• Latin Dili Üzerine

Latin Dili Üzerine

  • 150,00 TL
  • 105,00 TL


  • Stok Durumu: Stokta var
  • 24 Saatte Kargoda

‘Romalıların en eğitimlisi’ olan Marcus Terentius Varro bu eserde dilin doğasını incelemeye koyuluyor. Dilin kurallı bir yapı olup olmadığını tartışan Varro, inceleme sahasını her ne kadar kendi anadili olarak belirlese de her dile uygulanabilecek birçok mantık ilkesi de sunuyor. Bu metin, Antikçağ’da var olduğunu bildiğimiz ama Eski Yunan’daki filolojik izlerine ulaşamadığımız en önemli dil tartışmalarından olan benzeşim (analogia)-ayrışım (anomalia) tartışmasına dair tek derli toplu metin olma özelliğini de taşıyor. Varro eserde, tartışmanın her iki tarafına ait savları da aktarıp son olarak kendisinin bu tartışmaya dair fikirlerini örneklerle açıklıyor.

Bazıları kullanım bağlamındaki doğal ereklerin kullanışlılık ve zevk amaçlı olmak üzere iki katmanlı olduğunu öne sürebilir. Zira giyinmeyi sadece soğuktan korunmak için değil, aynı zamanda soylu bir görünüme kavuşmak için isteriz. Bir ev sahibi olmayı yalnızca bir çatı altında sağ salim barınma zorunluluğundan değil, aynı zamanda dünyevi hazzı sürdürebilmek için de dileriz. Kap kacağımızın yalnızca erzakımıza yetmesini değil, aynı zamanda göze hoş gelmesini ve bir sanatçının elinden çıkmasını arzu ederiz. Çünkü biri insanı (homo), diğeri insanlığı (humanitas) tatmin eder. (Varro, Ling. viii.16)


  • Yazar: Marcus Terentius Varro
  • Kitabın Başlığı: Latin Dili Üzerine
  • Latince Özgün Metin: De Lingua Latina
  • Çeviren: A. Doğucan Hanegelioğlu [Latince]
  • Yayına Hazırlayanlar: Taşkın Takış - Ufuk Coşkun
  • Kapak Tasarımı: Harun Ak
  • Dizi Bilgisi: Doğu Batı Yayınları - 310; Edebiyat Dizisi - 74
  • Basım Bilgileri: 1. Basım: Ağustos 2021
  • Sayfa Sayısı: 181
  • ISBN: 978-625-7030-55-7
  • Boyutları: 13,5 x 21

Önsöz

Kısaltmalar

Sunuş – Marcus Terentius Varro

De Lingua Latina Hakkında

Okur için Bazı Terim ve İfadelere Dair Açıklamalar


Latin Dili Üzerine

Kitap 8
Benzeşim Karşıtı Savlar

Kitap 9
Benzeşim Yanlısı Savlar

Kitap 10
Varro’nun Görüşleri

Kaynakça

Önsöz

 

2016’da İstanbul Üniversitesi’nde Latin Dili ve Edebiyatı bölümünde yüksek lisans yaparken yakından inceleme fırsatı bulduğum De Lingua Latina’yı çevirmeye o yılın sonunda karar vermiştim. İlk olarak amacım, eserin günümüze ulaşan altı kitabını da çevirmekti. Gelgelelim zaman içerisinde metinle haşır neşir oldukça etimolojinin anlatıldığı ilk üç kitaptan çok, Latin dilinin dilbilgisine ve benzeşim (analogia) tartışmasına dair veriler içeren son üç kitaba ağırlık verdim. Benzeşim konusu bu üç kitapta somut olarak Latince üzerinden tartışılsa da genel olarak dilbilimden dil felsefesine değin birçok alana dair öncül yaklaşımlar da bulunuyor. Hem çağdaşları hem ardılları tarafından birçok kez “Romalıların en eğitimlisi (vir Romanorum eruditissimus)” olarak anılan Marcus Terentius Varro’nun özellikle kendine has bir dil anlayışı olması bu eseri daha da çekici kıldı. Öyle ki Varro’nun dil anlayışı kendi içinde olabildiğince mantıklıydı. Kendi kurduğu geometrik anlayışta dildeki her kelimeyi bir şekilde kendi kalıplarına oturtuyordu ve bu bölümlemeler kendi içinde mantıklıydı. Sofistlerden ve Aristoteles’ten başlayıp Modistlere kadar geçen süredeki dil ikliminde tamamen kendi senteziyle bir sistem tasarlayan Varro’nun görüşleri bu açıdan oldukça dikkatimi çekti.

İlk üç kitapla son üç kitap arasındaki bağlantının pek bir kuvvetli olmamasından, farklı konular üzerine yazılmasından dolayı yalnızca son üç kitabın çevirisini yapmaya karar verdim. Gene yüksek lisans tezimde de bu son üç kitap üzerinden, Varro’nun benzeşim-ayrışım tartışması üzerine fikirlerini irdeledim.

Tez yazım sürecinde, bu üç kitabın çevirisi 2019 yılında bitmişti. 2019’un Haziranı’nda tezim jüri tarafından kabul görüp yüksek lisans sürecim bittikten sonra metni yeniden ele aldım. Çeşitli düzenlemelerle son halini aldı ve yayına hazır bir hale geldi. De Lingua Latina’nın özellikle Klasik Filoloji öğrencileri için oldukça önemli olduğu kanaatindeyim. Çünkü Varro, Latincenin faal olarak konuşulduğu bir dönemde bu eseri kaleme almıştı. Çağdaş eserlerin yanında Varro dile hem felsefi hem teknik olarak yaklaştı. Haliyle bu eser, yapısı itibarıyla klasik eserler arasında da Latinceyi aktarma konusunda önemli. Bu eser, ele aldığı konuları sadece temel düzeyde ele alsa da Klasik Filoloji öğrencileri dışında dilbilimle, dil bilgisiyle ve genel olarak dille ilgilenen herkesin okuyup bir şeyler çıkarabileceği bir eser.

Bu çeviriyi yaparken kullandığım edisyon Loeb serisinden çıkan, “Varro On The Latin Language: C.2, ed. Roland G. Kent, Londra, Heinemann, 1938” künyeli edisyondur. Eser Latince özellikli bir eser olduğu ve dille ilgili yer yer teknik konuları içerdiği için çeviride üslup bakımından metnin aslına sadık kalmaktan çok Türkçedeki anlaşılabilirliğe dikkat ettim. Konu bağlamında önem teşkil eden Latince kavramları, Varro’nun metin boyunca verdiği Latince kelime örneklerini olduğu gibi koruyup parantez içinde Türkçe karşılıklarını verdim. Buna mukabil Türkçede tam karşılığı olan dilbilgisi terimlerini Türkçeleştirdim. Latin diline has dilbilgisi kavramlarınıysa olduğu gibi bırakarak dipnotlarda niçin o şekilde kaldıklarını açıkladım. Eski Yunanca kelimeleri metinde transliterasyonlarıyla verip parantez içinde Eski Yunan harfleriyle yazılışını ve anlamlarını verdim. Okunduğunda anlaşılması zaman alacak bazı bağlantılara dair, dipnotlarda açıklamalar yaptım. Metinde sıklıkla geçen ve çevirisi kafa karışıklığı yaratabilecek kelimeleri sunuş kısmının sonunda açıkladım. Kullandığım edisyonda, verdiği bilgilerin hâlâ geçerli olduğunu düşündüğüm dipnotları aynen çevirdim. Bunun dışında kendiliğimden eklediğim dipnotları çevirmen notu olarak işaretledim. Roland Kent’in verdiği dipnotlara yaptığım eklemeler oldu. Bu dipnotlara eklemeler yapmış olsam da bunları çevirmen notu olarak değil, Kent’in verdiği dipnotlar olarak yansıttım.

Son olarak, öncelikle hayatımın her ânında arkamda hissettiğim anneme teşekkür ediyorum. Ardından bu çalışmanın ortaya çıkmasında büyük emeği olan, her şeye rağmen bana inanan, beni destekleyen ve her daim yardımcı olan Prof. Dr. Bedia Demiriş’e, bakış açısı ve ilgisiyle bana ilham kaynağı olan Dr. Ekin Öyken’e ve sorduğum sorulara her daim en kısa sürede cevap veren, birçok kez de yolumu bulmamı sağlayan, Udine Üniversitesi’nden Prof. Dr. Renato Oniga’ya şükranlarımı sunuyorum.

 

A. Doğucan Hanegelioğlu
İstanbul, 2020

 

Ahmet Doğucan Hanegelioğlu

1987 yılında İstanbul’da doğdu. İlk ve orta öğretimini Zeynep Kâmil İlköğretim Okulu’nda, Lise eğitimini İntaş Lisesi’nde tamamladı. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde Türk Dili ve Edebiyatı, İstanbul Üniversitesi’nde Latin Dili ve Edebiyatı bölümlerinde okudu. Latin Dili ve Edebiyatı bölümünde 2015’te lisans, 2019’da yüksek lisans eğitimini tamamlayıp mezun oldu.

Marcus Terentius Varro

Marcus Terentius Varro, MÖ 116’da Roma Cumhuriyeti’nin Sabini bölgesindeki Reate (günümüzde Rieti, İtalya) kentinde doğdu. Yaygın kabule göre ailesi equites (süvari) sınıfına mensuptu. Erken yaştan itibaren edebiyat eğitimine başlayan Varro, Roma’da ünlü gramerci Lucius Aelius Stilo’dan, daha sonra Atina’da Aşkelonlu Antiokhos’tan eğitim aldı. Politik yaşamında bir Gnaeus Pompeius Magnus taraftarıydı ve onun partisinin bünyesindeyken birçok memuriyette bulundu. Caesar ile Pompeius arasındaki iç savaşta, MÖ 49 yılında Caesar’a karşı son kez savaşıp kaybetti ve Caesar’a teslim olup af diledi. Caesar tarafından bağışlanıp tekrar Pom­peius saflarına katıldı ancak savaşlarda doğrudan yer almadı. Pharsalus Savaşı sonrasında Marcus Antonius tarafından mülküne ve kütüphanesine el konsa da Caesar tarafından yeniden affedilerek mülkünün bir kısmı kendisine iade edildi. Varro’nun entelektüel seviyesinin farkında olan Caesar ondan faydalanma niyetindeydi. Latince ve Yunanca eserlerin toplanacağı bir kütüphane kurup başına Varro’yu geçirmek isteyen Caesar MÖ 44 yılında suikasta kurban gidince bu düşünce gerçekleşmedi. Caesar’ın ölümünden sonra bütün mülküne ve kütüphanesine Marcus Antonius tarafından yeniden el kondu. Octavianus’un (daha sonra İmparator Augustus) araya girmesiyle canı bağışlandı ve ömrünün son yıllarını edebî çalışmalarıyla geçirdi. Hem çağdaşları hem ondan daha sonra yaşayanlar tarafından ‘Romalıların en eğitimlisi (vir Romanorum eruditissimus)’ olarak anıldı. MÖ 27 yılında hayata veda etti.