MÖ 4 - MS 65 yılları arasında yaşamış yazar, düşünür ve hatip Lucius Annaeus Seneca, Stoa felsefesine ilgi duyan ancak bazı tereddütleri bulunan yakını Serenus’a ithafen yazdığı bu diyalogunda kimi zaman ona, kimi zaman da hem ona hem de tüm insanlığa yönelik öğütlerde bulunur. Diyalogda genel olarak Stoa felsefesi ışığında bilgelik (sapientia), kader (fatum) talih (fortuna) ve özgürlük (libertas) kavramları; bilge bir kişinin kendisine yapılan haksızlık ve hakaret gibi saldırılarda nasıl bir tavır takındığını, gene Stoa felsefesinin öngördüğü şekliyle etkilenmeden onları nasıl karşıladığını detaylı bir şekilde anlatır.
Bu tür saldırıların sebeplerini, sonuçlarını ve kişinin istediği takdirde bunlardan etkilenmeden huzurunu nasıl koruyabileceğini konuyla ilgili mitolojik ve tarihsel olaylardan örnekler vererek ortaya koyar. Stoa ahlâkının özgürlük, “dinginlik” (ataraksia; Lat. tranquillitas) ve “duygulanımsızlık” (apatheia; Lat. impassibilitas) erdemlerinin saldırılar karşısındaki tutumuna dair açıklamalar getirerek bilge bir kişinin olaylar karşısındaki sarsılmaz duruşunu kapsamlı bir şekilde ele alır.
Latinceden Türkçeye ilk defa çevrilen bu kitap, sadece ahlâkî yönüyle değil, siyasi olaylar üzerine yaptığı halen günümüzdeki insani ilişkiler için de geçerli olabilecek usta yorumlarıyla da çarpıcı bir eserdir. Seneca’nın insanlığın her çağda benzer kusurlara sahip olup neredeyse aynı sorunlarla uğraşması ve aynı arayışlarda olması nedeniyle geçerliğini koruyan teselli cümleleri, günümüzden neredeyse 2000 yıl önce yazılan bu eseri etkileyici ve ölümsüz kılmaktadır.
- Yazar: Lucius Annaeus Seneca
- Kitabın Başlığı: Bilgenin Sarsılmazlığı Üzerine
- Orijinal Başlık: De Constantia Sapientis
- Çevirmen: Elif Burcu Özkan [Latince]
- Yayına Hazırlayan: Taşkın Takış
- Kapak Tasarımı: Harun Ak
- Dizi Bilgisi: Doğu Batı Yayınları - 188; Felsefe Dizisi - 58
- Basım Bilgileri: 1. Basım, Eylül 2017 - 2. Basım, Mayıs 2021
- Sayfa Sayısı: 67
- ISBN: 978-975-2410-79-4
- Kapak Resmi: Nero ve Seneca, Eduardo Barrón (1904), Zamora Müzesi.
- Boyutları: 13,5 x 21
İkinci Basım için Önsöz
Giriş
De Constantia Sapientis
Bilgenin Sarsılmazlığı Üzerine
Serenus’a
Bilge Ne Haksızlığa Ne Hakarete Maruz Kalır!
Kaynakça
İkinci Basım için Önsöz
MÖ 4 ile MS 65 yılları arasında yaşamış Romalı yazar, söylev
ustası ve düşünür Lucius Annaeus Seneca, De Constantia Sapientis adlı
diyaloğu İmparator Nero’nun eğitmeni olduğu dönemde, onun gece nöbetçiliğini
yapan arkadaşı –kimi kaynaklara göre ise akrabası– Annaeus Serenus’a ithafen
yazmıştır. Serenus, önceleri felsefi temelini haz ve mutluluğun oluşturduğu
Epikurosçuluğa yatkın biriyken sonradan Stoa felsefesine eğilim duymaya başlar.
Ancak Stoacılığa yöneldiği halde bu öğretinin bazı yönlerini kabul edemediği ve
içselleştiremediği için kimi zaman itirazlarda bulunur ve bazı görüşleri
sorgular. Seneca Stoacılığa duyduğu gönülden bağlılığın da etkisiyle Serenus’un
tereddütlerini gidermek amacıyla ona ithafen üç diyalog yazar. Ona karşı
şefkatli tutumunu koruyarak kaleme aldığı bu diyaloglar aracılığıyla onu Stoa
felsefesinin ilkeleri konusunda bilgilendirmeye çalışır.
Serenus’a ithafen yazdığı bu üç diyalogun
ilkinin De Constantia Sapientis olduğu kabul edilmekte, yazılışı Waltz
tarafından 41-42 yıllarına, diğer uzmanlar tarafından 55 -62 yılları arasına
tarihlendirilmektedir ve özellikle 54-56 yılları üzerinde durulmaktadır.
Seneca, tıpkı De Constantia Sapientis’te olduğu gibi, ikincisi kabul
edilen De Tranquillitate Animi (Ruh Dinginliği Üzerine) ve sonuncusu
kabul edilen De Otio (Kamu İşlerinden Uzakta)’da da bu öğretinin temel
ilkelerini anlatarak Serenus’un Stoa felsefesi hakkındaki kuşkularını gidermeye
çalışmıştır. Eserlerin içeriğinden ve üslubundan anlaşıldığı üzere De
Constantia Sapientis’te Stoa felsefesi hakkında şüpheleri olan; De
Tranquillitate Animi’de değişen düşünceleriyle mücadele eden; De Otio’da
ise Stoacılığı artık benimsemiş olan bir Serenus vardır. Seneca bu üç diyalog
aracılığıyla, Serenus’un Stoa öğretileri hakkındaki tereddütlerini gidermeye,
sorularını yanıtlamaya ve onun bu öğretide benimseyemediği noktaları detaylı
açıklamalar ve örnekler vererek aydınlatmaya çalışmıştır.
De Constantia Sapientis’i önce Serenus’un konuyla
ilgili sorularına veya itirazlarına, ardından bunlara kendisinin sunduğu
yanıtlara ve açıklamalara yer vererek farazi bir diyalog şeklinde kaleme
almıştır. Eserde genel olarak bir kişinin haricî, sözlü ya da fiziksel, her
türlü saldırıdan etkilenmeden nasıl uzak kalabileceğini, onları kendi ruhunun
gücüne sığınarak nasıl yok sayabileceğini ve bu sarsılmazlık sayesinde
bilgeliğe nasıl ulaşabileceğini anlatır. Haricî saldırılardan özellikle de
haksızlık (iniuria) ve hakaret (contumelia) kavramlarını ele
alarak ayrıntılı bir şekilde inceler. Bu tür saldırıların sebeplerini,
sonuçlarını ve kişinin istediği takdirde bunların karşısında nasıl güçlü bir
tavır takınabileceğini mitolojik ve tarihsel olaylardan örnekler vererek ortaya
koyar. Eser boyunca bir bilgenin sahip olduğu sarsılmaz ruhunu, dingin bir
ruhun saldırıya maruz kaldığında bile o olayı içine almadığını ve ondan
etkilenmediğini öne sürerek göstermeye çalışmıştır. Bunu yaparken tarihteki
bilge addedilen kişilere yapılan haksızlık ve hakaretlerin onları
etkilemediğini ifade etmiş, onların bu tür durumlarla karşılaştıkları zaman
gösterdikleri sarsılmaz tutumlarından örnekler vererek savını kanıtlamaya ve
gerçek bilgeyi tasvir etmeye çalışmıştır.
Diyalog âdeta Stoa ahlâkında haricî olaylardan
etkilenmemeyi sağlayan “dinginlik” (ataraksia; Lat. tranquillitas) ve “duygulanımsızlık” (apatheia;
Lat. impassibilitas) erdemlerine nasıl
ulaşılabileceğini örneklerle anlatan yardımcı bir kaynak niteliğindedir. Seneca
da Stoa ahlâkına uygun olarak, saldırı içerikli ve kötü niyetli eylemlerin
etkilerinden uzak kalmayı ve bunların içsel huzuru bozmasına izin vermemeyi
bilge olmak için gereken en önemli koşullar arasında sayar. Çünkü ona göre
erdemleriyle meşgul olan bilge bir kişi kendisinden bağımsız gelişen haricî
olayların çok uzağındadır, talihten veya insanlardan gelecek kötü durumlara ve
eylemlere aynı şekilde karşılık vermez. Bu olaylarla gücünün sınandığını,
erdemini kanıtlama fırsatı bulduğunu, tutumunu değiştirmedikçe ruhunun
sağlamlaştığını ve özgürleştiğini bilir.
2007 yılında Latinceden Türkçeye çevirdiğim bu
kitap, İstanbul Üniversitesi Latin Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı’nda Sayın
Hocam Prof. Dr. Bedia Demiriş danışmanlığında hazırlayıp 2008 yılında
savunduğum ve başarılı bulunmuş olan “Seneca’nın ‘De Constantia Sapientis’inde
İnsanın İçsel Özgürlüğü” başlıklı Yüksek Lisans tezimin ana konusudur. Eserin
çevirisinin akademik dilden edebî dile uygun hale getirilmesi, ek kısımlarıyla
birlikte tamamlanması 2012 yılında gerçekleşmiş, ancak yayımlanma aşamasında
ortaya çıkan beklenmeyen aksaklıklar neticesinde kitap basılamamıştır. 2017
yılında yeniden ele alınabilmiş, Doğu Batı Yayınları tarafından yayımlanmak
üzere tekrar gözden geçirilerek yayıma hazır hale getirilmiş ve ilk baskısı
gerçekleştirilmiştir. Bu nedenle Türkçeye ilk defa çevrilen bu metin, çevirinin
tamamlanmasından son redaksiyona kadar geçen 10 yıllık süre sonunda okurla
buluşabilmiştir.
Başta bu eserin Türk okuyucularla buluşmasını
öneren ve ruhen düştüğüm anlarda çevirime devam etme konusunda beni
yüreklendiren değerli hocam Sayın Prof. Dr. Çiğdem Dürüşken’e; ihtiyaç duyduğum
anlarda yardımını esirgemeyen ve beni Doğu Batı Yayınları yayın kuruluyla
buluşturarak Latinceden çevirdiğim ilk kitabın basılmasına önayak olan değerli
hocam Sayın Prof. Dr. Bedia Demiriş’e ve emekleri için Doğu Batı Yayınları
yayın kuruluna gönülden teşekkür ederim. Beni ölümsüz cümleleriyle içine alan,
çevirisini yaparken âdeta Antik Çağ’a doğru yolculuğa çıkaran, birçok durumda
metne sarılarak teselli bulmamı ve onunla bütünleşmemi sağlayan bu eserin
yazarı Seneca’ya bıraktığı edebî mirası nedeniyle hayranlık ve minnet duyuyorum.
Aradan geçen yaklaşık 2000 yıla rağmen güncelliğini koruyan bu küçük ama
ölümsüz kitabın tüm okurlara faydalı olması dileğiyle…
Elif Burcu Özkan
Bursa, 2021
Lucius Annaeus Seneca
Stoa felsefesinin antik Roma dünyasındaki başlıca temsilcisidir. İspanya kökenli varlıklı bir ailenin üç oğlundan ikincisi olarak İÖ 4 - İS 1 yılları arasındaki bir tarihte (doğum tarihi kesin olarak bilinmemektedir) İspanya’nın güneyinde Corduba’da (Cordova) dünyaya gelmiştir. Hitabet ve felsefe eğitimi için çocukluğunda Roma’ya gelen Seneca’nın, kamudaki ilk görevine İS 31-32 yıllarında devlet hazinesinin yönetimi demek olan quaestor’lukla (mali işlerden sorumlu yüksek bir memuriyet) başlamasından sonraki yaşamı çok çalkantılı geçmiştir. Hatip ve yazar olarak Roma’da çok büyük ün elde eden Seneca, İmparator Claudius tarafından gönderildiği sürgünden İmparatorun ikinci eşi Agrippina’nın ısrarıyla İS 49 yılında geri dönmüştür. Döndüğünde Agrippina’nın oğlu Nero’yu eğitme görevinin yanı sıra praetor’luk (adli işlerden sorumlu yüksek memuriyet) görevini de üstlenen ve böylece kendisini 62 yılına kadar sürecek olan debdebeli saray yaşamının içinde bulan Seneca Nero imparator olunca, dostu Sextus Afranius Burrus’la birlikte yönetimde söz hakkına sahip olma fırsatını da elde etmiştir. Ancak bir grup senatörün İmparator’a karşı düzenledikleri bir suikast girişimine katılmakla suçlanınca İS 65 yılında İmparator’un emriyle intihar etmeye zorlanmıştır. Çok verimli bir yazar olan Seneca’nın, Stoa ahlakı üzerine inceleme yazıları ve tragedyaları ya tamamen ya da kısmen olmak üzere günümüze kalmıştır.
Elif Burcu Özkan
İstanbul
Üniversitesi Eski Çağ Dilleri ve Kültürleri Bölümü, Latin Dili ve Edebiyatı
Anabilim Dalı’nda 2004 yılında lisans, 2008 yılında yüksek lisans eğitimlerini
tamamladı. Aynı Anabilim Dalı’nda sürdürdüğü Doktora eğitiminin son tez
dönemindedir. 2013-2014 eğitim yılından beri Bursa-Uludağ Üniversitesi’nde öğretim
görevlisi olarak görev yapmaktadır. Üniversitenin çeşitli bölümlerinde Eski
Yunan ve Latin dilleri ile edebiyatlarını öğretmektedir. Akademik makaleleri
2013 yılından beri çeşitli akademik kitaplarda ve süreli dergilerde; şiirleri
2020 yılından beri ulusal edebiyat ve şiir dergilerinde yayımlanmaktadır. Larva
(Artshop, 2019) ve Koza (Öteki, 2021) adında iki şiir kitabı bulunmaktadır.