Kavramlar Tarihi Özgürlük
- 350,00 TL
-
245,00 TL
- Stok Durumu: Stokta var
- 24 Saatte Kargoda
Özgürlük aynı anda hem ontoloji ve teoloji hem de siyaset felsefesiyle ilgili bir meseledir. Bu kavramın işaret ettiği durum ilk bakışta apaçıktır. İnsanın engellenmeden veya sınırlandırılmadan istediğini seçebilmesi, yapabilmesi veya hareket edebilmesi özgürlüğü anlatır. Ancak işin içine determinizm, yazgı, arzu, irade ve seçim gibi unsurlar girince insanın özgürlüğüne dair tartışma daha karmaşık bir kerteye doğru dönüşüme uğrar.
Tarih boyunca pek çok düşünür ve ideoloji insanın hem özgür olup hem de siyasal toplumun bir üyesi olarak yaşamasının mümkün olup olmadığı sorusuna yanıt aramaya çalışmıştır. Bu son hatırlatma bağlamında özgürlük, yurttaşın devlet ve bireyin toplumla kurduğu ilişkinin nirengi noktasını oluşturur. Özellikle modern toplumların örgütlenme biçimi bağlamında özgürlüğün yokluğu devleti meşru, toplumsal yaşantıyı ise anlamlı olmaktan çıkarır.
Armağan Öztürk ve C. Cengiz Çevik tarafından derlenen bu çalışma özgürlük kavramının düşünce tarihindeki serüvenini bir dizi makale aracılığıyla soruşturmakta. Filoloji, felsefe, siyaset bilimi, sosyoloji ve tarih bilimlerine ait birikimleri metinleştiren çalışmaların ortak noktası ise ele aldıkları düşünür, düşünce akımı veya dönemde özgürlüğün içeriğini sınırlarıyla birlikte ayrıntılı bir şekilde ortaya koymaktır.
- Editörler: Armağan Öztürk - C. Cengiz Çevik
- Kitabın Başlığı: Kavramlar Tarihi Özgürlük
- Yayına Hazırlayan: Ufuk Coşkun
- Kapak Tasarımı: Harun Ak
- Dizi Bilgisi: Doğu Batı Yayınları - 343; Felsefe- 90
- Basım Bilgileri: 1. Basım: Nisan 2022
- Sayfa Sayısı: 684
- ISBN: 978-625-7030-98-4
- Boyutları: 13,5 x 21
- Kapak Resmi: Ange-Louis Janet, Cumhuriyet, 1848.
Sunuş
Armağan Öztürk & C. Cengiz Çevik
Antik Yunan Sofist Düşünürlerinde Özgürlük
Gökhan Çelen
Platon’a Göre Özgürlük ve Adalet
Geoff S. Bowe
Kinik Felsefede Özgürlük: Toplum Karşıtlığının Etiği
C. Cengiz Çevik
Ortaçağ İslâm Düşüncesinde Nedensellik ve İrade Özgürlüğü Sorunu
Hasan Aydın
Terk-i Tac
Yok Oluş ile Özgürleşen Melâmîlerin Öyküsü
M. Olgay Söyler
Machiavelli’ye Göre Özgürlük ya da Castruccio
Castracani’nin Virtù ile Fortuna Arasındaki Özgürlüğü
Cemal Bâli Akal
Modernlerin Özgürlük Anlayışının Mimarı: Thomas Hobbes
Ahu Tunçel
Spinoza’da Özgürlük Sorunu
Eylem Canaslan
Devrim ve
Özgürlük: Edmund Burke ile Thomas Paine’in Özgürlük Kavrayışları
Doğancan Özsel
Kant’ın Etik Kuramında Özgürlük
Engin Koca
Hegel’in Özgürlük Felsefesinin Tinin Fenomenolojisi’ndeki
Temelleri: Tarih Felsefesi Üzerine Dersler ve Mantık
Bilimi Bağlamında Bir Yorum Denemesi
Doğan Göçmen
John Stuart Mill’in Özgürlük Savunusu
Gökhan Murteza
Çoğulcu Bir Evrende İnsan Özgürlüğü: William James’in Perspektifi
Celal Türer
Frankfurt Okulu Düşüncesinde Totalitarizm Tartışması: Akıl ve
Özgürlüğün Diyalektik Birlikteliği
Armağan Öztürk & Hatice Karakuş
Öztürk
Başkası ve
Avrupa’nın Başkası Gerilimi Arasında Jean-Paul Sartre’ın
Özgürlük Düşüncesi
Emine Canlı
Hannah Arendt’te Özgürlüğün İnşası ve Korunması Üzerine
Fatmagül Berktay
Georges Gurvitch
Determinizm ile Özgürlük Üzerine Bir İnceleme
Soner Kavuncuoğlu
Özgürlüğün Uğrakları: Henri Lefebvre’in
Metafelsefesi
M. Ertan Kardeş
Özgürlüğün Hermeneutiği: Ricœur’de Anlatı ve
Özgürlük
Güncel Önkal
Özgürlük,
Otorite, İktidar: Bir Siyaset Felsefesi Olarak Anarşizmin
Eleştirel Değerlendirmesi
A. Özgür Gürsoy & D. Burcu
Eğilmez
Paul K. Feyerabend’ın Epistemolojik Anarşizmi: “Özgür Bir
Toplumda Bilim” ve Eğitim
Kemal Bakır
Demokratik Müdahale ve Özgürlük
Yavuz Yıldırım
Sunuş
“Herhangi bir kısıtlamaya, zorlamaya bağlı
olmaksızın düşünme veya davranma, herhangi bir şarta bağlı olmama durumu.”
TDK, “Özgürlük” maddesi
“İnsan özgürlüğe ihtiyaç duyar, ancak az insan
tam özgürlükle mutlu olabilecek kadar güçlüdür. İnsan makul ve saygıdeğer
ilişkilerle bir grubun parçası olmaya muhtaçtır.”
Robert A. Heinlein, Between Planets (1951)
Özgürlük çağlar boyunca
insanlığın en büyük tartışma konularından biri olmuştur. Özgürlüğün ne olduğu,
nerede başlayıp nerede bittiği, hak edilip hak edilmediği, neye göre verilip
alınabileceği ve daha birçok konu tartışılagelmiştir. Din, felsefe ve bilim
özgürlük üzerine yapılan tartışmalara zemin oluşturmuş, kimileyin yapılan
tartışmalar ve ortaya konan fikirler kitleleri harekete geçirmiş, insanlık
tarihinde iz bırakmıştır. Peki, özgürlüğü bu kadar çekici bir konuya dönüştüren
nedir? Bu soruya tüm tartışmaları sona erdirebilecek kesinlikte bir cevap
vermek zordur, ancak özgürlüğü bir tartışma konusu olarak her zaman
gündemimizde olmasını sağlayan nedenlerden birinin, insanın düşünen bir canlı
olarak farkına varmış olsun veya olmasın, çıkarının ardından gitmesi, çıkarına
engel olabilecek veya engel olabileceğini düşündüğü her durumdan rahatsızlık
duyması olabilir.
Vehbi Hacıkadiroğlu bir
eserinde “özgürlüğün, insan için yaşamını sürdürmenin hemen ardından gelen
ikinci amaç olarak görülmesi, gerçekten yadırganmamalıdır” der ve ardından şu
sonuca varır: “İnsan toplumsal yaşamdan bir çıkar sağlayamayacaksa niçin
toplumsal yaşama uysun? ... Özgürlük arayan insan, çıkarının ardından giden
insandır.” Farklı insanlar ve toplumların çıkar anlayışları arasındaki çeşitlilik
veya çatışma, özgürlük üzerine yapılan kadim tartışmaların bitmemiş ve
bitmeyecek tartışmalar arasında yer almasının en önemli nedenlerinden biri
olabilir.
Özgürlük aynı anda hem
ontoloji, teoloji hem de siyaset felsefesiyle ilgilidir. Bu kavramın işaret
ettiği durum ilk bakışta apaçıktır. İnsanın engellenmeden veya
sınırlandırılmadan istediğini seçebilmesi, yapabilmesi veya hareket edebilmesi
özgürlüğü anlatır. Ancak işin içine determinizm, yazgı, arzu, irade ve seçim
gibi unsurlar girince insanın özgürlüğüne dair tartışma daha karmaşık bir
kerteye doğru dönüşüme uğrar.
Tanrı ve yazgı varsa
gerçekten, insan özgür müdür? Seçimlerimiz aklımız tarafından mı belirlenir,
yoksa içgüdü ve arzu aklı bir gölge fenomene dönüştürecek kadar belirleyici
midir? Bu sorular ve benzerleri bize açıkça şunu gösterir ki, özgürlük bir
yandan kozmosla ve insanın o kozmos içindeki yeriyle, diğer yandan ise arzu,
düşünce, duygu, beden ve aklımızla ilgilidir. İnsanın arzularından kurtulması
gerçekten de mümkün müdür? Yoksa asıl özgürlük arzu ve bedenimizin
ihtiyaçlarını karşıladığımız zaman mı söz konusu olur? Epikuros ve Stoa
felsefelerinden kalan yığınla soru ve kuşku özgürlük üzerine soruşturmayı
derinleştirecek bir dizi unsuru içinde barındırır.
Kaderle irade arasındaki gerilimin
izini Hıristiyan ve İslâm felsefeleri içinde de takip etmek mümkündür. Bu
bağlamda patristik felsefe, Aziz Augustinus, Thomas Aquinas, Farâbî, İbn Sînâ,
Gazâlî, İbn Rüşd gibi düşünülerin eserleri özgür iradeye yer açan veya onu
tümüyle kadere mahkûm eden sayısız argümanı içerisinde barındırır. Kant’ın doğa
ve Tanrı karşısında insan aklına ve insan özgürlüğüne yer açan felsefesi kader
dolayımıyla devam eden büyük metafizik tartışmanın son önemli durağına karşılık
gelir.
Özgürlük şüphesiz ki
devlet, toplum ve bireyle de ilgilidir. Siyaset felsefesiyle özgürlük
arasındaki asıl etkileşim daha çok bu bağlamlarda gerçekleşir. Bilindiği üzere
siyaset felsefesi siyasal nosyonların arkasındaki temel değer ve ilkelerle
ilgilenir. Siyaset felsefesi içerisinde yol aldıkça siyasal insanın seçim ve
davranışlarıyla ilgili en genel haklılaştırma biçimleri açığa çıkar. Özgürlük,
adalet ve eşitlikle birlikte siyaset felsefesinin temel nosyonlarından biridir.
Siyasi düşünce içerisinde
özgürlükle ilgili temel savların belli başlı düşünürler özelinde yeniden ele
alınması elzemdir. Mesela Constant ve Hegel’in iddia ettiği üzere antiklerin
özgürlüğünden ayrı bir modernlerin özgürlüğü söz konusu mudur? Peki, Rousseaucu
düşünüşte sıklıkla vurgulandığı üzere insanların aynı anda hem özgür olup hem
de kendi kendisini yönettiği bir siyasal toplum tasarımı mümkün müdür? Mühim
olanın özgürlükten çok haklar olduğuna yönelik Lockeçu çıkarım da
unutulmamalıdır. Daha çok liberal düşünce içinde kendisine karşılık bulan hak
temelli siyaset felsefesi çizgisi insanın gerçek özgürlüğünü haklara sahip olma
hakkıyla ilişkilendirir. Kuvvetler ayrılığına dayanan anayasal bir demokrasi ve
bireyi dış müdahaleden koruyan hak temelli bir hukuk anlayışı özgürlüğün asli
teminatıdır. Marx’ın düşüncesinde sofistike bir içerikle karşımıza çıkan ve
özgürlüğü felsefe ile siyaset alanıyla sınırlı görmeyen bakış açısı ise her
türlü yabancılaşmaya karşı geniş bir toplumsal devrim programı önerir. Pek çok
sosyalist ve anarşist için özgürlük aslında devrimden sonra kazanacağımız bir
olanaktır.
Özgürlüğü toplum ve devlet
baskısına karşı bireyin düşünce ve inanç özgürlüğü çerçevesinde temellendiren
J. S. Mill’ın çabası ve Sartre ile Camus gibi düşünürlerin yoğun katkılarıyla
anlamlı bir içeriğe oturan varoluşsal özgürlük perspektifi modern dünyada
yürütülen özgürlük tartışmalarının çok boyutlu ve çok katmanlı karakterini
ortaya koyması bakımından dikkate değerdir.
Daha çok negatif
özgürlük-pozitif özgürlük ayırımıyla bilinen Isaiah Berlin’in mükemmeliyetçilik
karşıtı bir zeminde formüle ettiği soru ise özgürlüğün anlamı ve koşullarına
yönelik sayısız perspektifi ortak bir zeminde yeniden değerlendirmemize
yardımcı olur: Özgürlük şu an sahip olduğumuz bir nitelik midir, yoksa daha iyi
bir dünya kurulduğunda ulaşacağımız bir ideal mi?
Tam bu noktada modern
yazındaki sınırlılıklara dikkat çeken, komüniteryanizm ve cumhuriyetçilik
üzerinden antik mirası özgürlükçü bir çizgide yeniden yorumlayan okumaların
varlığına dikkat çekilebilir. Negatif özgürlük, pozitif özgürlük, bireycilik ve
devletçiliğin yarattığı ideolojik bagajları bir kenara bırakıp antik döneme
atıfla yeni bir özgürlük anlayışına ulaşmak mümkün müdür?
Şüphesiz ki, düşünce
tarihindeki özgürlük üzerine sorulan tüm soruları ve yapılan tüm tartışmaları
tek bir eserde derleyip ele almak imkânsız bir hedeftir. Filoloji, felsefe,
tarih ve siyaset bilimi gibi farklı disiplinlerden birçok yazarın katkısıyla
oluşan “Kavramlar Tarihi Özgürlük” başlıklı bu çalışmanın da böyle bir
hedefi yoktur. Bununla birlikte bu derlemede olabildiğince farklı düşünür ve
ekolün görüşlerine akademik hassasiyet gözetilerek yer verilmekte, sadece
işlenen konularla değil, aynı zamanda onlardan hareketle başka meselelerle
ilgili yürütülen tartışmalara dair ufuk açıcı bakış açıları sunulmaktadır.
Koselleck’ten alınan ilhamla özgürlük kavramının düşünce tarihindeki izlerini
soruşturan bu çalışma okuyucuyu özgürlükle ilgili çoklu bir tahayyül
oluşturmaya davet etmektedir. Metnin iç bütünlüğü açısından ise, özgürlük ana
teması çerçevesinde tüm konular iç içe girdiğinden, yazıların, odaklanılan
düşünür veya ekollerin dönemleri göz önünde tutulup kronolojik olarak
sıralanmasına, belli bir döneme ilişkin olmayan yazıların ise sona
bırakılmasına karar verilmiştir.
Kitaptaki yazıların
içeriklerine kısaca bakarsak, ilk üç yazı antik dönemdeki üç felsefi yaklaşıma
odaklanmaktadır. Bu yazılardan ilki Gökhan Çelen’e ait olup “Antik Yunan
Sofist Düşünürlerinde Özgürlük” başlığını taşımaktadır. Bu yazıda
sofistlerin özgürlük anlayışı tarihsel ve kavramsal bir perspektifle ele
alınmaktadır. İkinci olarak G. S. Bowe’un “Platon’a Göre Özgürlük ve Adalet”
başlıklı yazısında bu iki kavramın psikolojik sağlık açısından anlamı ve
özellikle de özgürlük kavramının anlaşılması için ahlâk psikolojisinin
incelenmesi gerektiği üzerinde durulmaktadır. Üçüncü olarak C. Cengiz Çevik’in
“Kinik Felsefede Özgürlük: Toplum Karşıtlığının Etiği” başlıklı
yazısında ise kinik filozofların teoride ve pratikte kendini gösteren özgürlük
temelli marjinal bir yaşam felsefesiyle parasal ve toplumsal sistemi çökertmek
istedikleri gerçeği üzerinde durulmaktadır.
Kitabımızda İslâm
düşüncesine dair iki yazı bulunmaktadır: Hasan Aydın tarafından kaleme alınan “Ortaçağ
İslâm Düşüncesinde Nedensellik ve İrade Özgürlüğü Sorunu” başlıklı ilk
makalede birçok konunun yanısıra Ortaçağ İslâm dünyasında irade özgürlüğü
anlayışında çoğulculuğun hâkim olduğu gerçeğine dikkat çekilmektedir. Olgay
Söyler, “Terk-i Tac: Yok Oluş ile Özgürleşen Melâmîlerin Öyküsü”
başlığını taşıyan yazısında özgürlük konusunu İslâm düşünce ve tasavvuf
tarihinin kendine has bir ekolü olan Melâmîlik üzerinden ele almaktadır.
Sonraki üç çalışma 16. ve
17. yüzyılların Batı düşünce dünyasına pencere açmaktadır. Bu yazılardan ilki
Cemal Bâli Akal’a aittir ve “Machiavelli’ye Göre Özgürlük ya da Castruccio
Castracani’nin Virtù ile Fortuna Arasındaki Özgürlüğü” başlığını
taşımaktadır. Ahu Tunçel’in “Modernlerin Özgürlük Anlayışının Mimarı Thomas
Hobbes” ile Eylem Canaslan’ın “Spinoza’da Özgürlük Sorunu” başlıklı
yazıları sadece adı geçen düşünürlerin yaşadıkları dönemlerdeki değil, günümüze
kadar farklı dönemlerdeki özgürlük anlayışlarına nasıl etkide bulunduklarına
dair de fikir vermektedir.
Derlememizde 18. ve 19.
yüzyıldaki özgürlükle ilgili farklı yaklaşımlara ışık tutan beş makale vardır.
Bu yazılardan ilki “Devrim ve Özgürlük: Edmund Burke ile Thomas Paine’in
Özgürlük Kavrayışları” başlığını taşımaktadır. Doğancan Özsel tarafından
yazılmış olan bu yazıda iki filozofun özgürlüğün evrenselliği, düzen, istikrar
ve daha birçok konudaki yaklaşımları ele alınmaktadır. Engin Koca “Kant’ın
Etik Kuramında Özgürlük” başlıklı çalışmasında Kant’ın etik projesini,
insanın özgürlüğünü nasıl düşündüğünü tartışmakla birlikte Saf Aklın
Eleştirisi’nde ortaya konan metafizik çerçeveden de bahsetmektedir. Doğan
Göçmen’in “Hegel’de Özgürlük Kavramı Üzerine” adlı metni düşünürün
özgürlük kavramının gelişimine tarihsel ve ilişkisel kertelerde yaptığı katkıyı
tartışmaya açıyor. Gökhan Murteza’nın “John Stuart Mill’in Özgürlük Savunusu”
ile Celal Türer’in “Çoğulcu Bir Evrende İnsan Özgürlüğü: William James’in
Perspektifi” başlıklı yazıları özgürlüğün adı geçen filozoflar tarafından
nasıl anlaşıldığı üzerine fikir vermekte, tarihsel ve felsefi açıdan geniş
bakış açıları sunmaktadır.
Sonraki beş yazı 20.
yüzyılın farklı düşünür ve ekollerine dair kapsamlı bilgi ve yorumlar
içermektedir. Bu yazılardan ilki olan “Frankfurt Okulu Düşüncesinde
Totalitarizm Tartışması: Akıl ve Özgürlüğün Diyalektik Birlikteliği”
başlığını taşır. Armağan Öztürk ile Hatice Karakuş Öztürk tarafından yazılmış
olan bu yazıda Frankfurt Okuluna mensup düşünürlerin yaklaşımlarının felsefi ve
ideolojik arka planı, aydınlanma anlayışı, totalitarizm, kültür endüstrisi ve
faşizm gibi konulardaki görüşleri ele alınmaktadır. Emine Canlı’nın “Başkası
ve Avrupa’nın Başkası Gerilimi Arasında Jean-Paul Sartre’ın Özgürlük Düşüncesi”
başlıklı çalışması, Sartre’a dışarıdan sorular sorulduğunda açığa çıkan
çelişkileri ve gerilimleri analiz etmektedir. Fatmagül Berktay’ın “Hannah
Arendt’te Özgürlüğün İnşası ve Korunması Üzerine” başlıklı yazısı temsilî
demokrasinin krizi, insan yaşamına ölümsüzlük kazandıracak kurumlar, özgürlük
uzamları olarak devrimci konseyler ve özgürlüğü koruyacak kurumlar olarak
yasalar gibi birçok konuyu bugünün Türkiyesi’ni de ilgilendirecek şekilde ele
almaktadır. Soner Kavuncuoğlu’nun “Georges Gurvitch: Determinizm ve Özgürlük
Üzerine Bir İnceleme” başlıklı makalesi, Gurvitch’in yaklaşımının ana
hatlarından hareketle, onun determinizm ve özgürlük konusu üzerine izahlarını
incelemekte ve bu izahların beşerî bilimler alanında doğurduğu sonuçlara
değinmektedir. M. Ertan Kardeş, “Özgürlüğün Uğrakları, Henri Lefebvre’in
Metafelsefesi” başlıklı makalesinde Lefebvre’in parça parça okunan
yazılarının metafelsefesi açısından hangi konumda olduğunu göstermeye
çalışmaktadır. Güncel Önkal’ın “Özgürlüğün Hermeneutiği Ricœur’de Anlatı ve
Özgürlük” başlıklı yazısı ise Ricœur’ün düşünce dünyasında her şeyin anlatı
olduğu fikrinden hareketle, düşünürün söylemsel özgürlük, edimsel özgürlük ve
özgürlük söylemi üzerinde felsefi bir analiz sunmaktadır.
Derlememizdeki son üç yazı
daha önce de belirttiğimiz gibi, belli bir döneme odaklanmamaktadır. Bu
yazılardan ilki A. Özgür Gürsoy ile D. Burcu Eğilmez’e ait olup “Özgürlük,
Otorite, İktidar: Bir Siyaset Felsefesi Olarak Anarşizmin Eleştirel
Değerlendirmesi” başlığını taşımaktadır. Bu yazıda anarşizmin
özgürlük anlayışının, liberalizm ile paylaştığı kavramsal ortaklık sebebiyle,
liberalizmin özgürlük anlayışını etkileyen tutarsızlık, çelişki ve zorluklardan
muaf olmadığı iki kademeli bir argümanla ortaya konmaktadır. İkinci yazı Kemal
Bakır tarafından kaleme alındı. “Paul K. Feyerabend’ın Epistemolojik
Anarşizmi: “Özgür Bir Toplumda Bilim ve Eğitim” adlı çalışma
düşünürün anarşist bir ilhamla akılcı bilim etkinliğinin totaliterleşmesi
sürecine yönelik bir dizi itirazını tartışmaya açıyor. Son çalışmamız Yavuz
Yıldırım’a aittir ve “Demokratik Müdahale ve Özgürlük” başlığını
taşımaktadır. Bu yazıda özgürlük nosyonunun doğrudan eylem ve yeni
örgütlenmeler aracılığıyla klasik ve modern ögelerden ne derecede ayrılarak ele
alındığı, bunun siyasal teoride nasıl tartışıldığı incelenmektedir.
Şüphesiz, hem dünyada hem
de ülkemizde özgürlük üzerine söylenecek daha çok söz, yapılacak daha çok
inceleme vardır. Her çağda olduğu gibi günümüzde de politik ve toplumsal
baskılar, bireysel ve kamusal alanda karşılaşılan özgürlük ve hak ihlalleri
gündemimizi meşgul etmektedir. Ancak özgürlük sadece baskı ortamında veya hak
ihlali durumunda tartışılmaz, o insanın ve toplumun var oluşuna ilişkin en
önemli tartışma konusudur, neredeyse her şey onunla ilgilidir, bu yüzden
kendisinden kurtulmanın mümkün olmadığı bir insanlık ve toplum gerçeği olarak
önümüzde durmaktadır. Belki sadece bu dünyanın meselesi de değildir, insanoğlu
Mars’ta koloni kurarsa, özgürlük üzerine yapılan tartışmaları da kendisiyle
birlikte oraya taşıyacaktır.
Editörler
Armağan Öztürk ve C. Cengiz Çevik
2022
Armağan Öztürk
Lisans eğitimini Hacettepe
Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümünde tamamladı. Önce Kocaeli Üniversitesi İİBF Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi, ardından da Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler
Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü’nde araştırma görevlisi olarak çalıştı. Aynı üniversitede 2014 yılında siyaset bilimi doktorasını tamamlayan Öztürk’ün çalışmaları
daha çok siyaset felsefesi, siyaset teorisi ve siyaset sosyolojisi gibi
alanlarda somutlaşmıştır. Yazar, 2014 yılından beri Artvin Çoruh
Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde öğretim
üyesi olarak çalışmaktadır. Siyasi Düşünceler
Tarihi alanında Siyaset Bilimi Doçenti
unvanına sahip olan Öztürk’ün daha önce Dipnot Yayınları’ndan
Toplumsal Üzerine Yeni Perspektifler, Phoenix Yayınları’ndan
Yeni Sol Yeni Sağ ile Postyapısalcılık, Doğu Batı
Yayınları’ndan
Res Publica adıyla üç derleme kitabı basıldı. Nomos Yayınları Türkiye Tartışmaları serisinin editörlüğünü
üstlenen Öztürk, bu seri kapsamında Political Culture of
Turkey in the Rule of the AKP, The Transformation of Publicity in Turkey
ve Living Together kitaplarının editörlüğünü
yaptı. Öztürk’ün son kitap çalışmaları Yurttaşlık ve Demokrasi başlığıyla Nika Yayınları
ile Siyasal ve Sosyal Kuram adıyla
Çizgi Yayınları’ndan
basıldı.
C. Cengiz Çevik
İstanbul Üniversitesi, Latin
Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde Lisans, Yüksek
Lisans ve Doktora eğitimini tamamlamış, farklı
üniversitelerde Latince okutmanlığı yapmıştır. Çalışma alanı
antik literatürde siyaset ve felsefe ilişkisidir,
bunun yanısıra Latince ve Eski
Yunancadan çeviriler yapmakta ve akademik çalışmalarını sürdürmektedir. Kitapları: Cicero’nun Devleti (YKY, 2017), Roma’da
Siyaset ve Felsefe (İthaki, 2019). Bazı çevirileri: Cicero, Devlet Üzerine, Yasalar
Üzerine, Seneca, Mutlu Yaşam Üzerine – Yaşamın Kısalığı Üzerine, Kinik Felsefe
Fragmanları, Stoa Felsefesinin
Kuruluş Fragmanları.