâmlar Simone Weil’i. Birçok sadık Weil okurunun söylediği gibi, zamanın tek büyük yüreği ve saf ışığı… İnsanın sefaletini ve düşkırıklığını Pascal’dan sonra dile getiren belki en derin seslerden biridir Simone Weil. Onda düşüncenin kendisi hiçbir zırha bürünmez, tam anlamıyla duru ve çıplaktır. Yalnızca içsel arınma arzusu taşır. Yüce alçakgönüllülükle dökülür her şey. Weil’deki cümleler ruh için doğaüstüne taşınan bir besindir ve âdeta gnostiklerin ‘seçilmiş’ yazgısında erir. Bir yönüyle umut kırıcı ve zor bir mesafedir bu. Anlamak ve anlaşılmak için hakiki bir tinselliğe gereksinim vardır. Gene de inayeti dilemek yerçekimi yasasına aykırı bir fiili içermez ve bizi tüm hayalî kahramanlıklardan, sözde dindarlıktan ve dünyevî ödüllerden kurtarır. Sonuçta, insan saf ışıktan beslenmeyi bilmiyorsa eğer, tüm yanlışlıklar birbirine denk düşmeyecek midir?

Simone Weil tüm dehasını küçümseyerek yazmıştır. Tanrı, aşk, zaman, hiçlik, ben, bağlılık, boşluk, güç, acı vb. kavramları sıra dışı bir yaşam deneyimiyle açımlar. Her birinde lütfun güzelliğini ama o ölçüde de tehlikeyi ve sürekli düşüşü göstererek…

Yerçekimi ve İnayet, Weil’in düşüncelerini yansıtan en önemli kitabıdır.


  • Yazar: Simone Weil
  • Kitabın Başlığı: Yerçekimi ve İnayet
  • Orijinal Başlık: La pesanteur et la grâce, (1947) [1988]
  • Çeviren: M. Mukadder Yakupoğlu [Fransızca]
  • Redaksiyon: Murat Erşen [Fransızca]
  • Yayına Hazırlayan: Taşkın Takış
  • Kapak Tasarımı: Harun Ak
  • Dizi Bilgisi: Doğu Batı Yayınları - 230; Felsefe Dizisi - 66
  • Basım Bilgileri: 2. Basım, Ekim 2021 / 1. Basım, Şubat 2019
  • Sayfa Sayısı: 207
  • ISBN: 978-605-2133-72-9
  • Kapak Resmi: Sandro Botticelli, Mistik Doğuş, 1500-1501.
  • Boyutları: 13,5 x 21

Elli Yıl Sonra, Ek Önsöz

Önsöz

Yerçekimi ve İnayet

Boşluk ve Ödünleme

Boşluğu Kabul Etmek

Terk-i Dünya

Boşluğu Dolduran Hayal Gücü

Zamandan Vazgeçme

Nesnesiz Arzulamak

Ben

Yaratımın Feshi

Silinme

Zorunluluk ve İtaat

Yanılsamalar

Puta Tapma

Aşk

Kötülük

Mutsuzluk

Şiddet

Çarmıh

Terazi ve Kaldıraç

İmkânsız

Çelişki

Zorunlu ile İyilik Arasındaki Mesafe

Rastlantı

Sevilmesi Gereken Ortada Yoktur

Arındırıcı Tanrıtanımazlık

Dikkat ve İstenç

Terbiye Etme

Zekâ ve Lütuf

Okumalar

Gyges’in Yüzüğü

Evrenin Anlamı

Metaxu

Güzellik

Cebir

Toplumsal Damga…

Koca Hayvan

İsrail

Toplumsal Ahenk

Çalışmanın Mistisizmi

 

Elli Yıl Sonra, Ek Önsöz

 

Yarım yüzyıl önce yazılan bu satırlara ne ekleyebilirim?

Tin için, ışık ve ruh için besin olan Simone Weil’in yapıtının güncelleştirilmeye gereksinimi yoktur, çünkü bu yapıt, bütün zamanların ve bütün yerlerin dışına taşan varlığın doruğundan çıkmaktadır. Platon veya Marcus Aurelius’un bir düşüncesine, Aiskhylos’un bir dizesine veya bir Shakespeare kahramanının çığlığına nasıl tarih koyabiliriz? Aynı şey Simone Weil için de söz konusudur. Gerçek ışık sönmez ve gerçek kaynakların yenilenmeye gereksinimleri yoktur.

Ve kim zaman-dışı diyorsa aynı zamanda evrensel demek istiyordur. Simone Weil’in ilk kitabını topluma sunmanın hak edilmemiş ayrıcalığına sahip olmam bana dünyanın dört bir tarafından gelen sayısız tanıklıklar sağladı. Ve bu tanıklıklar içinde beni en çok etkileyen taraf, onların köken, toplumsal sınıf, kültürel ortam vb. bakımından birbirlerinden çok farklı insanlardan gelmeleri ve hepsinin, o güne kadar çaresizce bekledikleri içsel bir gerçeğin açığa çıkışını buldukları bir yapıtı okuyunca ruhlarının en derin yerlerinden etkilenmeleriydi.

Tarihin hızlanmasının çok sayıda put yarattığı ve yok ettiği yüzyılın bitmekte olduğu bu dönemde, bu kitap, gitgide artan bir şekilde, “Tanrı’ya sahip olabilen hiçlik” olarak yerçekimiyle köleleşen ve Tanrı’nın lütfuyla özgürleşen ebedi insana, bir ebediyet mesajı olarak görünmektedir.

 

Gustave Thibon
Aralık 1990

 

Simone Weil (3 Şubat 1909 – 24 Ağustos 1943)

Yirminci yüzyılın sıra dışı Fransız düşünürü ve toplum felsefecisi. Zengin Yahudi bir ailesinde dünyaya geldi. Ünlü matematikçi André Weil’in küçük kız kardeşidir. Simone Weil, henüz altı yaşında Fransız şair Jean Racine’in şiirlerini okuyabiliyordu, on iki yaşında da Yunancayı öğrenmişti. Henri IV Lisesi’nde ünlü filozof Alain’in öğrencisi oldu ve burada École Normale Supérieure’e hazırlandı. Sağlam bir felsefe ve klasik filoloji eğitiminden geçen Weil, Le Puy, Auxerre, Roanne, Bourges ve Saint-Quintin’de, çeşitli okullarda felsefe dersleri verdi. Grev sözcülüğü gibi okul dışı etkinliklere katılma, hastalardan daha fazla yemeyi reddetme, sol eğilimli dergilere yazma gibi nedenlerle çevresiyle sık sık anlaşmazlığa düştü ve iş değiştirmek zorunda kaldı. Ağır sanayide çalışmanın psikolojik etkilerini öğrenmek amacıyla bir otomobil fabrikasına girerek bir süre işçi kadınlarla birlikte yaşadı (1934-35). 1936’da Zaragoza yakınlarında İspanya İç Savaşı için eylem hazırlığı yapan bir anarşist gruba katıldı; antimilitarist görüşlerinden dolayı silah kullanmak istemediğinden kampın aşçısı oldu. Simone Weil zamanla mistik düşünceye derin bir ilgi duydu. Yahudi bir aileden gelmekle birlikte varoluşçu Hıristiyan düşüncesini benimsedi. II. Dünya Savaşı sırasında Paris’in Almanlar tarafından işgal edilmesinden sonra Marsilya’ya gitti; Direniş Hareketi yanlısı Cahiers du Sud gibi dergilerde yazdı. 1942’de ailesiyle ABD’ye gitti, oradan İngiltere’ye geçerek Fransız Direniş Hareketi için çalıştı. Alman işgali altındaki Fransız yurtseverleriyle özdeşleşmek amacıyla başlattığı açlık grevi sonucunda erken yaşta öldü. Weil’in en önemli yapıtı, dünyadaki her şeyin boşluğa bırakılan cisimler gibi düştüğünü ve yalnızca inayet (grâce) ile yükselebileceğini savunduğu kitabı Le pesanteur ve la grâce’tır (Yerçekimi ve İnayet). Diğer önemli yapıtları La connaissance surnaturelle (1949), L’Enracinement (1950) ve La condition ouvrière’dir (1951).

M. Mukadder Yakupoğlu

Yazar ve çevirmen. 1 Şubat 1951 Giresun doğumlu. Galatasaray Lisesi’ni (1970) ve İstanbul Üniversitesi’ni (1974) bitirdi. Lise yıllarında sosyal bi­limlere ve Fransızcaya ilgi duydu. Ancak 1968 olayları sırasında geçirdiği depresyondan sonra hayata bakış açısı değişti ve çalışmaları felsefeye yö­neldi. Felsefi alandaki yazıları başta Doğu Batı Dergisi olmak üzere çe­şitli dergilerde yayımlanmıştır. Felsefe ve edebiyat alanında 21 adet eseri Türkçeye çevirmiştir. EserleriVaroluşun Anlamı (1995); Ahlâk ve Şid­det (Göçebe Yayınları 1997); Varoluş, Ahlâk ve Ölüm (İlk basım Mor Yayınları, 2001). Çevirdiği Eserlerden Bazıları: George Bataille, Eros’un Gözyaşları (Göçebe, 1997); Henri-Frédéric Amiel, Günce I-II (Mor, 1999); George Bataille, Lanetli Pay (Mor, 1999); Pierre Klossowski, Nietzsche ve Kısırdöngü (Kabalcı, 1999); Nietzsche Üzerine (Kabalcı, 2000); George Bataille, İç Deney (YKY, 2003); Stendhal, Aşk Üzerine (Adam, 2003); Henri Bergson, Ahlâkın ve Dinin İki Kaynağı (Doğu Batı, 2004); Søren Kierkegaard, Ölümcül Hastalık Umutsuzluk (Doğu Batı 2004); Armand Cuvillier, Felsefe Yazarlarından Seçilmiş Metinler (Doruk, 2008); Simone Weil, Yerçekimi ve İnayet (Doğu Batı, 2019).