İslâm Düşüncesi: Türk Düşüncesi Tarihi Araştırmalarına Giriş
- 520,00 TL
-
364,00 TL
- Stok Durumu: Stokta var
- 24 Saatte Kargoda
“Mısır, Asur-Keldan, İran, Anadolu-Yunan, Roma (Bizans), İslâm, Hıristiyan, Yahudi, Modern Avrupa medeniyetleri birbirine karşılıklı tesir eden, birbirini tamamlayan ve gittikçe inkışaf ederek dünya medeniyeti halini alan içtimai bir inkışafın halkalarıdır.”
Hilmi Ziya Ülken, İslâm uygarlığını Akdeniz uygarlığının bir parçası olarak ele alırken, kendinden önce ve sonraki tarihsel oluşumu içinde dinamik ve etkileşimsel süreçte değerlendirir bu coğrafyadaki insani olayları ve düşünsel mirası.
İşte bu amaçla, sistematik ve metodolojik bir anlayışla oluşturduğu ilimler sayesinde, ulaştığı yüksek kültür seviyesiyle bir zamanlar “kavimler arası münasebetin merkezi” haline gelen İslâm coğrafyasında, o dönemdeki fikri gelişmelerin özüne nüfuz edebilmek ve daha sonra yaklaşık bin yıl boyunca burada söz sahibi olmuş Türklerin bu düşünce ve kültür mirası üzerinde tesis ettiği yaşama evreninin fikri kodlarına inebilmek için giriş mahiyetinde hazırlanmış bir çalışmadır “İslâm Düşüncesi” ve alt başlığıyla “Türk Düşüncesi Tarihi Araştırmalarına Giriş” kitabı.
Son bölümdeki Gazali, Cürcânî, İbn Arabî, Bedreddin Simavî, Sühreverdî, Farabi, İbn Sînâ’ya ait okuma parçalarının yanısıra kelam, fıkıh, tasavvuf, felsefe, mantık alanındaki klasiklere ve onlar üzerinde yapılmış yerli ve yabancı araştırmalar hakkındaki bibliyografya, kitapta ana hatlarıyla çerçevesi çizilip son derece özlü bir şekilde anlatılan konuların nasıl daha da derinleştirilebileceği konusunda da ayrıca yol gösterici olmaktadır.
- Felsefe
- 600 Sayfa
- Ebat: 15,5 x 23,5
- 2. Basım: Ekim 2020
- ISBN: 978-605-5063-38-2
İÇİNDEKİLER
Önsöz
Giriş
İslâm Dininin Temelleri
Naklî İlimler
Aklî İlimler
Tasavvuf
Kelâm
Ehl-i Bid’at
Ebu’l Hüzeyl
İbrahim Nazzam
Eş’arîlik
Gazâlî
Mâtüridîlik
Kelâm Felsefesiyle Meşşâî Felsefesinin Farkları
Kelâmın Umumî Prensipleri
Vücub ve İmkân
Zat ve Vücud Meselesi
Madde Meselesi
Atom Nazariyesinden Doğan Meseleler
Ruh Meselesi
Bilgi Nazariyesi
Kelâma Ait Bazı Tabirler
Allah Meselesi
Fıkıh
Hukuk Felsefesi
Yakîn Nazariyesi
Hürriyet Nazariyesi
Mülkiyet Nazariyesi
Velâyet Nazariyesi
Velâyet-i Âmme Nazariyesi
Fıkıh Doktrinleri (Mezhepler)
Râfızî Doktrinleri
Tasavvuf
Tasavvufun Menşeleri
Büyük Mutasavvıflar
Basra Mektebi
Hasan Basrî
Zünnûn Mısrî
Bağdat Mektebi
Hâris Muhasibî
Hayat Kaidesi
Horasan Mektebi
İbn Edhem
İbn Kerrâm
Bayezid Bistâmî
Hakîm Tirmizî
Abdullah Tüsterî
Harraz
Cüneyd Bağdadî
Tasavvuf Sistemi
Muhyiddin Arabî
Sistemi
Muhyiddin’de Âlem Sistemi
Hazerat-ı Hams (Beş Hazret)
Sadreddîn Konevî
Ekberiye Medresesi
Türkistan Mektebi
Necmeddin-i Kübrâ
Mevlânâ Celâleddin Rûmi
Müceddidiye Mektebi
Bedreddin Simavî
Tarikatlar
Tasavvufta Tercüme ve Şerh
Felsefe
Tercüme Faaliyeti
Tabiat Felsefesi
Meşşâî Felsefesi
El-Kindî
Yahya bin Âdî
Apokrif Eserler
Fârâbî
İbn Sînâ
Gazâlî
Endülüs Mektebi
İbn Bâcce
İbn Rüşd
İşrakî Mektebi
Şehabeddin Sühreverdî (1158-1191)
Bahsî Felsefe
Nur Felsefesi
İbn Tufeyl
Müstakil Filozoflar
Nûşencanî
Ebu’l-Berekât Bağdâdî
Abdüllatif Bağdâdî
Şüphecilik
İbn Haldun
Kat’i İlimler
I- Matematik İlimleri
Trigonometri ve Kozmografya
Habeş ül-Hasîb El-Mervezî
Sâbit Bin Kurre
Ebu’l Abbas ül-Fazl-ı Nirizî
Battanî ül-Harranî
Ebu’l-Vefâ el-Büzcânî
Ebû Mahmud Han el-Hocendî
Ebû Cafer-ül-Hâzin
Kiya Kuşyâr ül-Ceylî
Emir Ebû Nasr bin Irak
Ebû Reyhan el-Birûnî
Nasîreddin Tûsî
Gıyâseddin Cemşid
Kadızâde Rûmî
Uluğ Bey
Ali Kuşçu
Mîrim Çelebi
Takiyeddin Râsıd
II- Fizik
Tıp ve Tabiî İlimler
İslâm İlminde Ansiklopedi
Felsefe Kıraatı
Kelâm
Gazâlî: El-Münkız min-ad-dalâl (Sapkın yoldan kurtaran)
Seyyid Şerif Cürcanî: Mevakıf Şerhi (Müellifi: Adudeddin el-İcî)
Tasavvuf
Muhyiddin Arabî: Fusûs-ül-Hikem
Bedreddin Simavî: Vâridât
Şehabeddin Sühreverdî: Heyâkil-en-Nur
Fârâbî: Maani-ül-Akl (Aklın Anlamları)
İbn Sînâ: Necat
I- Mantık
II- Tabiiyyat
III- İlâhiyat (Metafizik)
İslâm Felsefesinde Adı Geçen Yunan Flozoflarının Arapça ve Fransızca Adları
İslâm Filozofları ve Yaşadıkları Tarihler
Kronolojik Cetvel
Bibliyografya
Sözlükler
Notlar
Dizin
Hilmi Ziya Ülken
İstanbul’da, 1901 yılında doğdu. Babası Mehmet Ziya Ülken kimyager doktordu. Anne tarafı Kazan’ın tanınmış müderrislerinden Kerim Hazret’e uzanır. İlk bilgileri aile dostu İbn-ül Emin Mahmut Kemal Bey’in sohbetlerinden alır. Hilmi Ziya, ilk öğrenimini “Tefeyyüz” mektebinde; ortaöğrenimini İstanbul Sultanî’sinde tamamladı. Gençlik yıllarında ateşli bir Anadoluculuk taraftarıdır. 1919’da Reşat Kayı ile Anadolu Dergisi’ni çıkarır. Anadolu’nun Bugünkü Vazifeleri birçok eseri arasında ilkidir. 1921’de Mülkiye Mektebi’nden mezun oldu. Ardından İstanbul Edebiyat Fakültesi Beşeri Coğrafya Kürsüsü asistanlığına tayin edildi. Diğer bölümlerin derslerini takip ederek felsefe bölümünden ahlâk, sosyoloji ve felsefe tarihi sertifikaları aldı. Çeşitli liselerde tarih, felsefe, psikoloji ve coğrafya dersleri verdi. Umumi İçtimaiyyat ve Türk Tefekkür Tarihi kitaplarıyla ilgi çeken Ülken, 1933 yılında Berlin Üniversitesi Devlet Kütüphanesi’ne gönderildi. Türkiye’ye dönüşünden hemen sonra, Edebiyat Fakültesi Türk Tefekkür Tarihi doçentliğine atandı, 1936’da İçtimaî Doktrinler Tarihi öğretim üyesi oldu. 1940’da Von Aster’in isteğiyle felsefe profesörlüğüne, 1944’te İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümü sanat tarihi profesörlüğüne getirildi. 1957’de Ordinaryüs Profesör oldu. Yaşamının her safhası doymak bilmeyen bir iştihayla kitap ve kütüphaneler arasında geçti. Yüzlerce makale yazdı, kitaplar hazırladı, çeviriler yaptı. Fransızca ve Türkçe kitap eleştirileri kaleme aldı. Dergiler yayımladı. Sabahattin Eyuboğlu ve Celalettin Ezine ile uzun zaman beraber çıkardıkları hümanist karakterdeki İnsan dergisi entelektüel kesimde ses getirdi. İlgi göstermediği alan neredeyse yok gibiydi. Başta İslâm felsefesi, Türk tefekkür tarihi, doktrinler tarihi, sosyoloji, sistematik felsefe, bilim felsefesi, mantık, sanat, estetik derslerini okuttu, binlerce öğrenci yetiştirdi. Tüm bunların yanında, tekdüze bir akademisyen profilinin dışındaydı. Sanatçı duyarlılığıyla Posta Yolu, Şeytanla Konuşmalar, Yarım Adam adlı romanlarını yazdı. Şiirle ilgilendi. Resimler çizdi. 1918-1920’lerde kara kalem; 1940-1945 yılları arasında yağlı boya ve 1967-1970 yıllarında kompozisyon çalışmaları yaptı. Hat sanatıyla uğraştı ve müzik bilgisi son derece genişti. Hilmi Ziya Ülken, 5 Haziran 1974’de yaşamını yitirmiştir.