Keşke Hiç Olmasaydık: Var Olmanın Kötülüğü
- 230,00 TL
-
161,00 TL
- Stok Durumu: Stokta var
- 24 Saatte Kargoda
Dünyaya gelme bahtsızlığı büyük bir kötülük ve telafisi mümkün olmayan bir zararı içinde taşır. Bunu felsefenin şimdiye kadar kulaklara hoş gelen, yürekleri teselli eden tatlı ve melankolik sesiyle değil, son derece katı ve mantıki bir dille savunur kitabın yazarı David Benatar. Ve iflah olmaz iyimserlere fena sürprizleri vardır. Çünkü bütün hayatlar göründüğünden çok daha fazla acı bir tecrübeye sahiptir. Sürekli yükseltilmeye çalışılan mutluluk, zevk ve keyif standartları rakamlara döküldüğünde derin bir içsel sefaleti ve mutsuzluğu gizler. Yeryüzüne adım atmış olmakla insan esasen katlanamayacağı ıstıraplara gebe kalmıştır. Bu yüzden gelecek adına ideal nüfus “sıfır” olmalıdır ve mesken tutulan bu dünya hayal kurmak ve temelinde çocuk yapmak için hiç de güzel bir yer değildir.
“Sonunda Eyüp ağzını açtı ve doğduğu güne lanet edip şöyle dedi: Doğduğum gün yok olsun, ‘Bir oğul doğdu’ denen gece yok olsun. Karanlığa bürünsün o gün… zifiri karanlık yutsun o geceyi… Çünkü… anamın rahminin kapılarını üstüme kapamadı. Neden doğarken ölmedim, rahimden çıkarken son soluğumu vermedim?”
- Yazar: David Benatar
- Kitabın Başlığı: Keşke Hiç Olmasaydık: Var Olmanın Kötülüğü
- Orijinal Başlık: Better Never to Have Been: The Harm of Coming into Existence
- Çeviren: Cansu Özge Özmen
- Yayına Hazırlayan: Taşkın Takış
- Kapak Tasarımı: Harun Ak
- Dizi Bilgisi: Doğu Batı Yayınları - 218; Felsefe Dizisi - 64
- Basım Bilgileri: 3. Basım / Mart 2023 [1. Basım / Kasım 2018]
- Sayfa Sayısı: 258
- ISBN: 978-605-2133-50-7
- Kapak Resmi: Ferdinand Hodler, Sükût-u Hayale Uğrayanlar, 1892
- Boyutları: 13,5 x 21
Önsöz
I. Giriş
Kim O Kadar Şanslı ki?
Üreme Karşıtlığı ve Üreme Yanlısı Önyargı
Kitabın Ana Hatları
Okur Rehberi
II. Dünyaya Gelmek Neden Her Zaman Zararlıdır?
Dünyaya Gelmek Hiç Zararlı Olabilir mi?4
Yaşamaya Değer
Hayatlar ve Yaşamaya Değmez Hayatlar
Başlamaya
Değer Hayatlar ve Devam Etmeye Değer Hayatlar
Var Olmak Neden Her Zaman Zararlıdır?
Haz ve Acı
Asimetrisi
Var Olmayı
Hiç Var Olmamakla Karşılaştırmak
Başka
Asimetriler
Kendi
Varoluşuna Hayıflanmamaya Karşı
III. Var Olmak Ne Kadar Kötü?
Yaşam Kalitesi Neden Hayattaki İyi ve Kötünün
Farkına Eşit Değil?
Neden Kişinin Kendi Yaşam Kalitesi Değerlendirmesi
Güvenilir Değil?
Yaşam Kalitesiyle İlgili Üç Görüş ve Yaşamın
Onları Geçersiz Kılışı
Hedonistik
Kuramlar
Arzuları
Gerçekleştirme Kuramları
Nesnel
Liste Kuramları
Üç Görüş
Hakkında Sonuç Niteliğinde Yorumlar
Acıyla Dolu Bir Dünya
IV. Çocuk Yapmak: Üreme Karşıtı Görüş
Üremek
Üreme
Sorumluluğunun Yokluğu
Ürememe
Sorumluluğu Var mıdır?
Üreme Özgürlüğü
Sözde
Hakları Anlamlandırmak
Hakları
Otonomi Temeline Dayandırmak
Hakları Faydasızlık Temeline
Dayandırmak
Hakları
Anlaşmazlık Temeline Dayandırmak
Hakları
Makul Anlaşmazlık Temeline Dayandırmak
Engellilik ve Tatminsiz Yaşam
Özdeşsizlik
Sorunu ve Engelli Hakları İtirazının Ayırımı
“Engelliliğin Toplumsal İnşası” Argümanı
“İfade
Etme” Argümanı
Engelli
Hakları Argümanlarına Yanıtlar
Tatminsiz
Yaşam
Yardımla Üreme ve Yapay Döllenme
Üreme Etiği
ve Cinsel Etik
Doğum
Trajedisi ve Jinekoloji Ahlâkı
Potansiyel İnsanı Araç Olarak Görmek
V. Kürtaj: “Ölüm Yanlısı” Görüş
Dört Çeşit Çıkar
Hangi Çıkarlar Ahlâki Açıdan Anlamlıdır?
Bilinç Ne Zaman Ortaya Çıkar?
Varoluşun Devamındaki Çıkar
Altın Kural
“Bizimki Gibi Bir Gelecek”
Sonuçlar
VI. Nüfus ve Soyun Tükenmesi
Aşırı Nüfus
Nüfusla İlgili Ahlâki Kuram Sorunlarını Çözmek
Profesör Parfit’in Nüfus Problemleri
Üreme Karşıtlığı
Neden X Kuramı Olmaya Uygun Bir Aday?
Sözleşmecilik
Soyun Aşamalı Tükenmesi
Nüfusu
Azaltmak Ne Zaman Yaşam Kalitesini Azaltır?
Nüfusu Sıfıra
İndirmek
Soyun Tükenmesi
Soy
Tükenmesinin İki Yolu
Soyun
Tükenmesiyle İlgili Üç Kaygı
VII. Sonuç
Sezgisel İtirazlara Yanıt
İyimsere Yanıt
Ölüm ve İntihar
Dinî Görüşler
Mizantropi ve Filantropi
Kaynakça
Dizin
Önsöz
Her birimiz dünyaya
getirilmiş olmakla zarar gördük. Bu göz ardı edilebilir bir zarar da değil;
çünkü en iyi yaşamların bile kalitesi oldukça düşük, çoğu insanın kabul
edeceğinden çok daha düşük. Tabii ki kendi varoluşumuza engel olmak için artık
çok geç fakat gelecek nesillerin varoluşuna engel olmak için hâlâ zamanımız
var. Yeni insanları dünyaya getirmek ahlâki açıdan sorunlu. Bu kitapta, bu
önermeleri savunuyorum ve neden bunlara yaygın olarak verilen tepkilerin –öfke
olmasa da şüphecilik– hatalı olduğunu gösteriyorum.
Savunduğum görüşlere derin
bir direnç olduğu göz önünde bulundurulduğunda, bu kitabın ya da içerdiği
iddiaların bebek yapmak konusunda herhangi bir etki sağlayacağı konusunda
hiçbir beklentim yok. Üreme, yılmayarak devam edecek ve çok büyük miktarda
zarara sebep olacak. Yani bu kitabı, dünyada daha ne kadar insan olacağı
konusunda bir fark yaratacağı sanrısıyla değil, söyleyeceklerimin kabul edilip
edilmemesinden bağımsız olarak, söylenmesi gerektiği fikriyle yazdım.
Birçok okur, iddialarımı
reddedecek ve bunu iddiaların üzerine düşünmeden yapacak. Popüler olmayan bir
görüşü reddederken, kişinin tepkilerinde aşırı özgüvenli olması oldukça kolay.
Bu, kısmen, tutuculuğu savunurken kişinin fikirlerini meşrulaştırmaya daha az
ihtiyaç duymasıyla kısmen de tutucu görüşlerin eleştirilerinin sık
rastlanmamaları nedeniyle tahmin edilmelerinin daha zor oluşuyla açıklanabilir.
Kısmen de ne kadar nadir olduğu düşünüldüğünde, tutuculuğa eleştirel yaklaşanların
karşı tepkilerinin tahmin edilmesinin daha güç olmasıyla.
Bu kitapta sunduğum
iddialar daha önceki versiyonlara verilen eleştirel yanıtların yardımıyla
zenginleştirildi. American Philosophical Quarterly’de anonim
eleştirmenler, kaydadeğer itirazlar sunarak beni, ilk versiyonları geliştirmeye
zorladı. Bu dergide yayımlanan iki makale, kitabın ikinci bölümünün temelini
oluşturdu ve onları kullanmama izin verildiği için de müteşekkirim. O
makaleler, özellikle kitabı yazarken, geçtiğimiz yıllarda aldığım birçok yorum
sonucunda yeniden yazılarak geliştirildi. Cape Town Üniversitesi’ne 2004’te
bana verdikleri ve o esnada bu kitabın dört bölümünü yazdığım bir dönemlik izin
için minnettarım. Çeşitli bölümlerden materyali, Cape Town Üniversitesi Felsefe
Bölümü; Grahamstown, Güney Afrika’da Rhodes Üniversitesi; Sidney, Avustralya’da
Yedinci Dünya Bioetik Kongresi; Amerika’daki Minnesota Üniversitesi Bioetik
Merkezi ve Birmingham’da Alabama Üniversitesi Felsefe Bölümü’ndeki forumlarda
sundum. Buralardaki aydınlatıcı tartışmalar için kendilerine minnettarım.
Diğerlerinin yanısıra faydalı yorumları ve önerileri için, Andy Altman, Dan
Brock, Bengt Brülde, Nick Fotion, Stephen Nathanson, Marty Perlmutter, Robert
Segall, David Weberman, Bernhard Weiss ve Kit Wellman’a teşekkür ediyorum.
Oxford Üniversitesi
Yayınevinden iki editöre; David Wasserman ve David Boonin’e teşekkür borçluyum.
Ayrıntılı yorumlar yaparak, yayımlanan çalışmaya verilebilecek eleştirel
yanıtları öngörmeme yardımcı oldular. Taslağı düzelterek bu yorumlara yanıt
vermeye çalıştım. Yanıtlarım onları ikna etmese de, kitap onların itirazlarını
değerlendirdikten sonra daha iyi bir hal aldı. Fakat her zaman geliştirilecek
yönleri olduğunun farkındayım ve keşke bunları sonra değil de (ya da hiçbir
zaman öğrenmemektense) şimdi öğrenebilsem.
Son olarak, annem, babam
ve kardeşlerime yaptıkları her şey için teşekkür ederim. Bu kitap onlara
adanmıştır.
Cape Town
9 Aralık 2005
DB
David Benatar
Güney Afrikalı David Benatar 1966’da doğmuştur. Cape Town Üniversitesi’nde felsefe profesörüdür. En ünlü eseri olan Keşke Hiç Olmasaydık: Var Olmanın Kötülüğü (2006) dışında bazı eserleri The Second Sexism: Discrimination Against Men and Boys (2012), David Wasserman ile beraber yazdığı Debating Procreation: Is it Wrong to Reproduce? (2015) ve The Human Predicament: A Candid Guide to Life’s Biggest Questions (2017)’dır. Keşke Hiç Olmasaydık: Var Olmanın Kötülüğü, Benatar’ın Türkçeye çevrilen ilk eseridir. David Benatar, dünyaya gelmenin her zaman beraberinde ciddi bir zarar getirdiğine inanır. İnsanın hayatındaki “iyi şeyler”, hayatının nispeten iyi geçmesini sağlasa da, insan dünyaya gelmediği takdirde bu “iyi şeyler”den zaten mahrum kalmayacaktır. Yazar “üreme karşıtı” (anti-natalist) görüşü savunur –çocuk yapmanın her zaman yanlış olduğunu– ve üreme karşıtı görüşle, fetüsün ahlâki statüsüyle ilgili olan kürtaj hakkı yanlısı görüşü birleştirerek kürtaj hakkında “ölüm yanlısı” (gebeliğin erken dönemlerinde) görüşten yanadır. Üreme karşıtlığı aynı zamanda insanlığın soyunun tükenmesini de getirecektir. Çoğu insan için içgüdülere ve sezgilere aykırı olsa da yazar, vardığı sonucu nüfusla ilgili birçok ahlâk kuramı açmazını çözümleyerek sunar. Aynı zamanda vegan olan Benatar, veganizm konusundaki tartışmalara da katkıda bulunmuştur.
Cansu Özge Özmen
1982 yılında İstanbul’da doğmuştur. 2004 yılında Bilkent Üniversitesi Amerikan Kültürü ve Edebiyatı Bölümü’nde lisans eğitimini tamamladıktan sonra, yüksek lisans derecesini Amerikan Çalışmaları alanında Heidelberg Üniversitesi’nden, doktora derecesini de Bremen Jacobs Üniversitesi’nden almıştır. Namık Kemal Üniversitesi, İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır. Kitabın yazarı gibi kendisi de bir vegandır ve tüm canlıların yaşam hakkını savunan, hayvan özgürlüğü aktivistleri arasındadır.