Tanrıların Doğası
- 215,00 TL
-
150,50 TL
- Stok Durumu: Stokta var
- 24 Saatte Kargoda
Tanrıların Doğası adıyla Türkçeye kazandırılan Marcus Tullius Cicero’nun de Natura Deorum adlı yapıtında Klasik Yunan döneminde temelleri atılan ve gelişen, ardından Roma Döneminde de kabul gören ancak yeterince açık olmayan felsefi düşünceler bir kez daha açıklanmıştır.
Latin Dilinin tüm inceliklerini bilen usta bir hatip olmasının yanı sıra toplumda uzlaşmaya ve uyuma önem veren Cicero’nun bu yapıtı, konularında uzman ve yetkin kişilerin karşılıklı konuşmaları biçimindedir. Kemale ermiş kişilerin anlatımıyla ele alınan konular ayrıntılı ve anlaşılır biçimde ortaya konmuştur.
Cicero bu yapıtındaki sistemli anlatım biçimiyle günümüzde bile zor gibi görünen konuların, Eskiçağdaki üç felsefe okulunun (Epikuros, Stoa ve Akademeia) görüşlerinin kolayca anlaşılmasına katkıda bulunmuştur.
- Yazar: Marcus Tullius Cicero
- Kitabın Başlığı: Tanrıların Doğası
- Orijinal Başlık: De Natura Deorum
- Çeviren: Gül Özaktürk, Ü. Fafo Telatar [Latince]
- Yayına Hazırlayan: Taşkın Takış
- Kapak Tasarımı: Harun Ak
- Dizi Bilgisi: Doğu Batı Yayınları - 223; Felsefe Dizisi - 65
- Basım Bilgileri: 2. Basım, Ekim 2021 / 1. Basım, Kasım 2018
- Sayfa Sayısı: 223
- ISBN: 978-605-2133-54-5
- Kapak Resmi: Cicero, Adalet Sarayı, Roma.
- Boyutları: 13,5 x 21
İkinci Baskıya Önsöz
Giriş
Tanrıların Doğası
Birinci Kitap
İkinci Kitap
Üçüncü Kitap
De Natura Deorum Kitabından Eskiçağ Yazarları Aracılığıyla Günümüze Kalanlar
Kaynakça
Açıklamalı Dizin
İkinci Basıma Önsöz
De Natura Deorum, Eskiçağ’daki felsefi akımlarının din ve Tanrı
kavramı konusundaki görüşlerini anlatan önemli bir yapıttır; çünkü Cicero, söz
söyleme ustalığını kullanarak bu konudaki görüşleri anlaşılır biçimde ortaya
koymuştur. Tartıştığı konularda olasılıkları değerlendirmiş, sonuca varmamış,
benimsediği Kuşkuculuk Felsefesine de uygun olarak değerlendirmeyi okuyucuya
bırakmıştır. Ayrıca Cicero dinden ve Tanrı kavramından söz ederken, iki bin yıl
önce filozofların doğa felsefesi hakkındaki olağanüstü düşüncelerini de
günümüze aktarmıştır.
Böyle bir yapıtın Latince aslından Türkçeye
kazandırılmasıyla okuyucu, Eskiçağ’daki din ve Tanrı kavramı hakkında kendi
yorumunu yapma olanağına kavuşacak ve Eskiçağ’da doğa bilimleri konusunda ne
denli yol alındığını anlayacaktır.
Ülkemizde yıllar önce başlayan Latin ve Yunan
klasiklerine duyulan ilginin son yıllarda arttığını görmek, bu dillerle uğraşan
bizim bunları özgün dilden Türkçeye aktarma isteğimizi arttırmaktadır.
Cicero’nun de Natura Deorum adlı bu
Latince yapıtı 2006 yılında Tanrıların Doğası adıyla Dost Yayınları
arasında yayımlanmıştı. Geçen sürede baskısı tükenmiş, yeniden basılmadığı için
Türkçe çeviriye ulaşamayan okuyuculardan gelen istek üzerine Türkçe çevirimizin
ilk baskısını titizlikle gözden geçirdik; çevirinin giriş kısmını, çeviriyi
daha anlaşılır kılmak üzere yeniden düzenleyerek ve çeviriye ilk baskıda olmayan
kapsamlı bir dizin ekleyerek, Cicero’nun bu önemli yapıtının çevirisinin bilim
ve kültürümüze büyük katkıda bulunacağı düşüncesiyle ikinci baskısını
hazırladık.
Ankara, 2017
F. G. Özaktürk, Ü. F. Telatar
Marcus Tullius Cicero (MÖ 106 - 43)
Marcus Tullius Cicero yaşamı boyunca ut conclave sine libris, ita corpus sine anime (Kitapsız oda, ruhsuz beden gibidir) özdeyişini kendine ilke edinmiştir. Öğrenmek ve öğrendiklerini yazıya dökmek onun yaşam biçimidir. İlk gençlik yıllarında avukat olarak adından söz ettirmiş, ancak bununla yetinmeyip bilgisine bilgi katmak amacıyla Roma’dan ayrılmış, Ege adalarında ve Batı Anadolu’da ünlü hocaların derslerini izlemiştir. Roma’ya döndüğünde bir homo novus olsa da, yeteneği ile birleştirdiği bilgileri onu Roma kamu yaşamının en yüksek görevi olan konsüllüğe kadar ulaştırmıştır. Ardından yaşamında sıkıntılı ve çalkantılı yıllar başlamış, Roma’dan uzaklaşmak zorunda kalmıştır. Senato’nun ve yurttaşların desteği ile Roma’ya çağrılmış, ama beklentilerinin dışında gelişen siyasi olaylar onu devlet işlerinden yaşamının son yılına kadar uzak tutmuştur. Bu süre içinde Cicero, öğreterek insanlara yararlı olmak düşüncesiyle okuyucusuna felsefeyi sevdirmeyi, onların iyi ve mutlu insan olmalarını sağlamayı amaçlamıştır. Gençlik yıllarında tanımaya başladığı Yunan felsefesini, Romalı okuyucuya Yunanca kavramların yerine kendisinin türettiği Latince terimlerle aktarmış ve Roma felsefesine büyük katkıda bulunarak yaşam ilkesinden hiç ödün vermemiştir.