Latin Dili Üzerine
- 180,00 TL
-
126,00 TL
- Stok Durumu: Stokta var
- 24 Saatte Kargoda
‘Romalıların en eğitimlisi’ olan Marcus Terentius Varro bu eserde dilin doğasını incelemeye koyuluyor. Dilin kurallı bir yapı olup olmadığını tartışan Varro, inceleme sahasını her ne kadar kendi anadili olarak belirlese de her dile uygulanabilecek birçok mantık ilkesi de sunuyor. Bu metin, Antikçağ’da var olduğunu bildiğimiz ama Eski Yunan’daki filolojik izlerine ulaşamadığımız en önemli dil tartışmalarından olan benzeşim (analogia)-ayrışım (anomalia) tartışmasına dair tek derli toplu metin olma özelliğini de taşıyor. Varro eserde, tartışmanın her iki tarafına ait savları da aktarıp son olarak kendisinin bu tartışmaya dair fikirlerini örneklerle açıklıyor.
Bazıları kullanım bağlamındaki doğal ereklerin kullanışlılık ve zevk amaçlı olmak üzere iki katmanlı olduğunu öne sürebilir. Zira giyinmeyi sadece soğuktan korunmak için değil, aynı zamanda soylu bir görünüme kavuşmak için isteriz. Bir ev sahibi olmayı yalnızca bir çatı altında sağ salim barınma zorunluluğundan değil, aynı zamanda dünyevi hazzı sürdürebilmek için de dileriz. Kap kacağımızın yalnızca erzakımıza yetmesini değil, aynı zamanda göze hoş gelmesini ve bir sanatçının elinden çıkmasını arzu ederiz. Çünkü biri insanı (homo), diğeri insanlığı (humanitas) tatmin eder. (Varro, Ling. viii.16)
- Yazar: Marcus Terentius Varro
- Kitabın Başlığı: Latin Dili Üzerine
- Latince Özgün Metin: De Lingua Latina
- Çeviren: A. Doğucan Hanegelioğlu [Latince]
- Yayına Hazırlayanlar: Taşkın Takış - Ufuk Coşkun
- Kapak Tasarımı: Harun Ak
- Dizi Bilgisi: Doğu Batı Yayınları - 310; Edebiyat Dizisi - 74
- Basım Bilgileri: 1. Basım: Ağustos 2021
- Sayfa Sayısı: 181
- ISBN: 978-625-7030-55-7
- Boyutları: 13,5 x 21
Önsöz
Kısaltmalar
Sunuş – Marcus Terentius Varro
De Lingua Latina Hakkında
Okur için Bazı Terim ve İfadelere Dair Açıklamalar
Latin Dili Üzerine
Kitap 8
Benzeşim Karşıtı Savlar
Kitap 9
Benzeşim Yanlısı Savlar
Kitap 10
Varro’nun Görüşleri
Kaynakça
Önsöz
2016’da İstanbul Üniversitesi’nde Latin Dili ve Edebiyatı
bölümünde yüksek lisans yaparken yakından inceleme fırsatı bulduğum De
Lingua Latina’yı çevirmeye o yılın sonunda karar vermiştim. İlk olarak
amacım, eserin günümüze ulaşan altı kitabını da çevirmekti. Gelgelelim zaman
içerisinde metinle haşır neşir oldukça etimolojinin anlatıldığı ilk üç kitaptan
çok, Latin dilinin dilbilgisine ve benzeşim (analogia) tartışmasına dair
veriler içeren son üç kitaba ağırlık verdim. Benzeşim konusu bu üç kitapta
somut olarak Latince üzerinden tartışılsa da genel olarak dilbilimden dil
felsefesine değin birçok alana dair öncül yaklaşımlar da bulunuyor. Hem
çağdaşları hem ardılları tarafından birçok kez “Romalıların en eğitimlisi (vir
Romanorum eruditissimus)” olarak anılan Marcus Terentius Varro’nun
özellikle kendine has bir dil anlayışı olması bu eseri daha da çekici kıldı.
Öyle ki Varro’nun dil anlayışı kendi içinde olabildiğince mantıklıydı. Kendi
kurduğu geometrik anlayışta dildeki her kelimeyi bir şekilde kendi kalıplarına
oturtuyordu ve bu bölümlemeler kendi içinde mantıklıydı. Sofistlerden ve
Aristoteles’ten başlayıp Modistlere kadar geçen süredeki dil ikliminde tamamen
kendi senteziyle bir sistem tasarlayan Varro’nun görüşleri bu açıdan oldukça
dikkatimi çekti.
İlk üç kitapla son üç kitap arasındaki
bağlantının pek bir kuvvetli olmamasından, farklı konular üzerine yazılmasından
dolayı yalnızca son üç kitabın çevirisini yapmaya karar verdim. Gene yüksek
lisans tezimde de bu son üç kitap üzerinden, Varro’nun benzeşim-ayrışım
tartışması üzerine fikirlerini irdeledim.
Tez yazım sürecinde, bu üç kitabın çevirisi
2019 yılında bitmişti. 2019’un Haziranı’nda tezim jüri tarafından kabul görüp
yüksek lisans sürecim bittikten sonra metni yeniden ele aldım. Çeşitli
düzenlemelerle son halini aldı ve yayına hazır bir hale geldi. De Lingua
Latina’nın özellikle Klasik Filoloji öğrencileri için oldukça önemli olduğu
kanaatindeyim. Çünkü Varro, Latincenin faal olarak konuşulduğu bir dönemde bu
eseri kaleme almıştı. Çağdaş eserlerin yanında Varro dile hem felsefi hem
teknik olarak yaklaştı. Haliyle bu eser, yapısı itibarıyla klasik eserler
arasında da Latinceyi aktarma konusunda önemli. Bu eser, ele aldığı konuları
sadece temel düzeyde ele alsa da Klasik Filoloji öğrencileri dışında
dilbilimle, dil bilgisiyle ve genel olarak dille ilgilenen herkesin okuyup bir
şeyler çıkarabileceği bir eser.
Bu çeviriyi yaparken kullandığım edisyon Loeb
serisinden çıkan, “Varro On The Latin Language: C.2, ed. Roland G. Kent,
Londra, Heinemann, 1938” künyeli edisyondur. Eser Latince özellikli bir eser
olduğu ve dille ilgili yer yer teknik konuları içerdiği için çeviride üslup
bakımından metnin aslına sadık kalmaktan çok Türkçedeki anlaşılabilirliğe
dikkat ettim. Konu bağlamında önem teşkil eden Latince kavramları, Varro’nun
metin boyunca verdiği Latince kelime örneklerini olduğu gibi koruyup parantez
içinde Türkçe karşılıklarını verdim. Buna mukabil Türkçede tam karşılığı olan
dilbilgisi terimlerini Türkçeleştirdim. Latin diline has dilbilgisi
kavramlarınıysa olduğu gibi bırakarak dipnotlarda niçin o şekilde kaldıklarını
açıkladım. Eski Yunanca kelimeleri metinde transliterasyonlarıyla verip
parantez içinde Eski Yunan harfleriyle yazılışını ve anlamlarını verdim.
Okunduğunda anlaşılması zaman alacak bazı bağlantılara dair, dipnotlarda
açıklamalar yaptım. Metinde sıklıkla geçen ve çevirisi kafa karışıklığı yaratabilecek
kelimeleri sunuş kısmının sonunda açıkladım. Kullandığım edisyonda, verdiği
bilgilerin hâlâ geçerli olduğunu düşündüğüm dipnotları aynen çevirdim. Bunun
dışında kendiliğimden eklediğim dipnotları çevirmen notu olarak işaretledim.
Roland Kent’in verdiği dipnotlara yaptığım eklemeler oldu. Bu dipnotlara
eklemeler yapmış olsam da bunları çevirmen notu olarak değil, Kent’in verdiği
dipnotlar olarak yansıttım.
Son olarak, öncelikle hayatımın her ânında
arkamda hissettiğim anneme teşekkür ediyorum. Ardından bu çalışmanın ortaya
çıkmasında büyük emeği olan, her şeye rağmen bana inanan, beni destekleyen ve
her daim yardımcı olan Prof. Dr. Bedia Demiriş’e, bakış açısı ve ilgisiyle bana
ilham kaynağı olan Dr. Ekin Öyken’e ve sorduğum sorulara her daim en kısa sürede
cevap veren, birçok kez de yolumu bulmamı sağlayan, Udine Üniversitesi’nden
Prof. Dr. Renato Oniga’ya şükranlarımı sunuyorum.
A. Doğucan Hanegelioğlu
İstanbul, 2020
Ahmet Doğucan Hanegelioğlu
1987 yılında İstanbul’da doğdu. İlk ve orta öğretimini Zeynep
Kâmil İlköğretim Okulu’nda, Lise eğitimini İntaş Lisesi’nde tamamladı. Mimar
Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde Türk Dili ve Edebiyatı, İstanbul
Üniversitesi’nde Latin Dili ve Edebiyatı bölümlerinde okudu. Latin Dili ve
Edebiyatı bölümünde 2015’te lisans, 2019’da yüksek lisans eğitimini tamamlayıp
mezun oldu.
Marcus Terentius Varro
Marcus Terentius Varro, MÖ 116’da Roma Cumhuriyeti’nin Sabini
bölgesindeki Reate (günümüzde Rieti, İtalya)
kentinde doğdu. Yaygın kabule göre ailesi equites (süvari) sınıfına mensuptu. Erken yaştan itibaren edebiyat eğitimine başlayan
Varro, Roma’da ünlü gramerci Lucius Aelius Stilo’dan, daha sonra Atina’da Aşkelonlu Antiokhos’tan eğitim aldı.
Politik yaşamında bir Gnaeus Pompeius Magnus taraftarıydı ve onun partisinin
bünyesindeyken birçok memuriyette bulundu. Caesar ile Pompeius arasındaki iç savaşta,
MÖ 49 yılında Caesar’a karşı son kez savaşıp
kaybetti ve Caesar’a teslim olup af diledi. Caesar tarafından bağışlanıp tekrar Pompeius saflarına katıldı ancak savaşlarda
doğrudan yer almadı.
Pharsalus Savaşı sonrasında Marcus Antonius tarafından mülküne ve kütüphanesine el konsa da Caesar
tarafından yeniden affedilerek mülkünün bir kısmı kendisine iade edildi.
Varro’nun entelektüel seviyesinin farkında
olan Caesar ondan faydalanma niyetindeydi. Latince ve Yunanca eserlerin toplanacağı bir kütüphane kurup başına Varro’yu geçirmek isteyen Caesar MÖ 44 yılında suikasta kurban gidince
bu düşünce gerçekleşmedi.
Caesar’ın ölümünden sonra bütün mülküne ve kütüphanesine
Marcus Antonius tarafından yeniden el kondu.
Octavianus’un (daha sonra İmparator Augustus) araya
girmesiyle canı bağışlandı ve
ömrünün son yıllarını edebî çalışmalarıyla
geçirdi. Hem çağdaşları
hem ondan daha sonra yaşayanlar tarafından ‘Romalıların en eğitimlisi
(vir Romanorum eruditissimus)’ olarak anıldı. MÖ 27 yılında hayata veda etti.